Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/478 E. 2021/39 K. 29.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2016/478
KARAR NO : 2021/39
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/12/2016
….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 09/04/2018 TARİH, 2017/…
ESAS, 2018/… KARAR SAYILI DOSYASI İLE TEVHİTLİDİR.
BİRLEŞEN DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/12/2016
KARAR TARİHİ : 29/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … Sigorta A.Ş.’nin … San. ve Tic. A Ş. ile arasında … sayılı abonman ve … sayılı spesifik sigorta sözleşmesi akdedildiğini; sigortalı … Sanayi vc Tic. A.Ş. tarafından Gana’da mukim … Ltd.’e …Çimento emtiası satıldığını; emtianın 50 kg’lık torbalar ile, 40 torba bir sapan içerisinde, toplam 15.400 sapan ve toplamda 30.800 ton olacak şekilde sevk edildiğini, emtianın Antalya Limanında 06.03.2016 tarihli 5 adet temiz konşimento tahtında 28.02-06.03.2016 tarihleri arasında … adlı gemiye yüklendiğini; geminin varış limanı Tema’ya 22.03.2016 günü yanaştığını, aynı gün tahliyeye başladığını; alıcı firma adına tespit çalışması yapan ekspertiz firması tarafından emtianın deniz taşıması sırasında gemi ambarı içinde devrilerek yırtıldığını, ambarda yapılan kötü istif nedeniyle tahliyede güçlük yaşandığını, tahliye esnasında patlayan torbaların gemi ambarına, denize, limana ve araçlara döküldüğü tespitlerinde bulunulduğunu; tahliyenin sona ermesi sonrasında alıcı firmanın mahkeme kanalıyla gemiyi seferden men kararı aldırdığını; gemi P&I sigortacısının devreye girip garanti mektubu vermesiyle seferden men kararının kaldırıldığını; sigorta tazminatının ödenmesi için talepte bulunulması üzerine sigorta eksperinin atandığını ve eksperin geminin 2 numaralı ambarının kaptan talimatıyla boş bırakıldığını, bu nedenle diğer ambarlara daha fazla yük alınmak zorunda kalındığını, I nolu ambara 8 sıra, 3 ve 4 nolu ambarlara 5’er sıra piramit şeklinde yükleme yapıldığını, piramit şeklinde boşluklar desteklenmeden yapılan istifin deniz yolculuğu esnasında yalpalarla devrilmesi ve kolay tahliye için yapılan sapanların bozulması ile dağılıp saçılan ve istif arasında sıkışan torbaların gemi ambarından çıkarılması sırasında torbalarda hasar meydana gelmesinin kaçınılmaz olduğu şeklinde tespitleri bulunduğunu; bu rapor üzerine sigortalı …’e 20.361,03 USD tazminatın ödendiğini; bu işlem sonrasında geminin … sigortacısı Türkiye Temsilcisi ile temasa geçildiğini, ancak kusurları yokmuş gibi hareket ettikleri vc davanın ikame edilmesi zaruretinin doğduğunu; hasarın kötü istif nedeniyle meydana gelmiş olduğunu; TTK’nın ilgili hükümleri uyarınca hasardan donatanın sorumlu olduğunu; dosyaya teminat mektubu sunmuş olması nedeniyle geminin … sigortacısının da pasif husumet ehliyetini üzerine aldığını; zararlara ilave olarak survey ve avukatlık masraflarının doğduğunu; %1 oranında sigorta muafiyeti düşüldükten sonra zararın 20.361,03 USD olarak tespit edildiğini iddia ederek, 20.361,03 USD zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve asıl alacağa ödeme tarihi olan 03.10.2016 tarihinden itibaren ABD Dolarına bankalar tarafından uygulanan en yüksek oranda döviz faizi uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Gemisi Donatanı … Co. Şirketine İzafeten … TİC. A.Ş vekili dilekçesinde özetle; Davalıların Kadıköy ilçesinde ikamet ettiği ve bu ilçenin İstanbul Anadolu Adliyesi mahkemeleri yetki sınırına girmesi nedeniyle yetki itirazında bulunduklarını; davacının ödeme yaptığıni iddia ettiği şirketin sigorta sözleşmesinin sigortalısı olmadığını; davacının aktif husumet ehliyetinin olmadığını; dava konusu geminin yükleme limanı acenteliğini yaptıklarını; TTK’nın ilgili hükümleri uyarınca iddia edilen zarardan sorumlu olmadıklarını ve ödendiği iddia edilen tazminatın rücu talebine karşı pasif husumet ehliyetine sahip olmadıklarını; kendilerine izafeten dahi olsa dava açılamayacağını, davanın taraf teşkilinin ancak ve ancak donatana doğrudan tebligat yapılması ile mümkün olabileceğini; hasarın tam olarak hangi sebepten kaynaklandığının ve ne şekilde olduğunun tespit edilmediğini; ekspertiz raporunun tek taraflı vc çelişkilerle dolu olduğunu; davacı sigortacının eğer ödedi ise emtiada zarar meydana geldiği iddiası karşısında gereken dikkat ve özeni göstermeden ödeme yaptığını; dava konusu geminin denize ve yüke elverişli olduğunu, kaptanın gemi emniyeti sağlanması adına yükleme esaslarını belirleme yetki ve sorumluluğunun olduğunu, ambarın boş bırakılması ile hasarın meydana geldiği iddia edilirken yolculuğun rota ve hava durumu hakkında bilgiye sahip olunması ve buna göre değerlendirme yapılması gerektiğini, tek taraflı survey raporunda bunlara ilişkin değerlendirme yapılmadığını; emtia paketlemesi ile yükleme boşaltılmasının malın ilgilisi tarafından yapılması halinde taşıyanın meydana gelen zıya ve hasardan sorumlu olmayacağını, hasarın tahliye limanındaki işçilerin özensizliği sonucunda meydana geldiğini, gemi kaptanının 24.03, 29.03 ve 31.03.2016 tarihli protesto yazıları ile durumun bildirildiğini, tahliye limanında yapılan ekspertizde ve hazırlanan raporda yükün miktarı konusunda çelişkiler bulunduğunu, raporda 26 tona tekabül eden 13 sapanın fazladan boşaltıldığının tespit edildiğini, sigortacının talebiyle hazırlanan raporun ise evrak üzerinden inceleme ile hazırlandığını, davacı delillerinden olan survey raporunun ekleriyle birlikte eksiksiz olarak sunulması gerektiğini, kaptan protestolarına atıf yapıldığı ancak bunların sunulmadığını, taşınan yükte firenin mümkün ve kabul edilebilir olduğunu, asıl muhataba usulüne uygun ihbar yapılmadığını, talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın, davacı sigorta şirketinin nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın deniz yolu ile taşınması sırasında oluştuğu belirtilen sigortalısına ödediği hasar bedelinin taşımayı yapan donatan ve davalının işlettiği geminin sorumluluk sigortacısından tahsili talebi olduğu, uyuşmazlığın ise, mahkememizin yetkili olup olmadığı, tarafların husumet ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı, hasarın teminat kapsamında kalıp kalmadığı, hasarın kadri maruf olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmış, Mahkememizin İstanbul mülki idari sınırları içerisinde münhasıran Deniz taşıma ve sigorta davalarına bakmakla görevli ve yetkili olması nedeniyle yetki itirazına itibar edilmemiştir.
Davalılardan … Limited Şirketine izafeten Türkiye Temsilcisi … Ltd. Şti. ye tebliğ edilen dava dilekçesi …Ltd. Şti. nin tebliğ almaya ve temsile yetkisi olmadığı şeklindeki itirazı ile tebligatı iade etmesi üzerine, yurtdışında bulunan asile tebliğ işlemlerinin tamamlanması için Mahkememizin 28/09/2017 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince davacı vekilinin davalı … Limited Şirketi yönünden davanın tefrikine yönelik talebinin kabulüne karar verilmiş, bu davalı hakkındaki dava, Mahkememiz 2017/… E. Sayısına kaydedilmiş, davalıya tebligat işlemlerinin tamamlanmasından sonra 2017/… E.sayılı dosyanın, 09/04/2018 tarihli celsede, HMK nun 165.maddesi gereğince 2016/… esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
02/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosya üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, davacı sigortacının aktif husumet ehliyetine sahip olduğu; davalı … dava konusu taşıma bakımından taşıyan sayılacağından aktif husumet ehliyeti bulunduğu; …’e, TTK m. 105 hükmü uyarınca taşıyana izafeten husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği hususunda takdirin Mahkeme’ye ait olduğu; dosya içeriğinde zararın TTK m. 1185 e uygun şekilde taşıyana ihbar edildiğine yahut tarafların katılımıyla incelendiğine ilişkin bir belge bulunmadığından, ispat yükünün TTK md. 1185/4 uyarınca taşıyan lehine yer değiştirdiği; heyette bulunan uzman bilirkişinin dosya içeriğinde zararın istif hatasından kaynaklandığını ispatlayacak belge ve bilgi bulunmadığından kanaat oluşturmasının mümkün olmaması karşısında, zarar sebebinin dosya içeriğinden tespit edilemediği; dolayısıyla TTK md. 1185/4 uyarınca davacıya düşen ispat yükünün yerine getirilememiş olduğunun kabul edilmek gerekeceği; yapılan hesaplama çerçevesinde tazmini gereken bir tutar bulunmadığı kanaatine ulaşıldığı beyan edilmiştir.
10/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı vekilinin 21.03.2018 tarihli dilekçesinde yer alan ve bilirkişi raporuna itiraz, eleştiri, hatta saygı sınırlarını aşan ve kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyan bazı ifadeleri konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu, dosyaya sunulan sörvey raporunda donatanın, kaptanın veya donatanın diğer bir temsilcisinin imzası bulunmadığı gibi, sûrveyin her iki tarafın katılımıyla yapıldığını ispatlayan bir tutanak ve benzeri belge de dosyaya sunulmadığı, bu çerçevede dosyaya sunulan sörvey raporunun TTK m. 1185/2 anlamında tarafların katılımıyla yapılan resmi inceleme olarak kabul edilebilmesi ve dolayısıyla ayrıca bildirim yapılmasına gerek kalmadığı sonucuna varılmasının mümkün görünmediği, elbette bu hususta nihai takdirin Mahkeme’ye ait olduğu, TTK m. 1185/2’de taşıyan başka bir yolla zarardan haberdar olmuşsa ya da zararın zaten biliyorsa yahut mahkemeye başvurulup ihtiyati haciz vs. talep edilmişse bildirime gerek olmadığı yönünde bir düzenleme bulunmadığı, heyetlerinin Mahkeme’nin yerine geçerek takdir hakkı kullanmak yetkisine sahip olmayıp, takdirin münhasıran Mahkeme’ye ait olduğu, Mahkemenin dosyaya sunulan ihtiyati haciz kararının taşıyanın zarardan haberdar olduğu, bu halde artık ayrıca bildirim yapılmasına gerek olmadığına kanaat getirirse TTK m. 1185/4’teki karinelerde devreye girmediği, … teorisinin sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğü ile bağlantılı bir teori olduğu, bu çerçevede sözü edilen teorinin burada uygulama yeri bulunmayıp, taşıyanın sorumluluğu konusu TTK m. 1178 ve devamında özel olarak ve açıkça düzenlendiği, dosyaya bu çerçevede sunulan yeni delillerin bulunmaması sebebiyle, ilk raporda varılan “dosya içeriğinde yüklemeye ve istife ait yeterli bilgi, belge ve fotoğrafın bulunmaması karşısında bu konuda bir kanaat bildirmek mümkün değildir” şeklindeki kanaatlerinde bir değişiklik bulunmadığı, davacı vekili 21.3.2018 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, dosyaya daha önce sunulması ihmal edilmiş olan yeni bir belge sunduğu,… Ltd. tarafından … gemisi kaptanına hitaben düzenlenmiş olan 03.04.2016 tarihli söz konusu belgeden dava konusu zararın kaptana bildirildiğinin anlaşıldığı, ilk raporları hazırlanırken dosyada bulunmayan bir belgenin bu aşamada sunulmuş olması karşısında ilk raporlarında ispat yükünün dağılımına ilişkin olarak varılan sonucun değiştirilmesi gerektiği, bu çerçevede TTK m. 1185/4 uyarınca karine oluşmasının söz konusu olmadığı, taşıyanın kusursuzluğunu ispatlaması gerektiği, kurullarında bulunan uzman bilirkişinin dosya içeriğinde yeterli bilgi ve belge bulunmadığından zarar sebebini belirleyemediği, dolayısıyla zararın sebebi ve bu arada taşıyanın zararın meydana gelmesinde bir kusurunun bulunup bulunmadığına yönelik bir belirleme yapmanın mümkün olamadığı, ancak davacı vekilinin ilk rapora sunduğu itiraz dilekçesinin ekinde dosyaya yeni ibraz ettiği zarar bildirimine ilişkin belge dolayısıyla bu hususta ispat yükünün davalıya ait olduğu, diğer bir ifadeyle davalının zararın meydana gelmesinde bir kusurunun bulunmadığını kanıtlamak zorunda olduğunu, davalının dosya içindeki bilgi ve belgeler çerçevesinde bu hususta kendisine düşen ispat külfetini yerine getirip getirmediği hususunda takdirin Mahkeme’ye ait olduğu, ilk raporda davacı vekilinin itiraz dilekçesinde belirttiği tüm belgelerin incelendiği, bu çerçevede yapılan ve ilk raporda da bulunan hesaplamaya tekrar ve aynen yer verildiği, buna göre muafiyet indirimi sonrasında tazmini gereken bir tutar bulunmadığı sonucuna varıldığı, kanuni halefiyetin koşullarından birinin ya da birkaçının gerçekleşmediği hâllerde sigortacının alacağı temellük ederek bu sıfatla ödediği bedeli zarar sorumlusundan rücuan talep edebileceği hususunun şüphesiz ilk olarak kurulları tarafından ileri sürülmüş bir görüş olmadığı, bu görüşün öğretide ağırlıklı olarak savunulduğu gibi Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarının da bu yönde olduğu, raporda örnek olarak bu hususta 2 esere ve 5 yargı kararına atıf yapıldığı, …’e, TTK m. 105 hükmü uyannca taşıyana izafeten husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği hususunun Mahkeme’ye ait olduğu, Birleşen dava bakımından sigortacının sorumlu tutulabilmesinin ön koşulu sigortalısının sorumlu olmasının tek başına yeterli olmadığı, zira sigortacının sorumluluğunun sigorta sözleşmesine göre belirlendiği, dosya içeriğinde davalı donatanın … ne Giriş Sertifikası (… ) bulunmadığı, bu belgede sigorta süresine ve yük zararlarında tenzili muafiyet miktarına ilişkin bilgilerin yer almakta ise de sigorta himayesine ilişkin ayrıntılı hükümlerin yer aldığı ve dava konusu zararın gerçekleştiği tarihte geçerli olan Kurallar Kitabının dosyaya sunulmadığı, bu nedenle sigorta himayesinin kapsamı bakımından inceleme yapılamadığı beyan edilmiştir.
16/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;Dosyaya sunulan iki ekspertiz raporunda hasarın oluşuna ilişkin değerlendirmelere katıldıkları, sert ve kötü hava koşullarından geminin dalga etkileriyle yalpa hareketlerine önemli derecede kalmış olabileceği, ambarlardaki gevşek ve boşlukla istiflemenin sonucu olarak slinglerin yerlerinden oynayarak boşluklara devrilmelerinin ve slinglerdeki çimento torbalarının yırtılarak çimento malzemesinin etrafa dökülerek zayi olmasının mümkün olduğunun değerlendirildiği … Limanları arasındaki taşıma aşamasında kötü istiflemeden kaynaklı hasarlara ilaveten … Limanındaki boşaltım aşamasında geminin demirden demire ve rıhtımlar arasında yer değiştirmesinin de hasarın büyümesinde rolü olabileceği, hasarın meydana gelişi ile ilgili tespitler çerçevesinde 6102 sayılı TTK 1091,1141,1178 ve 1238. Md. hükümlerine göre davalı donatanın ortaya çıkan hasarlardan sorumlu olabileceği, 03.04.2016 tarihli yazı ile hasarın gemi kaptanına ihbar edildiği, kaptanın şerh koyarak ihbarı tebliğ aldığı, ilk bilirkişi raporunda tespit edilen hasarın 16.788,60 USD olduğu ve 18.972,80 USD muafiyet sınırında kaldığı yönündeki tespitin yerinde olduğu, ancak bilirkişi kurulunda yer alan Teknik bilirkişi Prof. Dr. … ‘nın %1 muafiyet hesaplamasının hasar bedeli üzerinden yapılması gerektiği görüşünde olması nedeniyle hesaplamanın ayrıca yapıldığı, buna göre ödenmesi gereken hasar bedelinin 16.620,71.-USD olabileceği kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
Bilirkişi … 02/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı … Sigorta AŞ tarafından … numaralı Nakliyat Emtea Abonman Sigorta Sözleşmesi kapsamında … numaralı olarak spesifik Nakliyat Emtea Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, sigortalı … sigorta ettiren olarak … San. ve Tic. AŞ’nin gösterildiği, poliçede, 30.800 ton çimento emteasının Antalya/Türkiye’den Ghana’ya … gemisi ile taşınması sırasında meydana gelecek nakliyat rizikolarına karşı … teminatı verildiği, dosyada aşamalarda alınan bilirkişi raporlarındaki teknik bilirkişi tespitlerine, survey raporu ve eksper raporuna atıf yapılarak, hasarın sebebinin istifleme hatası olduğunun belirtildiği, hasar sebebine göre zararın poliçe teminatında olan rizikodan kaynaklandığı, ambalaj yetersizliğine ilişkin dosya kapsamında tespit bulunmadığı, (Bilirkişi raporlarındaki bu hususa ilişkin tespit, uzmanlık alanı itibarıyla denetlenemeyeceğinden aynen dikkate alındığını) mal faturası dikkate alındığında sigorta bedelinin aşkın sigorta olduğu, TTK 1463/1. Md. gereğince 67.760,00 USD fazla değerle sigorta edildiği anlaşıldığında bu kısmın geçersiz kabul edileceği, sigorta bedelinin mal faturasına göre, 1.663.200,00 USD ile 166.320 USD artan değer klozu ilavesi ile 1.829.520,00 USD olarak kabul edileceği, düzenlenen poliçenin 4. Sayfasında yeralan muafiyet klozuna göre “Her bir hasar ve ziyada sigorta bedeli üzerinden %1 tenzili muafiyet uygulanacaktır” şeklindeki açıklamaya göre muafiyet miktarının 18.295,20 USD olacağı, davacı tarafın taleplerinin emtea hasarı yanı sıra survey ücreti ve geminin seferden men’i ile ilgili alınan hukuki yardım sebebiyle avukata ödenen ücretten oluşan giderin All Risks teminatı 16. Md. gereği ve TTK 1426. Md. gereğince sigorta şirketi ödeme yükülülüğünde olacağı, dosyada alınan bilirkişi raporlarındaki zarar miktarına ilişkin tespitler, survey raporu ve eksper raporu verilerine göre 18.349,37 TL giderler + 16.086,60 USD=34.435,97 USD tazminat tespit edileceği, %1 poliçe muafiyet oranına karşılık gelen 18.295,20 USD mahsup edildiğinde davacının 16.140,77 USD ödemesinin poliçe kapsamında yapılan ödeme olarak kabul edilebileceği, talebin 20.361,03 USD olduğu, buna göre 4.220,26 USD fazla talebin rücu konusu yapılamayacağı, satışın CİF satış olması, ödeme şeklinin mal mukabili 90 gün olarak kararlaştırılması, satıcının ve yükleyicinin … San. Ve Tic. AŞ olduğunun fatura ve konşimetolar kayıtlarından anlaşılmasına göre, poliçeden doğan menfaatin … San. Ve Tic. AŞ’ne ait olacağı, sigortalı ve sigorta ettirenin sigorta tazminatının … San. Ve Tic. AŞ’ne ödenmesine muvafakat bildirdikleri, bu sebeple sigorta şirketinin ödemesinin hak sahibine yapılmış sayılacağı, aktif dava husumetinin kazanılacağı, sigorta tazminatının ödenmesine ilişkin sigortalı ve sigorta ettiren tarafından gönderilen muvafakatte, muvafakat edilen miktarın 20.361,03 USD olduğu, survey ücreti ile avukat ücretini de kapsadığı anlaşıldığından, önceki bilirkişi raporlarında “ödeme yapıldığı belli değildir” şeklindeki bilirkişi heyet görüşlerine katılınmadığı, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… E sayılı birleşen davasının davalısı Donatanın … olan … Limited Şirketi’nin donatan sorumluluğunu teminat altına aldığı, garanti mektubu sunduğu görülmekle 16.140,77 USD zarardan donatan ile birlikte müşterek müteselsil sorumluluğu olacağı, sunulan sorumluluk poliçesinde muafiyet oranının okunmadığı, davacının sigorta şirketi olması nedeniyle ödeme tarihinde halefiyet kazanacağı, 03.10.2016 tarihinden itibaren dövize uygulanan döviz faizi ile birlikte 16.140,77 USD zarar miktarını talep edebileceği beyan edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle, dava dışı … şirketi tarafından dava dışı … şirketi adına düzenlenmiş olan, 27.02.2016 tarih ve … numaralı faturaya göre, çimento emtiasının 1.663.200.00 Amerikan Doları bedel üzerinden, mal mukabili 90 gün ödeme şekli ve CİF tipi teslim şekli ile satıldığı tespit edilmiştir. Cif (Cost, Insurance and Freight – mal bedeli, navlun ve sigorta) tipi satım, bir malın belirli bir yere taşınması için gemiye yükletilmesi şartıyla, mal bedelinden ve satıcı tarafından ödenecek sigorta ücreti ile navlundan ibaret bir bedel karşılığında yapılan satıma denir. CİF satımda satıcı, belirlenen varma limanına malı gönderebilmek için gerekli navlunu ödemekle ve nakliye sırasındaki rizikolara karşı sigorta himayesi temin etmekle yükümlüdür. CİF tipi satımda mallar gemiye yüklendiği andan itibaren hasar alıcıya geçeceğinden dolayısıyla satıcının malı teslim borcu bu anda ifa edilmiş olacağından taşıma sırasında meydana gelen hasardan satıcı hukuken etkilenmeyecek ve eğer satış bedelini tahsil etmişse, iade etmekle yükümlü olmayacak tahsil etmemişse, bu alacağını kaybetmeyecektir. Bununla birlikte Yargıtay bazı kararlarında, satıcının hukuki durumunda herhangi bir kötüleşme olmadığı hâlde, fiili duruma bakarak, satış bedeli henüz ödenmemiş ise satıcının da zarar görebileceğini kabul etmiştir. Dava konusu olayda ödeme şekli mal mukabili 90 gün olarak kararlaştırılmıştır. Yani taraflar, alıcının, malı varma limanında gümrükten teslim aldıktan sonra fatura bedelini ödeyeceği hususunda anlaşmışlardır. Buna göre mal bedelinin malın tesliminden sonraki 90 gün sonunda ödenmesi kararlaştırılmış olmakla satıcı olan dava dışı … şirketinin malları gemiye yüklemesine rağmen riskinin devam ettiği, bedelini tahsil edememe riski taşıdığı, CİF satışın özelliği gereği sigorta poliçesi mal alıcısı adına düzenlenmiş ise de, satış şartları ve 27.02.2016 tarihli düzenlenen mal faturasının içeriği açıklamalar, açık fatura olarak düzenlenmesi hususu dikkate alındığında, dava dışı satıcı sigortalı …’nın hasar gören mal için mal bedelini ödemediği; bu nedenle herhangi bir zarara uğramadığı; buna karşılık dava dışı satıcı …’in mal bedelinin ödenmemesi nedeniyle zarara uğradığı; bu nedenle dava dışı sigorta ettiren … ile sigortalı … tarafından hasar tazminatının yükleyici satıcı … şirketine ödenmesi konusunda muvafakat ettikleri kanaatiyle, zararın satıcı zararı olarak gerçekleştiği, dava dışı sigortalı şirketin zarar gördüğü, dava dışı sigortalı satıcının dava konusu yük üzerinde sigortalanabilir menfaatinin bulunduğunun kabul edilebileceği, dosyada mevcut … no’lu 01.12.2015 başlangıç ve 01.12.2016 bitiş tarihli Nakliyat Emtia Sigortası Abonman Poliçesi ile, …numaralı, 28.02.2016 başlangıç tarihli nakliyat emtia sigorta poliçesinden, sigorta ettirenin dava dışı … şirketi, sigortalının dava dışı alıcı … olduğu; davacı … tarafından dava konusu 30.800 ton çimento emtiasının Antalya’dan Gana’ya deniz yoluyla … isimli gemiyle taşınması esnasında oluşabilecek nakliye rizikolarına karşı sigorta himayesi sağlanmış olduğu, davacının, sigorta himayesi kapsamındaki rizikonun gerçekleşmesi sonucunda, geçerli bir sigorta sözleşmesine dayanarak ödemesi gereken 20.361 USD sigorta tazminatını 03.10.2016 tarihinde dava dışı … şirketine ödediği; davacı sigorta şirketinin poliçeden menfaati olan … şirketine yaptığı ödemenin, hak sahibine yapılan ödeme olarak değerlendirilebileceği, dosyada mevcut İbraname başlıklı belgeden ise, dava dışı … şirketinin dava konusu hasardan sorumlu olanlara karşı rücu haklarını davacı sigorta şirketine devrettiği görülmekle, davacının aktif husumet ehliyetine haiz olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosyada mevcut 06.03.2016 tarihli, l, 2, 3, 4 ve 5 numaralı konişmentolarda yükletenin dava dışı satıcı “…”, gönderilenin dava dışı alıcı “…” olduğu, her biri 50 kg ağırlığındaki torbalarda, toplam 15.400 sapanda 30,800 ton çimento ve 4 parça forklift yükleme aparatı olarak gösterilen emtianın Antalya Limanından boşaltma limanı … Limanına … isimli gemi ile taşındığı, konişmentonun temiz kaydıyla … gemisi kaptanı tarafından imzalanıp mühürlendiği, TTK m. 1238/2. Maddesinde yer alan, konişmentoda taşıyanın adı ve soyadı veya ticaret unvanı ile işletme merkezi gösterilmemiş ise yahut açıkça anlaşılamıyorsa, donatanın taşıyan sayılacağına ilişkin hüküm gereği, davalı … şirketi dava konusu taşıma bakımından taşıyan sayılacağından pasif husumet ehliyetinin bulunduğu, dosyada mevcut … şirketi tarafından düzenlenen “Olaylar Tutanağı”, “Günlük Çalışma Detayları”, “Yük Taşıma Manifestosu” başlıklı belgelerde acenta sıfatıyla kaşe ve imzasının bulunduğu, cevap dilekçesinde yer alan taşıyanın yükleme acentesi olduğuna ilişkin beyanı da dikkate alındığında TTK 105. Madde gereğince, taşıyana izafeten … Gemi Acenteliği’ne dava açılabileceği kanaatine varılmıştır.
TTK m. 1185/1’e göre, zıya veya hasarın en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında taşıyana yazılı olarak bildirilmesi şarttır. Zıya veya hasar haricen belli değilse, bildirimin eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içinde gönderilmesi yeterlidir. Hükmün ikinci fıkrası uyarınca eşyanın incelenmesi tarafların katılımıyla mahkeme veya yetkili makam ya da bu husus için resmen atanmış uzmanlar tarafından yapılmışsa bildirime gerek yoktur. Dosyada mevcut boşaltma limanı olan Tema Limanındaki sörvey incelemesini gerçekleştiren … Ltd. tarafından düzenlenen sörvey raporunda boşaltmanın 5 Nisan 2016’da tamamlandığının belirtildiği, davacının emtianın gemi ambarı içerisine devrilerek yırtıldığı torbaların tahliye sırasında patladığı, torbaların içeriğinin gemi ambarına döküldüğüne ilişkin beyanları dikkate alındığında hasarın “haricen belli olmayan” bir zarar değil; boşaltma başlangıcında ilk bakışta tespit edilebilecek “haricen belli bir zarar” olduğu ve bunun en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında bildirilmesi gerektiği kanaatiyle,… Ltd. şirketi tarafından … gemisi kaptanına hitaben düzenlenmiş olan 03.04.2016 tarihli belgeden dava konusu zararın kaptana bildirildiği, donatanın temsilcisi olan gemi kaptanının ihtirazı kayıtlarını, kaşe ve imzasını içeren bu belge çerçevesinde zararın taşıyana TTK m. 1185/1’e uygun şekilde bildirildiği, dolayısıyla süresi içinde hasar ihbarının yapıldığı, bu durumda ispat yükünün TTK 1179/1 deki genel kural uyarınca taşıyanın üzerinde olduğu, sorumluluktan kurtulmak isteyen taşıyanın kusursuzluğunu ortaya koymasının gerektiği, zararın kendi kusurundan ve eylemlerinden kaynaklanmadığını ispat yükü üzerinde bulunan davalı taşıyanın bu doğrultuda dosyaya somut ve inandırıcı bir delil bildirmemiş olması karşısında dava konusu yük zararından davalı taşıyanın sorumlu tutulması gerektiği, davalı donatanın … klübü olan … Limited Şirketinin taşımayı yapan … Gemisinin … Limanında seferden men edilmesi üzerine, donatan adına dosyada mevcut garanti mektubunu sunduğu dolayısıyla birleşen dosya davalısının donatanın sorumluluğunu üzerine aldığı görülmekle meydana gelen zarardan bu davalının da müşterek müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosyada mevcut 02/03/2018 tarihli bilirkişi raporu ile 16/10/2019 tarihli bilirkişi raporu arasında muafiyet tenzilinin toplam sigorta bedeli üzerinden mi yoksa hasarlı yük bedeli üzerinden uygulanması gerektiği hususunda çelişki oluşması nedeni ile, bu çelişkinin giderilmesi, dava konusu taşıma nedeni ile düzenlenen sigorta poliçesinde aşkın sigorta olup olmadığı hususu değerlendirilerek sigorta poliçesi hükümlerine göre rücu edilebilecek miktarın tespiti konusunda alınan 02/12/2020 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, TTK 1463/1. Maddesinde yer alan “Sigorta bedeli sigorta olunan menfaatin değerinin üstünde ise, aşan kısım geçersizdir. Bu sebeple, sigorta bedeli ile sigorta priminin onu karşılayan kısmı indirilir ve tahsil edilmiş fazla prim geri verilir.” hükmü gereğince, taşımaya konu sigorta poliçesinde sigorta bedelinin 1.724.800,00 USD %10 artan değer klozu uygulaması ile toplam 1.897.280,00 USD olarak belirlendiği, taşınan emtia ile ilgili düzenlenen 27.02.2016 tarihli faturada mal bedelinin 1.663.200,00 USD olarak belirlendiği, %10 artan değer klozu uygulandığında sigorta bedelinin 1.829.520,00USD olması gerekirken 67.760,00 USD fazla değerle sigorta edildiği dolayısıyla, TTK 1463/1. Md. düzenlemesine göre sigorta bedelinin fazla olan 67.760,00 USD kısmı geçersiz kabul edilerek bedelin 1.829.520,00 USD olarak kabul edilmesi ve dosyada mevcut poliçede yer alan “Her bir hasar ve ziyada sigorta bedeli üzerinden %1 tenzili muafiyet uygulanacaktır” düzenlemesi gereğince muafiyet uygulamasının da sigorta bedeli üzerinden yapılması gerektiği, davacı tarafın emtia hasarının yanı sıra survey ücreti ve geminin seferden men’i ile ilgili alınan hukuki yardım sebebiyle avukata ücretini de talep ettiği, düzenlenen poliçede, Emtia Nakliyat Sigortası Genel Şartlarına nazaran üstünlük tanınan All Risks klozu teminatının şartlarının düzenlendiği Enstitü Yük Klozlar (A) başlığı altında yer alan 16/2. maddesinde yer alan “…Sigortacılar bu görevlerin verine getirilmesi için makul ve uygun olarak yapılan bütün masrafları, bu sigorta kapsamında tazmin edilebilen herhangi bir zarara ek olarak, sigortalıya öderler…” hükmü gereğince ve TTK 1426. Maddesi dikkate alındığında, davacı sigorta şirketinin yaptığı 15.06.2016 tarihli … Law Services tarafından düzenlenen 4.480,44 USD vekalet ücreti ile … Limited tarafından düzenlenen 14.04.2016 tarihli 13.868,93 USD survey masrafı olmak üzere 18.349,37 USD giderin de poliçe kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, emtia zarar bedeli 16.086,60 USD olmak üzere toplam 34.435,97 USD tazminat miktarının %1 poliçe muafiyet oranına karşılık gelen 18.295,20 USD mahsup edildiğinde davacının 16.140,77 USD ödemesinin poliçe kapsamında yapılan ödeme olarak kabul edilebileceği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Asıl ve birleşen mahkememiz 2017/… Esas sayılı dosya yönünden DAVANIN KISMEN KABULÜ ile 16.140,77 USD’nin 03.10.2016 tarihinden 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
2-Davalılar yönünden “müştereken ve müteselsilen tahsiline” şeklinde hüküm tesis edildiği göz önünde bulundurularak,
Asıl ve Birleşen 2017/… E. Sayılı dosyada alınması gereken Karar harcı olan 3.748,75 TL’den asıl dosyada peşin alınan 1.182,24 TL ve birleşen dosyada peşin alınan 1.182,24.TL olmak üzere toplam 2.364,48.TL’nin mahsubu ile bakiye 1.384,27.TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Asıl dosyada peşin alınan 1.182,24 TL ve Birleşen 2017/… E. Sayılı dosyada peşin alınan 1.182,24.TL olmak üzere toplam 2.364,48.TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Asıl ve Birleşen 2017/… E. Sayılı dosyada davacı yargı gider toplamı olan 6.746,60 TL’nin ( 29,20 TL başvurma harcı, 517,40 TL posta gideri ve 6.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 5.348,02.TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Asıl davada davacı için takdir edilen 7.934,21 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Asıl davada davalı … Donatanı … Şirketine İzafeten … T.A.Ş vekili için takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp işbu davalıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı karşı tarafın yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır