Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/471 E. 2020/248 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2016/471 Esas
KARAR NO : 2020/248
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/11/2016
KARAR TARİHİ : 21/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … AŞ’nin davadışı bir firma ile yaptığı finansal kiralama sözleşmesi nedeniyle yurtdışından alınacak emtianın taşınması ve zamanında ülkeye getirilmesini sağladığını, armatör … AŞ gemisi ile 05/07/2016 tarihinde davalının gönderileni olduğu yüklerin Singapur Ancora Limanından DP Port Yarımca Limanına sorunsuz şekilde getirildiğini, ancak gönderilenden kaynaklanan teslim engeli ile karşılaşıldığını, yüklerine gönderileni olan davalıdan kaynaklı eksiklikler nedeniyle yüklerin süresinde çekilemediğini, bu nedenle armatöre ait konteynerlerin bekletilmiş olmasından dolayı demuraj alacağının doğduğunu, armatör firmanın düzenlediği fatura alacağının demuraj fatura alacağının ödenmediğini, armatör firmanın davacı firmaya demuraj alacağını içeren fatura gönderdiğini, fatura bedelinin müvekkili tarafından 23/09/2016 tarihinde ödendiğini, demurajdan sorumlu olan davalı şirketin ise demuraj ücretini müvekkiline ödemekten imtina ettiğini, bu nedenle davacı tarafından armatör firmaya ödenen demuraj bedelinin davalıya rücu edilebilmesi için … İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyası üzerinden icra takibinin başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek davalının icra takibine itirazının iptali ile 120.225,53 USD üzerinden icra takibinin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davadışı kiracı … Ürünleri şirketi arasında 18/05/2016 tarihli finansal kiralama sözleşmesi düzenlendiğini, davacının müvekkili şirket ile kiracı … Ürünleri arasında kurulmuş olan kirasal kiralama sözleşmesinden haberdar olduğunu, sözleşmede kiracının nakliye, navlun, ardiye vb gider ve masraflardan sorumlu olduğunun kabul edildiğini, bu nedenle talep edilen alacaktan davadışı … Ürünlerinin sorumlu olması gerektiğini, davacının demuraj alacağını satıcı ile imzaladığı navlun sözleşmesine dayandırdığını, ancak müvekkilinin navlun sözleşmesinin tarafı olmadığını, bu nedenlerle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, demuraj bedelinin müvekkili şirketten tahsil edilebileceği düşünülse dahi davacı ile satıcı arasında akdolunan konişmentoda demuraj tarifesine yer verilmediğini, bu nedenle demuraj bedelinin tespitinin yargılamayı gerektirdiğini, müvekkili şirketin gönderileni olmadığı konişmento hükümleri gereğince demuraj bedelinin TTK’nun 1203.maddesine göre müvekkilinden istenemeyeceğini, davacı şirketin alt yüklenici ile konişmento düzenlerken piyasadaki demuraj tarifelerine uygun rayiçten demuraj tarifesi belirlemesi gerekirken fahiş tutardan belirlenen tarifenin uygulanmasıyla oluşan demuraj bedelinin müvekkilinden talep edilmesinin haksız ve kabul edilemez olduğunu savunarak davanın husumet yokluğu ve esastan reddi ile davacının % 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Dava; fiili taşıyana ödenen demuraj alacağının davalıya rücu edilmesi için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olup, dava konusu olan … İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyasının incelenmesinden davacının 120.225,53 USD alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 7 oranında mevduat faizi uygulanmak suretiyle tahsili için davalı … AŞ aleyhine 03/10/2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresinde borca ve fer’ilerine itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre, davalı … AŞ’nin yurtdışından satın alarak finansal kiralama yoluyla davadışı … Ltd Şti’ne kiraladığı emtiaların gemi ile Yarımca Limanına getirilmesinden sonra konteynerlerin zamanında boşaltılıp teslim edilmemesinden dolayı armatör firma tarafından davacıya demuraj faturası kesilerek bedelinin tahsil edildiği anlaşılmakta olup, taraflararasındaki uyuşmazlık davacının fiili taşıyana ödemiş olduğu demuraj ücretini davalıya rücu edip edemeyeceği ile istenebilecek alacak miktarına ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümü açısından alınan bilirkişi raporlarından 05/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda özet olarak; navlun sözleşmesi ile finansal kiralama sözleşmesi esaslarının birbirinden ayrı olduğu, dava konusu alacağın navlun sözleşmesinin ifasından kaynaklandığı, bu sebeple finansal kiralama sözleşmesinde yer alan hükümlerin tarafların sıfatlarının hak ile borçlarının dava konusu olay bakımından belirleyici olamayacağı, konteyner demuraj ücretinden esasen davadışı taşıtanın sorumlu olduğu, davalıya ise gönderilen sıfatıyla dava yöneltildiği, konişmento örneklerine göre davalının gönderilen sıfatına haiz olmadığı, bunun aksinin ispatlanması gerektiği belirtilmiş olup, bilirkişi heyetinde yer alan uzakyol kaptanı … tarafından düzenlenen ayrık raporda ise, davacı firmanın taşıyan davalının ise gönderilen sıfatına haiz olduğu, konteynerlerin geç teslimine ve demuraja sebebiyet verenin davalı olduğu, usulüne uygun olarak 12/07/2016 tarihinde varış ihbarı yapıldığından demuraj hesabının bu tarih dikkate alınarak hesaplanması gerektiği, buna göre davalı firmanın konteyner demuraj borcunun 141.600,00 USD olarak tespit edildiği belirtilmiştir.
21/06/2019 tarihli 2.bilirkişi kurulu raporunda özetle; davacının ticari defterlerinin incelenmesinden, davadışı … firması tarafından davacı adına 19/08/2016 tarihli 155.280,00 USD bedelli, 24/08/2016 tarihli 21.292,50 USD bedelli toplam 186.600,66 USD alacak kaydının bulunduğu, armatör ile davacı arasında demuraj bedelinin yüksekliği konusunda yapılan görüşmeler neticesinde varılan mutabakat ile davacının armatör firmaya 13/10/2016 tarihli 2.505,00 USD ve 30.742,50 USD bedelli faturalar kestiği, karşılıklı düzenlenen faturalar ve ödemelerden sonra … tarafından davacı adına tahakkuk eden demuraj tutarının 143.325,00 USD olduğu, davacının davalı ile olan hesaplarının incelenmesinden de davalı … AŞ’ye 06/09/2016 tarihli 124.537,50 USD ile 18.787,50 USD tutarındaki iki ayrı demuraj faturası kaydının görüldüğü, bu faturalara karşılık 24.000,00 USD tutarında çekle ödeme kaydının yer aldığı, ödeme tutarı mahsup edildikten sonra hesap ekstresindeki bakiye alacağın 119.696,70 USD olduğunun tespit edildiği, dosyada yer alan iki ayrı konişmentoda taşıyanların farklı kişiler olduğu ve taşımaların farklı gemilerle yerine getirildiği, yükleme ve boşaltma limanlarının ise aynı olduğu, taşıyanlardan … … gemisi ile üç adet konteynerin taşındığı, diğer taşıyan …’nın ies 16 adet konteyner yükünü … gemisi ile taşıdığı, davacının bu konişmentolara dayanarak davalıyı demuraj ücretinden sorumlu tutamayacağı, zira davacının her iki konişmentoda da taşıyan olarak gösterilmediği, … tarafından düzenlenen konişmentolarda ise konteynerlerin taşıyan …’a geç iade edilmesinden doğan demuraj ücretinden yükletenlerin sorumlu olduğunun yazıldığı, dolayısıyla bu konişmentolarda yer alan sürestarya tarifesine göre oluşacak demuraj ücretinin borçlusunun konişmentolarda yükleten/shipper durumunda olan kişiler olduğunu, davalı finansal kiralama şirketinin ise … konişmentolarının yükleteni olmadığını, demuraj alacağının ise taşıyan …’a ait olduğunu, davacının … konişmentolarında gönderilen kişi olarak gösterildiği, …’un boşaltmadaki teslim acentesinin ise … AŞ olduğunu, bu durumda davacı gönderilenin yükleri boşaltma limanında teslim almak için bu şirkete başvurması gerektiği, dolayısıyla da davacının konişmentolarda yazılı olan demuraj tarifesine göre davalıyı sorumlu tutmasının mümkün olmadığını, bu konişmentolarda demuraj borçlularının yükleten durumunda olan … … ve … … olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
25/06/2020 tarihli 3.bilirkişi raporunda da özetle; davacının ana konişmentolarda gönderilen olarak kaydedildiği, bu nedenle TTK’nun 1203.maddesi şartlarına göre demurajdan şahsen sorumlu hale gelebileceği, ara konişmentolarda ise davacı Türk şirketinin adının geçmediği, bu nedenle davacının asıl taşıma işinin ilgililerine kendi adına rücu hakkından söz edilemeyeceği, zira davacı ile … … AS (Danimarka firması)’nin farklı tüzel kişilikler olduğu, olayın ve taşıma senetlerinin bütününe bakıldığında davacının davalı … AŞ adına taşımaya dair işlerin organizasyonunda görev aldığının kuvvetle muhtemel olduğu, bu ihtimalde üstlendiği demuraj ve masraf borcunu TTK’nun taşıma işleri komisyoncusu hükümleri dahilinde müşterisi …’ya rücu edebileceği, aksi kanaatin oluşması halinde davacının davaya konu talep hakkından söz edilemeyeceği, demuraj hesabı konusunda ilk rapordaki 141.600,00 ABD Doları tutarının uygun olduğu, rayiç demuraj sorgulamasının tarifenin fahiş olması durumunda yapılabileceği, dosyada mevcut master konişmento ve varış bildiriminde açıkça demuraja yer verildiği, finansal kiracı … şirketi ile davacı arasında herhangi bir talep hakkının ise mevcut olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yapılan yargılama toplanan deliller bilirkişi raporlarına göre davalı … A.Ş’nin yurdışında bulunan … firmasından satın aldığı emtiaların gemi ile Türkiye’ ye taşındığı, fiili taşınmayı yapan … firmasının düzenlediği master konişmentolarda gönderilen olarak davacı … ‘nin yer aldığı, satım konusu mallarla ilgili olarak … … ve … … firmaları tarafından ara konişmentoların düzenlendiği, buna göre taşımanın iki ayrı navlun ilişkisi üzerinden gerçekleştiği, davacının alt taşıma nedeniyle düzenlenen konişmentolarda gönderilen olarak yeralması nedeniyle fiili taşıyan … firmasına konteyner bekleme ücreti ödediği belirli olup davacının ödediği konteyner demurajını malın alıcısı … AŞ ‘ye rücu edebilmesi için akdi taşıyan ya da TTK ‘nın 917 maddesinde düzenlenen taşıma işleri komisyoncusu olarak taşıma zincirinde yer alması gerekmektedir. Davacı her ne kadar ara konişmentolarda taşıyıcı ya da gönderilen olarak yer almamış olsa da, davalı vekili cevap dilekçesinde taşımayı davacının yaptığını kabul etmiş olmasının yanısıra demuraj konusunda taraflar arasında karşılıklı olarak mail yoluyla yapılan yazışmalardan sonra davalının demuraj bedelinin bir kısmını yani 24.000,00 USD ‘yi davacıya çek ile ödediği davacı defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiştir. Saptanan bütün bu hususlar ile taşımanın geneli birlikte değerlendirildiğinde davacının satım sözleşmesi ile malların taşınmasında alıcı-davalı … Finansal adına organizatörlük yaptığı, bu kapsamda fiili taşıyana ödediği demuraj ücretini davalıya rücu edebileceği, davalı vekili hernekadar finansal kiralama sözleşmesine göre konteyner demurajından finansal kiracı … Ltd Şti’nin sorumlu olduğunu ileri sürmüş ise de, davacı finansal kiralama sözleşmesine taraf olmadığından işbu sözleşmeye konulan hükmün davacıyı bağlamayacağı, davacının ticari defter kayıt bilgilerine göre fiili taşıyan … firması tarafından davacı adına düzenlenen 19/08/2016 ve 24/08/2016 tarihli demuraj faturaları nedeniyle davacının bu şirkete toplam 143.325,00 USD tutarında ödeme yaptığı, bu nedenle davacının davalı şirkete yansıtabileceği demuraj bedelinin en fazla 143.325,00 USD olabileceği, ancak bilirkişi raporları ile hesaplanan konteyner bekleme ücreti yani demuraj bedeli 141.600,00 USD olduğundan rücu edilebilecek tutarın 141.600,00 USD’yi geçemeyeceği, davacının ticari defter kayıtlarına göre davalının demuraj borcu için çekle 24.000,00 USD ödeme yaptığı anlaşıldığından bakiye demuraj ücreti alacağının 117.600,00 USD olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı takip talepnamesinde işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de takip öncesi dönemde davalının temerrüde düşürüldüğü dosya kapsamından anlaşılamadığından, işlemiş faiz talebi yerinde görülmeyerek 117.600,00 USD asıl alacak üzerinden davanın kabulü ile 117.600,00 USD’nin icra takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek Dolar faizi ile birlikte davalıdan tahsili için icra takibinin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, yargılama neticesinde tespit edilen alacak likit kabul edilemeyeceğinden davacının koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine, reddedilen kısım yönünden davacının kötüniyetle takip yaptığı ispatlanamadığından davalının da kötüniyet tazminatının reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının … İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı icra takibine vaki itirazının kısmen iptaline, 117.600,00 USD’nin icra takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek Dolar faizi ile birlikte davalıdan tahsili için icra takibinin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin, davalının da reddedilen kısma ilişkin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince tayin olunan 23.989,71 TL harçtan 5.175,53 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 18.814,18 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
5.175,53 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan davanın kabul ve reddi oranına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 33.033,22 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan davanın kabul ve reddi oranına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 29,20 TL başvurma harcı, 462,60 TL posta pulu ile 10.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 10.991,80 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 10.751,75 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/10/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır