Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/449 E. 2018/387 K. 16.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2016/449 Esas
KARAR NO :2018/387

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:14/11/2016
KARAR TARİHİ:16/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin uluslararası olarak faaliyet gösteren bir taşıma hizmetleri şirketi olduğunu, davalı şirketin 21 palet … kasa domates ve narın … Limanından …’a deniz yoluyla taşınması için davacı ile anlaştığını, söz konusu taşımada davacının akdi taşıyan sıfatına haiz olduğunu, taşımanın fiilen … şirketince icra edildiğini, ancak taşıma işinin davacı tarafından sözleşmeye uygun şekilde ifa edilmesine rağmen gerek konşimentoya göre gönderilen sıfatını haiz …şirketinin, gerekse de gönderici sıfatını haiz davalının hiçbir gerekçe göstermeksizin malları boşaltma limanında teslim almadığını, bunun üzerine fiili taşıyan …’ün imha, gecikme, depolama vb. masraflar ödemek zorunda kaldığını ve bu masrafları davacıya fatura ettiğini, davacının, fiili taşıyana ödemek zorunda kaldığı 32.470,- USD ile dava konusu taşımadan hak ettiği ancak tahsil edemediği 3.550,- USD’yi TTK ve TBK ilgili rücu hükümlerince işbu dava ile davalıdan talep ettiğini, davalının taşıma konusu 21 palet meyvenin … Limanı’ ndan …Limanı’na deniz yoluyla taşınmasıyla ilgili talimatlar verdiğini ve davacı ile yazışmalarda bulunduğunu, davacının, ana konişmento gereği taşıma işini fiili taşıyan … şirketine devrettiğini ve malların 07.11.2015’te … Limanı’ndan ayrılıp 16.11.2015 tarihinde …’ye vardığını, ancak gerek gönderilen şirket, gerekse de taşıtan davalı tarafından malların teslim alınmadığını, teslim alınması için bir başvurunun da yapılmadığını, yazılı ve sözlü ihtarlara rağmen yüklerin Şubat 2016 ayına kadar teslim alınmadığını, yüklerin meyve ve bozulabilir cinsten mal olması nedeniyle imha edildiğini, tüm bu süre zarfında fiili taşıyan …’ün ardiye bedeli, soğutucu bedeli, demuraj bedeli, gözetim bedeli, liman masrafları, imha bedeli, taşıma bedeli, admin bedeli vb. olmak üzere masraflar yaptığını ve zarara uğradığını, davacının fiili taşıyan ile yaptığı pazarlık sonucu bedelin 32.470,00 USD’ye indirildiğini ve … tarafından davacıya fatura edildiğini, bu bedelin 27.05.2016 tarihinde …’e ödendiğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 1207 maddesinin “Gönderilen eşyanın teslimini isteme hakkını kullanmazsa, taşıtan, navtun sözleşmesi gereğince navlunu ve diğer alacakları taşıyana ödemekle yükümlüdür” hükmü uyarınca davalının, ödemediği navlun ücretini ve malın teslim alınmamasından doğan ve davacı tarafından ödenmek zorunda kalınan masrafları davacıya ödemesi gerektiğini, davacının iş bu kalemler için davalıya 3.550,00 USD’Iik navlun ve … nolu 32.470,00 USD bedelli faturaların düzenlendiğini, dava konusunun, iki adet fatura toplamı 36.020,- USD tutarındaki zararın davalı taşıtana rücu edilmesi olduğunu, dava konusu kalemlerin ödenmesi için davalıya … Noterliği’nin … yevmiye nolu ve … tarihli ihtarnamesi gönderildiğinden, alacağın faizinin de 21.03.2016 tarihinden itibaren hesaplanması gerektiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının 36.020,00 USD toplam alacağının ihtar tarihi olan 21.03.2016’dan itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte fiili ödeme tarihinde hesaplanacak kur üzerinden davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama harç ve giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Mahkemelerinin yetkili olduğunu, Davalı şirket üzerinden davacı şirket aracılığı ile 6 adet konteyner emtiaların … gönderildiğini, fakat bu gönderilen malların davalı şirkete ait mallar olmadığını, bu malları yurtdışına gönderenlerin davalının fabrikasından fason hizmeti alan … ile … isimli şahıslar olduğunu, davacının gemi firması ile muhatap olan bu şahısların, esas muhatap ve mal sahipleri olduğunu, … … isimli ve … Mah. … Cad. … Apt. No: …/… … /… adresinde bulunan resmi bazı evrak eksiklikleri nedeni ile davalı şirket üzerinden mal göndermek istediklerini beyan ederek, davalı şirket üzerinden mallarını yurtdışma gönderdiklerini, davalı şirketin, davacı gemi acentesi ve karşıdaki alıcı ile hiçbir şekilde görüşmesi olmadığını, davacı firma ile görüşmelerin tümünün … ile … tarafından yapıldığını, 13.10.2015 tarihli ve … parti no.lu ilk gönderimin beyannamesinin CİF Fiyat olarak açıldığını, diğer 18,10.2015 tarihli 15/07-08, 26.10.2015 tarihli ve 1…parti, 30.10.2015 tarihli … parti ve son olan 05.11.2015 tarih ve … parti nolu beyannamelerin hepsinin FOB olarak açıldığını, ilk açılan beyanname CİF olarak açılmışsa da, bundan sonraki gönderimler için CİF gönderimlerin davalı şirket tarafından kabul edilmediğinden beyannamelerin FOB olarak açtırıldığını, FOB terimi ile satıcının teslim yükümlülüğü belirlenen yükleme limanında malların gemi küpeştesini açtığı andan itibaren yerine getirilmiş olduğunu, mallarla ilgili tüm giderin yitik veya hasar rizikolarının bu noktadan itibaren alıcı tarafından üstlenileceğini, davalı şirket üzerinden gönderilen 6 adet konteynerin gemi rezervasyonunun yapılması için davalı firmanın görüşmelerinin olmadığını, sadece gönderilecek malların listesi müşteri ve fasoncu olan … ve … tarafından davalı şirkete beyan edildiğini, davalı şirketin de gemi firmasına gönderdiğini, davalı şirketin davacı şirket ile başka hiçbir iletişiminin olmadığını, nitekim davacı firmanın da faturayı önce … ve … isimli şahıslara ait … firmasına kestiğini, davalı firmaya da mail attığını, … firmasında muhatap bulamayınca davacı şirketin bu defa da davalı şirkete fatura kestiğini, davalı şirketin de kesilen bu faturayı kabul etmeyerek iade ettiğini, gönderilen bu emtianın karşı alıcı tarafından teslim alınmadığını ve bu emtianın çürüdüğünü, gönderildiği tarihten 3 ay 7 gün sonra davacı gemi firmasından öğrenildiğini belirterek davanın reddi ile yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen konişmentoda … Mahkemelerinin yetkili kılındığı anlaşılmakla yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı defterlerinde Talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunda özetle; davalının, 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının kanuni süreler içerisinde yapılmış olduğu, ancak defteri kebir ve envanter defterlerinin boş olarak ibraz edilmiş olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen; 29.04.2016 tarih, A-… seri ve sıra no.lu, 32.470 USD ve 29 04.2016 tarih, … seri ve sıra no.lu 3.550,- USD miktarlı 2 adet toplam 36.020,00 USD tutarlı faturaların, ibraz edilen yevmiye defteri kayıtlarında kesin olarak yer almadığı, faturalara karşılık yapılmış ödeme işlemine rastlanmadığı, 2015 Yılı yevmiye defterinin 10. sayfası 10.11.2015 tarih, 135 no.lu kayıt sırasında … şirketine karsı yurtdışı satış işleminin yer aldığı yönünde tespitler bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 28/03/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı ile dava dışı … alıcı arasında ticari ilişkinin varlığının davacı ticari kayıtlarından anlaşıldığı, davacının dava dışı taşıyana 32.470,00 USD bedeli ödediğinin ticari kayıtları ile sabit olduğu, taşımada davacının … konişmento ile üstlendiği taşımayı, … konişmento ile dava dışı … firmasına yaptırdığı ve konişmentolarda “karşı taraf ödemeli” kaydının yer aldığı, malın alıcısının malı çekmemesi ve navlun ve sair masrafları karşılamaması sebebi ile malın imha edilmek durumunda kaldığı hususunda ihtilafın dosyaya yansımadığı, yani taşımanın imha ile sonuçlandığı, malın FOB satılmış olması veya ödemenin karşı tarafça yapılmasının kararlaştırılmasına rağmen, taşıtanın alıcı olmadığı durumlarda, alıcının mala ilgisini göstermemesi ve malı çekmemesinin taşıtanın tüm taşıma süre masrafları ile navlundan sorumlu olmasını gerektirdiği, bunun sonucunda davacıya düzenlenen fatura bedelinin davacı tarafından davalıya yansıtılmasının yerinde olduğu, davacının davalıdan 32.470,00 USD alacaklı olduğu, davacının düzenlediği 3.550,00 USD navlun bakımında ise karşı taraf ödemeli kararlaştırılan navlun gözetildiğinde, … tarafından yansıtılmadığı sürece, davacının davalından ayrıca navlun talep edemeyeceği, bu nedenle işbu faturaya dayalı alacak iddiasının sabit olmadığı, davacının USD alacağı gözetilerek USD alacağı için öngörülen ticari temerrüt faizini dava tarihinden itibaren talep edebileceği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 31/08/2018 havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Kök rapor sonuç ve kanaatleri ile değerlendirmelerini değiştirmeyi gerektirir yeni bir sonuca ulaşılmadığı, kök rapor sonuç ve tespitlerin dosya kapsamına uygun olduğu ek sonuç ve kanaatlerine ulaşıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm delillerden, dava konusu uyuşmazlığın, davacının taşımasını yaptığı mallar bakımından davalının taşıtan sıfatının bulunup bulunmadığı, davacının akdi taşıyan sıfatı ile katlandığı masrafları ve navlunu taşıtana yansıtma talebinin şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı, e-posta yazışmalarında, davacının sürekli iletişim kurduğu ve taşımayı organize ettiği firma olarak davalının gözüktüğü, davacının alacak mesnedi gösterdiği faturalardan 32.470,00 USD bedelli faturanın “tahliye limanı masrafı ve imha” için düzenlendiği, bu faturanın davacı yana dava dışı … firmasının düzenlediği ve cari hesapta gösterdiği fatura ile uyumlu olduğu, bu bedelin davacı tarafından fiili taşıyan hesabına ödendiği, davacının taşımasını davalı ile aralarında anlaşma gereği üstlendiği yükü, dava dışı … firmasına taşıttığı, varma yerinde malın alınmaması sebebi ile imha-ardiye-demuraj masraflarına yol açtığı ve davacının bunu 32.470,00 USD olarak ödediğinin sabit olduğu, ticari kayıtların incelemesinde, dava dışı … firması tarafından davacı yana ihtilaflı taşıma ile ilgili düzenlediği faturanın bir adet olup 32.470,00 USD tutarında olduğu, bu durumda davacının, kendisine düzenlenmeyen navlun faturası bedelini, doğrudan kendisi için düzenleyerek davalı yandan talep ettiği, oysa, fiili taşıyanın bir adet fatura ile navlun ve sair masrafları bir bütün halinde davacıya yansıttığı, davalı yan, her ne kadar taşımada taşıtanın dava dışı gerçek kişiler olduğunu iddia etmekte ise de; konişmentolar incelendiğinde, davacının taşıyan, davalının taşıtan olduğu, davalının ticari kayıtlarında, dava dışı … alıcı firma ile ticari ilişkinin tespit edildiği de gözetildiğinde, yurt dışı ihracatının davalı tarafından yapıldığı, alıcının malı almadığının anlaşıldığı, malın FOB satılmış olması veya ödemenin karşı tarafça yapılmasının kararlaştırılmasına rağmen, taşıtanın alıcı olmadığı durumlarda, alıcının mala ilgisini göstermemesi ve malı çekmemesi durumunda taşıtanın tüm taşıma süreci masrafları ile navlundan sorumlu olmasını gerektirdiği, bunun sonucunda davacıya düzenlenen fatura bedelinin davacı tarafından davalıya yansıtılmasının yerinde olduğu, davacının davalıdan 32.470,00 USD alacaklı olduğu, davacının düzenlediği 3,550,00 USD navlun faturası bakımında ise karşı taraf ödemeli kararlaştırılan navlun gözetildiğinde, … tarafından yansıtılmadığı sürece, davacının davalından ayrıca navlun talep edemeyeceği, bu nedenle işbu faturaya dayalı alacak iddiasının sabit olmadığı olayda davacının davasının kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
21.03.2016 tarihli noter ihtarı suretinin tebliğ şerhi sunulmaması karşısında alacağa dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 32.470,-USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a madde ve fıkrası uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı olan 7.251,80 TL’den peşin alınan 2.011,18 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.240,60 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının peşin olarak yatırdığı 2.011,18 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı yargı gider toplamı olan 3.766,50 TL’nin (29,20 TL bakiye harç, 287,30 TL posta gideri ve 3.450,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 3.395,30 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı için takdir edilen 11.242,90 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı vekili için takdir edilen 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/10/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır