Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/412 E. 2021/230 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2016/412 Esas
KARAR NO : 2021/230
DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2016
KARAR TARİHİ : 18/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı asil …’ın müteveffa eşi … Aratın kardeşi diğer deyişle davacının kayınbiraderi olan davalı … ile balık ticareti (balıkçılık) yapmak üzere 1994 yılında İnşa ettirdikleri Teknik … Liman/No; İstanbul/20281, Bağlama Liman/No : Silivri/1456, Çağn İşareti olan “… …” isimli “BALIK AVLAMA” cinsi gemiye her biri 1/2 oranında hisse sahibi olarak paylı mülkiyet (müşterek mülkiyet TMK md 688) esasıyla malik olduklarını, 2) Anılan geminin inşasının tamamlanması aşamasında davact asil …’ın eşinin vefat ettiğini ve davacının biri 11 yaşında kız diğeri 6 yaşında erkek iki küçük çocuğuna bakmak durumunda kaldığından balıkçı gemisinin davalı … tarafından çalıştırıldığını, anılan balık avlama gemisinde taraftarın %50 oranında paylı mülkiyete sahip olduklarından davacının, geminin deniz ticaretinde çalıştırılmasından elde edilecek net karın %50’si üzerinde hak sahibi olduğunu, davalının geminin çalıştırılmasından elde edilen net kara ilişkin hesapları ve net karın 1/2 sini davacıya vermesi gerektiğini, işbu kar payı alacağının TTK md. 1352 / 1-u hükmü gereğince deniz alacağı mahiyetinde olduğunu, Hal böyle iken davalının geminin çalıştırılması ile ilgili ticari hesaplan hiçbir zaman davacıya vermediğini, sadece cep harçlığı mahiyetinde ve düzensiz olarak çok cüz-i miktarlarda paralar verdiğini, davacıyı vaatlerle oyaladığını ve davacının, kendisinin ve çocuklarının bakımı ile tahsillerini kendi anne ve babasının yardımları ile temin ettiğini ve yaşamlarını yoksulluk içinde idame ettirmeye çalıştığını, Davalının, konu teknenin inşasının tamamlandığı 1994 yılından 2000 yılına kadari 6 yıllık zaman diliminde balık avı yasağı olan aylar dışında senede (azami 9 ay süreyle ve ayda ortalama en fazla 100 TL’den) 900 TL olmak üzere 6 yılda 5.400- TL, 2000 yılından 2006 yılı sonuna kadar senede keza azami 9 ay süreyle ayda ortalama 200 TL’den senede (9 ay x 200 TL) 1.800 TL olmak üzere 6 yılda (6 yıl x 1.800 TL) 10.800 TLS 2007 yılı başından 2010 yılı sonuna kadar (senede ortalama 9 ay x 350 TL = 3.150 TL’den 4 yılda toplam) 12,600 TL cep harçlığı mahiyetinde ödeme yaptığını, yani davalının 1994 yılından 2010 yılı sonuna kadar azami 28.800 TL ödeme yaptığını, 2011 yılı başından itibaren ise ödeme yapmadığını, Yukarıda bahsi geçen zaman aralıklarında “… …” isimli geminin işletilmesinden elde edilen kazancın çok daha yüksek olmasının gerektiğini, Davacının, aldığı Anadolu terbiyesinin gereği olarak müteveffa eşinin kardeşine karşı yaptırımlara yeltenmediğini, uzun süre davalının hesap verip ödeme yapmasını beklediğini, Davacının 12 Mayıs 2011 tarihinde emboliye bağlı olarak beyin kanaması sonucu kısmi felç geçirdiğini, konuşma yeteneğini kaybettiğini, ellerini kullanamaz hale geldiğini, uzun süre hastanede tedavi gördüğünü, artan hastane masraflarını karşılaması mümkün olamadığından davalıdan maddi destek istediğini ve alamayınca da vekâleten oğlu …’ın davalıya ihtarname keşide ettiğini, İhtarnameyi müteakip davalının, davacıya banka aracılığı İle 27.09.2011-03,12.2012 tarih teri arasında toplam 11.975 TL ödediğini, ancak daha sonra ödeme yapmadığını, Bu aşamada davacı …’ın rahatsızlığı nedeniyle TMK md. 405 gereğince kısıtlandığını ve kendisine oğlu …’ın vasi olarak atandığını, Davacının uzayan ve halen de devam eden tedavilerinin, dönem dönem hastanede yatmasının gerekmesi sonucu hastaneye (… ve Tic. A.Ş,) önemli miktarda borçlandığını, davacıyı hastaneden çıkarabilmek için (tahsiline devam eden ve aynı zamanda okul harici zamanlarda zaman zaman plajlarda cankurtaran olarak çalışan, zaman zaman garsonluk yapan) oğlu … ile kızı …’ın bu borçlara kefil olduğunu, lakin çocuklarının geliri ile hastane borçlarının ödenmesi mümkün olamayacağından İcra takiplerine ve hacizlere muhatap olduklarını ve bu dönemlerde davalıdan işletme kazanç paylarını müteaddit defalar istemelerine ve davalının her seferinde vaatlerde bulunmasına rağmen davalının hiçbir ödeme yapmadığı gibi, tarafların müşterek mülkiyetlerindeki geminin Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne olan borçlarını da Ödemediğinden davacının Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından da icraya verildiğini, Davalı tarafından geminin çalıştırılmasından elde edilen hesapların davacıya hiç bild irilmediğin i, davacının da felç hastası olmakla, kar payı alacaklarının miktarını işbu davanın ikame tarihi itibariyle kesin olarak belirleyebilmesi kendisinden beklenemeyeceği gibi geriye dönük 20 yılı aşkın süreye ilişkin hesapların belirle nebi Imesinîn de imkânsız olmakla işbu belirsiz alacak davasını ikame zaruretinin hâsıl olduğunu iddia ederek, Muhakeme sonucu ileride beklenebilecek alacak miktarının, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın dava tarihinden itibaren İşletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep edebilmelerini teminen belirlenmesine ve ileride belirlenecek alacağa mahsuben 1.000,- TL’nin dava tarihinden İtibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının HMK md 334 vd. hükümleri gereğince adli yardımdan yararlandırılmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın geminin inşa tarihi olan 1994 yılından itibaren alacak (ecrimisiI) talep ettiğini, oysa ecrimisil alacaklarında zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunu, bu nedenle davacının dava tarihinden geriye 5 yıldan önceki ecri misil alacağı talebinin reddinin gerektiğini, davacının echrnısil alacağının 18.10.2011 tarihinden sonraki döneme ilişkin olacağını, Ayrıca davacının gemi üzerinde mirastan kaynaklanan paydaşlığı söz konusu olup ecri misil talebi için intifadan Men Şartının gerektiğini, davacının … Noterliği 10.09,1999 tarih, … yevmiye noju belgeyle ortağı olduğu balıkçı gemisinin kullanma hakkını gayrı muayyen süre ile davalıya verdiğini, davacının … Noterliği 4 Ağustos 2011 tarih, … yevmiye noJu İhtarname ile davalıya vermiş olduğu kullanma hakkını geri aldığını (intifadan men şartı) bildirdiğini, bu nedenle de zaten bu tarihten önce ecri misil isteme hakkının olmadığını, Davacı tarafın, davalının geminin çalıştırılmasıyla ilgili ticari hesapları hiçbir zaman davacıya vermediği, sadece cep harçlığı kadar paralar verdiği, onu yoksulluk içinde bıraktığı, çocuklarının tahsillerini ve kendi ihtiyaçlarım anne babasının yardımı ile temin ettiği iddiasının kesinlikle doğru olmadığını, davacının her yıl hissesine düşen geliri aldığını, bu ödemelerin birçoğunun akraba olduklarından dolayı yazılı olarak dahi yapılmadığını, davacının hemen hemen tüm ihtiyaçlarının müvekkili tarafından karşılandığı gibi davacının bugüne kadar işletmeyle İlgili bir kuruş bile giderlere katılımının da istenmediğini, davacının çocuklarının tüm eğitim giderlerinin, hatta … Üniversitesinde ve … Üniversitesinde okumaları nedeniyle üniversite masraflarının müvekkil ince karşılandığını, davacı tarafın hastane giderleri îçin de müvekkili tarafından Özel … Hastanesi’ne ödeme yapıldığını, bunun İçin hastaneye 30.000 TL’lik çek verildiğini, ayrıca … Bankası … ŞubesiTnden EFT ile … ve Tic. A.Ş.’nin … Bankasr hesabına 08.02.2016 tarihinde 11.000 TL ödeme yapıldığını, Davacı aleyhine … Hastanesi tarafından başlatılan icra takipleri neticesinde davacının hissesine … Hastanesi tarafından haciz konulunca davacı …’ın oğlu …’ın müvekkilinden sürekli olarak ve fahiş miktarlarda para istemeye başladığını, hatta müvekkiline tüm icra borcunu ödetmeye kalktığını, ayrıca annesinin teknedeki hissesini 900.000 TL gibi çok fahiş bir bedele müvekkiline satmaya kalktığını, sırf hissedar olduğu için müvekkilini sıkıştırmaya, zor durumda bırakmaya çalıştığını, müvekkilinin bu fahiş talepleri reddedince de davacının daha önce payına düşen gelirlerini almasına rağmen kötü niyetli olarak iş bu davayı açtığını, Davacı tarafın davayı Adli Yardım talepli olarak açtığını, davacının gemiye 1/2 hissedar olan bir gemi maliki olduğunu, zaten buna dayanarak ecri misil davası açtığını, ayrıca dosyaya sundukları belgelerden de anlaşılacağı üzere … Hastanesi gibi Türkiye’nin en pahalı hastanelerinden birinde tedavi gördüğünü, buna rağmen her nasılsa muhtarlıktan fakirlik belgesi aldığını ve davayı adli yardım talepli açtığını, 6100 sayılı HMK’nın adli yardıma ilişkin hükümleri uyarınca davacının yasanın aradığı şartları taşımadığının ortada olduğunu, Müvekkilinin balıkçılık yapmakta olup, avladığı balıkları balık satışı yapan İşletmelere sattığını, bu gelirden elde ettiği kardan da davacının hissesine düşeni ona vermekte olduğunu, balıkçılık gelirinin ticari değil zirai gelir olduğunu, bu nedenle davacının avans faizi talebinin de yersiz olduğunu ileri sürerek, haksız, yasal dayanaktan yoksun ve zamanaşımına uğramış davanın esastan reddine, avans faizi talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir,
Dava, davacıların murisi olan müteveffa … …’ın hissedarı olduğu”… …” balıkçı teknesinin davacılara düşen kar payının tahsili talepli belirsiz alacak davası olup, uyuşmazlığın; mahkememizin görev ve yetkisine yönelik itirazın yerinde olup olmadığı, davanın zaman aşımı süresi içerisinde açılıp açılmadığı, davalı tarafından kar payının davacılara ödenip ödenmediği ve bunlara göre varsa davacılar alacak miktarının tespiti hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Taraflar tanık deliline dayanmış olmakla Mahkememiz 26/10/2017 tarihli duruşmasında tanık … dinlenilmiştir. Tanık ifadesinde :” davacı … benim annem olur, biz birlikte yaşamaktayız, … … isimli tekne annem ile davalı amcam adına kayıtlıdır, ben 1992 yılında babamı kaybettim, babam sağ iken tekneyi amcam ile babam birlikte yaptırmakta idiler, ancak babam teknenin yapım aşamasında vefat etti, teknenin yapımı tamamlanınca annem adına kaydı yapıldı ve o günden beri de tekneyi amcam işletmektedir, amcam bize sadece evin cüzi ihtiyaçlarını karşılayacağımız kadar bir ödeme yaptı, onun dışında bir ödeme yapmadı, annem de şimdiye kadar herhangi bir talepte bulunmadı, benim dershane ücretimi karşıladı, üniversiteye girdiğimde de üç ayda bir bana (2002 – 2007 yılları arası) harçlık vermekte idi, bu da tam olarak üç ayda bir olmayıp, bazen dört ayı bulmakta idi ve sürekli kendisinden para istiyorduk, ancak kendisi nasıl ayarlama yaparsa bize o şekilde ödeme yapıyordu, annemin hastalığı sırasında tedavi gideri olarak amcamdan para istedik ancak hiçbir şekilde hastane giderinde yardımcı olmadı” beyanında bulunmuş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Mahkememiz 16/11/2017 tarihli duruşmasında tanık … ifadesinde :” ben … ve eşi … … ‘ı 1987 yılında tanıdım, komşumdu, aynı binada oturduk, yaklaşık 8 yıl kadar aynı binada oturduk, aynı yerde otururken davacının eşi … … vefat etti, benim gördüğüm kadarıyla … abinin sağlığında hayat standartları normaldi, onun vefatından sonra yaşam şartları düşmeye başladı, benim bildiğim kadarıyla davalı ile ortak tekneleri vardı, davacının vefat eden eşi de davalı ile birlikte çalışmakta idi, kazançları bu tekneden geliyordu, davacı ağır bir hastalık geçirdi, bana davacı … kendilerine davalının teknelerinden dolayı paylarına düşen miktarı vermediğini, alamadıklarını anlatıyordu, daha sonra Oya abla hastalandığında bakımı için yardımcı olunmadığını bana anlattı, bizlerden borç istemekteydiler, uzun bir zaman komşuluk yaptığımız için birbirimizin halini görüp, anlaşabiliyorduk, daha sonra ben yine aynı yerdeyim, onlar başka bir yere taşındılar, hala görüşmekteyiz, önceki kadar sık olmamakla birlikte görüşmemiz devam etmektedir, şuanda da aynı sıkıntılar içerisindedirler, değişen herhangi bir durum yoktur, benim olay hakkındaki bilgim bundan ibarettir” beyanında bulunmuş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Aynı tarihli duruşmada tanık … ifadesinde :” ben davacının eşi olan ve vefat eden … … ile …’a ait olan teknede 18 yıl çalıştım, 8 yıldır memlekette çalışmaktayım, şuanda benim çalıştığım teknenin adı … … teknesidir, ben … … ve …’ın teknesinde 1 yıl ikisi ile birlikte çalıştım, … … vefat edince daha sonra 17 yıl … ile çalıştım, tekne bildiğim kadarıyla … ve …’a aittir, benim çalıştığım dönemde teknenin kazancı iyiydi, ben memleketim olan Samsun’dan 18 kişi getirmekte idim ve ben onların başında idim, 18 kişi teknede çalışmakta idi, balık avlamaktaydık, tekne yılda 8 ay kazanç getirmekte idi, ben … … ve … ile çalıştığım dönemde kazancı nasıl paylaştıklarını bilmiyorum, benim çalıştığım dönemde yaklaşık 300 – 500 milyar arası sezonda kazanç olmakta idi, bana tayfaların ücretleri verilirdi ve ben tayfalara dağıtırdım, o dönemde her bir tayfanın yaklaşık 3.000 – 4.000 arası kazancı vardı, sezon sonunda kumanya, yakıt ve diğer yapılan masraflar düşüldükten sonra kalan temiz para paylaşılırdı, uygulamada bu yöndedir, ben davacı …’ın davalı …’tan sezon sonu tam olarak hakkını alıp almadığını bilemem, benim olay hakkında bilgim ve görgüm bundan ibarettir, başka bir diyeceğim yoktur” beyanında bulunmuş beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişiler …, … ve … tarafından tanzim edilen 15/11/2018 tarihli raporda, Davacı tarafından talep edilebilecek her yıl için ayrı ayrı kar payının, dosyadaki belgeler kapsamında tespitinin mümkün olamayacağı, Ancak 2017 yılı esas alındığında; dava konusu balıkçı teknesinin değeri ile gelir ve gider durumu için hali hazırda toplam yıllık gelirinin 873.800,00 TL (sekiz yüz yetmiş üç bin sekiz yüz lira) toplam yıllık giderinin 590.873,32 TL (beş yüz doksan bin sekiz yüz yetmiş üç lira otuz iki kuruş) ve elde edeceği yıllık toplam kar’ın ise 282.926,68 TL (iki yüz seksen iki bin dokuz yirmi altı lira altmış sekiz kuruş) şeklinde olacağına ilişkin görüş ve tespitlerine yer vermişlerdir.
Mahkememizce resen seçilen bilirikşiler … tarafından tanzim edilen 20/12/2019 tarihli raporda, Davacının davalıdan, dava tarihi itibariyle, toplam 109.477,76 TL gelir payı alacağı bulunduğu, Bu alacağın, dava tarihinden itibaren işletilecek (ki davacının talebi böyledir) temerrüt faizi ile birlikte tahsili gerektiği; davalı ve davacının tacir olmadığı anlaşıldığından, söz konusu alacak ticari bir işten doğmuş sayılmayacağı, bu nedenle de temerrüt faizinin yosalfaiz oranı üzerinden işletilmesi gerektiğine ilişkin görüş ve tespitlerine yer vermişlerdir.
Tarafların beyan ve itirazları üzerine dosya bilirkişi kuruluna yeniden tevdi edilmiştir. Bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilen 25/01/2021 tarihli ek raporda, Davacının davalıdan, dava tarihi itibariyle, toplam 148.614,28.-TL gelir payı alacağı bulunduğu, Bu alacağın, dava tarihinden itibaren işletilecek (ki davacının talebi böyledir) temerrüt faizi ile birlikte tahsili gerektiği; davalı ve davacının tacir olmadığı anlaşıldığından, söz konusu alacak ticari bir işten doğmuş sayılmayacağı, bu nedenle de temerrüt faizinin yasal faiz oranı üzerinden işletilmesi gerektiğine ilişkin görüş ve tespitlerine yer vermişlerdir.
Görev, HMK nun 114. maddesi gereğince Kamu düzeniyle ilgili bir dava şartı olup HMK nun 115.madde gereğince yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekir.
6102 sayılı TTK nun 4 ve 5.maddeleri gereğince mahkememizin görevini tayin için öncelikle davanın 6102 sayılı TTK dan veya diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine veya deniz sigortasına ilişkin bir dava olup olmadığının saptanması gerekmektedir.
Mahkememiz mülga 6762 sayılı TTK’nun görev hususunu düzenleyen 4.maddesinde 20/04/2004 tarih 5136 sayılı kanun ile eklenen son fıkrası ile mülga 6762 sayılı TTK’nun 4.kitabında yer alan deniz hukukuna ilişkin ihtilaflara bakmak üzere Denizcilik İhtisas Mahkemesi adıyla kurulmuş 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 5.maddesi uyarınca Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin 10/07/20123 Tarih 1888 kararı ile kurulan mahkememiz 6102 sayılı TTK’nun 5/2 maddesi gereğince Türk Ticaret Kanunundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve Deniz Sigortalarını ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilmiştir.
Dava konusu talep balıkçı teknesinin çalıştırılmasından kaynaklanan kar payı talebine ilişkin olmakla, TTK 1352-1/u maddesi gereğince talep talep konusu deniz alacağına ilişkindir. Davalı vekilince mahkememiz yetkisine ve görevine itiraz edilmişse de açıklanan nedenlerle mahkememiz görevli ve yetkili bulunmakla itirazın reddine karar verilerek tahkikata geçilmiştir.
Davalı vekilince talep ecri misil olarak değerlendirilerek zamanaşımı defisinde bulunulmuştur. Bu nedenle talebin hukuku niteliği ile zamanaşımı definin yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Dosyay celp edilen TC Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı Gemi Sicil Dairesi Türk Milli Gemi Sicili … Kayıt Örneğine göre; “… …” isimli balıkçı gemisi İstanbul … Limanına kayıtlı, … plakalı, 27,48 m uzunluğunda, 8 m genişliğinde, gros tonilato 147 gros ton ve net tonilato 44 net ton bir balık avlama gemisidir. Geminin malikleri ise davacı … ile davalı … olup, 1/2 orananda eşit hisselerle malik oldukları anlaşılmaktadır. Davaya konu teknenin inşasının 01/01/1994 tarihinde bittiği anlaşılmakla davacı talepleri de bu tarihten başlamaktadır. … Noterliği nezdinde 10/09/1999 tarih … yevmiye numaralı noterlik belgesi ile, davaya konu teknenin kullanım hakkının gayrı muayyen süre ile davalıya bırakıldığı ve … Noterliğinin 04/08/2011 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de verilen kullanma hakkının davacı tarafından geri alındığı bu hususun da davalıya ihtar ettiği ve ihtarnamenin davalıya 06/08/2011 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda dosyaya sunulan dava ve cevap dilekçelerine göre; davacı ile davalı arasında yapılan anlaşma uyarınca, davalı, “dava konusu gemiye işletme ve elde ettiği gelirlerden davacının payına düşen kısmı (1/2’lik kısmı) ödeme” borcu altına girdiği mahkemece kabul olunmuştur. Buna göre davacının talebi Borçlar kanunun 417/1 maddesinde düzenlenen dönemsel edimler kapsamında değerlendirilmekle zaman aşımı süresinin 5 yıl olduğu mahkemece kabul olunmuş ve dava tarihinden geriye dönük olarak 5 yıllık süre bakımından taleplerinin değerlendirilmesi yoluna gidilmiştir.
Mahkemece davaya konu tekne üzerinde inceleme yapılması hususunda ara karar oluşturulmuş ise de davacı vekilince dosyaya sunulan 05/03/2019 tarihli dilekçe ile tekne üzerindeki balıkçılık ekipmanlarının söküldüğü bilgisi üzerine tekni üzerinde inceleme yapılmaksızın, dosyaya sunulan ve celp edilen belgeler üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesi hususunda bilirkişi ara kararı oluşturulmuştur.
Dosyada alınan bilirkişi raporlarında davaya konu teknenin özellikleri belirtilmiştir. Dosyadan balıkçı gemisinin hangi tür avcılık yaptığı anlaşılmamakla birlikte, A plakalı bir tekne olması hem gırgır hem trol avcılığı yapabileceğini göstermektedir. Bakanlık 15 m üzerindeki endüstriyel balıkçı teknelerine A plaka vermektedir. Dosyada söz konusu teknenin incelenmesinden; iki adet ana makinası (268 ve 244 kW), iki adet jeneratörü, 7 m boyunda yedek botu ve onun 180 HP gücünde bir motoru, cayro pusulası, bir ekosounder, bir su üstü radarı/kuş radarı, bir GPS, bir telsiz, bir akıntı ölçer, bir AIS (Deniz taşıtlarında kullanılan tanımlama sistemi), bir buz makinası, iki vitesli ağ ırgatı, ağ makarası (power block), 5 boy canavar gırgır ağı ve 2,5 boy diğer bir ağın bulunduğu bilirkişilerce tespit edilmiş ve teknelerde bulunan elektronik ekipmanlar ve ağlar bakımından teknenin gırgır teknesi olduğunun anlaşıldığı belirtilmiştir.
Dosyaya davalı tarafça işletilen teknenin gelirine ilişkin olarak ticari defter belge ( beyanname, ticari defter, hasılat vb. bilgi ve belgeler) talep edilmesine rağmen herhangi bir bilgi ve belge ibrazı olmamıştır. Ancak teknik bilirkişiler tarafından dava konusu gırgır teknenin işletilmesine ilişkin olarak bilimsel araştırma inceleme ve değerlendirmelerde bulunularak sorunun çözümüne ilişkin görüşler sunulmuştur. Dava dosyasına İbraz edilen bilgi ve belgelere göre , davalı tarafa ait 2017 yılı gelir vergi beyannamesi esas alınarak yapılan değerlendirmede mali yönden ortalama davacı alacağı 98,223,50TL davacı alacağı hesaplanmaktadır. Sektör ve bilimsel yönden yapılan değerlendirmede ise ortalama davacı alacağı 199.005,07.- TLolarak hesaplanmaktadır.
Mahkemece sektör ve bilimsel yönden yapılan değerlendirme sonucu bilirkişilerce tespit olunan değer esas alınarak, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, dava belirsiz alacak davası olarak açılmış olduğundan 10/02/2021 tarihli davacı dilekçesi ile artırılan bedel üzerinden ve HGK 28/02/2018 tarih 2015/ … -… E. Sayılı kararı doğrultusunda dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile, 199.005,00.TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
2-Karar harcı olan 13.594,03.TL’den peşin alınan 29,20.TL’nin mahsubu ile bakiye 13.564,83.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan (62,70 TL ilk harç 332,00TL posta ücreti ve 6.900,00.TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam) 7.294,70.TL’nin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı vekili için takdir edilen 22.380,35TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
6-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 18/05/2021

Katip …

Hakim …
¸e-imzalıdır