Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/371 E. 2018/246 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2016/371 Esas
KARAR NO :2018/246

DAVA :Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :21/09/2016
KARAR TARİHİ :21/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Körfezinde bulunan … ve …. limanlarına yanaşan ve acenletiğini yapmakta olduğu… gemileri için kılavuzluk hizmetinin temin edilmesi için davalı şirketten römorkaj hizmeti aldığını, geminin hem baş hem de kıç tarafında her bir yöne doğru dönüp çalışabilen itici pervaneler bulunduğunu, römorkör yardımı olmadan da rıhtıma yanaşıp rıhtımdan ayrılma manevralarını kolaylıkla yapabildiklerini, müvekkilinin acenteliğini yaptığı gemilere verilen hizmetler için düzenlenen ve fatura dayanağı olarak gösterilen pilotaj makbuzlarında sadece bir römorkörün refakat amaçlı kullanıldığının kayıtlı olduğunu, 2016 yılına kadar Tarife hükmüne uygun indirim uygulanırken davalı şirketin indirim uygulamadığını ve fazla bedel tahakkuk ettiğini, müvekkilinin 01/04/2016 tarih … ve … numalaralı faturalara itiraz ettiğini ihtarname ile bildirdiğini ve iade ettiğini, davalı şirketin gemilere verdiği römorkaj hizmetlerini aksatmaması için ihtirazi kayıtla ödeme yapılmak zorunda kalınan tutarların iadesinin talep edildiğini, davalı tarafça fazla tahsil edilen tutarları ödemekten imtina etmesi yönündeki hukuka aykırı uygulamanın müvekkilinin zararını büyütecek şekilde sürdürüldüğünü belirterek davanın kabulüne, davalı tarafça düzenlenen 01/04/2016 tarih ve … ve … numaralı faturaların yürürlükteki Liman Hizmetlrei Tarifesine ve diğer mevzuata aykırı olarak ve gemilerin özelliği gereği uygulanması gereken indirimler uygulanmadan düzenlendiğini ve faturalardaki toplam 4.410 USD römorkaj bedellerinin yarısı olan 2.205 USD tutarında borçlu olup olmadığının tespitini, davalının fazladan tahsil ettiği 2.205 USD’nin ödeme tarihinden itibaren devlet bankalarınca USD mevduata uygulanan en yüksek orandaki faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … ve … Körfezlerinde römorkaj ve kılavuzluk hizmeti verdiğini, römorkaj ve kılavuzluk hizmetlerinin kamu hizmeti niteliğine haiz olduğunu, Liman Hizmetleri Tarifesine göre ücretlendirme yapıldığını, söz konusu tarifenin somut olaylara ne şekilde uygulanacağı hususunda 31/10/2012 tarih ve 28453 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Limanlar Yönetmeliği mevzuatı ve idarenin görüşü doğrultusunda işlem yapıldığını, davacı vekilince davaya konu hizmetlerde hizmetin bir adet römorkörle verilmesi ve refakatte kalmasının yeterli olacağını iddia ettiğini, ihtarnameye süresi içerisinde cevap verildiğini, yanaşma ve ayrılma esnasında gönderilen tek römorkörün refakatte kalmasının mevzuat hükümlerince cevaz verilmediğini, yanaşma ve ayrılmalarda en az bir römorkörün kullanılmasının zorunlu olduğunu, refakatta kalmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin mevzuata uygun olarak yanaşma ve ayrılmalarda römorkörleri kullandığını, römorkörlerin refakatte kalmadığını, mevzuat gereği tahsis edilen römorkörün manevrada kullanıp kullanmama inisiyafiti kılavuzluk teşkilatı olarak müvekkili şirkette olduğunu, güvenlik şartı için kulanım yönünde ilerlendiğini, fatuların buna göre tanzim edildiğini, davaya konu gemilerin yolcu gemisi olmadığını belirterek davanın reddi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce aldırılan 23/10/2017 tarihli bilirkişi raporu sonucunda; davacı firma tarafından iddia edilen alacağın oluşmadığı, davalı tarafından düzenlenen faturaların yönetmelik ve tarifelere uygun olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce taraf vekillerince sunulan idare görüşleri ve liman yönetmeliği hükümleri de göz önüne alınarak dava konusu somut uyuşmazlıktaki gemilerin teknik özelliği, baş ve kıç iticisine sahip olup olmadıkları, römorkör yardımı olmadan rıhtıma yanaşma ve ayrılma kabiliyetlerinin bulunup bulunmadığı, fiilen kaç römorkörün hizmet verdiği, verilen hizmetin niteliği, hizmetin refakat düzeyinde kalıp kalmadığı, davalının ücretlendirme de %50 indirim yapması gerekli olup olmadığı noktalarında rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş olup, aldırılan 23/05/2018 tarihli bilirkişi raporu sonucunda; davalının dava konusu römorkaj hizmeti karşılığında tahsil ettiği römorkaj hizmetinin olay tarihinde yürürlükte olan mevzuata ve idare talimatlarına aykırı olmadığı, davacının ödemek durumunda kaldığı ve fazladan ödendiğini iddia ettiği 2.205,00 USD bakımından menfi tespit ve istirdat taleplerinin somut olaya uygun olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm delillerden, dava konusu uyuşmazlığın konusunun, davalı tarafça davacıya sunulan kılavuzluk hizmeti nedeniyle tahsil edilen römorkaj hizmet bedellerinden dolayı borçlu olup olmadığı ile borçlu ise miktarına yönelik menfi tespit davası olduğu, teknik bilirkişi heyetince yapılan incelemede, … ile … isimli … gemilerinin her ikisinde de baş iter ve kıç iter pervaneye sahip olduklarının, geminin rıhtıma yanaşması ve ayrılması esnasında geminin manevarsını etkileyecek bir çok faktörün ve acil durumların (Manevra esnasında Gemi makinesi ve/veya Baş,Kıç iterin arızalanması vb gibi) söz konusu olduğu bu nedenle … ile … isimli … gemilerinin sahip olduğu baş ve kıç iterlerin yapacak oldukları rıhtıma yanaşma vc ayrılma manevraları esnasında etkin bir avantaj sağlamakta ise de yanaşma ve ayrılma kabiliyetinin salt bu donanımlara bağlı olarak gerçekleştirilebileceği anlamı taşımadığının bildirildiği, hizmet fişinden dava konusu gemilere 31.03.2016 ve 01.04.2016 tarihlerinde pilotaj ve römorkör hizmetinin verilmiş olduğunun anlaşıldığı, 31.10.2012 tarihli ve 28453 sayılı Resmi Gazete ’de yayınlanan Limanlar Yönetmeliği ile 20.10.2015 tarihli ve 29508 sayılı Resmi Gazete ‘de yayınlanan Limanlar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin olay tarihi itibariyle yürürlükte ve geçerli olduğu, Limanlar Yönetmeliği’ nin ” Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri” başlıklı olaya ilişkin düzenlemesinde;
“MADDE 13 -(2) (Değişik: RG-27/2/2013-2S5 72) ” Yolcu gemileri dışındaki gemi ve deniz araçlarının, gros tonilatosuna göre, almak zorumla oldukları asgari römorkör saym ve bu römorkörlerin asgari çekme güçleri ek-S ‘te yer almaktadır.” ifadelerinin yer aldığı,
Kılavuz Kaptan ve Römorkör Alınmasına ilişkin Esaslar;
MADDE 14 – (4) (Değişik:RG-20/l0/2015-29508) Tehlikeli yük taşıyan tankerler ile tam boyu 200 metrenin üzerindeki gemi ve deniz araçları hariç olmak üzere; baş ve kıç itici pervane veya sisteme sahip gemiler, liman sahasına gelişlerinde, gemi ilgililerinin itici pervane veya sistemlerine ilişkin belgeleri ibrazı ve bunların tam kapasite ile çalıştığını liman başkanlığına yazılı olarak beyan etmesi üzerine, Ek-5’te verilen römorkör sayılarından toplam çekme gücünü %40’tan, sadece baş itici pervane veya sistemi olan gemiler ise toplam çekme güeünü %30 dan fazla azaltmamak ve her iki halde de en az bir römorkör kullanılması kaydıyla, bir eksik römorkör ile yanaşıp ayrılabilirler.” ifadelerinin yer aldığı, yönetmeliğin bu maddelerinde öncelikle sağlanması gereken ilk şartın çeki gücünün geminin gros tonajına göre toplamda en az 75 ton veya 90 ton olması gerektiği, ikinci şartın kullanılacak her bir römorkörün 30 tondan az olmaması gerektiği, üçüncü şartın ise römorkör gücünün yeterli olması durumunda hizmetin en az 2 römorkör ile verilmesi gerektiğinin anlaşıldığı, burada dikkate alınması gereken,yönetmeliğin ilk şartı, geminin gros tonajına göre toplamda en az 75 ton veya 90 ton çeki gücünün sağlanıyor olmasıd olduğu, gemilerin yanaşma ve kalkma manevraları esnasında bir çok etken göz önünde bulundurularak doğru ve etkin emniyetli bir manevranın temini açısından gerekli olan itme -çekme momentlerinin sağlanabilmesi için büyük önem arz ettiği, bu bağlamda, çeki gücü şartını, geminin yanaşma ve kalkma manevrasındaki etkin itme ve çekme kuvvetlerinin sağlandığı asgari toplam çeki tonajı olarak değerlendirmek gerektiği, bununla beraber toplam çeki gücünün çok sayıda römorköre bölünmesinin manevra esnasında emniyetin artırılacağı ikinci bir husus olduğu, diğer taraftan idarenin, geminin manevrasını etkin olarak etkileyecek baş-kıç iter gibi teknik donanımlarının gemide olması ve faal durumda bulunmalarının teknik olarak manevra açısından avantaj sağladığını düşünerek ilgili yönetmeliğini 4. Maddesinin 4 no lu bendinde gerekli düzenlemeye gittiği ve can,mal ve çevre emniyeti bakımından, en az bir römorkör kullanılmak kaydıyla,bir eksik römorkör ile yanaşıp ayrılabilmeleri konusunda düzenleme yapıldığı ve bu bakımdan sadece römorkör kullanma sayısında indirime gittiği, dava konusu olayda “Kılavuzluk Bill” hizmet makbuzu üzerinde,… isimli geminin … limanından ayrılma manevrası esnasında fiilen 1 adet römorkörün görev aldığı, … isimli geminin … limanından aynlma manevrası esnasında ise fiilen 2 adet (Hersek ve Dubai Port isimliRömorkörler) römorkörün görev aldığının görüldüğü, idare tarafından 2003 yılında yayınlanan Mersin, İskenderun Limanlan ve İzmit Körfezi İçin Römorkaj Ücret Tarifesi altında yer alan 1.Madde: “Gemilerin uymakla yükümlü oldukları römorkör alma ve muafiyet oranlarının Liman Tüzük ve Yönetmelikleri ile Denizcilik Müsteşarlığı Talimatlarınca belirlenir, ” şeklinde düzenlenme olup dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz ve İç Sular Düzenleme Genel Müdürlüğü tarafından Vapur Donatanları ve Acenteleri Demeği’ne yazılmış bulunan … tarih ve …- … sayılı yazısında; Römorkörün refakatte kalabilmesinin Limanlar Yönetmeliği kapsamında sadece baş ve kıç iticileri faal olan yolcu gemilerine tanınmış istisnai bir durum olduğunun açıkça belirtildiği, dava konusu olayda adı geçen gemilerin ise … gemisi olması nedeniyle, Römorkaj Ücret Tarifesi altında 5. Madde de yer alan %50 indirim muafiyetinden yararlanamayacağı, dosyaya celp edilen faturalar incelendiğinde, davalı firma tarafından hazırlanan faturaların, römorkörlerin hizmet vermiş olduğu gemilerin gros tonuna ve gemi tipine göre, olay tarihinde yürürlükte olan mevzuata ve Denizcilik Müsteşarlığı Talimatlarına uygun olarak düzenlenmiş olduğu kanaatine varılmakla davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasnın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 112,22 TL den karar harcı olan 35,90 TL nin mahsubu ile fazla alınan 76,32 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/06/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır