Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/370 E. 2019/422 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2016/370 Esas
KARAR NO : 2019/422
DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2016
KARAR TARİHİ : 15/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Ürdün’de yerleşik … Company firmasına 14/03/2016 tarih ve … numaralı fatura ile dondurulmuş tavuk ve hindi emtiası satıldığını, emtia nakliyesinin … Limanı’ndan … Limanı’na davalı tarafından üstlenilerek … isimli gemi ile yapıldığını, navlunun davalıya ödendiğini, emtianın -18°C’da taşınması gerektiğini, konteyner içerisine casus termometre yerleştirildiğini ve davalıya bildirildiğini, bildirilen ısıda yükün taşınmadığını ve bu sebeple yükün zayi olduğunun tespit edildiğini, bunun tutanak altına alındığını, ekspertiz çalışması sonucunda yükün 28 gün boyunca 0 ila -10°C arasında taşınması sebebiyle zayi olduğunun tespit edildiğini, durumun 14/04/2016 tarihinde davalıya bildirildiğini belirterek toplamda 30.819,50 USD tutarında zararın ve zararın ihbar edildiğini 14/04/2016 tarihinden itibaren kamu bankalarınca bir yıl vadeli USD mevduatına uygulanan en yüksek orandaki faizi ve diğer fertleri ile birlikte davalıdan tahsile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekilli tarafından emtianın … nolu konşimento ile taşındığını, konşimentonun tarafı olmadıklarını konşimentonun acente sıfatıyla imzalandığını, taşımayı fiilen gerçekleştiren firmanın … olduğunu, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, konişmentonun 19. maddesindeki yetki şartına göre taşımanın İngiliz ya da Kuveyt Mahkemelerinde ve İngiliz Hukukuna göre çözüleceği hususunda anlaştıklarını, davacı tarafından usulüne uygun bir ihbar yapılmadığını, hasarın 14/04/2016 tarihinde bildirildiğinin iddia edildiğini, ancak 26.04.2016 tarihinden önce yapılan bir bildirimin bulunmadığını, ekspertiz raporunun katılımları olmadan yapılan bir inceleme neticesinde hazırlandığını, ekspertiz raporunda tavuk etlerinin vakumlanmadan ambalajlandığını ve siparişin de bu şekilde verildiğinin belirtildiğini, bu cins gıdanın belli bir sıcaklıkta taşınması ve bozulmalardan korunması için vakum ambalajının da yapılmasının gerektiğini, oksitlenme ile oluşan hasarın standartlara uygun olmayan ambalajdan kaynaklandığını belirterek davanın yetki itirazının kabulünü, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddini, davanın esastan reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Dava; davalı tarafça deniz taşıması yapılan emtiaların hasarlı teslimi nedeniyle oluşan zararın tahsili talepli alacak davası olup, uyuşmazlığın; mahkememizin yetkili olup olmadığı, davalının pasif husumet ehliyetini haiz olup olmadığı ve hasar nedeniyle davalının kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyetinden alınan 24/10/2017 havale tarihli raporda özetle; CİF satımda hasarın malın gemiye yüklenmesiyle alıcıya intikal ettiği hâlde, dava dışı alıcının hasarlanmış malı kabul etmediğini, mal bedelini ödemeyi reddettiğini, davacı satıcının zarara uğramış olduğunu, zararın TTK m. 1185/1’de öngörülen süre içinde taşıyana bildirilmediğini, zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiğine ilişkin karine oluştuğunu, donmuş gıdaların çözündürülmesi sırasında, suyun dondurulması esnasında %10’luk hacim artışı ile hücre çeperlerinin delinmesi sonucu serbest kalan suyun gıdayı terk ettiği ve çözünme kaybının “drip loss” olarak ortaya çıktığını, dava dosyasındaki fotoğraflar incelendiğinde ürünün bir sıcaklık dalgalanmasına maruz kaldığının ve sıcaklığın önce yükselip sonra tekrar düşürüldüğünün anlaşıldığını, sıcaklık yükseldiği zaman kutuların ürünün çözünmesi ile ortaya çıkan suyu emerek ıslandığını, bunun sonucunda üst üste kutularda bulunan tavuk eti paketlerinin aşağı doğru baskı yaptığını, bu ağırlık nedeniyle alttaki kutuların daha çok ezildiği ve kutularda deformasyon oluştuğunu, daha sonra sıcaklığın düşürülmesi ile kutu içinde bulunan emtianın birbirine yapışarak tekrar donduğunu, sıcaklık değişimlerinin konteynerin gemiden tahliye edilmesinden sonra başladığını, -12.5°C ile başlayan sıcaklığın artarak 0°C değerlere çıktığını, emtianın deniz taşıması sırasında bozulmadığını, zarara neden olan olayın taşıyanın sorumluluk süresinin sona ermesinden sonra gerçekleştiğini, bu çerçevede TTK m. 1185/4 uyarınca oluşan karinenin aksinin ispatlanamayacağını, bu nedenle davalının zarardan sorumlu tutulamayacağını, davacının uğradığı toplam zarar miktarının 30.819,50 USD olduğunu, bu miktarın TTK m, 1186/1 ve 3 uyarınca hesaplanan üst sınırı aşmadığını bildirmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 21/02/2018 havale tarihli raporda özetle; yüklerin 16/03/2016 tarihinde saat 19:01’de gemiye yüklemesinin yapıldığını, dataloggerın gemiye yükleme yapılmadan 15/03/2016 tarihinde saat 01:45’de konteynere yerleştirildiğini, gemiye yükleme yapılmadan önce geçen yaklaşık 41 saatlik zaman dilimine ait datalogger kayıtlarından ve davacı tarafından dosyaya celp edilen fotoğraflardan tespit edildiği üzere konteyner içi sıcaklığın 0°C, -5°C, -10’C, -12,5°C derece aralığında değişkenlik gösterdiğini, gemi ile nakliye sırasında da aynı sıcaklık dalgalanmasının mevcut olduğunu, gerek karayolu gerekse denizyolu nakliyesi sırasında -18°C derece sıcaklığın nakliyenin hiçbir aşamasında söz konusu reefer konteyner tarafından düzenli olarak sağlanamadığını, bu nedenle … no’Iu konteynerin elverişsiz olduğunu, konteyner içerisindeki yükün, başlangıçtan itibaren yükü belirlenen ısıda tutamaması sebebiyle zararın oluştuğunu, davacının yükün konteyner içine yüklediği andan yükü taşıyana teslimine kadar geçen süreçte dc konteyner içerisine yerleştirilen ısı ölçer vasıtasıyla durumu takip edebileceğini, yükün sıcaklığının konteyner içerisine yüklenilmesinden boşaltma anına kadar belirlenen sıcaklık arasında tutulamadığını, davalı taşıyanın sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını bildirmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 01/11/2018 havale tarihli ek raporda özetle; taşıyanın konteyneri temin ettiği husus net biçimde ortaya konulmadığından, kök raporda değişiklik yapılmasını gerektirir bir hususun tespit edilemediğini bildirmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 04/07/2019 havale tarihli ek raporda özetle; taraflarca sunulan dilekçeler ve eklerinden yükün konteynere yüklenmesi ve istifi ile kara yolu ile taşınmasının davalı tarafça yapıldığını, konteynerin davalı tarafından mı davacı tarafından mı temin edildiğini tam olarak belirlenemediği bildirilmiştir.
… tarafından düzenlenen 16/03/2016 tarih ve … numaralı konişmentoya göre, yükletenin davacı … , alıcının Ürdün’de bulunan dava dışı … Şirketi olduğu ve toplam 1694 paket dondurulmuş kemiksiz tavuk ve hindi eti emtiasının, 1 adet 40’lık soğutuculu ve … numaralı konteyner içerisinde ve sıcaklık derecesi (yükletenin isteği doğrultusunda) -18°C’ ye ayarlanmış olarak, 16/03/2013 tarihinde İzmir … limanında … isimli gemiye yüklendiği ve tahliyenin Ürdün … limanında yapılacağı anlaşılmıştır. Konişmento üzerine dercedilen kayıtlardan ise;
– Shipper’s load and count klozuna göre, emtea konteyner içerisine yükleten firma tarafından istif edildiği, yüklendiği ve sayıldığı
– CY/CY (Containeryard to Containeryard) klozuna göre; emteanın içerisinde bulunduğu konteynerin, taşımacı firma tarafından bir limandan alınıp, varış ülkesindeki limana kadar yapılan denizyolu taşınmasını ifade etmekte olup, her halükarda liman dışı bir bölgeye yapılacak olan kara taşımasının riski ve sorumluluğu yükletene veya alıcıya ait olacağı,
-FCL/FCL (fullcontainerload) kaydından ise; konteynerin tamamının tek bir yükleyici tarafından tek bir alıcıya sevk edilmiş olacağı anlaşılmıştır.
Davaya konu emtialardan donmuş hindi etinin 14/03/2013 tarihinde davacının Bolu’da bulunan fabrikasından … numaralı konteynera yüklendiği ve sıcaklığın -18 dereceye ayarlandığı, ardından konteynerın kara yolu ile Akhisar’a taşındığı buradaki fabrikadan ise donmuş tavuk etinin aynı konteynera 15/03/2013 tarihinde yüklendiği ve bu tarihte konteyner içerisine casus diye tabir edilen termometrenin davacı tarafça konulduğu, anlaşılmıştır. Buna göre ise dosyaya sunulan casus termometre kayıtlarının 15/03/2013 tarihi ile tahliyenin gerçekleştiği 28/03/2016 tarihi arasını kapsadığı sabittir. Sorun ise emtiaların bozulmuş olarak tahliyesi ile başlamıştır. 30/04/2016 tarihli Ekspertiz Raporuna göre; 28 günlük taşıma süresi ve kötü saklama koşulları özellikle de sıcaklık dalgalanmalarının bozulmaya ve emtiaların güvenli gıda olma vasfını kaybetmesine sebep olduğu belirtilmiştir. Dosyada alınan tüm bilirkişi raporlarına göre de dava konusu emtiadaki hasarlanmanın konteyner içi sıcaklığın dalgalanmasına bağlı olarak soğuk zincirin konteynerin nakli esnasında kırılmasından kaynaklandığı belirtilmiştir. Bu noktada ise uyuşmazlık; konteynerin kim tarafından temin edildiği ve hasarlanmanın taşımanın hangi safhasında gerçekleştiği hususlarında toplanmaktadır.
Davaya konu emtiaların taşındığı konteynerda meydana gelen sıcaklık dalgalanmalarının ne zaman ve taşımanın hangi safhasında başladığı ve buna bağlı olarak da emtia hasarının hangi safhada gerçekleştiği hususu önem arz etmektedir. Dosyaya sunulan ve davacı sigortalısı tarafından konteynerlara yerleştirilen casus termometre sonuçlarına ve dosyaya sunulan teknik bilirkişi raporlarına göre; -18°C sıcaklığın, nakliyenin hiç bir aşamasında söz konusu soğutuculu konteyner tarafından düzenli olarak sağlanamadığı ve bu nedenle de … numaralı davaya konu emtiaları taşıyan konteynerin elverişsiz olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi heyetinde bulunan gıda mühendisi bilirkişi ise; esasen bozulmanın tam olarak taşımanın hangi safhasında gerçekleştiğine dair net bir görüş bildirememekle birlikte, konteynerın başlangıçtan itibaren yükü belirlenen ısıda tutamaması sebebiyle zararın oluştuğunu belirtmiştir. Buna bağlı olarak da, mahkemece, hasara konteynerın elverişsizliğinin sebep olduğu kabul olunmuştur.
Bu aşamada esasen uyuşmazlık, konteynerın kim tarafından temin edildiği noktasında toplanmıştır. Bu hususta dosyaya davacı tarafça navlun faturası ile bir takım mail yazışmaları sunulmuştur. Her ne kadar bilirkişiler konteynerın elverişsiz olduğunu belirtmelerine karşın konteynerın davalı tarafça temin edildiğinin net olarak ortaya konulamadığını belirterek hasar nedeniyle davalının kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı yönünde görüş bildirmiş olmalarına karşın, bu husus esasen ispat hukuku ile ilgili olmakla delillerin değerlendirilmesi, mahkemenin takdirinde olduğundan mahkemece bu konuda bilirkişi raporunda varılan sonuç benimsenmemiştir. Dosyaya sunulan deliller ışığında konteynerın kim tarafından temin edildiği hususunun değerlendirilmesi teknik bir husus değil ispat hukukunu ilgilendiren hukuki bir meseledir. Kaldı ki bilirkişilerde rapor içerisinde konteyner elverişsizliğinden konteynerı temin eden tarafın sorumlu olması gerektiğini de belirtmişlerdir. Dosya içerisinde bulunan konişmento kayıtlarına göre davalının limandan-limana taşımayı üstlendiği sabit olmakla birlikte, konteynerın temini ile kara taşımasından sorumluluk esasen farklı hususlardır. Somut olayda kara nakiyesinin kim tarafından gerçekleştirildiği önem arz etmemektedir. Zira yukarıda bahsedildiği şekilde hasar kara nakliyecisi kusurundan değil, konteynerın elverişsizliğinden kaynaklanmaktadır. Buna göre davacı tarafça 08/03/2018 tarihli dilekçe ekinde sunulan mail yazışmaları incelendiğinde, davalı tarafça taşıma ücretinin “..all in 3000 USDdir. Navlunumuza dış dolum lokaller ve 3 gün ardiye monitoring dahildir” şeklinde belirtildiği görülmüştür. Ayrıca aynı tarihte sunulan mail yazışmalarında konteyner detaylarının da davalı yetkilisi tarafından davacıya bildirildiği anlaşılmaktadır. Son olarak konteyner numarasının … olduğu ve dosyaya sunulan hukuki mütalaada belirtildiği üzere, konteyner numarası başında bulunan kodların davalı şirket bünyesinde ve teriminde olduğu hususları bir arada değerlendirildiğinde, davaya konu emtiaların taşındığı konteynerın davalı tarafça temin edildiği olgusu davacı tarafça yaklaşık ispat kurallarına göre ispatlanmış kabul edilmiştir. Davalı taraça ise; konteynerın kendileri tarafından temin edilmediğine dair dosyaya somut ve kesin bir delil sunulamamıştır.
Açıklanan nedenlerle davaya konu olan emtiaların taşındığı konteynerın davalı tarafça temin edildiği ve hasara ise konteyner elverişsizliğinin neden olduğu mahkemece kabul olunmakla davalının hasar nedeniyle kusur ve sorumluluğu bulunduğu kabul olunarak bilirkişilerce kadri maruf bulunan hasar nedeniyle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile 30.819,50 USD ‘nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Karar harcı olan 6.281,94 TL’den peşin alınan 1.557,91 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.724,03 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan (1.591,41 TL ilk harç, 315,80 TL posta ücreti ve 6.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam) 8.507,21 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı vekili için takdir edilen 10.106,90 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/10/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır