Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/36 E. 2020/193 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2016/36 Esas
KARAR NO :2020/193
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ :20/01/2016
KARAR TARİHİ :29/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;… ve Ticaret Ltd. Şti. donatanının … Ltd olduğunu, eski adı … yeni adı … gemisinin 2007 tarihinden beri işletmecisi olduğu ve donatanı mülkiyetinin … Ltd Şti adına kayıtlı iken 27/11/2015 tarihinde … Ltd’ye devir ve intikal ettiğini, önceki malik … Ltd. Şti adına … gemisinin işletmeciliğini yapmakta iken bu kere değişen adıyla … gemisinin işletmeciliğini yapması hususunda yeni malik … Ltd ile anlaştığını, geminin eski donatan … Ltd’ye izafeten… Ticaret Ltd Şti aleyhine davalı tarafından … İcra Müdürlüğü’nün, 2015/… E. saydı dosyasıyla, 04.12.2015 tarihindi 56.396,18 TL bedelli alacak takibiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin kendilerine hiç ulaşmadığını, fakat her nasılsa tanınmıyor ibaresiyle iade olunduğunu, bunun üzerine, 20.11.2015 tarihinde Tebligat Kanunu nun 35. Maddesine göre yapılan tebligatın komşuya haber verilmek suretiyle gerçekleştirildiği ve böylece takibin kesinleştirildiğini, alacaklı tarafından takibin kesinleşmesini müteakip 01.12.2015 tarihinde geminin haczedilerek seferden men’i talep edildiğini, bunun üzerine icra müdürlüğünce Tuzla Liman Başkanlığı’ na müzekkere yazılarak borçlu şirket adına kayıttı ise … isimli geminin haczine, seferden menine dair karar verildiğini, Türk Limanlarında, yabancı bayraklı gemilerin sicil kayıtlarının tutulmasının söz konusu olmadığını haciz ve seferden men kararının verildiği 01/12/2015 tarihinde geminin borçlu adına kayıtlı olmamasına rağmen, kararın tatbik edildiğini ve geminin haczedilmek suretiyle seferden men edildiğini, işbu seferden men hadisesi ile takibe muttali olan…’in derhal durumu yeni malike bildirdiğini, geminin, o tarihte yapılan gemi kiralama sözleşmesi gereğince İskenderun seferini yapmak zorunda olduğundan yeni malik tarafından derhal borcun ödenip haczin kaldırılması ve geminin sefere çıkması talimatı verildiğini, bunun üzerine,… ve Ticaret Ltd. Şti’ nin, yeni malik nam ve hesabına borcu icra dosyasına ödeyerek, haciz ve seferden men kararını kaldırttığını, ancak icra müdürlüğünce düzenlenen tahsilat makbuzunda sadece dosya borçlusunun adının zikredildiğini, ödemenin, doğrudan… ve Ticaret Ltd Şti tarafından yeni malik …’nın talimatı ile yapıldığını, geminin satışını müteakiben mülkiyetinin devir ve tesliminden sonra eski borçlunun, geminin salıverilmesi için para ödemesinin hayatın olağan akışına aykı olduğunu, … Şirketi’nin adına hareket ettiği … Ltd’nin dava konusu bu parayı alacaklıya hiçbir şekilde borçlu olmadığı halde cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığını belirterek işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu belirtilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın hukuka aykırı olup davanın reddi gerektiğini, dava taraflar arasındaki eser sözleşmesine dayanarak ödenen paranın istirdadına yönelik olup 6102 sayılı T.T.K.’nun 5/2. maddesi gereğince Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın konusunun dava konusu gemiye verilen tamir bakım hizmetine ilişkin olup bir eser sözleşmesi niteliğinde olduğunu, bu tür davalara bakmakla görevli mahkemelerin ticaret mahkemeleri olup görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, davaya müvekkili şirketin adresi itibariyle davaya bakmakla yetkili mahkemenin ise İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemeleri olduğunu , davacı şirket tarafından dava dilekçesinde açıkça bahsedildiği gibi … Tic. Ltd. Şti. ‘ nin davacı yabancı şirketin acentesi olmayıp geminin işleticisi olduğunu, T.T.K. hükümleri gereğince acentenin yabancı şirketi davada temsil yetkisi (bu konuda yetki verilmesi hâlinde) olup gemi işleticisinin böyle bir yetkisi bulunmadığını, tebliğ edilen evrak incelendiğinde … Şirketinin acente değil işletici olduğunu, dolayısıyla davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddinin gerektiğini, ayrıca dosyaya sunulan gemi işletme sözleşmelerinde taraflara ait hiçbir kaşe ve imza bulunmadığını, yalnızca tercüme bürosuna ilişkin imzanın yer aldığını, imzasız gemi işletme sözleşmeleri ile … Ltd. Şti ‘nin olduğu dahi ispat edilemediğini, geminin hem yeni donatanı hem de eski donatanı tarafından geminin işletme hakkının … Şirketine verildiği sabit olmadığından husumet itirazında bulunulduğunu, davalının Tuzla Bölgesinde gemilere yönelik tamir bakım hizmeti veren bir şirket olduğunu, davalının 2008 yılında dava konusu geminin tamir ve bakım işlerini Tuzla ‘da bulunan … aş Tersanesinde yaptığını, verilen hizmete ilişkin 06.09 2008 tarihli … notu 172.711,87-USD bedelli, 5430-USD bedelli faturaları düzenleyerek davacı şirkete teslim etliğini, davacı şirketin de söz konusu fatura borçlarına karşılık çeşitli tarihlerde kısmi ödemeler yaptığını ancak borcun 13.910,87-USD’lik kısmının ödenmediğini, aradan yaklaşık 8 yıl geçmesine rağmen borcun bir kısmının ödenmemesi üzerine davalının davacı şirket aleyhinde icra takibi başlattığını, takibin kesinleştiğini ve borcun bizzat borçlu … Ltd. tarafından ödendiğini, dosya borcunun davacı … Ltd tarafından ödenmediğini, dosya borcunun borçlu dava dışı … Ltd. tarafından ödendiğinden davacı … Ltd. tarafından işbu davanın açılmasında hukuki menfaati bulunmadığı gibi taraf ehliyeti de bulunmadığından bu açıdan da husumet itirazında bulunulduğunu, dava konusu gemiye ilişkin hizmetlerin müvekkili şirketin Tuzla’ da bulunan Dentaş Tersanesinde verildiğini, davanın esasına geçilmesi halinde söz konusu tersaneye müzekkere yazılarak gemiye ilişkin hizmetlerin müvekkili şirket tarafından verilip verilmediğinin sorulmasını talep ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda özetle; Davalı tarafından “…” isimli gemiye bakım ve onarım hizmetinin verilmiş olduğu, … şirketinin dosyaya ibraz olunan gemi yönetim sözleşmeleri çerçevesinde gerek bakım ve onarımın gerçekleştiği dönemde gerekse geminin seferden men edildiği dönemde geminin yöneticisi olduğu, yerine getirdiği hukuki işlemleri gemi donatanı adı ve hesabına gerçekleştirdiği, geminin onarım ve bakımı zamanında malikinin … olduğu, seferden men edildiği tarihte ise … olduğu, İcra Müdürlüğü’ne ödemenin banka dekontlarının incelenmesi sonrasında … tarafından yapıldığının anlaşıldığı, istemin borçlusunun … olduğu, istemin TTK m. 1320 f. 1 anlamında sahibine gemi alacaklısı hakkı veren bir istem olmadığı için yeni malik …’e karşı “…” isimli gemi üzerinde ileri sürülebilecek bir rehin hakkı vermediği, … ile … arasında organik bağın bulunduğunun davalı tarafından ispat edilemediği, tüm bu bilgiler çerçevesinde davacının bakım ve onarım alacağının borçlusu ve sorumlusu olmadığı belirtilmiştir.
Her ne kadar davalı vekili süresinde verdiği dilekçesi ile mahkememizin yetki ve görevine itiraz ederek görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirtmiş ise de davaya konu uyuşmazlığı TTK 5. kitabında yer aldığı ve mahkememizin de İstanbul Mülki hudutları dahilinde Deniz taşımasına ilişkin davalara münhasıran görevlendirilen tek mahkeme olup tüm İstanbul sınırlarında yetkili olması nedeni ile görev ve yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm delillerden, açılan davanın istirdat davası olduğu, davacı vekilinin adına hareket ettiği … adına cebri icra tehdidi altında icra dosyasına ödenen paranın istirdadını talep ettiği olayda, davalı tarafından eski adı … yeni adı … isimli gemiye bakım ve onarım hizmeti verildiği hususunun Tuzla Liman Başkanlığı yazı cevabı ve dava dışı … San. Şirketi yazı cevabı ile sabit olduğu, dava konusu olayda hukuki uyuşmazlığın davacının geminin bakım onarım masrafından bakiye borçtan sorumlu olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacı asile izafeten…’ in aktif husumet ehliyeti bulunup bulunmadığı açısından yapılan değerlendirmede, dosyada yer alan gemi yönetim sözleşmelerinin tarihlerinin 27/11/2015 ve 3/4/2014 olduğu, 03/04/2014 tarihli Gemi Yönetim Sözleşmesinin taraflarının … ve … şirketleri olduğu, sözleşmede …’ in gemi maliki, …’ in ise gemi yöneticisi olarak gözüktüğü, 27/11/2015 tarihli Gemi Yönetim Sözleşmesinin taraflarının ise, … ile … olduğu, sözleşmede …’ in gemi maliki, …’ in ise gemi yöneticisi olarak gözüktüğü, … Şirketinin eski adı … yeni adı … isimli geminin yöneticisi olduğu, yerine getirdiği hukuki işlemleri gemi donatanı adı ve hesabına gerçekleştirdiği, gemi donatanına izafeten dava açmasının hukuken mümkün olduğu kanaatine varılmış ise de, yargılama sırasında davalı vekilince davacı şirkete izafeten…’ in tasfiye haline girdiğini belirtilmesi üzerine İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazı yazıldığı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce yazılan yazıya davacı şirketin iflasına karar verildiği ve iflas işlemlerinin … İcra ve İflas Müdürlüğü’ nün 2016/… iflas sayılı dosyasında yürütüldüğünden bahisle yanıt verilmesi üzerine davacı asil adına vekaletname sunulması üzerine dosyada davacı asil açısından da taraf teşkili sağlandığı kanaatine varılmıştır.
Dosyada mevcut Liberya Cumhuriyeti tarafından hazırlanan sicil sertifikası, 27.11.2015 tarihli devir teslim tutanağı, 03.12.2015 tarihli … antetli kağıdına basılı belge, gemi satış senedi birlikte değerlendirildiğinde, … isimli geminin gemi bakım ve onarımı zamanında …’e ait olduğu, geminin seferden men edildiği 1/12/2015 tarihinde ise mülkiyetinin el değiştirmiş olduğu, adının … olarak değiştirildiği ve malikinin … şirketi olduğunun anlaşıldığı, talep konusu gemi bakım ve onarım alacağının TTK m. 1320 anlamında sahibine gemi alacaklısı hakkı veren bir istem olmadığı, yeni malike karşı ileri sürülemeyeceği, istemin borçlusunun … olduğu, nitekim davacı vekilince de takibin isabetli bir şekilde … donatanı …’e karşı yapıldığı, icra dosyasına ise ticari hayatın devamı gereği ödemenin … tarafından yapıldığı, bu noktada davacı …’ in dava hakkının …’e karşı doğduğunun kabulü gerektiği, nitekim davalı (alacaklı) vekilince takibin ve hukuki yolların borcun doğumundaki malike karşı başlatıldığı anlaşılmakla davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacı tarafın kötüniyetli olduğu tespit edilemediğinden kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 1.167,47 TL den karar harcı olan 54,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 1.113,07 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı yargı gider toplamı olan 17,50 TL’nin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı vekili için takdir edilen 8.387,12 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır