Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/287 E. 2018/461 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2016/287 Esas
KARAR NO :2018/461

DAVA :Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ :09/10/2012
KARAR TARİHİ :29/11/2018

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili şirket nezdinde nakliyat emtia sigorta poliçesi kapsamında sigortalı bulunan örgü makinesi ve ekipmanları emtiasının davalı … şirketinin üst taşıma taahhüdü altında davalı … şirketinin tanzim ettiği konşimento kapsamında İzmir’den Mısır’a taşınması sırasında hasarlandığını, hasar bedelinin sigortalı şirkete ödendiğini belirterek 12.231,13 TL’nin faiziyle birlikte davalılardan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, dava konusu taşımada …nin forwarder sıfatıyla hareket etmiş olup, dava konusu taşıma bakımından taşıyan sıfatının olmadığını ve sorumluğunun bulunmadığını, süresi içinde ihbar yapılmadığını, hasar yönünden davalıların sorumluluğunun olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nde yapılan yargılama neticesinde 17/12/2013 tarih, … esas, … karar sayılı kararı ile davacının davasının aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 10/02/2015 tarih, … esas, … karar sayılı kararı ile ” CIF satış türü, taşıma ve sigorta bedeli ödenmiş olarak yapılan satış ve teslim şeklini ifade etmekte olup, mallar nakliye aracına uygun şekilde yükletildikten ve taşımada oluşabilicek hasarlar için emtia alıcı adına sigorta ettirilip ücreti ödendikten sonra satış konusu mallar üzerinde satıcının artık bir menfaati kalmayacağından taşıma sırasında oluşacak hasarlardan dolayı satıcının talep hakkının bulunmadığının kabulü ilke olarak doğrudur. Ancak, somut olayda malların CIF satış yöntemi ile teslimi hususunda alıcı ile anlaşılmış ise de, dosya kapsamında bulunan ürün faturası ve gümrük beyannamesinde ödemenin mal mukabili olduğunun belirtildiği görülmektedir. Bilindiği üzere mal mukabili satımda, satılan malın teslim yerine ulaşması ve malın alıcısına teslim edilmesinden sonra satım bedeli ödenmektedir. Bu tür bir satışta, satıcının eşya üzerindeki menfaati teslime kadar devam edeceğinden taşıma sırasında hasar meydana gelmesi halinde de sorumluların müracaat hakkı bulunmaktadır. Bu bakımdan mal bedelinin satıcı tarafından alınıp alınmadığının tespiti ile sonucuna göre davacının aktif husumet ehliyetinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalarla dava konusu olaya baktığımızda, davacı vekili bilirkişi raporu alınmasından sonra 17/12/2013 tarihli duruşmada zararın sigortalı uhdesinde kaldığını, sigortalının emtia bedelini tahsil edip etmediği hususunda bilgisi olmadığını ancak, bu hususun ihracat dosyasından anlaşılabileceğini belirtmiş ise de, davalı tarafın yeni delil sunulmasına muvafakat etmediğini bildirmesi üzerine mahkemece davalı muvafakati bulunmadığından ihracat dosyasının istenmesi yönündeki talebin reddine karar verilmiştir. Ancak, bu husus davacının aktif taraf sıfatının (husumet) varlığına ilişkin olup, mahkemece re’sen göz önünde bulundurulması gerektiğinden davacıdan sigortalı emtianın satış bedelinin tahsil edilip edilmediğine ilişkin olarak ihracat belgeleri ve bu hususta ilişkin bilgi ve belgeler sorulmak, ilgili kurumlardan getirtilip araştırılmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçeleriyle kararın davacı yararına bozulmasına karar verilmiş olmakla dosya mahkememize gönderilerek mahkememizin 2016/287 esas sırasına kaydedilerek usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına mahkememizce uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı öncesinde aldırılan 01.10.2013 havale tarihli bilirkişi raporunda, satış sözleşmesinin CIF esasına dayalı olarak kurulduğu dikkate alındığında davacının hakkına halef olduğunu iddia ettiği dava-dışı satıcının gerçek hak sahibi olmadığı bu sebeple davacının dava ehliyeti bulunmadığı, ancak Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin CİF satışlarla ilgili içtihatının satış bedelinin alıcı tarafından satıcıya ödenmemesi durumunda CİF satışlarda satıcının menfaat sahibi olacağı şeklinde olduğu, mahkemenin bu yönde karar vermesi halinde, davacının dava ehliyetine sahip olabilmesi için hasara uğrayan kısma ilişkin satış bedelinin dava-dışı alıcı tarafından dava-dışı satıcıya ödenmemiş olduğunu belgelemesi gerektiği, aksi takdirde dava ehliyeti bulunmadığı, 2 nolu Davalı … A, Ş.’nin TTK m. 814 uyarınca taşıyıcı sayılacağı, pasif husumet ehliyetinin bulunduğu, hasar ihbar külfetinin kanunda öngörülen şekilde yerine getirilmediği, dolayısıyla TTK m. 1066 f. 3 c. 1 uyarınca zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği karinesi doğduğu, bu karinenin aksinin mevcut belgelerle ispat edilemediği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dava dışı satıcı … Ltd. Şti.’ne ait 2011 yılına ait ticari defterlerin incelenerek davaya konu taşımaya ilişkin 10/10/2011 tarih … nolu satış fatura bedelinin tahsil edilip edilmediği husususun denetlenmesi yönünden talimat mahkemesi vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup 16.05.2017 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda, ihtilafa konu hasarlanan emtiaya ait faturanın 146.680,00 Usd/CIF bedelli açık fatura olduğu, fatura bedelinin 19.12.2011 tarihinde gönderildiği, gönderen firmanın Tetco isimli firma olduğu, gönderilen bedelin 146.680,00 Usd olduğu, TL karşılığının 267.382,97 TL olarak alıcılar hesabının alacağına işlendiği, fatura bedelinin tamamının tahsil edildiği, bu faturadan doğan herhangi bir alacağın kalmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamı sonrası aldırılan 17.09.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Emtianın konteyner taşımacılığına uygun bir şekilde ambalajlanmadığı, hasarın deniz taşıması sırasında meydana geldiğinin ispata muhtaç olduğu, hasar sonucu zarar bedelinin 12.231.13 TL olarak kadri marufunda olduğu, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu, davalı … A.Ş’nin alt taşıyan sıfatına haiz olduğu, davalının hasar ihbarının süresinde yapılmadığı iddasının, madde hükmünde belirtilen karinenin aksini ispatı halinde, yerinde olmadığı, sonucunda emtiaya gelen hasardan, deniz taşımasında meydana geldiği ispat edilmeksizin, taşıyanın sorumluluğuna gidilemeyeceği belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve Yargıtay bozma ilamı ile aldırılan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı deliller birlikte incelenip değerlendirildiğinde, davacı şirkete nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … Ltd. Şti. tarafından Mısır’da mukim alıcı firmaya mal mukabili satılan örgü makineleri ve ekipmanlarından oluşan emtianın İzmir’den Mısır’a … gemisi ile sevk edilmesi için …’ nin üst taşıma taahhüdü altında … tarafından tanzim olunan konşimento tahtında gerçekleştiği, davacının aktif husumet ehliyeti bulunup bulunmadığı açısından yapılan değerlendirmede, Yargıtay bozma ilamında da ifade olunduğu üzere, somut olayda malların CIF satış yöntemi ile teslimi hususunda alıcı ile anlaşıldığı, dosya kapsamında bulunan ürün faturası ve gümrük beyannamesinde ödemenin mal mukabili olduğunun belirtildiği, mal mukabili satımda, satılan malın teslim yerine ulaşması ve malın alıcısına teslim edilmesinden sonra satım bedelinin ödendiği, bu tür bir satışta, satıcının eşya üzerindeki menfaati teslime kadar devam edeceğinden taşıma sırasında hasar meydana gelmesi halinde de sorumluların müracaat hakkı bulunduğu, bu bakımdan mal bedelinin satıcı tarafından alınıp alınmadığının tespiti ile sonucuna göre davacının aktif husumet ehliyetinin değerlendirilmesi gerekeceği, bu nedenle sigortalı firmanın ticari defterlerinin incelenmesi için talimat mahkemesi vasıtasıyla bilirkişi raporu aldırıldığı, mali müşavir bilirkişinin raporunda; “İhtilafa konu hasarlanan emtiaya ait faturanın 146.680,00 Usd/CIF bedelli açık fatura olduğu, fatura bedelinin 19.12.2011 tarihinde gönderildiği, gönderen firmanın … isimli firma olduğu, gönderilen bedelin 146.680,00 USD olduğu, TL karşılığının 267.382,97 TL olarak alıcılar hesabının alacağına işlendiği, fatura bedelinin tamamının tahsil edildiği, bu faturadan doğan herhangi bir alacağın kalmadığı” hususlarının bildirildiği, bu sebeple davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varıldığı, 17.09.2018 tarihli bilirkişi raporundaki kanaatin yanlış değerlendirmeye dayandığı, raporda alıcı … tarafından ödeme yapıldığı kanısına varıldığı anlaşılmakla davacının davasının aktif husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Kaldı ki esas yönünden yapılan değerlendirmede de konişmentoda “shipper’s stow, load, count and seal” kaydı bulunduğu, konteyner içi istifi ve yüklemesinin davacının sigortalısı tarafından yapıldığı, hasarın emtianın uygun bir şekilde ambalajlanmamasından ileri geldiği, eşyanın teslim tarihinin 16.10.20111 tarihi olduğu ve hasar ihbarının 25.10.2011 tarihinde yapıldığı, hasar ihbar külfetinin kanunda öngörülen şekilde yerine getirilmediği, dolayısıyla TTK m. 1066 f. 3 c. 1 uyarınca zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği karinesi doğduğu, bu karinenin aksinin mevcut belgelerle ispat edilemediği göz önününe alınarak davanın esastan da gerekmektedir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 181,65 TL den karar harcı olan 35,90 TL nin mahsubu ile fazla alınan 145,80 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar vekiline verilmesine,
4-Davalılar vekili tarafından yapılan 91,00 TL mahkeme masrafının davacıdan alınarak davalılar vekiline verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal süresi içeresinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/11/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır