Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/274 E. 2019/76 K. 19.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2016/274 Esas
KARAR NO :2019/76
DAVA :Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :23/11/2015
KARAR TARİHİ :19/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının … İcra Müdürülüğü’nün … esaslı dosyası ile aleyhlerine icra takibi başlattığını, icra müdürlüğünce gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği gerekçesi ile şikayet yoluna gidildiğini ayrıca öğrenme tarihine göre süresinde borca itiraz edildiğini, mahkeme tebligatın usulsüz olmadığına karar verdiği için itirazımızın da süresinde olmadığına karar verdiğini, dolayısıyla davalının haksız ve kötü niyetli takibinin kesinleşmiş olup, menfi tespit davası açma zorunluluğu doğduğunu, bu nedenlerle … İcra Müd’nün … esas takip nedeniyle 17.720,62-EURO(53.780,30-TL), 26.320,44-GBP (114.362,30-TL) borçlu olmadığımızın tespiti ile takibin iptaline, takip kötü niyetli yapılmış olmakla davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkumiyetine, yargılama giderlerinin, vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ederek Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … Limited Şirketi’nin iştigal konusunun, “freight forwarder” (taşıma işleri komisyoncusu) olarak emtiaların uluslararası taşınması işlerinin organizasyonunu yapmaktan İbaret olduğunu, somut olayda da, dilekçe ekinde yer alan belgelerden de açıkça anlaşılacağı üzere, müvekkili … , davacı … Dış Ticaret Taşımacılık Limited Şirketi’ nin (… Dış Ticaret) talebi üzerine, genellikle ihracat konusu emtiaların yurtiçinden yurtdışına -deniz yoluyla- taşınması işlerinin organizasyonu ile ilgili olarak hizmet verdiğini, müvekkili … Denizcilik tarafından verilen hizmetlerin bedellerinin, … Dış Ticaret tarafından 17.720,62 Euro ve 26.320,44 GBP tutarlarında eksik ödendiğini, Borçlar Kanunu’nun 99. maddesinin, aşağıdaki hükmü amir olduğunu, ” Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı bu alacağının aynen veya vade ya da fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebileceğini, İfanın mutlaka yabancı parayla yapılacağı şart edilmemiş olan yabancı para borçlarında, borçlu ülke parasıyla ödeme yaparsa, Efektif Kur esas alınmayacağını, alacaklının zarara uğramaması için de Satış Kuru esas alınmayacağını, Yargıtay ve doktrin görüşleri, ticari örf ve adet uyarınca, davacı … Dış Ticaret tarafından TL cinsinden yapılan ödemeler dikkate alındığında; davacı … Dış Ticaret’ in, müvekkili davalı … Denizcilikle 17.720,62 Euro ve 26.320,44 GBP tutarlarında borçlu olduğundan; davacı … Dış Ticaret aleyhine … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas numaralı icra dosyasından icra takibi başlatılması zarureti doğmuş olduğunu, Ticari defter ve kayıtlar, navlun faturaları, taşıma belgeleri ve sair delillerde, davacının 17.720,62 Euro ve 26.320,44 GBP tutarlarında borçlu olduğunu belirterek, davanın, haksız ve kötü niyetle ikame edildiğinden reddini talep etmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’ nde yapılan yargılama neticesinde 05/02/2016 tarih, … Esas, … karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiş olup yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
… İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde, alacaklısının dosyamız davacısı … Denizcilik, borçlusunun dosyamız davacısı … Dış Ticaret, 17.720,62 Euro ve 26.320,544 GBP bakiye alacaklar için takibe geçildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 26/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacıya ait 2012, 2013 ve 2014 yılı defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı, davalıya ait 2012-2013 ve 2014
yılı defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı, davalı ile davacı arasında 2012-2013 ve 2014 yılında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davalının davacı adına düzenlemiş olduğu TL ve döviz faturalarının davacı tarafından teslim alındığı ve defterlerine işlendiği, keza davacının davalıya yapmış olduğu TL ve döviz ödemelerinin davalı tarafından defterlerine eksiksiz kayıt edildiği, davacı şirketin, davalının döviz olarak düzenlediği fatura borcuna mahsuben Türk Lirası çek keşide/ciro ettiği, çeklerin tahsil edildiği tarihte Efektif Satış kuru esas alınarak Ek 1 tablo ile döviz tutarların hesaplandığı, davacının davalıya; davalı tarafından yapılmış olan takibe konu, 24.481,29 GBP + 17.403,90 EURO borçlu olduğunun görüldüğü, taraflar arası ticari ilişki ve işin görülmesi konusunda ihtilaf bulunmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 22/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı yanın davacı yana keşide ettiği uluslararası navlun hizmet bedeli faturalarını yabancı para birimleri cinsinden düzenleyerek, yürürlükte yasal mevzuata uygun olarak faturanın alt kısmında TCMB kurlarını dikkate almak suretiyle TL karşılığını belirttiği, bu anlamda faturalardan doğan alacağın ilgili yabancı para cinsine göre tahsil edileceği yönündeki iradesini yansıtmış göründüğü, bu hususta takdirin Mahkemeye ait olduğu, bu uygulama çerçevesinde davalı yanın 10.07.2014 takip tarihi itibarıyla kendi ticari defler kayıtlarına göre davacı yandan 17.720,62 Euro, 26.320,44 GBP alacaklı göründüğü, davalı yanın, davacı yandan aldığı çeklerin hiçbirini ciro yolu ile devretmediği, kendi hesaplarında takastan tahsil ettiği, bu anlamda davacı yanın 29.09.2017 tarihli bilirkişi raporuna karşı sunduğu İtirazları doğrultusunda, davalı yanın çekleri ciro etmiş olması halinde ciro tarihleri baz alınarak bir hesaplama yapılmasının konusu olmadığı, çeklere ilişkin her bir tahsilat makbuz tarihi itibarıyla davalı yanın muavin hesap ekstrelerine göre davacı yandan farklı tutarlarda hem USD, hem Euro, hem de GBP olarak alacaklı göründüğü, bu nedenle davacı yanın 29.09.2017 tarihli bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda bir hesaplama yapma imkanının bulunmadığı, zira rapor ekine derkenar ettikleri muavin hesap ekstrelerinde de görüleceği üzere, davalı yanın davacıdan olan alacaklarını, düzenlemiş olduğu faturalarda yer alan her üç yabancı para cinsinden de ayrı ayrı takip edildiği, dolayısıyla tahsilat makbuz tarihleri itibarıyla TL cinsinden çek tutarlarını hangi oranda, hangi yabancı para cinsine teknik olarak mümkün olmadığı gibi, farklı ihtimallerle hesaplama yapılmasının da farklı sonuçlar doğuracağının tabii olduğu, taraflar arasında ödemelerin nasıl yapılması gerekliği yönünde ya/ılı bir sözleşme bulunmaması nedeni ile ödemelerin faturalarda belirtilen ilgili yabancı para biriminin TL karşılığı il/erinden yapılması gerektiğinin değerlendirilmesi halinde, davacı yanın davalı yana herhangi bir borcunun olmayacağı, Türk hukukunda bir borç için kıymetli evrak tanzim edilmesinin kural olarak ifa uğruna olduğu, somut olayda bunun aksini gerektirir bir anlaşmanın söz konusu olmadığı, VUK gereğince, taraflarca bir kur tespit edilmediği müddetçe, TCMB döviz alış kurunun kullanılmasının lazım geldiği, ödemenin vade tarihindeki kurdan yapılması, mümkün olmadığı takdirde o kur ile daha düşük kur arasındaki fark münasebetiyle kur farkının talep olunabileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, aldırılan bilirkişi raporları ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu uyuşmazlığın, davalı tarafından ifa edilen taşıma işlemleri neticesinde yapılan ödemelerin TL olması ve faturaların döviz cinsinden düzenlenmesi sebebi ile ödeme tarihleri ile fatura tarihleri arasında kur farkından oluştuğu, davacı tarafın icra dosyası nedeniyle borçlu olmadığı iddiasıyla işbu menfi tespit davasını açtığı, taraflar arasında taşıma işi ve düzenlenen faturalar konusunda ihtilaf bulunmadığı, her iki tarafın ticari defterlerinin düzenlenen navlun faturaları bakımından birbiri ile uyumlu olduğu, ihtilafın ödemelerin TL olması ve faturaların döviz cinsinden düzenlenmesi sebebi ile ödeme tarihleri ile fatura tarihleri arasında kur farkından oluştuğu, davalı yanın davacı yana keşide ettiği uluslararası navlun hizmet bedeli faturalarını yabancı para birimleri cinsinden düzenleyerek yürürlükte yasal mevzuata uygun olarak faturanın alt kısmında TCMB kurlarını dikkate almak suretiyle TL karşılığını belirttiği, bu anlamda faturalardan doğan alacağın ilgili yabancı para cinsine göre tahsil edileceği yönündeki iradesini yansıtmış göründüğü, kaldı ki tarafların usulune uygun tutulmuş ticari defterleri incelendiğinde, taraflar arasında yabancı para biriminden borçlanmaya ilişkin ticari geleneklerinin de olduğunun görüldüğü, davacı tarafından verilen çeklerin ise kendi hesaplarında takastan mahsup edildiği göz önüne alınarak davacının davalıya takibe konu kur farkı yönünden borçlu olduğu kanaatine varılmakla davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacı tarafın kötüniyeti ispat edilemediğinden kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 2.871,45 TL den karar harcı olan 44,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 2.827,05 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı vekili için takdir edilen 16.038,52 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/02/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır