Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/255 E. 2019/373 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2016/255 Esas
KARAR NO : 2019/373

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 05/08/2013
KARAR TARİHİ : 25/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı/karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında 12.09.2011 ile 12.09.2013 tarihlerini kapsayan 08.09.2011 tarihinde imzalanan Liman Sözleşmesi’nin mevcut olduğunu, bu sözleşmenin “sözleşmenin konusu” başlıklı 2.maddesi ile … A.Ş. Topluluğuna bağlı şirketlere ait soda, kum, cam vb malzemelerin Liman işletmesine ait mekanik vasıta ve işçilik ile gemiler yüklenmesi ve tahliye edilmesi konu edildiğini, davalıya karşı …A.Ş.,…A.Ş. İle Türkiye … A.Ş. Topluluğuna bağlı diğer şirketlerin Tekirdağ Limanındaki yükleme ve boşaltma işlerini taahhüt altına girdiğini, bir uyuşmazlığın ortaya çıkması halinde davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının münhasır delil olarak kabul edileceğinin hüküm altına alındığını, davalının 01.11.2010 tarihinden bu güne kadar Liman işletme izninin yenilenmediğini, 06.02.2012 tarihi itibariyle Tekirdağ Limanında işletme faaliyetlerinin durdurulduğunun taraflarına bildirildiğini, bu bildirim üzerine davalıya Beşiktaş…Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi çekilerek sözleşmenin akdi tarihinde iznin yenilenmemiş olduğu ve nasıl olsa yenilenecekmiş gibi 12.09.2013 tarihine kadar yürürlükte kalacak bir sözleşmeye imza atıldığı, yaklaşık 200-300 bin ton yükleme-boşaltma yapmak üzere akdedilen sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiğini ileri sürmenin kabul edilemez olduğunu, davacının 30 yıllığına imzaladığı Tekirdağ Limanının işletme hakkını faaliyetini durdurarak kendi isteği ile sona erdirdiği açıkça yazılı olduğunu, 21.03.2012 tarihinde yazılan yazı ile davalı ile imzalanan 17.06.1997 tarihli sözleşmenin fesih edildiği ve Tekirdağ Limanının 12.03.2012 tarihi itibariyle devralındığı, kuruluş ile davacı şirket arasında Liman Hizmet sözleşmesi yapılmasını teminen 26.03.2012 tarihinde kuruluşlarında görüşme yapmak istediklerini, bu görüşme neticesinde…A.Ş. İle davacı belli bir tonaj taahhüdü altında davalı ile imzalanan sözleşme birim fiyatları üzerinden sözleşme imzalamak üzere sözlü uzlaşıya vardıklarını, davacının Tekirdağ Limanı’ni halen kullanmaya devam ettiğini, bu sebeplerle davanın şimdilik belirsiz alacak davası olarak açıldığını, davalı ile müvekkil arasındaki sözleşme ile fiyatlar USD olarak belirlendiği ve… A.Ş ye ödenen bedeller de USD olarak ödendiği için davacının zararının USD olarak hesaplanmak zorunluluğu doğduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının zararından şimdilik 284.000-USD karşılığı 549.114,00-TL’nin dava tarihinden itibaren Merkez Bankasınca belirlenen ticari avans faizi oranında faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı/karşı davacı vekili 23.10.2013 tarihli dava ve karşı dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile müvekkili şirket arasında 12.09.2011 tarihinde soda, kum, cam ve malzemelerin Tekirdağ Limanında gemilere yüklenmesi ve tahliye edilmesi hususunda 2 yıl süreli bir Liman Hizmeti Sözleşmesi imzalandığı, müvekkilinin sözleşmeye ilişkin edimlerini yerine getirdiğini, davacı şirket kendisine yapılan bildririme karşı hiç bir itiraz ileri sürmediğini ve limanın kamuya iade edilmesi üzerine ilgili kamu kuruluşu olan … ile sözleşme akdederek davalı şirketin bildirimini kabul ettiğini, davacı şirketin davalı şirketten herhangi bir zarar tazmini talebinde bulunamayacağını, taraflar kendi iradeleri dışında meydana gelen ve kontrolü mümkün olmayan olaylar sebebiyle sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirememeleri halinde bu durumu belgelendirmek şartıyla sorumluluktan kurtulacaklarını, dava konusu limanın davalı şirket dışında ve tamamen devlet makamları nezdinde husule gelen gelişmeler neticesinde 30 yıllık işletme süresi dolmadan kamuya iade edilmek zorunda kalınmış olması karşısında davalı şirketin, davacı şirketle arasındaki sözleşmeden doğan yükümlülüklerinden hukuken kurtulmuş olduğunun aşikar olduğunu, davalı şirketin zarardan sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, Karşı davada ise; davalı şirket tarafından Tekirdağ Liman’ında davacı-karşı davalı … Sanayi A.Ş’ye liman hizmeti sözleşmesi kapsamında hizmet sağlanması kamu otoritesinin eylem ve takdiri neticesinde imkansız hale geldiğini, tazminat hakkı bulunmayan davacı-karşı davalı şirket, dilekçede zikrolunan tüm yazışmalara rağmen hakkı olmayan bir meblağı uhdesinde bulunan banka teminat mektubundan tahsil ettiğini, söz konusu teminat mektubunun liman hizmeti sözleşmesi uyarınca verilen liman hizmetleri çerçevesinde davacı-karşı davalı … Sanayi A.Ş’nin uğrayacağı zararların teminatı amacıyla verildiğini, teminat mektubunun verilmesinin yeğane amacının bu olduğunu, davacı-karşı davalı şirket tarafından hiç bir hukuki dayanağı bulunmaksızın tahsil olunan 137.000 ABD doları karşılığı Türk Lirası’nın tahsil tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirkete ödenmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
Asıl davanın; 08/09/2011 tarihli Liman Hizmet Sözleşmesi nedeni ile sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan tazminat davası, karşı davanın ise; davacı tarafından nakde çevrilen banka teminat mektubu bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı/karşı davalı vekili 10/09/2019 tarihli dilekçesinde; davalı/karşı davacı şirket ile davacı/karşı davalı müvekkili arasında varılan mutabakata istinaden, asıl davadan feragat ettiklerini ve davalı/karşı davacıdan masraf ve ücreti vekalet taleplerinin olmadığını, davalı/karşı davacı vekili de 10/09/2019 tarihli dilekçesinde; davacı/karşı davalı ile davalı/karşı davacı arasında varılan mutabakata istinaden, karşı davalarından feragat ettiklerini ve davacı/karşı davalıdan masraf ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirmiştir.
Mahkememizin 25/09/2019 tarihli celsesinde; her iki taraf vekili de dilekçelerini tekrarlayarak, davadan feragat ettiklerini, karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimi bulunmadığını, davalı/karşı davacı vekili de karşı davasından feragat ettiğini, karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan etmişlerdir.
Bu nedenlerle; HMK 307, 309 ve 311 maddeleri gereğince davadan feragatin kesin hükmün sonuçlarını doğurması dikkate alınarak davanın feragat nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Asıl ve karşı davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Taraflar birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerinden tarafların yapmış oldukları yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılarak, vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Esas davada: Peşin olarak yatırılan 4,635,02.-TL den karar harcı olan 44,40.-TL nin mahsubu ile fazla alınan 4.590,62.-TL nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
4- Karşı davada: Peşin olarak yatırılan 9.377,50.-TL den karar harcı olan 44,40.-TL nin mahsubu ile fazla alınan 9.333,10.-TL nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
5-Taraflar tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/09/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip 136471
¸e-imzalıdır