Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/219 E. 2018/393 K. 18.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2016/219 Esas
KARAR NO : 2018/393

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/05/2016
KARAR TARİHİ : 18/10/2018

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile davalı arasında ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap ilişkisinin mevcut olduğunu, cari hesap dolayısıyla müvekkilinin davalıdan 6.001,92 TL ve 4.657,12 USD alacağının bulunduğunu, alacağın tahsili için … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, davalının gerçeğe aykırı iddialarla haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini, bu nedenle icra takibinin durdurulduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına, alacağın % 20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı şirket ile müvekkili arasında malların nakliyesi amacıyla bir ticari ilişkinin kurulduğunu, müvekkili firmanın Çin’den gelecek olan malların nakliyesi için davacı ile sözlü anlaşma yaparak malların nakliyesinin sağlandığını, ancak davacının nakliye için anlaşılan bedelden farklı ve daha yüksek bir şekilde müvekkili şirkete 01/01/2015 tarihli fatura kesildiğini, yapılan ikazlar üzerine davacı şirket tarafından hatanın düzeltileceğinin bildirildiğini, 2015 yılı Temmuz ayında davacı şirketin sözlü olarak müvekkiline söz konusu faturayı defterlerine işlemesini, fazla olan bedel için de kendilerine fiyat farkı faturası kesilmesini istediğini, yapılan anlaşma gereğince davacı şirkete 22/07/2015 tarihli fiyat farkı faturasının kesildiğini, davacı tarafından da aynı tarihli kur farkı faturası kesilerek cari hesabın 25.000,00 TL olarak mail ortamında mutabık kılındığını, daha sonra müvekkilinin bu bedeli 23/07/2015 tarihinde ödediğini, bu şekilde anlaşma sağlanıp tarafların birbirlerine söz konusu faturaları da içerir cari hesap göndermelerine rağmen davacının müvekkili tarafından kesilen fiyat farkı faturasını önce cariyeye işleyip ödemeye aldıktan sonra kötü niyetli olarak … Noterliğinden çekilen ihtarname ile iade edildiğini, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, üzerinde mutabık kalınan 25.000,00 TL tutarındaki nakliye bedelinin de ödendiğini savunarak davanın reddi ile dava değerinin % 20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Dava; cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olup, İİK ‘nun 67.maddesinde düzenlenen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Dava konusu olan … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinden, davacının 6.001,92 TL ile 4.667,12 USD alacağın takip tarihinden itibaren 4095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili için 11/04/2016 tarihinde genel haciz yoluyla icra takibi başlattığı, davalının süresinde borca, faize ve icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça takibe itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği bildirilmiş ise de, yetkili icra dairesi belirtilmemiş olduğundan HMK nun 18/2.maddesine uygun olmayan yetki itirazı yerinde görülmeyerek davanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Taraflar tacir olup, alacak cari hesaba dayandırıldığından her iki yanın ticari defterleri üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yapılarak rapor alınmasına karar verilmiş olup, bu kapsamda düzenlenen 29/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda, davacı defterlerinde davalı şirketin 31/12/2014 tarihi itibariyle 13.820,00 USD karşılığı 32.047,20 TL borçlu gözüktüğü, bu tutarın 2015 yılındaki Dövizli işlemler nedeniyle 31/12/2015 tarihi itibariyle 4.657,12 USD karşılığı 13.541,04 TL ve TL işlemler nedeniyle 6.001,92 TL olmak üzere toplam 19.542,96 TL ‘ye gerilediği, davalı defterlerinde ise davacı şirketin 31/12/2014 tarihi itibariyle 13.820,00 USD karşılığı 32.046,57 TL alacaklı gözüktüğü, USD cinsinden olan borç bakiyesinde tam mutabakat bulunduğu,borç bakiyesinin TL karşılığında ise 0,63 TL fark oluştuğu, 2015 yılında ise fiyat farkı açıklaması ile düzenlenmiş olan 22/07/2015 tarihli fatura nedeniyle davacı cari hesabına 4.762,00 USD karşılığı 13.048,49 TL borç kaydedildiği, kur farkı açıklaması ile düzenlenmiş olan 22/07/2015 tarihli fatura nedeniyle davacı cari hesabına 6.001,92 TL alacak kaydedildiği, bu işlemler sonucunda 22/07/2015 tarihi itibariyle 9.058,00 USD karşılığı 25.000,00 TL olan davacı alacağının 23/07/2015 tarihinde havale yoluyla ödenerek borcun kapatıldığının görüldüğü, taraflararasında yapılan mail yazışmaları ve ekinde yer alan cari hesap ekstrelerinin kabulü halinde tarafların 25.000,00 TL tutarındaki borç bakiyesinde anlaşmaya vardığı, dolayısıyla davalı şirket faturasının bu anlaşma doğrultusunda düzenlendiği, yapılan ödeme nedeniyle davalı şirketin davacıya borcunun kalmadığı, mail yazışmaları ile davaya konu faturanın aksi ispatlanmış olduğundan davalının borcunun bulunmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, taraflararasında Çin’den gelecek malların nakliyesi konusunda anlaşma yapıldığı, anlaşmaya uygun şekilde malların nakliyesinin gerçekleştirildiği konusunda bir ihtilaf bulunmayıp davacı tarafça söz konusu taşımadan dolayı davalıdan 6.001,92 TL ve 4.657,12 USD cari hesap alacağının bulunduğundan bahisle icra takibi başlatıldığı, ancak davalı tarafça mail yazışmaları ile nakliye bedelinin 25.000,00 TL olması konusunda mutabakat sağlandığı, söz konusu bedelin ödenerek borcun kapatıldığı savunulduğundan taraflararasındaki uyuşmazlığın ödenmemiş nakliye borcunun olup olmadığı hususunda toplandığı, davacının ticari defterlerinde takibe konu tutar kadar cari hesap alacağı görülmekle birlikte davalının defterlerinde 23/07/2015 tarihinde havale yoluyla gönderilen 25.000,00 TL ödeme ile borcun kapatıldığı, davalının delil olarak sunduğu e posta yazışmalarından tarafların 25.000,00 TL tutarındaki borç bakiyesi konusunda anlaşmaya vardıkları, söz konusu bedelin 23/07/2015 tarihinde davalı tarafça havale yoluyla ödendiği anlaşıldığından, bu kanaat ışığında davanın reddi yönünde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından, davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 35,90 TL karar harcının 232,41 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 196,51 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 2.309,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 128,00 TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Taraf vekillerince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın, avansı yatıran tarafa karar kesinleştiğinde resen iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2018

Katip … Hakim …