Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/196 E. 2019/228 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2016/196
KARAR NO :2019/228
DAVA :Emtianın Aynen Teslimi ve Tazminat
DAVA TARİHİ :26/09/2008
KARAR TARİHİ :09/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;yurtdışında bulunan … Ltd. Şti. tarafından … numaralı konteyner ile gönderilen malların 04/08/2008 tarihinde limana ulaştığını ve davalı tarafından teslim alındığını, ilk parti olan bu mallara ilişkin davalı tarafından iki ayrı varış ihbarnamesi gönderildiğini, liman masraflarının talep edildiğini, davacı şirketin söz konusu masrafları 07/08/2008 tarihinde davalının hesabına ödediğini, buna rağmen davalının malları davacıya teslim etmediğini, 12/08/2008 tarihinde … numaralı konteynırlar ile gelen ve aynı firma tarafından gönderilen ikinci parti mallarında davalı tarafından teslim alındığını ve varış ihbarnamesinin davacıya bildirildiğini, birinci parti malları teslim etmeyen davalının ikinci parti mallara ilişkin gönderdiği varış ihbarnamesinde haksız olarak navlun ücreti talep ettiğini, davacıya gönderilen her iki parti malın da aynı şirket tarafından aynı uluslararası taşıma usulü CIF ile gönderildiğini, CIF’li satışlarda navlun ve sigorta ücretlerinin varış limanına kadar gönderici firma tarafından karşılandığını, davacıya gönderilen her iki parti mala ilişkin navlun ücretinin CIF ‘li satış usulü olması nedeniyle gönderici firma tarafından karşılandığını, aksini ispat külfetinin davalıya ait olduğunu, gönderilen malları limanda teslim alarak davacıya teslim etmekle yükümlü olan davalının taşımadan doğan navlun ücretini talep etmesinin hukuki dayanağının olmadığını, hiçbir neden yokken davacıya gelen birinci parti malları teslim etmeyen davalının ikinci partiye ilişkin olarak da haksız navlun bedeli talebinde bulunduğunu, malların teslim alınması davalının kusurlu davranışı ile geciktiğinden malların geç teslim alınmasından kaynaklanacak olan ardiye vb giderlerinin de davalı tarafından karşılanması gerektiğini, davalının kusurlu davranışları sonucu malların teslim alınmaması nedeniyle davacıya verilmiş olan birçok siparişin iptal edildiğini, davacının birçok müşterisi ile olan ilişkilerinin bozuk olduğunu, davacının büyük zarara uğradığını belirterek açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, teminatsız mümkün değilse malların fatura bedeli olan 166.00 Euro’nun % 15 i tutarında teminatla …, …, …, … numaralı konteynırlar ile gönderilen malların davacıya teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye usulü uygun tebliğ olunmuş, davalı taraf duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı, … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … karar sayılı, 09/04/2009 tarihli görevsizlik kararı ile İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, dosyanın … Denizcilik Mahkemesine tevdii edilerek yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
… Denizcilik İhtisas Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; davacının TTK m 70/son ve 72’nci maddesi gere4ği yevmiye ve envanter defterlerinin süresinde kapanış tasdikinin yapılmadığı ve TTK m 85 uyarınca ticari defterlerin davacı lehine delil vasfının bulunmadığı, davalının TTK m 808 ve m 814 hükümlerinini birlikte değerlendirilmesi sonucunda pasif husumet ehliyetinin bulunduğu, faturalarda yer alan CIF kaydı uyarınca dava dışı satıcının taşıtan olduğu ve navlun borçlusu olduğu, davacının navlundan dolayı sorumlu olması için TTK m 1069’daki şartlarının oluşmadığı ve eşyanın davacıya teslim edilmesi gerektiği, eşyanın teslimi gerçekleşmediğinden dolayı zararın miktarının ve kar kaybının mevcut deliller çerçevesinde belirlenmesinin mümkün olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinde aldırılan 21/02/2013 tarihli ek bilirkişi raporunda; … limanında bulunan dava konusu … nolu konteyner ve Marport limanında bulunan dava konusu …, …, … ve … nolu 4 adet konteynerin mühürleri sökülerek kumaşların incelendiği, konteynerlerin içerisindeki kumaşların naylon poşetler içerisinde top halinde olduğu, kumaşların siyah, kahverengi ve bej renklerde şardonlu polyester süprem kumaş olduğu, kumaşlarda konteynerde bekleme sebebiyle oluşmuş herhangi bir hasar bulunmadığı, incelenen konteynerlerin oldukça sağlam, korunaklı ve kapısının mühürlü olduğu, böyle sağlam ve korunaklı bir konteyner içerisinde 4,5 yıl naylon ambalajlı olarak bekleyen polyester kumaşta bekleme sebebiyle herhangi bir hasarın oluşamayacağı, Kumport Limanındaki … nolu konteynerde 607 rulo brüt 12.725 kg şardonlu siyah polyester kumaşın, … Limanındaki …, … , … ve … nolu konteynerlerda ise 2.505 top brüt 50.650 kg kumaşın bulunabileceği, gerçek miktarın konteynerin boşaltılıp kumaşların tartılması sonucu anlaşılabileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinde aldırılan 18/11/2013 tarihli bilirkişi ikinci ek raporunda; kumaşların geçen zaman içinde değer kaybına uğramadığı, sipariş iptali sebebiyle davacının kardan zararının 59.290 USD ile 13.200 Euro olduğu, eşyaların varma tarihi ve sipariş ve sipariş iptal tarihleri göz önünde tutulduğunda zarar gören davacının mahrum kalınan karın artmasına kendi kusuru ile sebep olduğu ve fuakat bu kusruun illiyet bağını kesecek derecede olmadığı göz önünde bulundurularak mahrum kalınan kara ilişkin tazminattan indirim yapılması gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… Asliye Ticaret mahkemesinin kapatılarak mahkeme bünyesinde bulunan dosyaların … Asliye Ticaret Mahkemesi (Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla)’ne devredildiği ve … esasına kaydının yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … karar, 23/10/2014 tarih sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne, dava konusu … limanından bulunan … nolu, … limanında bulunan …, …, … ve … numaralı Konteyner muhteviyatı emtiaların davacıya aynen teslimine, … Nolu konteyner yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, daanın maddi tazminata ilişkin kısmının kısmen kabulüne, 32.000-TL Maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verildiği, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı, 11/02/2016 tarihli ilamı ile davacının ağır kusurlu kabul edilemeyeceğinin ilke olarak kabul edilerek sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmakla mahkememizin işbu esasına kaydının yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş, davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarında 09/11/2012 tarihinde terkin edildiği anlaşılmakla şirketin ihyası hususunda davacı tarafa süre verilmiş, davacı tarafça … Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/07/2018 kesinleşme tarihli … Esas … Karar sayılı ilamı ile davalı şirketin ihyası sağlanmış, dosyada taraf teşkili sağlanarak esasa geçilmiştir.
Eldeki dosya bakımından esasen Yargıtay bozma ilamı öncesi karardaki kabuller doğrultusunda, bozmaya konu kusur durumu dışındaki gerekçeler mahkemece de benimsenmiş, bozma ilamında kesinleşen hususlar bu yargılamada tekrar tartışılmamıştır.
Davaya konu taşımada emtiaların ilk kısmı 04/08/2008 tarihinde ikinci kısmı ise12/08/2008 tarihinde varma limanına ulaşmıştır. Davacı taraf ise iptal olan ilk siparişini, 08/08/2008 tarihinde almış ve 17/09/2008 tarihinde iptal etmek durumunda kalmıştır. İkinci sipariş ise 14/08/2008 tarihinde alınmış 25/08/2008 tarihinde iptal edilmiştir. Davalı taraf 10/09/2008 tarihinde ilk taşıma için navlun, ikinci taşıma için navlun ve lokal masrafların ödenmediğini belirtmiş, davacı taraf ise 16/09/2008 tarihinde haksız navlun ve ardiye masrafların içermeyen bir faturanın kendilerine gönderilmesini ve bu halde liman masrafalrını ödeyerek malların kendilerine teslimini talep eden ihtarname göndermiştir. Sonuç olarak davacı taraf ikinci parti malların teslimi için üzerine düşen lokal masrafları ödememiştir. Bu hali ile zarar miktarının tespiti bakımından değerlendirme yapıldığında, davacının halihazırda iptal edilmemiş siparişi bulunduğu 10/09/2008 tarihi ile siparişin iptal edildiği 17/09/2008 tarihleri arasında lokal masraf borcunu ödemediği gibi bu tarih aralığında siparişi yerine getirebilmek adına ETTK 1078 maddesi gereği malların tedbiren teslimini talep etme yolunu kullanmamıştır. Bu nedenle Borçlar Kanunu 52. Maddesi gereği, her ne kadar davacı taraf ağır kusurlu olarak kabul edilmese de , tazminat miktarının takdiren indirilmesi yoluna gidilmiştir. Ticari hayatın mahiyeti gereği tacirlerin basiretli davranmaları ve işlemlerin hızlı gerçekleştirilmesi ilkeleri gözetilerek, tazminat oranı üzerinden takdiren %20 indirime gidilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Ayrıca davacı tarafın halen işlemeye devam eden ardiye ve demuraj ücretinin davalıyı yükletilmesi yönündeki talebi, mahkememizin dava dilekçesi, dava dilekçesindeki ve dava tarihindeki talep ve durumlar ile bağlı olması gözetilerek reddolunmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın kısmen kabulüne, dava konusu Kumport limanından bulunan … nolu, Marport limanında bulunan …, …, … ve … numaralı Konteyner muhteviyatı emtiaların davacıya aynen teslimine, … Nolu konteyner yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Davanın maddi tazminata ilişkin kısmının kısmen kabulüne, 130.000,00-TL Maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Karar harcı olan 8.880,30 TL’den peşin alınan 2.935,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.945,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının peşin olarak yatırdığı 2.935,00 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı yargı gider toplamı olan 2.826,00 TL’nin (14,00 TL başvurma harcı, 412,00 TL posta gideri ve 2.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 2.264,07 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı için takdir edilen 13.150,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal süresi içeresinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/05/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır