Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/92 E. 2019/298 K. 26.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2015/92 Esas
KARAR NO : 2019/298
DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/02/2015

HAKKINDA TEFRİK KARARI VERİLEN
İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
26/06/2015 TARİH … ESAS 2015/290 KARAR SAYILI
KARARI İLE BİRLEŞEN DOSYASI
DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/05/2015
KARAR TARİHİ : 26/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından … Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin alıcısı veya satıcısı olduğu yüklerin nakliye rizikolarına karşı sigortalandığını, sigortalının Hollanda’da bulunan … firmasından FOB esaslı olarak 102.312,91 Euro bedelle satın aldığı cam eşyanın Belçika’nın … Limanından İstanbul’a denizyolu ile nakliyesinin davalı firma tarafından üstlenilerek buna ilişkin olarak davalının iki ayrı navlun faturası kestiğini, yükün … Limanında … isimli gemiye yüklendiğini, yüklendikten sonra fiili taşıyan konumundaki … tarafından 24/02/2014 tarihli konişmento düzenlendiğini, …’un Türkiye acentesi tarafından geminin uğrak limanlarından olan Mısır Port Sait Limanında yapılan kontrolde konteynerlerden birinde hasar tespit edildiğinin belirtildiğini, söz konusu konteynerin gemiden tahliye edilerek kalan 6 konteynerin Türkiye’ye getirildiğini, burada yapılan kontrolde yükün tamamının hasarlı olduğunun tespit edildiğini, Port Sait limanında tahliye edilen konteynerin de sonrada … isimli gemi ile Türkiye ye getirildiğini, bu konteyner yükünün de tamamen hasarlı vaziyette teslim alındığını, hasarlı yükler kullanılamaz hale geldiğinden müvekkilin sigortalısı tarafından imha masraflarına da katlanılmak zorunda kalındığını, bu kapsamda meydana gelen tüm hasar nedeniyle müvekkili sigorta şirketi tarafından 14/08/2014 tarihli sigortalısına 115.720,84 Euro sigorta tazminatı ödendiğini, böylelikle sigorta şirketinin TTK 1472.maddesi gereğince sigortalısının dava ve talep haklarına halef olduğunu, sigorta tazminatının rücu edilmesi için çekilen ihtarnamelerden sonuç alınamadığından işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu ileri sürerek, 115.720,84 Euro tazminatın ödeme tarihi olan 14/08/2014 tarihinden itibaren kamu bankalarınca bir yıl vadeli Euro mevduatı uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin gemi acentelerinin nakliye işlerine sadece aracılık hizmeti verdiğini, dava konusu taşıma işlemini gerçekleştiren ana gemi acentesinin … Nak. A.Ş firması olduğunu, söz konusu gemi acentesinin nakliyeyi gerçekleştirdiği ve emtianın taşıma sırasında hasar gördüğünün gerek ilgili firmanın gerekse liman müdürlüğünün tuttuğu tutanaklar ile sabit olduğunu, bahse konu taşıma işinde müvekkili şirketin taşıma işini ifa eden acenteye yönelik satış hizmeti verdiğini, yapılan işin sadece bir ara acentelik hizmeti olduğunu, konişmentoda müvekkili şirketin yer almadığını, müvekkili tarafından sadece taşıma işlemini gerçekleştiren firmaya fatura düzenlendiğini, bu nedenle müvekkili tarafından bir taşıma hizmeti verilmediğinden nakliye sırasında meydana gelen hasardan dolayı müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, konişmentoda taşıyan şirketlerin … ve … firmaları olduğunun görüldüğünü, öte yandan ekspertiz raporunda hasarın yükleme hatasından mı yoksa taşımadan mı ileri geldiği hususunda açıklık bulunmadığını, taşınan emtianın kırılma olasılığı yüksek olduğundan hasarın önlenmesi için yeterli ambalaj ve önlemlerin alınması gerektiğini, bu kapsamda gerekli işlemlerin yapıldığına dair ekspertiz raporunda bilgi yer almadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 17.ATM’nin … esas sayılı dosyasında … San. Tic. A.Ş firmasının yurt dışından satın aldığı 102.312,91 Euro bedelli cam eşyanın … ve … firmaları tarafından taşınması sırasında hasarlanmasından dolayı sigorta şirketinin alıcı sigortalıya ödemiş olduğu hasar bedelinin müvekkiline rücu edilmesi için müvekkili aleyhine dava ikame edildiğini, söz konusu davanın müvekkili aleyhine sonuçlanması ihtimaline bağlı olarak TTK 1188.maddesi gereğince işbu davanın açılması gerektiğini, müvekkili şirketin taşıma işleminde sadece gemi acentelerinin nakliye işlerine aracılık hizmeti verdiğini, konişmento incelendiğinde müvekkili şirketin taşıma işleminde yer almadığı, sadece taşımayı gerçekleştiren firmaya fatura düzenlediğinin görüleceğini, aracılık işleminden dolayı hizmet bedeli aldığını, taşıma işleminin hiçbir fiili aşamasında yer almadığını, bundan dolayı nakliye sırasında meydana gelen hasar nedeniyle müvekkilinin sorumluluğunun söz konusu olamayacağını, emtiayı taşıyan firmaların davalı firmalar olduğunu, bu nedenle hasardan dolayı sorumluluğunda taşıma işini gerçekleştiren bu firmalara ait olduğunu ileri sürerek İstanbul 17. ATM’nin 2015/92 esas sayılı davadan önce işbu davanın kabulü ile TTK’nun 1188/3 maddesine binaen davalılara rücu edilerek müvekkiline yöneltilen 115.720,84 Euro tutarındaki tazminatın zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl dava; davacı … tarafından deniz nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalanan emtianın Belçika … Limanından gemi ile İstanbul’a taşınması sırasında hasarlanmasından dolayı sigortalıya ödenen hasar bedelinin TTK’nun 1472.maddesinde düzenlenen halefiyet hükümlerine göre davalı … Tic. Ltd. Şirketine rücu edilmesi istemine ilişkin olup, birleşen dava ise asıl davanın davalısı tarafından TTK’nun 1188/3.maddesi gereğince taşıma şirketleri olan … Forwarding ve … firmalarına karşı açılan tazminat davasıdır.
TTK’nun 1472.maddesine göre sigortacının kanuni halefiyet hakkını kazanabilmesi için öncelikle geçerli bir sigorta poliçesine dayanılarak sigortalıya ödeme yapılmış olması, sigortalının da kendisine zarar verene karşı bir dava hakkının bulunması gerekmektedir. Davacı … tarafından deniz nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı … San. Tic. A.Ş’nin alıcısı olduğu yüklerin nakliyat rizikolarına karşı sigortalandığı, uyuşmazlık konusu olan cam yükünün 7 adet konteyner içerisinde Belçika … Limanından İstanbul’a deniz yolu ile nakliyesi için … ile anlaşma yapıldığı, buna ilişkin olarak düzenlenen navlun faturası bedelinin ödendiğini, emtianın İstanbul’a nakliyesi tamamlanmasına müteakipte 31/01/2014 tarihinde İstanbul Başakşehir … adlı cam geri dönüşüm tesisinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 14/05/2014 tarihli ekspertiz raporu uyarınca emtiadan 115.720,86 Euro hasar tespit edildiği, davacı … şirketinin bu meblağı 14/08/2014 tarihinde sigortalısına ödediği, sözkonusu riziko sigorta poliçesi teminatı kapsamında kaldığından davacı … şirketinin TTK 1472.maddesi uyarınca zarara neden olanlara karşı rücu davası açma hakkının doğduğu anlaşıldığından davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu kabul edilmiştir.
Davalının pasif husumet ehliyetinin tespiti açısından ise, dava konusu taşımada, taşıma taahhüdünün kimin tarafından verildiği, bir başka deyişle taşıma sıfatına kimin haiz olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Dosya kapsamına göre, asıl dosya davalısı/birleşen dosya davalısı … firmasının söz konusu taşımaya ilişkin navlun faturası düzenlediği sabit olduğundan, … firması ile dava dışı sigortalı arasında nakliye sözleşmesinin bulunduğu kabul edilmiştir. Buna göre … firması söz konusu taşımada akdi taşıyan sıfatına haiz olup, asıl davada pasif dava ehliyetinin bulunduğu değerlendirilmiştir.
Tarafların beyanları ve dosya kapsamına göre, sigortalı yükün Belçika’nın … Limanından İstanbul’a deniz yolu ile taşınarak yükün alıcısına teslim edildiği konusunda ihtilaf bulunmayıp, dosyada çözümlenmesi gereken hukuki uyuşmazlık hasarın yük taşıyıcının sorumluluk alanında iken ve taşıyıcının yada adamlarının kusur ve sorumluluğunda iken meydana gelip gelmediği, hasardan dolayı TTK’nun 1178, 1191. maddelerine göre akdi taşıyan konumundaki davalı … firmasının sigortalı alıcı firmanın zararını tazmin etme yükümlülüğünün doğup doğmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü açısından konusunda uzman bilirkişilerden alınan, 20/10/2016 tarihli birinci bilirkişi kurulu raporunda, asıl dosya davalısı … firmasının akdi taşıyan sıfatına haiz olduğundan TTK 1178.maddesi uyarınca hasardan sorumlu olduğu, … ile dava dışı sigortalı arasında imzalanan 01/01/2012 tarihli nakliye sözleşmesinin 7/2 maddesi uyarınca davalının sorumluluğunun 50.000 TL ile sınırlı olduğu, dolayısıyla bunun üzerinde kalan hasar miktarı için sigorta şirketinin …’e rücu hakkının bulunmadığı, birleşen davada 1 nolu davalı …’ın alt taşıyan sıfatıyla eşyanın uğradığı zarardan kendi taşıtanı …’e karşı ancak bu limit ile sorumlu olacağı, dava dışı fiili taşıyan … Hamburg’a kusuru oranında rücu hakkının bulunduğu, birleşen davada 2 nolu davalı … Nak. A.Ş ise fiili taşıyanın acentesi sıfatına haiz olduğundan kendisine doğrudan dava açılamayacağı belirtilmiştir.
Aynı heyet tarafından düzenlenen 10/07/2018 tarihli ek raporda; 24/02/2014 tarihli konişmentoda … ve … load stow, weight and count klozlarının mevcut olduğu, bu durumda konteyner içi istifin yükleten tarafından yapılarak taşıyana teslim edildiği, dolayasıyla yükün konteyner özelliklerine ve yolculuğun şartlarına uygun olarak istifleyip paketleme işlemlerinin yükletenin sorumluluğunda olduğunu, bu konuda yükletene ait bir ihmalin kaptan tarafından saptanabilmesinin olanaksız olduğu, zira kaptanın konteynerin teknik özellikleri bakımından sefere elverişliğini sağlama husunda nezaret yükümlülüğünün bulunmadığını, sefer sırasındaki yalpalamalardan dolayı konteyner içindeki hareketi önlemek ve sabitlemek için kaptanın ek bir önlem alıp almadığı hususunun kök raporda da ayrıntıları ile belirtildiği üzere teknik olarak dosyadaki mevcut belgelere göre belirlenemediği, ancak TTK 1178.maddesi uyarınca taşıyanın navlun sözleşmesinin ifasında eşya koruma ve nezaret sorumluluğunun mevcut olduğu, eşyanın taşıyanın hakimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmiş olması şartı ile taşıyanın zarardan sorumlu bulunduğu, TTK 1191.maddesi uyarınca taşımanın kısmen veya tamamen bir fiili taşıyana bırakıldığı takdirde akdi taşıyanın taşımanın tamamından sorumlu kalmaya devam ettiği, dolayısıyla davalı akdi taşıyan … firmasının eşyanın uğradığı hasardan dolayı sorumlu olduğundan bahisle kök rapordaki kanaatlerinde bir değişiklik olmadığı belirtilmiştir.
20/02/2019 tarihli ikinci bilirkişi kurulu raporunda da; asıl dosya davalısı akdi taşıyan konumundaki … Kargonun üstlendiği taşıma işinin icrasını birleşen dosya davalısı …’e bıraktığı, …’inde taşımayı dava dışı … ‘a bıraktığı, TTK 1191/1 maddesine göre … Kargonun gerek …’in gerekse dava dışı …’un fiil ve ihmallerinden sorumluluğunun bulunduğu, aynı şekilde …’in de taşıma icrasını bıraktığı dava dışı … firmasının fiil ve ihmallerinden sorumlu olması gerektiği, 24/02/2014 tarihli konişmentoda aksi yönde kayıt bulunmadığından dava konusu yükün taşıyan tarafından taşınmak üzere hasarsız ve iyi halde teslim alındığına dair karine oluştuğu, konişmentoda numaraları yazılı olan 7 adet konteynere ilişin olarak … Limanında düzenlenen 22/03/2014 tarihli konteyner el değiştirme makbuzu ve hasar raporu başlıklı 7 adet belgede “hasarlı” kaydının yer aldığı, gemi kaptanı tarafından söz konusu belgelere “yüklendiği gibi boşaltıldı” şerhi düşülmüş ise de, konişmento, eşyanın iyi durumda teslim alındığına dair karine teşkil ettiğinden bu karinenin aksinin ispatlandığının söylenemeyeceği, hasar raporunda gemi kaptanının imzasının bulunması nedeniyle söz konusu raporun hasar ihbarı niteliğinde kabul edilebileceği, dolayısıyla da bildirim yükümlülüğünün ihlali nedeniyle taşıyan lehine sorumsuzluk karinesi oluştuğundan da söz edilemeyeceği, bu çerçevede eşyanın taşıyan tarafından hasarsız ve iyi durumda teslim alındığı, ancak hasarlı şekilde teslim edildiği kanaatine varıldığı, yine teknik inceleme neticesinde cam yükünün hasara uğramış olmasının yük ambalajının yetersizliğinden kaynaklandığı kanaatine ulaşıldığı, konişmentoda yer alan FCL/FCL kaydının, eşyanın konteyner içine yükleten tarafından istiflendiğini ortaya koyduğunu, bu durumda malın ambalajlanmasından yükletenin sorumlu olduğu nedeniyle yükteki hasardan dolayı taşıyanların sorumlu tutulamayacağı, mahkemece aksi kanaate varılması halinde zarar miktarının hesaplanması bakımından ekspertiz raporundaki hesaplamanın esas alınabileceği, ancak bu tutardan navlunun düşülmesi gerektiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve hükme esas alınan ikinci bilirkişi kurulu raporuna göre, dosyaya sunulan 01/01/2012 tarihli nakliye sözleşmesi ile davalı … tarafından dava dışı sigortalı … adına düzenlenen … nolu 16/04/2014 tarihli ve … nolu 24/03/2014 tarihli navlun faturalarına göre, davalı …nun dava konusu taşıma işini üstlendiği, taşımanın birleşen dosya davalısı …e bırakıldıktan sonra … tarafından fiilen yerine getirildiği, bu nedenle davalı …nun akdi taşıyan konumunda olduğu, TTK 1178.maddesine göre taşıyan eşyanın ziya ve hasarından yahut geç tesliminden doğan zararlardan, hasar eşyanın taşıyanın hakimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmiş olması şartı ile sorumlu olup, taşımanın fiilen icrası kısmen veya tamamen bir fiili taşıyana bırakıldığı durumda da taşıyan fiili taşıyanın ve onun adamlarının fiil ve ihmallerinden dolayı meydana gelen zararlardan da sorumlu kalmaya devam ettiği, dolayısıyla asıl dosya davalısı …nun yük hasarından dolayı sorumlu olup olmadığının TTK 1178 ve 1191/1 maddelerine göre değerlendirilmesi gerektiği, davacı … şirketinin sigortalısının alıcısı olduğu cam eşya türü emtianın Belçika’nın … limanından deniz yolu ile İstanbul’a taşınmasından sonra … Limanında düzenlenen 22/03/2014 tarihli konteyner el değiştirme makbuzu ve hasar raporu başlıklı belgelerde yükün hasarlı olduğuna ilişkin kaydın yer aldığı, hasar raporlarında kaptanının imzası bulunduğundan sözkonusu raporların TTK 1185/6 maddesi uyarınca hasar ihbarı olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu durumda hasardan dolayı sorumluluk açısından ispat külfetinin taşıyana ait olduğu, konişmentoda aksi yönde bir kayıt bulunmadığından konişmentonun TTK 1239/3 maddesi gereğince yükün taşıyan tarafından taşınmak üzere hasarsız ve iyi durumda teslim alındığına ilişkin karine teşkil ettiği, varma yerinde tutulan hasar raporları ile yükün hasarlı olduğu belgelendirilmiş olduğundan, yükteki hasarın deniz taşıması sırasında meydana geldiğinin kabulü gerektiği, konişmentolarda FCL/FCL (full container load) ve Shippers load stow, weight and count klozlarının yer aldığı, sözkonusu kayıtlara göre konteyner içerisine yüklemenin ve istiflemenin yükleten tarafından yapılarak konteynerlerin mühürlü vaziyette taşıyıcıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği, ikinci bilirkişi raporunda yer verilen taşıma konusu cam emtiasındaki hasarın ambalaj yetersizliğinden kaynaklandığı yönündeki tespit mahkememizce de benimsenmiş olduğundan, TTK’nun 1182/1-g maddesi hükmüne göre ambalaj yetersizliğinden kaynaklanan sorumluluğun yükletene ait olduğu, yükleme ve istifin yükleten tarafından yapıldığı konteyner taşımalarında kaptanın nezaret yükümlülüğünün de bulunmadığı, bu durumda ambalaj yetersizliğinden dolayı ortaya çıkan hasar nedeniyle TTK’nun 1182.maddesine göre taşıyanın sorumluluğuna gidilemeyeceği kanaatine varıldığından, bu kanaat ışığında asıl davanın reddine, birleşen dava ise TTK 1188/3 maddesine göre rücu hakkının süresinde kullanılması için asıl dosya davalısı tarafından açıldığı, birleşen davanın sonucunun asıl dosyanın sonucuna bağlı olduğu anlaşıldığından, birleşen davanın bu dosyadan tefrik edilerek, ayrı bir esasa kayıt edilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Asıl davanın REDDİNE,
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harç tarifesi gereğince tayin olunan 44,40 TL karar harcının, peşin alınan 5.513,67 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 5.469,27 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b-Davalı vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 25.321,66 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 234,20 TL posta gideri, 5.250 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.484,20 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d-Taraf vekillerince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde avansı yatıran tarafa iadesine,
2-Birleşen davanın bu dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydının yapılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/06/2019

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır