Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/679 E. 2020/125 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2015/679 Esas
KARAR NO:2020/125

BİRLEŞEN DAVA:İtirazın İptali
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ:08/06/2016
KARAR TARİHİ:08/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl ve birleşen davaya ilişkin dava dilekçelerinde özetle;Müvekkili şirketin davalı şirketler ile deniz taşımacılığı konusunda çeşitli tarihlerde ticari faaliyette bulunduğunu, ancak hak ettiği alacağını alamadığını, …’ya taşınıp orada teslim alınmayan yükler nedeniyle demuraj alacağının doğduğunu, bu durumun taraflarca kabul edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, davalılardan … firmasının taşıtan sıfatına haiz olup aynı zamanda …’daki projenin de ortağı olduğunu, dolayısıyla taşıtan … firmasının aynı zamanda …’ya gönderilen yükün kullanıcısı konumunda olduğunu, bu şirketin yüklerin …/… limanına gelmesinden sonra teslim alınmadığını, kabul ederek işi …’ya devrettiğini ileri sürdüğünü, davalılardan … Company firmasına izafeten dava yöneltilen şirketinin … Peyzaj.. A.Ş’nin ise …’de yapılan inşaat işinin ana yüklenicilerinden olduğunu, taşınan yüklerle ilgili tüm konişmentoların bu şirket adına düzenlendiğini, … ve … Türkiye şirketlerinin şirketler topluluğu olarak nitelendirilebileceğini, bu nedenle her iki şirket açısından şirketler topluluğu hükümlerinin uygulanması gerektiğini, 3.davalı … firmasının ise …’nın inşaat işlerini devralan firma olduğunu, dolayısıyla …’nin de dava konusu taşımadan doğan demuraj alacağından dolayı müştereken ve müteselsilen sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkili firma tarafından …/… limanına taşınan 27 adet konteyner yükünün davalı taraflarca teslim alınmaması nedeniyle zarara uğradığını, alt taşıyıcı konumundaki taşıma şirketlerine karşı demuraj talebi ile karşı karşıya kaldığını, davalıların herhangi bir şekilde sorunun çözümüne yanaşmadıklarını, davalılardan … yetkilisi tarafından konteynerlerin … Limanında güvenli bir yerde tutulduğunun itiraf edildiğini, bu şekilde davalıların konteynerlere ulaşmaları mümkün olduğu halde konteyner içerisindeki malzemeleri boşaltmaktan kaçındıklarını, müvekkilinin tahaatün ettiği taşıma işlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, müvekkiline akdediledecek herhangi bir kusurun bulunmadığını, … Limanında yada …’da Birforce Majör durumunun söz konusu olmadığını, … İletişim Merkezi tarafından Dış Tic. Müsteşarlığı’nca verilen cevapta da For Majör ilan edildiğine dair bir bilginin bulunmadığını, 27 Adet Konteyner yükü teslim alınmadığından demuraj alacağının artarak devam ettiğini, demuraj alacağının tahsili için …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız şekilde borca itiraz etmeleri nedeniyle takibin durdurulduğunu ileri sürerek davalıların itirazlarının iptali ile icra takibinin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
… asıl ve birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … ile yaptığı 13/11/2013 tarihli sözleşme ile …’de yapılmakta olan projede taşeron olarak çalışma yükümlülüğü altına girdiğini, 15/06/2014 tarihinde de …’daki savaş nedeniyle yaşanan sorunlardan dolayı işi tamamıyla diğer davalı … … Company şirketine iade ederek bölgeden ayrıldığını, … Company’nin inşaat projesi ile ilgili her türlü borç ve alacaklarının ise diğer davalı … firmasına devredildiğini, davacının demuraj faturalarının kesildiği tarihler göz önüne alındığında davalılardan …’nin sorumlu olması gerektiğini, müvekkilinin projeden çekilip işi borç ve alacaklarıyla birlikte diğer davalılara devrettiğinden müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, …’nün 11/03/2015 tarihli yazısında … Limanının yoğun çatışmaların olduğu bölgelerden olması sebebiyle savaş koşulları kalkmadan bir girişim yapılması imkanının olmadığı, bu nedenle tahliye işlemlerinin gerçekleştirilemeyeceğinin bildirildiğini, dolayısıyla …’da savaş hali etkin olarak devam ettiğinden konteynerlerin limandaki ardiyeler dışına çekilmesinin büyük risk teşkil ettiğini, dolayısıyla konişmentoda ki yüklerin davalı … adına taşındığının müvekkili şirketin taşıtan olarak sorumluluklarını yerine getirip navlun ücretini yerine getirerek davacıya ödediğini, …’daki inşaat işinin … firmasına devredildiğini, müvekkilinin demuraj ücretinden sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
… … asıl ve birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili şirketin daimi olmadığı bir ticari ilişki ve bu ilişkiye dayanan taşıma nedeniyle müvekkili hakkında icra takibi başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu, takibe konu edilen faturaların borçlusunun davalı … firması olduğunun açıkça anlaşıldığını, müvekkilinin davacı ile herhangi bir ticari ilişkisinin söz konusu olmadığını, öte yandan …’da yapılması söz konusu olan inşaat işinin yapımından önce ve yapımı aşamasında müvekkilinin hiçbir şekilde görev üstlenmediğini, sonuç olarak müvekkili hakkında başlatılan icra takibinin hiç bir hukuki dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddi ile davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
… Tic AŞ asıl ve birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde özetle; … … (….) … ile müvekkili …. A.Ş.’nin birbirinden ayrı ve tüzel kişilikler olması nedeniyle birbirini adına işlem yapmaları ve sorumluluk yüklenmelerinin söz konusu olamayacağını, … Company’den olan alacak için bu şirketin muhatap gösterilerek dava açılması gerektiğini, müvekkili şirketin … Company’nin temsilcisi, şubesi yada acentesi olmadığından … Company şirketine karşı başlatılan takip ve dava nedeniyle müvekkilinin muhattap alınamayacağını, bu nedenler müvekkiline karşı açılan davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
… … vekili asıl ve birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde özetle; … ile … Türkiye şirketlerinin topluluk şirketleri olmadığını, bu iki şirket topluluk şirketi oluştursa dahi …’ya izafeten … Türkiye’ye dava açılamayacağını, müvekkili şirketin …’da faaliyet göstermesi nedeniyle MÖHUK hükümlerine göre yetkili mahkemenin Trikoli … Mahkemeleri olduğunu, ayrıca davacı ile … arasında eşya taşıma sözleşmesi bulunmadığından MÖHUK 29.maddesinin uygulanamayacağını, dolayısıyla davaya Türk Hukuku uygulanmasının mümkün olmadığını, navlun sözleşmesinin tarafının diğer davalı … olması müvekkilinin dava konusu edilen taşıma sözleşmesinden kaynaklı herhangi bir yükümlülüğü de bulunmadığından müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, …’da iç savaş ve karışıklığın söz konusu olduğunu, müvekkilinin TC Ekonomi Bakanlığı Serbest Bölgeler, Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürlüğü’ne başvurduğunu, 11/03/2015 tarihli … sayılı cevabi yazıda …’nin …’nın en yoğun çatışmaların yaşandığı yerlerinden biri olduğu, limandaki faaliyetlerin uzun süreden beri durdurulduğu, bu itibarla savaş koşulları kalkmadan herhangi bir girişim yapılması imkanı bulunmadığı şeklinde beyanda bulunulduğunu, söz konusu yazının …’daki savaş ve iç çatışma durumunu ortaya koyduğunu, …’daki bu durumun Yargıtay Kararlarında da bu durumun mücbir sebep olarak kabul edildiğini savunarak davanın yetkisizlik, husumet yokluğu ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleşen dava Türkiye’den …’nın … Limanına gemi ile taşınan 27 adet konteyner yükünün alıcısı tarafından teslim alınmaması nedeniyle fiili taşıyana ödendiği ileri sürülen konteyner demuraj ücretinin (bekleme ücreti) davalılardan tahsili için başlatılan icra takiplerine itirazın iptali davasıdır.
Davalılardan … Company vekili tarafından bu şirketin yerleşim yerinin …’da olması nedeniyle Trikoli … Mahkemeleri yetkili olduğundan bahisle milletlerlerarası yetki itirazında bulunulmuş olduğundan öncelikle yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dava konusu uyuşmazlık yabancılık unsuru taşıdığından yetkili mahkeme MÖHUK 40.maddesine göre tayin edilecektir.
MÖHUK 40.maddesin göre Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisi iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına göre tayin edilmelidir. Asıl ve birleşen dava taşıma sözleşmesinden kaynaklanmakta olup HMK’nun 10.maddesine göre sözleşmeden doğan davalar bakımından sözleşmenin ifa yeri mahkemeleri yetkilidir.
Taşıma sözleşmesinden kaynaklanan demuraj ücreti alacağı davacı … ‘nin Türkiye’de bulunan yerleşim yerinde ifa edilecek olması nedeniyle MÖHUK 40.maddesi delaletiyle HMK’nun 10.maddesine göre mahkememizin yetkili olduğu değerlendirilmiştir. Davalıların birden fazla olması halinde davacının bunlardan birinin yerleşim yerinde dava açma hakkı bulunduğundan, HMK’nun 7.maddesi uyarınca da mahkememizin yetkili olduğu kabul edildiğinden davalı yanın yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Eşya taşıma sözleşmelerine uygulanacak hukuk MÖHUK 29.maddesinde düzenlenmiş olup taşımadan kaynaklanan uyuşmazlığa taraflarca seçilen hukukun uygulanacağı kabul edilmiştir. Hukuk seçiminin yapılmadığı hallerde ise eşya taşıma sözleşmesinin en sıkı olduğu ülke hukukunun uygulanması gerekmektedir. Eşya taşıma sözleşmesinde taşıyıcının esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku ile en sıkı ilişkide olduğu kabul edilmektedir. Diğer bir ifade ile hukuk seçiminin olmadığı hallerde en sıkı ilişkiyi tesis eden ülke hukuku olarak taşıyıcının esas iş yeri hukuku uygulanacaktır. Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalılar … arasında yapılmış bir taşıma sözleşmesi dolayısıyla da hukuk seçimi söz konusu olmadığından taşıyıcının esas iş yerinin bulunduğu ülke hukuku yani Türk Hukuku’nun uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
Konişmento kayıtlarına göre yükleten/gönderen sıfatına haiz olan ve aynı zamanda …’daki inşaat projesinin de ortağı olan davalı … Ltd Şti’ye ait malların farklı gemiler ile birçok seferde …’nın … Limanına taşındığı, konişmentolarda davacının taşıyan olarak yer aldığı ancak fiili taşımanın … … firması tarafından yerine getirildiği, yani davacı ile … arasında alt taşıma ilişkisinin sözkonusu olduğu, yine konişmentolarda yükün alıcısı olarak … Company şirketinin gösterildiği, davacının navlun faturalarını davalı … Ltd Şirketi adına düzenlediği ve fatura bedellerinin tamamının … tarafından ödendiği anlaşılmaktadır.
Davacı konteyner demuraj alacağından dolayı gönderen ve taşıtan konumundaki … Ltd Şirketinin yanısıra konişmentoya göre yükün alıcısı olan … Company firması ile …’daki inşaat işini taşeron olarak devraldığı ileri sürülen … Construction firmasına karşı icra takibi başlatılarak, itirazın iptali davası açılmış ise de … Limanına taşınan 27 adet konteyner yükünün alıcısı tarafından teslim alınmadığı davacı tarafından iddia edildiğinden TTK’nun 1203.maddesine göre yükü teslim almayan alıcıların demuraj ücretinden sorumlu tutulmaları sözkonusu olamayacağından gibi … Company şirketinin …’daki inşaat işinin davalılardan … firmasına devredildiği de ispatlanamadığından, tüm bu nedenlerle davalı … Company şirketi ile diğer davalı … şirketine husumet yöneltilemeyeceği değerlendirilmiştir.
Davacı … şirketinin … ‘ye karşı yüklendiği taşıma taahhüdünü alt navlun sözleşmesi ile … firmasına devrettiği, fiili taşımanın … firması tarafından yerine getirildiği belirli olduğundan, davacının taşıtandan demuraj ücreti talep edebilmesi için kendisinin fiili taşıyana ödeme yapmış olması gerekmektedir. Bu hususun tespiti amacıyla davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 13/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda, alt taşıyıcı … tarafından … adına 33 adet konteynerin demuraj bedeli olarak çeşitli tarihlerde toplam 423.300,00 USD tutarlı fatura, 33 adet konteynerin satış bedeli olarak da 130.000,00 USD tutarlı olmak üzere toplam 553.300,00 USD tutarında faturalar tanzim edildiği, sözkonusu faturaların bir kısmının banka havalesiyle, 99.300,00 USD’sinin … tarafından tanzim edilen iade faturası ile 2.500,00 USD’sinin de mahsuplaşma yoluyla … tarafından …’a ödendiğinin ticari defter kayıtlarına göre tespit edildiği, ancak … tarafından tanzim edilen demuraj faturaları ile davacı … tarafından davalı … İnşaata yansıtılan demuraj faturalarının tutarlarının konteyner adetinin birbirini teyid etmediği, demuraj hesabına esas alınan tarihler arasında farklılıklar olduğu, … tarafından …’ye 423.300,00 USD tutarlı demuraj faturası kesilmişken, …’nin davalı …’a toplam 633.480,00 USD tutarlı faturalar düzenlediği belirtilmiştir.
Davalı … Company vekili tarafından …’daki iç savaş nedeniyle yükün teslim alınamadığından konteynerlerin de davacıya iade edilemediği, bu nedenle demuraj açısından sorumluluklarının doğmadığı ileri sürülmüş olduğundan taşıtanın sorumluluğunu ortadan kaldıracak nitelikte mücbir sebep halinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Mahkememizin 21/09/2016 tarihli ara kararı ile 27 adet konteyner yükünün hangi tarihlerde … Limanına ulaştığının davacı tarafça açıklanmasına karar verilmiş olup, davacı vekili ara karar gereğince sunduğu 21/10/2016 tarihli dilekçesinde, malların 09/05/2014 ile 19/05/2014 tarihleri arasında … Limanına ulaştığını bildirmiş ve dilekçesi ekinde buna dair listeyi dosyaya ibraz etmiştir.
Dış İşleri Bakanlığı’ndan gelen 05/06/2015 tarihli cevabi yazıda Mayıs 2014’ten itibaren …’da yeni bir savaş ortamı oluştuğundan bahsedilmiş olup, Ekonomi Bakanlığı tarafından … şirketine gönderilen 11/03/2015 ile 19/10/2015 tarihli yazılarda da …’daki iç savaşın devam ettiği bildirilmiştir.
Asıl dava tarihinden sonra davacı …, davalı … Company ve … arasında düzenlenen ancak …’ın imzadan imtina etmesi nedeniyle feshedilen 01/07/2015 tarihli protokolde, …’daki iç savaş nedeni ile malların … Limanından çekilemediği, konteynerlerin bundan dolayı halen limanda olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla sözkonusu protokol ile …’daki iç savaştan dolayı yükün alıcısı tarafından limandan çekilemediği … ve … tarafından yazılı olarak kabul edilmiş olup, malın … Limanına ulaştığı tarihlerde iç savaşın devam ettiği Dış İşleri Bakanlığı ile Ekonomi Bakanlığının yukarıda belirtilen yazıları ile de teyit edilmiştir.
Mahkememizin bir başka dosyasında Türkiye’den …’nın … Limanına yapılan taşımadan kaynaklı demuraj ücreti alacağına ilişkin davada, davanın kabulüne dair verilen karar Yargıtay 11.Hukuk Dairesi tarafından bozulmuş olup, 05/03/2014 tarihli 2013/12326 esas ve 2014/4189 karar sayılı kararında “….hernekadar davalının başlangıçta yükü boşaltmaması davalının sorumluluğunu gerektirir ve bu dönem için davacı demuraj bedeli isteyebilirse de 15/02/2011 tarihinde savaş başlamış olduğundan ve bu husus mücbir sebep olarak kabul edildiğinden bu tarihten sonraki dönem için davalının sorumlu tutulamayacağı nedeniyle….” hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Sonuç itibariyle, davalılardan …nin taşıtanı ve yükleteni olduğu konteyner yükünün birçok seferde gemi ile …’ya taşındığı, davacı vekilinin 21/10/2016 tarihli yazılı beyanına göre yükün 09/05/2014 ila 19/05/2014 tarihleri arasında … Limanına tahliye edildiği, Dış İşleri Bakanlığının 05/06/2015 tarihli cevabi yazısında Mayıs 2014 tarihinden itibaren …’da yeni bir savaş ortamının oluştuğu belirtilmiş olduğundan yukarıda anılan Yargıtay ilamı gereğince …’daki bu durumun mücbir sebep olarak nitelendirilmesi gerektiği, sözkonusu mücbir sebep nedeniyle malın limandan çekilmesinin mümkün olamayacağı, mal limandan çıkarılsa dahi mevcut iç savaş nedeniyle ülke içerisinde güvenli şekilde taşınması alıcıdan beklenemeyeceğinden malın teslim alınıp konteynerlerin iade edilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla taşıtanın demuraj ücreti ödeme sorumluluğunun doğmadığı kanaatine varıldığından, bu kanaat ışığında davalı … Ltd Şti’ne karşı açılan asıl ve birleşen davanın esastan reddine, diğer davalılar hakkında açılan davaların yukarıda açıklanan nedenlerle pasif husumet yokluğundan reddi ile koşulları oluşmadığından davalıların kötü niyet tazminatları taleplerinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Asıl ve birleşen davada
1-Davalılar … … ile davalı … haklarında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Davalı … hakkında açılan davanın esastan REDDİNE,
3-Davalılar … … ile davalı … vekillerinin kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine,
ASIL DAVA:
1-Karar Tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 54,40 TL karar harcının 20.277,27 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 20.222,87 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davalı … vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 118.504,19 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
3-Davalılar … … (….) … ile … … vekil ile temsil olunduklarından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
4-Davalı … … tarafından yapılan yargılama gideri olan 30,00 TL posta giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri olan 5,10 TL posta giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davalı … … (….) … tarafından yapılan yargılama gideri olan 34,00 TL posta giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
BİRLEŞEN DAVA:
1-Karar Tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 54,40 TL karar harcının 4.774,81 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 4.720,41 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davalı … vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 36.250,95 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
3-Davalılar … … (….) … ile … … vekil ile temsil olunduklarından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
4-Davalılar yargılama giderleri esas davada hesaplanmıştır,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/07/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır