Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/668 E. 2019/242 K. 20.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2015/668 Esas
KARAR NO : 2019/242
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/12/2009
KARAR TARİHİ : 20/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket gemisinde usta gemici olarak çalışan müvekkillerinin murisi …’ın yoğun çalışma koşulları ve sıcak sebebiyle kalp krizi geçirerek 28.11.2008 tarihinde iş kazası nedeniyle vefat ettiğini, müvekkillerinin geçimini sağlayan murisin vefatı ile müvekkillerinin maddi ve manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek, müvekkillerinden murisin eşi … için 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, murisin çocukları … ve … için ayrı ayrı 20.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 200.000,00 TL alacağın vefat tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsilini, bu alacak gemi alacağı hakkı verdiği için davalı taraf ait gemi üzerinde kanuni rehin hakkı tesisini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … gemisinin ticari işletmeciliğini yaptığını, geminin donatanının dava dışı … Co. Ltd. firması, bağlama limanının …- … olduğunu, davacıların murisi ile akdedilen iş sözleşmesinin de bu şirketle yapıldığını savunarak, davanın pasif husumet yokluğundan reddini istemiştir.
Dava, yabancı bayraklı gemide usta gemici olarak çalışan davacıların murisinin vefatına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı … ATM tarafından yapılan yargılama sonunda, davaya konu iş sözleşmesinin acente sıfatıyla dava dışı … Denizcilik ve Tic. A.Ş. tarafından imzalandığı, sözleşmede donatan olarak dava dışı … Co. Ltd.’nin gözüktüğü, ancak davalı şirketin donatana izafeten değil işleten olarak asaleten dava edildiği, davalı firmanın işleten olduğuna dair herhangi bir delilin de bulunmadığı gerekçesiyle, davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
İşbu karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 04/12/2013 tarihinde bozulmuş olup, bozma ilamında “Dosya içine getirtilen müteveffaya ait SSK sicil dosyası içindeki belgeler, davacı tarafça sunulan … belgesinin usulünce yapılmış tercümesi ile 02.10.2008 imza ve 03.10.2008 yürürlüğe giriş tarihli Gemi İş Adamı Akdi incelenerek ve gerektiğinde davalı şirket ile davalı tarafça donatan olduğu iddia edilen dava dışı şirket arasındaki sözleşme örneği getirtilerek davalı tarafın, talep edilen tazminattan sorumlu olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesis edildiği” gerekçesiyle verilen hüküm bozulmuştur.
Bu aşamadan sonra … ATM ve … Asliye Hukuk Mahkemesinin vermiş olduğu görevsizlik kararı üzerine ortaya çıkan görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosya yeniden Yargıtay’a gönderilmiş, … Hukuk Dairesinin görev konusunda yaptığı inceleme neticesinde … ATM’nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre, davacıların murisi …’ın … isimli gemide usta gemici olarak görev yaparken 28/11/2008 tarihinde sırada kalp krizi sonucu hayatını kaybettiği belirli olup, dosyada çözümlenmesi gereken hukuki uyuşmazlık davalı yanın milletlerarası yetki itirazının yerinde olup olmadığı, davacıların maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği, murislerinin ölümünden dolayı davacıların destekten yoksun kalma tazminatı isteyip isteyemeyecekleri ile tazminat miktarına ilişkindir.
Davalı vekili tarafından gemi donatanı ile gemi adamı … arasında imzalanan iş sözleşmesinin 15.maddesinde uyuşmazlıklar için … Mahkemelerinin yetkili kılındığı, bu nedenle uyuşmazlığın … Mahkemelerinde … veya İngiliz Hukukuna göre çözümlenmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, geminin yabancı bayraklı olması nedeniyle yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıkta MÖHUK 47/2.fıkrası uyarınca MÖHUK 44.maddesinde belirlenen mahkemelerin yetkisinin tarafların anlaşmasıyla bertaraf edilmesinin mümkün olmaması, MÖHUK 44.maddesine göre işçinin işverene karşı açtığı davalarda işverenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olması, davalının Türk şirketi olması nedeniyle yabancı bir mahkemenin yetkili olduğunu ileri sürmesinin MK’nun 2.maddesine de aykırı görülmesi nedeniyle yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Somut uyuşmazlıkta davalı taraf savunma olarak, davacıların murisi gemi adamı …’ın … gemisinde çalışmaya başlamadan önce gemi donatanı … Co Ltd ile iş akdi imzaladığı, davalının ise geminin teknik yöneticisi olduğu, bu nedenle davalıya husumet yöneltilemeyeceğini iddia etmekte olup, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi tarafından da daha önce verilen karar bu noktada bozulmuş olduğundan dosyada öncelikle davalının pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığının çözümü kavuşturulması gerekmektedir.
Davalı vekili bozma ilamından sonraki yazılı ve sözlü beyanlarında müvekkilinin …’ın olay tarihinde gemi adamı olarak çalıştığı, … bayraklı … isimli geminin teknik yöneticisi olduğu, bu konuda müvekkili şirket ile gemi donatanı … Co Ltd arasında 01/09/2005 tarihli gemi yönetim sözleşmesi imzaladığını, sözleşme gereğince gemi mürettebatı ile ilgili sorumluluğun donatanda olduğu, buna ilaveten …’ın donatanın acentesi olan … Denizcilik ve Tic AŞ ile iş akdi düzenlediğinden bahisle husumet itirazında bulunulmuş ise de, bozma ilamından sonra sunulan delillerin incelenmesinden davacıların murisi … ile davalı … Denizcilik arasında …’ın … gemisinde gemi adamı olarak çalışması konusunda 03/10/2008 tarihli iş sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmede … atıf yapıldığı, … sözleşmesinin de … Denizcilik tarafından imzalandığı belirli olup, geminin equasis kaydında 02/11/2005 tarihinden sonra … Denizciliğin … gemisinin shipmanager ve ISM manager olarak gösterilmiştir. Bu durumda, davalı şirketin gemi adamı … ile imzaladığı iş akdi ile iş akdinde atıf yapılan davalının … gemisi için imzalamış olduğu … sözleşmesi ve gemiye ait equasis kaydındaki bilgilere göre davalının … gemisinin işleteni olduğu, bu nedenle işbu davada husumet ehliyetinin bulunduğu değerlendirilmiştir.
Dosyadaki diğer uyuşmazlık konularının çözümü açısından alınan bilirkişi raporlarından 06/01/2017 tarihli 1.bilirkişi raporunda; ölüm olayındaki kusur ve illiyet bağına ilişkin işyeri hekimliği, iş gücü sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman olan bir kardiyaloğun da yer aldığı bilirkişi heyetinden rapor alınmasının mahkemenin takdirinde olduğu, aynı şekilde iş kazasının tespiti için davacıların SGK’ya müracaatları konusunda Yargıtay uygulamasının mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, dosya kapsamına göre davacı …’ın destekten yoksun kalma zararının Yargıtayca kabul edilen TMF 1931 Yaşam Tablosuna göre asgari ücret üzerinden 77.304,01 TL olarak tespit edildiği, aynı şekilde davacı …’ın destekten yoksun kalma zararının 12.459,78 TL olduğu, davacılardan …’ın murisin ölüm tarihinde 26 yaşında olması nedeniyle tazminat talep edemeyeceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
03/08/2017 tarihli 2.bilirkişi raporunda da; müteveffa … hakkında … Müdürlüğü tarafından düzenlenen 12/08/2008 tarihli gemi adamları sağlık yoklama belgesinde atrial fibrilasyon tanısının belirtilerek “gözlükle gemi adamı olur” kararının verildiği, yine dosyada bulunan 28/11/2008 tarihli ölüm belgesinde ölüm sebebi olarak cardiac arrest (kalp durması) ve senility disesases (yaşlılığa bağlı hastalıklar) şeklinde gösterildiği, yüksek sıcaklıkların kalp akışını hızlandırabileceği gibi artial fibrilasyonu da tetikleyebileceği, aynı zamanda inme ve kalp yetmezliği riskini de arttırdığı, bu nedenle hernekadar … hakkında Sağlık Bakanlığı tarafından “gözlükle gemi adamı olur” kararı verilmiş ise de, aynı zamanda atrial fibrilasyon tanısının da belirtildiğini, gemi adamının hangi denizlerde görev yapacağı ve hastalığını kötüleştirecek iklim yada çalışma şartlarıyla karşılaşıp karşılaşamayacağının işyeri hekiminin görev alanına girdiği, dosyada işverenin yükümlülüklerini yerine getirdiğine dair işyeri hekimi imzalı işe giriş muayenesi, periyodik muayene, aşılama kartı vs.herhangi bir belgenin bulunmadığı, ayrıca ilkyardım eğitimi verildiğine dair herhangi bir bulguya da rastlanılmadığı, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile çok tehlikeli işyerleri sınıfında yer alan Türk bayraklı gemilerde karasularımızda uygulanması zorunlu bulunan hükümlerin müteveffanın çalıştığı … bayraklı geminin davalı işleteni şirket için denizde can ve emniyet sözleşmesi ile seyir halindeki gemilerde daha iyi tıbbi hizmet verilmesi için gerekli asgari sağlık ve güvenlik koşulları hakkındaki yönetmelik, uluslararası çalışma örgütünün denizcilik sektöründe iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin 2006 tarihli sözleşme hükümlerinin uygulanması yönergeleri dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği, müteveffa …’ın olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
13/06/2018 tarihli ek raporda da; davalı gemi işleteninin kusur ve illiyet bağı itibariyle iş kazasından sorumlu olduğunun mahkemece kabulü halinde 2018 yılında yürürlükte olan asgari ücrete göre davacı …’ın destekten yoksun kalma zararının 84.426,55 TL, davacı …’ın destekten yoksun kalma zararının 12.459,78 TL olarak tespit edildiği, davacı …’ın ise destekten yoksun kalma zararı isteyemeyeceği, bütün bunların yanısıra davalı gemi işleteni şirket ile uluslararası taşımacılık işçileri federasyonu … arasındaki sözleşme hükümlerine göre davacı …’ın 122.900,25 TL tazminat talep edebileceği belirtilmiştir.
Davacıların murisi gemi adamı ile davalı gemi işleteni arasındaki temel ilişki hizmet akdinden kaynaklanmakta olup, eBK’nun 332/2.fıkrası hükmüne göre iş sahibinin 332.maddenin 1.fıkrası hükmüne aykırı hareketi neticesinde işçinin ölmesi halinde onun yardımından – desteğinden mahrum kalanların bu yüzden uğradıkları zarar nedeniyle isteyebilecekleri tazminat akde aykırı hareketten doğan tazminat davaları hakkındaki hükümlere tabidir. eBK’nun 98/2.fıkrasında “haksız fiillerden mütevellit mesuliyete müteallik hükümler akde muhalif hareketlere de tatbik olunur.” hükmüne yer verilmiştir. Davacıların manevi tazminat davasının dayanağı ise eBK’nun 47.maddesidir.
Davacı tarafça gemi adamının yoğun çalışma koşullarına bağlı iş kazası sonucu kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdiği ileri sürülerek hizmet sözleşmesi bağlamında davalı gemi işleteninin akde aykırı bir fiili olduğu iddia edilmekte ise de, dosya kapsamına göre davalı gemi işleteninin gemi adamının ölümüne neden olacak bir eyleminin yada bir iş kazasının sözkonusu olmadığı gibi müteveffanın ölüm raporunda ölüm sebebinin kalp durması ve yaşlılığa bağlı hastalıklar olarak gösterilmiştir. Yine müteveffa hakkında Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğünce düzenlenen 12/08/2008 tarihli gemi adamı sağlık yoklama belgesinde de atrial fibrilasyon tanısı konulmuştur.
Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde müteveffanın yaşı, önceden mevcut olan rahatsızlıkları nedeni kalp krizine bağlı ölüm olayının meydana gelmesinde kaçınılmazlık faktörünün rol oynadığı, işverenin iş güvenliği önlemlerini alma ve bu kapsamda özen gösterme yükümlülüğüne aykırı davranış veya ihmali olduğunun anlaşılamadığı, neticede davacıların murisinin kalp krizi geçirmesinde davalı işverenin herhangi bir kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmış olduğundan, hizmet sözleşmesi çerçevesinde eBK’nun 332, 98 ve 47.maddelerine göre davacıların maddi ve manevi tazminat talep etme haklarının bulunmadığı kabul edilmiştir.
Davacıların murisi …’ın davalı ile imzaladığı iş akdinde … atıf yapılmış olup, bu kapsamda davalı şirket ile davadışı Uluslararası Taşımacılık İşleri Federasyonu … arasında imzalanan sözleşmenin 25.maddesinde gemi adamının gemideki hizmeti esnasında veya denizde veya benzeri bir tehlike sonucu ölmesi halinde donatanın gemi adamının eşine ve 18 yaşından küçük olan çocuklarına tazminat ödeyeceği kabul edilmiştir. … sözleşmesine göre ölüm olayının gerçekleştiği 2008 tarihinde eşe ödenecek tazminat tutarı 82.500,00 USD olarak belirlenmiş olup, müteveffanın çocukları olan davacılar … ve …’ın olay tarihinde 18 yaşından büyük olmaları nedeniyle tazminat talep etme hakları bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde davacı eş için 50.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunulduktan sonra ıslah yolu ile bu talep 122.900,25 TL’ye yükseltilmiştir. … sözleşmesine göre kabulü gereken 82.500,00 USD dava tarihindeki kur üzerinden 124.665,75 TL’ye tekabül etmekte ise de, taleple bağlılık ilkesine göre davacı …’ın maddi tazminat talebinin ıslah edilen tutar olan 122.900,25 TL üzerinden kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan tüm bu nedenlerle yapılan yargılama sonunda davacı …’ın maddi tazminat talebinin ıslah edilen tutar üzerinden KABULÜ ile 122.900,25 TL ‘nin 28/11/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek bu davacıya ödenmesine, hüküm altına alınan alacak eTTK’nun 1235/.fıkra gereğince gemi alacaklısı hakkı veren alacaklardan olduğundan kabul edilen tazminat miktarı ile sınırlı olmak üzere … IMO nolu … isimli gemi üzerine 6762 sayılı TTK’nun 1236.maddesi gereğince davacı lehine kanuni rehin hakkı tesis edilmesine, davacı …’ın manevi tazminat talebinin reddine, davacılar … ile …’ın maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacı …’ın maddi tazminat talebinin ıslah edilen tutar üzerinden KABULÜ ile 122.900,25 TL ‘nin 28/11/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek bu davacıya ödenmesine,
Kabul edilen tazminat miktarı ile sınırlı olmak üzere … IMO nolu … isimli gemi üzerine 6762 sayılı TTK’nun 1236.maddesi gereğince davacı lehine kanuni rehin hakkı tesis edilmesine,
Davacı …’ın manevi tazminat talebinin reddine,
2-Davacılar … ile …’ın maddi ve manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince tayin olunan 8.395,31 TL harçtan 2.700,00 TL peşin harç ile 249,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.949,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.446,31 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
2.700,00 TL peşin harç ile 249,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.949,00 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı …’a ödenmesine,
4-Davacı … vekil ile temsil olunduğundan kabul olunan maddi tazminat tutarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 16.324,01 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
5-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan maddi tazminat tutarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 4.750,00 TL vekalet ücretinin davacılar … ile … ‘dan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan manevi tazminat tutarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 15,60 TL başvurma harcı, 365,10 TL posta gideri ile 5.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.780,70 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 2.603,33 TL’sinin davalıdan alınarak davacı …’a ödenmesine, bakiye giderin bu davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacılar … ile … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
9-Davacılar tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/05/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır