Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/660 E. 2018/294 K. 11.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
ESAS NO : 2015/660 Esas
KARAR NO : 2018/294
DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2015
KARAR TARİHİ : 11/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı firmanın müşterisi ile imzaladığı sözleşme uyarınca, satışını yaptığı ürünlerin … Limanından … Limanına nakliyesini üstlendiğini, söz konusu nakliyenin gerçekleşmesi için ilgili rotada faaliyet gösteren ve …lik hizmeti veren davalı firma ile anlaşma yaptığını, bu kapsamda taşımanın … firma tarafından tayin edilen taşıyıcı aracılığıyla yapılacağı kararlaştırılarak söz konusu taşımanın koşullarının düzenlendiğini, anlaşmaya göre ürünlerin teslim alındıktan itibaren 24 gün içerisinde taşınmasının taahhüt edildiğini, taşıma güzergahının ise malların … Limanından teslim alınmasından sonra … … Denizi üzerinden … Limanına ulaştırılması şeklinde tayin edildiğini, davalı … firmanın müvekkiline 2014 yılının Ekim ve Kasım ayı içerisinde malların 4 gemi ile teslim alınacağının taahhüt etmesine rağmen malların belirtilen tarihlerde teslim alınmadığını, mallar limanda bulunmasına rağmen davalı firma ve taşıyıcıdan kaynaklanan sebeplerle gemiye yüklenemediğini, davalının taşıma işlemini 4 ayrı gemi ile gerçekleştireceğini önceden bildirdiğini, gemilerden ilkinin … Limanına zamanında ulaşarak taşıma işlemini tamamlandığını, ancak diğer 3 gemide yer alan ürünlerin sözleşme ile kararlaştırılan ve taahhüt edilen süre içerisinde varış noktası olan … Limanına ulaştırılamadığını, … gemisinin 24/10/2014 tarihinde saat 18.35’te … Limanına yanaştığını, aynı gün yüklemeye başlanarak yükleme işleminin 03/11/2014 tarihinde tamamlanmasından sonra aynı gün geminin limandan ayrıldığını, … gemisinin 07/11/2014 tarihine saat 01.20’de … limanına yanaştığını, yüklemenin ise 13/11/2014 tarihinde saat 12.00 de tamamlandığını ve geminin 14.50’de limandan ayrıldığını, … gemisinin 20/11/2014 tarihinde saat 12.35 te … limanına yanaştığını, yüklemenin 23/11/2014 te sabaha karşı tamamlanarak geminin 06.15 te limandan ayrıldığını, ilk gemi olan … adlı geminin 3 gün içerisinde … limanına ulaştığı, … isimli geminin yüklemesinin sadece 3 gün gibi kısa bir sürede tamamlandığı göz önüne alındığında diğer gemilerin yüklemelerinin neden gecikdiği, dolayısıyla gemilerin taahhüt edilen zamanda varış limanına ulaşamadığının anlaşılamadığını, davalı firma ile yapılan anlaşmada yükleme ve tahliye için kararlaştırılan sürelerin 1 gün olarak belirlendiğini, yükleme tarihinin ise 26 Eylül-10 Ekim 2014 tarihi aralığı olarak gösterildiğini, sefer süresinin ise hava müsadeli olarak 24 gün olarak öngörüldüğünü, buna karşın gemilerden hiçbirinin taraflarca kararlaştırılan tarihlerde yükleme limanına yanaşmadığını, gecikmenin neden kaynaklandığı konusunda davalı tarafça tatmin edici bir açıklama yapılmadığını, gemilerin limandan ayrılması sonrasında da gecikmenin devam ettiğini, gemilerin takip cihazlarının kapatılması nedeniyle yaklaşık 3-4 günlük süre boyunca haber alınamadığını, … ve … gemilerinin tam iki hafta boyunca … ….ı henüz açıkken hiçbir sebep belirtilmeksizin bekletildiğini, daha sonra da hava koşullarının mevsimsel nedenlerle olumsuzlaştığı, ….ın donduğu ve bu durumun mücbir sebep teşkil ettiği müvekkiline bildirildiği, ancak mücbir sebebin ortaya çıktığına dair hiçbir destekleyici bilgi ve belge sunulamadığını, davalının 08/12/2014 tarihinde yaptığı yazılı bildirimde ….ın donması sebebiyle taşıma sözleşmesine konu ürünlerin … ….ı üzerinden gidilerek … Limanına değil …’ın … Limanına boşaltılacağı, buradan da demiryolu aracılığıyla taşınacağının bildirildiği, davacı firmanın bu teklifi müşterisi ile birlikte değerlendirildiğini, gecikmede hiçbir kusur olmamasına rağmen … adlı geminin … Limanına yükü boşaltmasını kabul ettiğini, bu şekilde malların …na nakledilmesi yüzünden doğan 10.500 USD tutarındaki demiryolu masrafının da karşılandığını, geriye kalan iki geminin de aynı şekilde … limanına ulaştırılarak buradan trenle yapılacak nakliye masraflarının ise mal sahibi firma tarafından üstlenildiğini, dolayısıyla yaşanan gecikmeler nedeniyle davacı firmanın müşterisinin 96 paket malın 27 paketini de kendi imkanları ile taşımayı tercih ettiğini, tüm bu yaşananlara rağmen müvekkili firmanın taşıma ücretini davalıya eksiksiz olarak ödediğini, buna ek olarak davalı firmanın … gemisinin limanda malların yüklenmesi esnasında ortaya çıkan vinç arızası nedeniyle beklediği süre için 15.985 USD tutarında fatura gönderdiğini belirterek bu bedeli de davacıdan tahsil ettiğini, tüm bunların sonucunda davacı firmanın davalıya toplam 196.633 USD ödeme yaptığını, taşımanın başlangıçta anlaşılan şekilde gerçekleştirilmiş olması durumunda müvekkili tarafından yaklaşık 42.000 USD civarında bir taşıma ücreti ödenecekken davalı … firmanın kendi kusuru nedeniyle gecikmenin ve malların nihai varış noktası yerine … limanına teslim edilmiş olmasına rağmen tahsil etmiş olduğu fahiş taşıma ücretinin davacıya iade etmediğini, bu kapsamda kendisine gönderilen ihtarnamelere de gecikmeden dolayı sorumlu olmadığını cevaben beyan ettiğini, davalı firmanın üstlenmiş olduğu borcu gereği gibi ifa etmemesinden dolayı müvekkiline karşı sorumlu olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin uğradığı zararları tazmin etmesi gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL maddi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ihtilaf konusu taşımada yalnızca … olarak faaliyet gösterdiğini, bu nedenle müvekkiline karşı doğrudan husumet yöneltilemeyeceğini, davacı şirket ile … isimli yabancı firma arasında akdedilen taşıma sözleşmesine … 1994 çarter partisine atıfta bulunulduğunu, ilgili çarter partinin 19.maddesinde her türlü ihtilafın İngiliz Hukukuna tabi olduğu ve tahkim yolu ile çözümleneceğinin düzenlendiğini, bu nedenle uyuşmazlığın tahkimde görülmesi gerektiğini, müvekkilinin … olması nedeniyle sözleşmenin ifasına yönelik herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca müvekkiline atfedilebilecek haksız fiil teşkil eden herhangi bir eylemi bile olmadığını, ….ın donması sebebiyle ortaya çıkan mücbir sebebe ilişkin bilgi ve belge sunma yükümlülüğünün de bulunmadığını, davacı şirket tarafından … firmasına verilen taahhütnamede yer alan ifadelerde mücbir sebebin somut ve objektif bir biçimde ortaya çıktığının ikrar edildiğini, davacının iddia ve taleplerini donatan … firmasına yöneltmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla uyuşmazlığa TTK 1186.maddesinde düzenlenen sorumluluğu sınırlandırma hükümlerinin uygulanması gerektiğini, … gemisinde bulunan malların … limanından teslim alınması sırasında davacı şirketin donatanla bir anlaşma yaparak nakliye demir yolu gibi masrafların bir kısmının kendileri tarafından karşılanacağı, malların teslimine müteakiben hiçbir hak ve alacak talebinde bulunamayacağına dair taahhütname verildiğini, tüm bu nedenlerle davacı tarafın mesnetsiz taleplerinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; … limanından … limanına taşınacak olan malların anlaşılan süre içerisinde yükleme ve taşımasının yapılmaması, taşıyıcıdan kaynaklandığı ileri sürülen nedenle taşıma güzergahının değiştirilmesi sonucunda taşıyıcıya ilave olarak ödenen taşıma masrafları ile ödenen sürastarya ücretinin iadesi istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık davalının taşıyıcı sıfatıyla sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, taşıyıcının başlangıçta yapılan anlaşma koşullarına uygun hareket edip etmediği, taşımada gecikme meydana gelip gelmediği, gecikmenin mücbir sebepten kaynaklanıp kaynaklamadığı, sonuçta davacının davalıya ödemiş olduğu sürastarya ücreti ile ilave taşıma masraflarının iadesi koşularının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Dava dilekçesinde davacı taşıtanın zararlarından dolayı fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 5.000 TL’nin tahsili talep edilmiş ise de, davacının davalıya göndermiş olduğu 03/03/2015 tarihli ihtarnamede zarar miktarını bildirmiş olduğundan bu durumda HMK 107.maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası ve HMK 109 maddesinde düzenlenen kısmi alacak davası açılması söz konusu olamayacağından 20/02/2017 tarihli duruşmada dava değerinin kesin olarak bildirilip harcın ikmal edilmesine karar verilmiş olup, davacı vekili ara kararda belirtilen iki haftalık kesin süre içerisinde ibraz ettiği 06/03/2017 tarihli dilekçede dava değerinin 154.433 USD olduğunu bildirerek harcı da ikmal etmiş olduğundan dava dilekçesindeki usulü eksiklik bu şekilde giderilmiştir.
Davalı vekili tarafından davacı ile … isimli şirket arasında akdedilen taşıma sözleşmesinde atıf yapılan … 1994 çarter partisindeki tahkim şartı nedeniyle tahkim itirazında bulunmuş olup, tahkim şartının geçerli olması için tarafların bu konudaki iradelerinin sözleşmeye kesin ve açık olarak yansıtılması, sözleşmede atıf yolu ile tahkim şartına yer verildiğinde atıf yapılan sözleşme veya çarter partinin asıl sözleşme ile birlikte taşıtana tevdi edilmesi gerekmektedir. Eldeki dosyada davalı vekili tahkim itirazını … antetli özel anlaşma şartları başlıklı belgede yer alan “… 94 isimli taşıma mukavelesi maddeleri geçerlidir” hükmüne dayandırmış olup, atıf yapılan çarter partide tahkim şartı yer almakta ise de, söz konusu tahkim şartının tarafları bağlaması için özel anlaşma şartlarını içeren belge ile birlikte … 94 çarter parti hükümlerinin de davacı taşıtana teslim edilmesi gerekmektedir. Ancak dosya kapsamına göre atıf yapılan çarter partinin davacıya teslim edildiği anlaşılamadığından taraflar arasında geçerli bir tahkim sözleşmesinin bulunmadığı kanaatine varılarak, tahkim itirazının reddine karar verilmiştir.
Yine davalı vekili tarafından müvekkilinin taşıma anlaşmasına aracılık ettiği, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceği ileri sürülmüş ise de, davalının navlun ve sürastarya ücretlerine ilişkin olarak kendi adına 03/11/2014- 13/11/2014- 18/11/2014- 24/11/2014 ve 0511/20158 tarihli faturalar düzenlenmesi ve 12/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda muhasip bilirkişi tarafından tespit edildiği üzere fatura konusu bedellerin tahsil etmesi, faturaların “…i” olduğunu iddia ettiği dava dışı … firması adına tahsil edildiğine ilişkin herhangi bir belge sunulmamış olmasının yanı sıra bu hususun davalının ticari defterlerinden tespit edilememesi, dava dışı … yetkilisi tarafından davalıya gönderilen 20/01/2015 tarihli e-postada davalıdan “kiracı” olarak bahsedilmesi karşısında davalının taşıyan sıfatına haiz olduğu değerlendirilerek husumet itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü açısından alınan bilirkişi raporlarından 05/04/2016 tarihli birinci bilirkişi raporunda, davalının navlun faturalarını düzenlerken bunlara esas olan anlaşma gereği … sıfatıyla hareket etmesi nedeniyle takdiri mahkemeye ait olmak üzere davalıya husumet yöneltilemeyeceği, davalı tarafından davacıya 2014 yılında kesilen ve davacı tarafından itirazda bulunulmayan 589.061,33 TL tutarlı 5 adet faturanın muavin defterinde “navlun” notuyla yer aldığı, davacı yanca davalıya 241.034,19 ABD Doları ödendiği, taraflar arasındaki özel anlaşmada davalının taşımaya ilişkin ödemeleri alma ve tahsilat yapma yetkisinin olmadığı, … isimli yabancı şirketin akdedilen taşıma sözleşmesi kapsamında temsilcisi olduğunun mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde davalıya husumet yöneltilebileceği belirtilmiştir.
25/11/2016 tarihli ikinci bilirkişi raporunda, davalının taşıyan sıfatı olmamakla birlikte taşıyanı temsilen husumet ehliyetinin bulunduğu, gecikmeden kaynaklanan zararlar için TTK 1178/4 maddesi uyarınca sorumlu olacakken bunun dışındaki zararlar için ise BK’nun 112 ve devamı maddelerine göre borcun ifa edilmemesinin sonuçlarına yönelik hükümlerin uygulanması gerektiği, taşıtanın güzergah değişikliğine rıza göstermesinin artan maliyete de katlanması sonucunu doğurmayacağı, dolayısıyla söz konusu zararların tazminini talep hakkının bulunduğu, davalının gemilerin geç yüklenmesine sebep olduğuna hükmedilmesi durumunda davacı tarafından ödenen 10.500 USD ilave bedelin davalı tarafından karşılanması gerektiği, 37 kap ve 10 kaptan oluşan eşyanın …’den demiryolu ile …na taşınmasına ilişkin oluşan ilave bedelin davacı tarafından taşınmasının yapıldığının ve ödemesinin yapıldığının belgelenmesi halinde bunun da davalı tarafça karşılanması gerektiği, davalı tarafından davacı adına tanzim edilen ve bedeli ödenen 13/11/2014 tarihli 15.985 USD tutarlı “detention” içerikli faturanın davalının kusurundan kaynaklanmaması ve sözleşme şartlarında da bu gecikme bedelinin belirlenmiş olmasından dolayı bu talebin yerinde olmadığı, davacının … limanına taşınan ürünlerinde …-… limanı navlun bedelinin 42.000 USD olabileceği yönündeki iddiasının navlun piyasasının sürekli değişmesi karşısında ispata muhtaç olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
20/09/2017 tarihli ek raporda da, kök raporda gerekçeli bir şekilde uyuşmazlık değerlendirildiğinden kök rapordaki tespit ve kanaatlerinin devam ettiği, davalının taşıyan olmadığı ve fakat taşıyanın temsilcisi olarak değerlendirilebileceği belirtilmiş olup, heyette yer alan uzakyol kaptanı tarafından davacının alt taşıyanlarından biri olan … şirketi tarafından kiracı olarak tanımlanan davacının taşıyan sıfatına haiz olduğu iddiasının yerinde görüldüğü, yine dosyaya sunulan gerek davalının navlun talep ettiğine yönelik mesajları, gerekse diğer belgelerden davalı … arasında bir alt üst taşıma ilişkisinin kurulduğu, davalının taşıyan sıfatına haiz olduğu, dolayısıyla da gecikmeden de … ile birlikte müteselsilen sorumlu bulunduğu, 39 kap emtianın … … arası deniz yolu ile taşınması için taşımanın yapıldığı dönemdeki rayiç navlunun ise 42.000 USD olabileceği değerlendirilmiştir.
04/05/2018 tarihli üçüncü bilirkişi raporunda; taraflararasındaki sözleşmede kullanılan terminolojiden bağımsız olarak davalının dava konusu taşıma bakımından taşıyan sıfatına haiz olduğu, dava konusu taşımada yaşanan gecikmeden ileri gelen zararlardan dolayı davalı taşıyanın sorumluluğunun doğduğu, dava konusu üç kap emtianın …’den …’na demiryoluyla taşınması için ödenen 10.500,00 USD ‘yi ve denizyolu ile …’na taşınması gerekirken …’ye kadar taşınmış olan yüklere ilişkin peşin ödenmiş olan navlun ücretinden … … rayiç navlun bedeli olan 42.000,00 USD ‘nin düşülmesi ile geriye kalan 138.448,00 USD’nin davalıdan talep edilebileceği, … ücretinin ilişkin olduğu gecikmenin taşıyanın kusurundan kaynaklandığı ispatlanamadığından davacının ödediği … ücretini geri isteyemeyeceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve hükme esas alınan 04/05/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı …’in 22/09/2014 tarihli teklifname başlıklı belge ile davadışı Süperlit firmasına ihraç edeceği dava konusu yüklerin …’ın … Limanına taşınmasını üstlendiği, taşıma ediminin yerine getirilmesi konusunda davalı şirket ile 16/09/2014 tarihli “Özel Anlaşma Şartları” başlıklı belgenin düzenlendiği, söz konusu belgede davalının davadışı … ‘nın …i olduğu ifade edildikten sonra yükleme limanı acentesi olduğunun da belirtildiği, bu ibarelere dayanılarak davalı tarafça davalının … olarak taşımaya aracılık etmesinden dolayı taşıyıcı sayılamayacağı ileri sürülmüş ise de, davalının navlun ve … ücretlerine ilişkin faturaları kendi adına düzenlemesi, 12/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere fatura bedellerini tahsil etmesi, faturaları … firması adına tahsil ettiğini belgelendirememesi ve alt taşıyıcılardan … yetkilisi tarafından davalıya gönderilen 20/01/2015 tarihli e postada davalıdan kiracı olarak söz edilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, sözleşmede belirtilen … ifadesinden bağımsız olarak davalının taşıyan sıfatına haiz olduğu kabul edilmiştir.
Somut olayda, davacı tarafça yükün başlangıçta yapılan anlaşmaya göre gemi ile … Limanından … Limanına götürülmesi gerekirken taşıyandan kaynaklanan nedenlerle … Limanında güzergah değiştirilerek buradan … Limanına oradan da demiryolu ile …’ın … şehrine taşınmış olmasından dolayı başlangıçta anlaşılan navlun ücretine ilave olarak taşıyıcıya ödenen taşıma ücretleri ile taşıma sırasında taşıyıcıya ödenen … ücretinin iadesinin talep edildiği, davanın ise 5.000,00 TL üzerinden açıldıktan sonra 06/03/2017 tarihinde 154.433,00 USD ‘ye yükseltilerek eksik harç ikmal edildiği dosya kapsamına göre belirlidir.
Davalı vekili, sonradan arttırılan dava değeri yönünden TTK’nun 1188.maddesinde öngörülen hakdüşürücü sürenin geçtiğini ileri sürerek arttırılan dava değerinin süre yönünden reddine karar verilmesini istemiştir. Davadaki talepler yönünden uygulanması gereken zamanaşımı ve hakdüşürücü süre tespit edilirken, davacının taleplerinin ayrı ayrı irdelenmesi gerekmektedir. Deniz taşımasında taşıyıcı gecikmeden kaynaklanan zararlar nedeniyle TTK ‘nun 1178/4.maddesi uyarınca taşıtana karşı sorumlu olup, bunun dışındaki zararlar yönünden ise BK ‘nun 112 ve devamı maddelerinde düzenlenen borcun ifa edilmemesinin sonuçlarına yönelik hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Zira taşıma borcu sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde ifa edilmediğinde, ifa yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmediği kabul edilmektedir. Bu bağlamda, davada taşıyıcıdan kaynaklanan nedenlerle güzergah değişikliğinin yapılmasından dolayı fazladan ödenen navlun bedelinin iadesi talebi yönünden BK’nun 112.maddesinin, zamanaşımı süresi yönünden ise BK ‘nun 89.maddesinde düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı kabul edilmiş olup, dava tarihi ve ıslah tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresi henüz dolmadığından davalı vekilinin zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacının, taşıyıcıya ödenen … ücretinin iadesi talebi konusunda ise … – … sözleşmesine bağlı bir talep olduğundan taşıyıcı yönünden TTK ‘nun 1246.maddesinde düzenlenen bir yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmektedir. Davacı, … Limanındaki beklemeden dolayı ödediği … ücretinin haksız olduğundan bahisle iadesini talep ettiğinden bu durumda söz konusu talep sebepsiz zenginleşme hükümlerine tabi olup, BK ‘nun 82.maddesinde düzenlenen 2-10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı değerlendirilmiştir. Dava dilekçesinde her iki talep yönünden 5.000,00 TL kısmi talepte bulunulup, daha sonra ıslahla dava değeri 06/03/2017 tarihinde arttırılmış olduğundan, … ile ilgili iade talebinde sonradan arttırılan talep yönünden zamanaşımı süresinin dolduğu kabul edilmiştir.
Taraflararasında davacı …’in davadışı Süperlit firmasına ihraç ettiği dava konusu yüklerin dört adet gemi ile 26 Eylül – 10 Ekim 2014 tarihleri arasında … Limanından kırkambar yüklemesi olarak … – …. – …i – … Denizi üzerinden … Limanına hava müsaadeli ve forje majör durumlar hariç 24 günlük sürede toplam 96 kap borudan 19 kabın … – 6 isimli gemi ile, 3 kabın … gemisi ile, 37 kabın … gemisi ile, 10 kabın da … … gemisi ile taşınmasının kararlaştırıldığı, taşımanın planlandığı dört adet gemiden ilk seferi yapan ve 19 kaptan oluşan yükü taşıyan … – 6 gemisinin anlaşılan sürede yükü sorunsuz şekilde … Limanına taşıdığı, taraflararasındaki ihtilafın ise diğer üç gemi ile yapılan taşımadan kaynaklandığı, tarafların anlaşmaya vardıkları yükleme tarihinin 10/10/2014 tarihi olduğu, gümrük beyannamelerine göre davacının gemilerin limana varışından önce yükleri yüklemeye hazır bulundurduğu halde … gemisinin 12 gün gecikmeli olarak 22/10/2014 tarihinde … Limanına geldiği, yükleme 30/10/2014 tarihinde tamamlanmasına rağmen dört gün gecikmeli olarak 03/11/2014 tarihinde … Limanından ayrıldığı, kalkıştan altı gün sonra 09/11/2014 tarihinde … Limanı açıklarına vardığı ve burada ….ın kapatıldığı tarihe kadar 19 gün beklediği, …. kapatıldıktan sonra da 05/12/2014 tarihinde … Limanında beklemeye devam ettiği ve daha sonra buradan … Limanına hareket ettiği, … gemisinin ise 04/11/2014 tarihinde … Limanına geldiği, 07/11/2014 tarihinde yüklemenin başladığı, geminin 09/11/2014 tarihinde 8 saat, 10/11/2014 tarihinde ise 17 saat 30 dakika süre ile kalan malları yüklemek için limanda beklediği, bu beklemeden dolayı … şirketine 13/11/2014 tarihli demuraj faturasının kesildiği, 13/11/2014 tarihinde de … Limanından hareket ettiği, 14 gün sonra 25/11/2014 tarihinde … Limanına ulaştığı, ….ın kapatılma tarihine kadar üç gün beklediği, …. kapatıldıktan sonra da … Limanına hareket ettiği, … gemisinin ise 20/11/2014 tarihinde … Limanına geldiği, 23/11/2014 tarihinde yüklemenin tamamlandığı ve aynı gün limandan hareket ettiği, geminin … Limanına ulaştığı tarihin dosya kapsamından anlaşılamadığı, ancak bilirkişi raporlarında 4-5 gün içerisinde … Limanına ulaşabileceği belirtildiğinden yaklaşık 28/11/2014 tarihinde … Limanına vardığının kabul edildiği, buna göre gemilerin yükleme limanına geç gelmeleri sebebiyle limandan hareket için taahhüt edilen tarihin aşıldığı, gemilerin … Limanına ulaştıktan sonrada sebepsiz şekilde burada bekletildiği, bu sırada … ….ında mevsimsel buzlanmanın başlamış olması nedeniyle ….ın kapatılması nedeniyle yükün …’dan gemi ile …’na sevkinin mümkün olmadığı, taraflararasında yapılan yazışma sonrasında gemilerin … Limanına getirilerek burada boşaltılan yükün demiryoluyla … Limanına sevkinin sağlandığı, davalının alt taşıyanlardan …’e gönderdiği 19/01/2015 tarihli e posta içeriğinden taşımada yaşanan gecikmenin tamamen fiili taşıyanın kusurundan kaynaklandığı, bu durumun davalı tarafından da bilindiği anlaşıldığından, taşımada yaşanan gecikmeden ileri gelen zararlardan dolayı davacının herhangi bir kusurunun bulunmayıp, davalı taşıyanın sorumlu olduğu, yüklerin … Limanından … Limanına oradan … Limanına ve …’den de demiryoluyla …’na taşınması konusunda davacının davalı tarafa 15.985,00 USD tutarında … ücreti ile birlikte toplam 196.633,00 USD ödeme yaptığı, dava konusu taşımada yaşanan gecikmeden ileri gelen zararlardan davalı taşıyanın sorumlu olduğu, emtianın …’den …’na demiryolu ile taşınması için ödenen 10.500,00 USD ile denizyolu ile …’na taşınması gerekirken …’ye kadar taşınmış olan yüklere ilişkin peşin ödenmiş olan navlun ücretinden … – … arası rayiç navlun bedeli olan 42.000,00 USD ‘nin düşülmesi ile geriye kalan 138.448,00 USD ‘den oluşan toplam 148.948,00 USD ‘nin davalı tarafından davacıya iade edilmesi gerektiği, davalı vekili tarafından davacının demiryolu taşımasına onay verdiği ve ücretini ödediği, bu nedenle demiryolu taşıması için ödenen ücretin iadesinin istenemeyeceği ileri sürülmüş ise de, taraflararasında yapılan e posta yazışmalarından davacının tazminat haklarını saklı tutmak suretiyle güzergah değişikliğine onay verdiği, daha sonrada davalıya gönderdiği ihtarname ile sözkonusu taşıma ücretlerinin (güzergah değişikliğinden kaynaklanan) iadesin talep ettiğinden, davalının bu savunmasına itibar edilmemiştir. Davacı yükleme limanındaki beklemeden dolayı taşıyıcıya ödediği … ücretinin iadesini istemiş ise de, bu talep yönünden ıslah yoluyla sonradan arttırılan tutarın BK’nun 82.maddesine göre zamanaşımına uğradığı, dava dilekçesinde talep edilen miktar yönünden ise 13/11/2014 tarihli faturaya konu 15.985,00 USD tutarlı detention – … ücretinin davalının kusurundan kaynaklandığının ispatlanmaması, sözleşme şartlarında da bu yönde hüküm bulunması nedeniyle iade talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak açıklanan tüm bu nedenlerle 148.948,00 USD üzerinden davanın kısmen kabulü ile 148.948,00 USD ‘nin (davacı tarafça faiz talep edilmediğinden) davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın kısmen kabulü ile 148.948,00 USD ‘nin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
2-Karar harcı olan 27.378,93 TL’den peşin alınan 7.120,39 TL’nin mahsubu ile bakiye 20.258,54 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı yanca yatırılan 7.120,39 TL peşin harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin olunan 29.982,17 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 27,70 başvuru harcı, 295,60 TL posta ücreti, 8.250 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.573,33 TL’nin kabul ve red oranı nazara alınarak 8.258,14 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Taraf vekillerince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın avansı yatıran tarafa karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy çokluğu ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/07/2018

Başkan …

Üye … Muhalif

Üye …

Katip …

MUHALEFET ŞERHİ;

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı firmanın kendi müşterisi ile imzaladığı anlaşma gereğince anlaşmaya konu ürünlerin … – … limanına nakliyesi işlemini üstlendiğini ve nakliyenin gerçekleştirilmesi için davalı firma ile anlaşmaya varıldığını, davalının tayin edeceği taşıyıcı aracılığıyla yapılacağı hususunda anlaşılıp davalı tarafından taşımaya konu malların eksiklik, aykırılık olmaksızın kararlaştırılan şekilde taşınmış şekilde faturaların tahsil edildiğini belirterek sözleşmeye konu malların gecikmeli olarak ve kararlaştırılan teslimat adresinden farklı bir yere teslimi nedeniyle müvekkili şirketin uğradığı maddi zararın fazlaya ilişkin her türlü haklarını saklı tutarak 5.000 TL tutarında tazminata hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Dosya mahkememize İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/11/2015 tarihli görevsizlik kararı ile gelmiş ve mahkememiz esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 20/02/2017 tarihli 1 nolu ara kararı ile 03/03/2015 tarihli ihtarnamede talep ettiği zarar miktarını belirlemiş olduğu nedenle davanın HMK’nun 107.maddesine göre belirsiz alacak davası kısmı alacak davası olarak açılması söz konusu olamayacağından davacı vekiline dava değerini kesin olarak bildirip, harcını ikmal etmesi için 2 haftalık kesin süre verilmiştir.
Davacı vekilince 06/03/2017 tarihli dilekçesi ile dava değerinin 154.433 USD olduğunu ve harcın bu değer üzerinden tamamlandığı belirtilmiştir.
Dosyadaki 22/05/2014 tarihli teklifnamenin davacı şirket tarafından dava dilekçesinde belirtildiği müşterisine (taşıtan)sunulduğu, özel anlaşma şartları başlıklı belgesinde sadece davacı tarafından imzalandığı ve taşıyıcının … olup davalının liman acentesi … …i olarak hareket eden olarak gösterildiği, 13/10/2014 tarihli faturanın davalı tarafından davacı adına düzenlendiği (M/V …6, …, …) olarak belirtildiği anlaşılmıştır.
… 7.Noterliğinin 03/03/2015 tarihli ihtarnamesinin keşide edenin davacı karşı tarafın davalı olduğu ve taşıma ücretinin 154.483 USD’lik kısmının talep edildiği ve ihtarnamede muhatap firmanın malların teslim alınmasında, taşınmasında kusuru nedeniyle oluşan ihlalleri nedeniyle fahiş taşıma ücretinin ihlal edilmediği belirtildiği ve somut olayda davacı vekilinin beyanlarının gecikmeden kaynaklı zararların talep edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL tazminat talebinde bulunmakla YHGK 17/10/2017 tarihli kararı ile kısmı dava açılabilmesi için talep konusunun bölünebilir olması gerekli olup açılan davanın kısmi dava olduğunun dava dilekçesinde açıkça yazılı olması gerekmeyip, dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının daha fazla olduğu ve istem bölümünde fazlaya ilişkin hakların saklı tutması “ya da ” alacağın şimdilik şu kadarını dava ediyorum” demesinin yeterli olduğu belirtilip davanın kısmi dava olduğu ve mahkeme tarafından verilen ara karar gereğince harcın tamamlandığı anlaşılıp, kısmi daa sonrası davacı tarafından harcın tamamlanıp TTK’nun tazminat istemi için süre (hak düşürücü süre başlıklı) 1188/1.maddesinde “Eşyanın zıyaı veya hasarı ile geç teslimden dolayı taşıyana karşı her türlü tazminat istem hakkı, bir yıl içinde yargı yoluna başvurulmadığı takdirde düşer.”
(2) Bu süre taşıyanın eşyayı veya bir kısmını teslim ettiği veya eşya hiç teslim edilmemişse, onun teslim edilmesinin gerektiği tarihten itibaren işlemeye başlar
(3) Sorumlu tutulan kişinin rücu davası, birinci fıkrada öngörülen hak düşürücü sürenin sona ermesinden sonra da açılabilir. Ancak, rücu davası açma hakkı, bu hakka sahip olan kişinin, istenen tazminat bedelini ödediği veya aleyhine açılan tazminat davasında dava dilekçesini tebellüğ ettiği tarihten itibaren doksan gün içinde kullanılmadıkça düşer.
(4) Bu süre, tarafın dava sebebinin doğmasından sonra yapacakları bir anlaşma ile uzatılabilir” hükmüne yer verilmiş olduğu belirtilmiş olmakla dosya kapsamı itibariyle bu maddenin 2.fıkrası gereğince ihtarnamenin 03/03/2015 tarihinde keşide edilip davanın 17/12/2015 tarihinde kısmi daa olarak açıldığı ve davada talep konusu kalan kısma yönelik harcın tamamlandıı tarihin 06/03/2017 tarihi olup hak düşürücü sürenin kesilmesinin söz konusu olamayacağı TTK’nun zamanaşımı başlıklı 1246.maddesinde” 1188. Madde hükmü saklı kalmak kaydıyla gemi kira sözleşmeleri ile zaman Charteri sözleşmeleri ve navlun sözleşmelerinden veya konişmentoda veya onun düzenlenmesinden doğan bütün alacaklar 1 yılda zamanışına uğrar. Bu süre alacağın muaccel olması ile işlemeye başlar . ” hükmüne yer verilmiş olduğu belirtilip bu maddede 1188.madde hükmünün saklı kalacağı belirtilmekle taşıyıcıya karşı 1188.maddede belirtilen hak düşürücü sürenin uygulanması ve talep edilen 5.000 TL yönünden davanın kabulü ile diğer talebin TTK’nun hak düşürücü süreden reddi gerektiği kanaatinde olduğundan çoğunluk kararına katılmadığıma dair muhalif görüşümdür. 11/07/2018

Üye …