Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/621 E. 2020/15 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2015/621 Esas
KARAR NO :2020/15
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :24/11/2015
KARAR TARİHİ :21/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davalı şirket ile deniz taşıması konusunda ticari faaliyette bulunduğunu, ancak hak ettiği alacağını alamadığını, bu nedenle davalı şirkete karşı icra takibine geçtiğini, davalı şirketin 5.900.-TL’ lik faturanın kabul ettiği kısmı 5.093 TL’ sini icra takibine binaen ödediğini, ancak taşımaya ilişkin diğer faturaları ödemediğini, ticari hayatın akışına aykırı bir şekilde yapılan işe ait navlun bedelinin 5.900.-TL’ lik kısmını ödediklerini, işin bu bedelle yapıldığını iddia ettiğini, taşımanın yurtdışı deniz taşıması olup bu bedelle yapılamayacağının aşikar olduğunu, taşıma işleminin FOB taşıma şeklinde gerçekleştiğini, alıcının sorumluluğunun sözleşme koşullarına uygun olarak mal bedelini ödemek, ithalat için gümrük belgelerini düzenleyerek gümrük işlemlerini tamamlamak, Gümrük vergilerini ödemek, taşıma acentası ile anlaşma yaparak navlun bedelini ödemek olduğunu, yükleme limanında malların gemiye yüklenmesinden sonra malla ilgili tüm masraf ve risklerin alıcının sorumluluğunda olup, taşıma navlununun tamamen alıcıya ait olduğunu, FOB taşımada alıcının satıcıya yüklenecek gemiyi, yükün teslim yerini ve teslim için öngörülen tarihi bildireceği yani taşıma işini tamamen alıcının organize ettiğini, davalı şirketin navlun ücretini ödemediğini, yükün hacimsel büyüklüğü ve ulaşım yolunun uzunluğuna bakıldığında (Çin-Türkiye İzmir ve Çin-Mersin) Türkiye’de iki limana olmak üzere taşıma işini organize eden davalı şirket için oluşan navlun bedelinin 5.900.- TL olduğunu iddia etmenin mümkün olmayıp, yüklerin İzmir ve Mersin limanlarında teslim alınacağının belli olduğunu ve yüklerin limanlardan teslim alındığını, davalı firma ile yapılan tüm yazışmalarda deniz taşımayı yapacak armatör firmanın fiyatları hakkında yazışmalar yapıldığını ve fiyatlama sisteminin belirtilmiş olup, armatörün fiyat artışları bildirilmiş olmasına ve kabul edilmesine rağmen bu artışların ödenmediğini, hatta bu GRİ genel navlun artışının 12.500,- USD olduğunu kabul eder şekilde davalı firmanın kaşeli imzalı yazısının müvekkiline gönderilmiş olduğunu, davacıdan bu bedelin alınmaması karşılığında tüm taşıma işlerinin verileceğinin de taahhüt edilmiş olduğunu, davacı müvekkilinin bu taahhüdü kabul etmemiş olduğunu, zaten tüm taşımaların da davacı firmaya verilmemiş olduğunu, yazının tek amacının 12.500.- USD’den kurtulmak olduğunu, ayrıca ilgili yazı ile borçlarını ikrar ve kabul ettiğini, davalının tüm itirazlarının haksız ve kötüniyetli olup, davacı firmanın hiçbir alacağını tam olarak alamadığını, yapılan itiraz haksız ve dayanaksız olduğundan, icra takibine davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptaline ve takibin kaldığı yerden devam etmesine, kötü niyetli davalı hakkında % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; GRİ (General Rate Increase)’ nin Genel Navlun Artışı olarak tanımlanmakta olup, arz, talep, ekonomik gerekçeler, beklenmeyen durumlar v.b. sebepler ile taşıma yapılan hatlar üzerinde konteynır başına yapılan artış olarak tanımlandığını, navlun artışının taşıma öncesinde belirlenmesi ve ilan edilmesi gerektiğini, 14 Ocak 2015 tarihi itibariyle konteynır başına davacı tarafın fiyat teklifinin müvekkili şirkete iletildiğini ve müvekkili şirket tarafından uygun bulunması nedeniyle kabul edilmiş olup, taşıma işleminin gerçekleştiğini, davacı … tarafından müvekkil şirkete yönelik önceden bildirilen bir artış beyanın bulunmadığı gibi, sonrasında da müvekkili şirket tarafından kabul edilen bir artış talebi bulunmadığını, ayrıca açık şekilde GRİ uygulanmayacağının açık ve net şekilde davacı firkete bildirdiğini, taraflarınca söz konusu deniz taşıması bedelinin 5.900.-TL olduğuna ilişkin bir beyanın davacıya gönderilmediğini, taraflarınca icra dosyasında kabul ettikleri yurt içi taşıması bedeli olan 5.093-TL ve ferileri için 5.900-TL icra dosyasına ödeme yapıldığını, davacı … tarafından müvekkili şirkete 14.01.2015 tarihinde teklif gönderilmek suretiyle USD 1350-20 dc Ambarlı 25 adet cntr için USD … 10 adet … için USD 1450-20 dc Mersin 15 cntr için şeklinde teklif maili atıldığını, teklifin müvekkili şirketçe uygun bulunarak kabul edilmesi ile …’nin yüklemeye ilişkin çıkış ihbarı müvekkili şirkete bildirildiğini, söz konusu belge tetkikinde yükün 21.01.2015 tarihinde alındığının görüldüğünü, Ambarlı Limanı’na taşınacak 25 konteyner ile ilgili olarak davacı … tarafından müvekkili şirkete tekliflerine bağlı kalmak suretiyle, 05.03.2015 tarihinde … no.lu fatura kesilmiş olup, söz konusu faturada FREIGT Navlun Bedeli) açıklaması ile 33.750,00 USD (1.350 USDx25 konteynır=33.750.-USD) ile 4.608,04 USD Diğer masraflar – İthalat açıklaması ile olmak üzere toplam 38.358,04-USD bedelli fatura, e-fatura olarak tanzim edildiğini (söz konusu faturada ana Konşimento …, gemi çıkış tarihi olarak, 23.01.2015, varış tarihi olarak 28.02.2015 tarihi yer almakta olup, fatura ödeme tarihi olarak 19.04.2015 tarihi gözüktüğünü), İzmir Limanı’ na taşınacak 10 konteynır ile ilgili olarak davacı … tarafından müvekkili şirkete tekliflerine bağlı kalmak suretiyle, 13.03.2015 tarihinde … no.lu fatura kesilmiş olup, söz konusu faturada FREIGT (Navlun Bedeli) açıklaması ile 14.000-USD (1.400.-USDx10 konteynır=14.000.-USD) ile 1.342,00 USD ‘Diğer masraflar – İthalat’ açıklaması ile olmak üzere toplam 15.842,00-USD bedelli fatura, e-fatura olarak tanzim edildiğini (Söz konusu faturada Ana konşimento …, gemi çıkış tarihi olarak 23.01.2015, varış tarihi olarak 15.03.2015 tarihi yer almakta olup, fatura ödeme tarihi olarak 27.04.2015 tarihi gözüktüğünü), Mersin Limanı’ na taşınacak 15 konteynır ile ilgili olarak davacı … tarafından müvekkili şirkete tekliflerine bağlı kalmak suretiyle, 09.03.2015 tarihinde … no.lu fatura kesildiğini, söz konusu faturada FREIGT (Navlun Bedeli) açıklaması 21.750,00 USD (1.450,-USDxl5 konteynır=21.750.-USD) ile 2.762,35 USD ‘Diğer masraflar – İthalat açıklaması ile olmak üzere toplam 24.512,85 USD bedelli fatura, e-fatura olarak tanzim edildiğini, … nin konteynır başına üç ayrı limana yaptığı taşıma ile getirdiği emtiların müvekkili şirket tarafından teslim alındığını ve bu işlemlere ilişkin olarak karşılığında kesmiş olduğu faturaların müvekkili şirket tarafından ödendiğini, yani davacının iddia ettiği 5.900.-TL bedelli bir yurtdışı taşıması olmadığını, davacının kendi kayıtlarından bihaber olduğu anlaşılmakta olup, navlun bedeli ve ithalat işlemleri için müvekkili şirkete karşılıklı anlaşma kapsamında kesilen 78.712,89 USD tutarlı fatura bedelinin tam ve eksiksiz olarak davacıya müvekkili şirketçe ödenmiş ve bu konuda her hangi bir ihtilaf da bulunmadığını, İcra takibinde kabul ederek ödenmiş olan 5.093,00 TL (ferîleriyle birlikte ödenen 5.900.- TL) davacı şirketin müvekiline vermiş olduğu yurtiçi nakliye hizmetlerinden kalan bakiye olup, navlun bedeli ya da 12.500 USD lik haksız bir biçimde talep edilen GRl (Genel Navlun Artışı) ile her hangi bir bağlantısı bulunmadığını, davacının birbiriyle alakası olmayan bedelleri Mahkeme dosyasında karışıklığa neden olacak şekilde beyan etmesinin açık şekilde kötüniyet göstergesi olduğunu, davacı şirket tarafından söz konusu anlaşmanın yapılması ve ürünlerin teslimi sonrasında, müvekkili şirkete “Armatör ile sorun yaşadıkları ve armatör tarafından kendilerine hesapladıklarından fazla taşıma ücreti çıkarıldığı ve bekledikleri kazancı sağlayamadıkları” yönünde yakınma ve serzenişlerde bulunulduğunu, 04.03.2015 tarihinde … tarafından gönderilen e-posta da “Aslında orada bir İzah var gri geldi evet bunu siz de biliyorsunuz biz olmasak da gri var alacaktı ve bunu uygulamayacağız. Geçerlilik 21 Ocak verildi evet doğru fakat goaming için gate in olmadığını öğrendiğimizde aradık sizi USD 100 gibi anlaşırız belki demiştik armatörde yanaşmayınca boğulduk, Bu bilgiyi de yazdık size biz gr almayacağız ok diyoruz bizi destekleyin diyoruz siz de ayni yöndesiniz niçin burada kaldık mutlu bey.” denilmiş, aynı e-postaya şirket çalışanınca verilen cevapta “Buradaki metni daha önce okudum. Ama siz bizi fatura kesmeden borçlandırıyorsunuz/taahhüt altına sokuyorsunuz. …’ye karşı çok açığız, gelen her şeyi sizinle paylaşacağımızı taahhüt ediyoruz yeterki siz fiyatı hizmeti iyi verin. Zaten” Şeklinde cevap verilerek birlikte çalışmaya devam etme niyeti belirtilmiş olup, açık şekilde davacı şirket tarafından “Biz gri almayacağız ok diyoruz bizi destekleyin diyoruz” şeklinde davacının beyanı bulunduğunu, davacı her ne kadar FOB taşımasından bahsetmiş ise de söz konusu hususun taraflar arası ihtilaf ile bir ilgisi bulunmayıp, beyanda geçen Navlun bedeli eksiksiz bir biçimde davacıya ödendiğini, davacı tarafından dava dilekçesinde “/Armatörün fiyat artışları bildirilmiş ve kabul edilmesine rağmen bu artışlar ödenmemiş hatta bu GRİ genel navlun artışının 12.500 USD olduğunu kabul eder şekilde davalı firmanın kaşeli imzalı yazısı tarafımıza gönderilmiştir” şeklinde açıklama ile eklenen belgele ‘borç ikrar»’ yazılarak müvekkili şirketin borç ikrarında bulunduğunun iddia edildiğini, davacı yana borçlarının olmadığını, fatura kesilmeyeceğinin açıkça yazıldığını ve sadece iyiniyet çerçevesinde verilen belgedeki hangi ibareden borç kabulünü veya borç ikrarını çıkardığının anlaşılamadığını, müvekkili şirketin bir borcu bulunmadığı gibi, borç ikrarında bulunmasının da söz konusu olmadığını, davacı şirketin (kendi hesap ve öngörü hatası ya da operasyonel hatası sonucunda) uğradığını iddia ettiği zararların olduğunu bildirmesi üzerine müvekkil şirket tarafından Firmamıza teklifinde bulunmayan 12.500 -USD GRİ bedelini Noya’ ya fatura etmeyeceğini, Noya’nın iyiniyet göstergesi olarak tüm uluslararası taşımalarda ve gümrüklü, gümrüksüz yurtiçi ve yurtdışı depolamalardaki en iyi teklifleri … ile paylaşacak olup aynı şartlar ve memnuniyet sağlanması durumunda tüm lojistik işlerini … ye vereceğin taahhüt eder’ şeklinde beyanda bulunduğunu, müvekkili şirketin davacının ortaya çıktığını iddia ettiği zararın müsebbibi olmadığı gibi, müvekkilin davacıya borçlanmış olduğu hukuksal bir durumun da bulunmadığını, 05.03. 2015 tarihli yazıda müvekkili şirket tarafından GRİ bedelinin ödenmeyeceği, fatura edilmeyeceği’ açık şekilde belirtilmiş olup, müvekkili şirket tarafından sonraki işlerde beraber çalışılması teklif edilmiş ve bu şekilde … nin aldığı işlerden kazanacakları ile kendi hatalı/eksik işlemle ve öngörüsü ile beklediği karı elde edemediği taşıma nedeniyle müvekkili şirket tarafından yeni işler verilmek suretiyle destek verilmek istenilmiş olduğundan, iyiniyet çerçevesinde verilen söz konusu belgenin bir borç veya borç kabulü olmadığını, müvekkili şirket tarafından söz konusu yazışmanın olduğu 05.03.2015 tarihinden sonra bir kısım işler davacı …’ye verilmiş ve bu şekilde çalışılmaya devam edilmiş olup, sonrasında aylarca karşılıklı yapılan çalışma akabinde davacı …’ nin bu kez karşılıklı iş yapmak suretiyle kendi oluşturduğu zararı gidermek yerine haksız ve hukuksuz bir biçimde 06.09.2015 tarihinde toplam bedeli 12.500.-USD olan üç ayrı e-faturayı müvekkili şirkete göndererek haksız talepte bulunduğunu, müvekkili şirketin iyiniyetli yaklaşımına karşın, davacı şirketin genel hukuk kaidelerini hiçe sayarak (borç ikrarı içermeyen bir belgeye borç ikrarı yazarak), açıkça rakamlar üzerinde manipülasyon yaparak (ödenen navlun bedelinin yaklaşık 70.000- USD olmasına karşın 5.093 TL olduğunu iddia etmişiz gibi göstererek), FOB taşıma şeklini açıklar iken olmayan hususların eklenmesi (“Armatörün fiyat artışını bildirilmiş ve kabul edilmiş” şeklindeki gerçek olmayan ifade) vb. şeklinde dilekçede yer almış bir çok kötüniyetli ifade nedeniyle davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce aldırılan 16/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı … davalının 2015 yılı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafından takipte talep edilen 5.093.-T’ nin davalı tarafından icra müdürlüğü dosyasına yatırılmış olduğunu, bu nedenle davacının işbu itirazın iptali davasında davalıdan TL alacağının bulunmadığı, davacı takipte Türk Lirası alacağına işlemiş faiz talep etmişse de, davalıyı takip öncesi temerrüde düşürmediğinden işlemiş faiz talep hakkının bulunmadığı, davacının takip tarihinde 23.07.2015 tarihli 3 faturadan dolayı toplam 12.500,- USD alacaklı olarak görüldüğü, davalının, davacının düzenlediği 3 adet 23.07.2015 tarihli toplam 12.500,-USD tutarındaki e faturalarını cari hesabına davacı alacağı olarak işlediği, ancak 4 gün sonra e fatura sistemi üzerinden düzenlediği 3 adet iade e fatura ile de davacıyı borçlandırarak cari hesabını sıfırladığı, diğer bir ifade ile cari hesabı kapattığı, diğer yandan, davacının, davalının e fatura sistemi üzerinden düzenlediği 3 adet iade e fatura görüntüsünü 03.08.2015 tarihinde e fatura portalından gördüğü ve sistem üzerinden aldığı 3 adet iade e faturayı 05.08.2015 tarihli İhtarname ekinde davalıya iade ettiği, davacı, iade e faturaları davalıya iade ettiğinden cari hesabına kaydetmemiş olduğu, davacının takip konusu 3 adet faturadan dolayı 12.500 -USD alacaklı olduğu kabul edilmesi halinde, işbu miktara takip tarihi itibari ile 38,88 USD işlemiş faiz talep edebileceği, davalının 12.500 USD iade faturası düzenlemek için davacının bu yönde bir talebi ya da kabulü olduğu, faturalara konu taşımaların yapılmadığı gibi bir savunmasının da bulunmadığı, iade fatura düzenlemenin haklılığını ortaya koyamadığı alacak mesnedi faturaların fiyat farkı, navlun artışı kaynaklı fark gibi bir hususta da düzenlenmediği, doğrudan navlun alacağı olarak gösterildiği belirtilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 11/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafça Temel Fatura senaryosu ile düzenlenmiş olan e-faturalara, davalının TTK 21. maddede belirtilen süre içinde düzenlediği iade e-faturalarla itiraz ettiği, davacının da TTK 18. maddesinde belirtilen harici yöntemlerle davalı faturalarını iade ettiği, davaya konu navlun artışından (GRİ) kural olarak davalının sorumlu olduğu, ancak sözleşme serbestisi çerçevesinde davacının söz konusu artışı davalıya yansıtmayabileceği, davaya konu artışın taraflar arasında tartışıldığı ve davalının bahse konu ücret artışının kendilerine yansıtılma ması halinde yeni taşımaların da davacıya yaptırılacağı taahhüdünün davacı tarafça şarta bağlı olarak kabul edildiği, ancak bu şartın gerçekleşip gerçekleşmediğinin dosyadan anlaşılamadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 12/11/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosyada üç adet taşıma olduğu, Çin/Goaming-Mersin taşıması: Konişmentoda 15 adet 20 lik konteyner taşındığı, konişmentoda davacı … taşıyan, davalının ise gönderilen olduğu, Konişmentonun tanzim tarihi ve yüklemenin tamamlandığı tarihin 23.01.2015 tarihi olduğu, genel navlun artışına dair talepler hakkındaki yazışmaların yükleme tarihinden sonrasına(4 Mart 2015) ait olduğu ve bu yazışmalarda 23.01.2015 e ait Çin-Mersin taşımasında taraflar arasında GRI(genel navlun artışı)ödeneceğine dair bir sözleşme olmadığı, bu yazışmalara rağmen davalı GRİ talebine itiraz etmeden 4 Mart 2015 den sonraki bir güne ait olan yüklemeye razı olsaydı bu şartın sözleşmeye girdiği kabul edilebileceği, halbuki davacı-davalı arasındaki sözleşme ve bunun ifasına ait yüklemenin başlaması 4 Mart 2015 tarihinden öncesine ait olduğu, Çin-İzmir taşıması: Konişmento ve yükleme tarihi 23. 01.2015 tarihi olduğu, Çin/Goaming- İstanbul taşıması: Taşımada 25 adet konteyner taşındığı, konişmento ve yükleme tarihi 23.01.2015 tarihi olduğu, her üç taşımada da taraflar arasındaki anlaşmadı GRİ söz konusu olmadığı, ek navlun artışı davacının donatan ile yapmış olduğu taşıma(kırkambar)sözleşmelerinin konusu olabileceği, davacının donatan taşıyan ile yapmış olduğu sözleşmenin navlununun davalıyı ilgilendirmeyeceği, davalının ödemek zorunda olduğu navlunun miktarı davacı ile davalı arasındaki sözleşmeye tabi olduğu, Bu sözleşmede İse GRİ şartı yer almadığı, davalının, davacının düzenlemiş olduğu faturalardaki hizmet karşılıklarını ödediği, davalının genel navlun artışı olarak istenen 12.500 usd tutarına ait bir kısmi ödemesinin de dosyada mevcut olmadığı, ödemiş olduğu miktarların, fatura bedellerine tekabül ettiği, bu bedeller içinde GRİ olmadığı, davacının 14 Ocak 2015 saat 10:38 de gönderdiği mesajda aralarındaki sözleşmenin kurulmuş olduğu bildirildiği “hayırlı olsun” ve aynı gün saat 18:14 de anlaşmanın muhtevası davalıya bildirildiği, bu şartların 21 Ocak için geçerli olduğu bildirilmiş ve yüklemenin de bu tarihte başladığı, davacının davalıya 21 Ocak saat 9:48 de gönderdiği yazıda donatandan aldıkları teklifin sona erme günü 21.0cak 2015 olarak belirtilmiş ve bir önceki günkü telefon görüşmesine istinaden yüklemeyi durdurmadığının bildirildiği ve navlun artışının 250 Usd nin altında olmayacağı söylendiği, bu yazı üzerine, davalının navlun artışını söz konusu taşımada dahi kabul ettiğini gösteren bir beyanı olmadığı, davalının 21 Ocak saat 09: 48 de gönderilen yazı üzerine davacıya yüklemeyi durdurun talimatı vermemesi, davalının davacı ile yapmış olduğu (“lojistik hizmet”) taşıma sözleşmesinde ve bu sözleşmenin ifasından olan yüklemede navlun artışını kabul etmiş olduğunu göstermeyeceği, davacı ile davalı arasında yapılan sözleşme şartları ile davacının donatan ile yapmış olduğu taşıma sözleşmelerin şartlarının birbirinden bağımsız olduğu, davacı ile davalı arasındaki sözleşmede GRİ şartı yer almadığı, bu sözleşme uyarınca 21 Ocaktan yaklaşık bir hafta önce davacı tarafından donatan ile kırkambar sözleşmeleri-booking notlar-yapılmış ve bu sözleşmelere istinaden davacı tarafından gemiye yük verildiği, dolayısıyla, GRİ navlununun davacı ile donatan arasında yapılan taşıma sözleşmelerine girmesi veya girmiş sayılması, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin muhtevasına da girdiği anlamına gelmeyeceği, her iki sözleşmedeki navluna ilişkin şartların birbirinden bağımsız olduğu, davacı davalı ile yapmış olduğu sözleşmeye tek taraflı olarak GRİ şartı ekleyemeceği, davacının artık yük vermeye yani davalı ile yapmış olduğu sözleşmenin ifasına dahi başlamış durumda olduğu, GRİ navlun şartının bu sözleşmeye girmediği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller ile dosya kapsamı deliller ile uyumlu olması nedeniyle içeriğine itibar edilen 12.11.2019 tarihli rapor birlikte incelenip değerlendirildiğinde, davanın, davacı tarafından gerçekleştirilen taşımadan doğan navlun ücret alacağının tahsiline dayalı itirazın iptali davası olup, navlun piyasasındaki artışın davalıya yansıtılıp yansıtılamayacağı, GRİ (General Rate Increase) olarak ifade edilen farktan da davalının sorumlu olup olmadığı hususlarının çözümlenmesi gerekeceği, mali açıdan yapılan incelemede, davalı tarafın TTK 21. maddede belirtilen süre içinde düzenlediği iade e-faturalarla itiraz ettiği, davacının da TTK 18. maddesinde belirtilen harici yöntemlerle davalı faturalarını iade etmek süratiyle bahse konu faturaların reddedildiği anlaşılmıştır.
Tarafların husumet ehliyetleri incelendiğinde, taşıyan sıfatını haiz davacının davalı ile yapmış olduğu navlun sözleşmesi ile üzerine aldığı taşıma yükümlülüğünü, donatan veya gemi işletme müteahhidi ile yaptığı diğer bir navlun sözleşmesi ile ifa ettiği, iki farklı navlun sözleşmesi ve buna bağlı olarak navlun alacağı söz konusu olduğu, davacı … Hava ve Deniz Taşımacılığı A Ş. ile davalı … San. Tic. Ltd. Şti. arasındaki navlun sözleşmesinin alt navlun sözleşmesi olduğu, kural olarak alt ve asıl navlun sözleşmelerinin birbirinden bağımsız olduğu, alt taşıtanın, yükleten veya alt taşıyanın adına düzenlenen konismentonun hamili olması dışında, asıl taşıyanla doğrudan doğruya bir hukuki ilişkisi olmadığı, dolayısıyla asıl navlun sözleşmesinden doğan navlunu ile alt navlun sözleşmesinden doğan navlununun birbirinden farklı olmasına bağlı olarak alacaklısı ve borçlusunun da farklı kişiler olacağı, ancak davacı …’nin dava dışı ve asıl taşıyan sıfatına sahip … gemisinin maliki veya işleteni ile yaptığı navlun sözleşmesinden doğan ücret (çarter navlunu) borcundan ve keza bu ücretteki artışlardan (GRİ gibi) TTK m. 1200 ve 1203′ uyarınca davalının da sorumlu olacağı sonucuna ulaşmak mümkün olsa da somut uyuşmazlıkta, dosyada üç adet taşıma olduğu, Çin/Goaming-Mersin taşımasında konişmentonun tanzim tarihi ve yüklemenin tamamlandığı tarihin 23.01.2015 tarihi olduğu, genel navlun artışına dair talepler hakkındaki yazışmaların yükleme tarihinden sonrasına ait olduğu ve bu yazışmalarda 23.01.2015′ e ait Çin-Mersin taşımasında taraflar arasında GRI(genel navlun artışı)ödeneceğine dair bir sözleşme olmadığı, bu yazışmalara rağmen davalı GRİ talebine itiraz etmeden 4 Mart 2015 den sonraki bir güne ait olan yüklemeye razı olsaydı bu şartın sözleşmeye girdiği kabul edilebileceği, halbuki davacı-davalı arasındaki sözleşme ve bunun ifasına ait yüklemenin başlaması 4 Mart 2015 tarihinden öncesine ait olduğu, Çin-İzmir taşıması açısından konişmento ve yükleme tarihinin 23.01.2015 tarihi olduğu, Çin/Goaming- İstanbul taşıması açısından konişmento ve yükleme tarihi 23.01.2015 tarihi olduğu, her üç taşımada da taraflar arasındaki anlaşmada GRİ söz konusu olmadığı, davacının 14 Ocak 2015 saat 10:38 de gönderdiği mesajda aralarındaki sözleşmenin kurulmuş olduğunun bildirildiği, bu şartların 21 Ocak için geçerli olduğunun bildirildiği, yüklemenin de bu tarihte başladığı, davacının davalıya 21 Ocak saat 9:48 de gönderdiği yazıda donatandan aldıkları teklifin sona erme gününün 21.0cak 2015 olarak belirtildiği ve bir önceki günkü telefon görüşmesine istinaden yüklemeyi durdurmadığının bildirildiği ve navlun artışının 250 Usd nin altında olmayacağı söylendiği, bu yazı üzerine, davalının navlun artışını söz konusu taşımada dahi kabul ettiğini gösteren bir beyanı olmadığı, davalının 21 Ocak saat 09: 48 de gönderilen yazı üzerine davacıya yüklemeyi durdurun talimatı vermemesinin taşıma sözleşmesinde ve bu sözleşmenin ifasından olan yüklemede navlun artışını kabul etmiş olduğunu göstermeyeceği, davacının artık yük vermeye yani davalı ile yapmış olduğu sözleşmenin ifasına dahi başlamış durumda olduğu, GRİ navlun şartının bu sözleşmeye girmediği kanaatine varıldığından davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacının kötüniyetli olduğu ortaya konulamadığından kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 405,09 TL den karar harcı olan 54,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 350,69 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı yargı gider toplamı olan 1.500,00 TL’nin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı vekili için takdir edilen 5.404,05 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/01/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır