Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/53 E. 2019/132 K. 18.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2015/53 Esas
KARAR NO : 2019/132
DAVA : Alacak, Maddi- Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/12/2010
KARAR TARİHİ : 18/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak, Maddi- Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … gemisinin başmühendisi olduğunu, gemi işletmecisi … Gemi İşletmeciliği Ltd. Şti tarafından görevlendirilerek 07/10/2009 tarihinde gemiye katıldığını, müvekkilinin çalıştığı geminin Malta bayraklı … IMO nolu Malta’da mukim … Shipping Ltd Şti’ne ait olduğunu, donatan tarafından Temmuz 2010 tarihinde geminin adının … olarak değiştirildiğini, geminin işletmesinin … Denizcilik San ve Tic Ltd Şti tarafından yapıldığını, 20/10/2009 tarihinde gemi Amerika’nın … Limanında bulunduğu sırada deniz kirliliğine sebebiyet verdiği iddiasıyla Amerikan Sahil Güvenlik Birimi tarafından seferden men edilerek tutuklandığını, Amerikan Devleti tarafından donatan karşı açılan ceza davasında tanık olarak ifadelerine başvurulmak üzere müvekkilinin diğer gemi mürettabatı ile birlikte Amerika dışına çıkmalarına izin verilmediğini, 16/11/2009 tarihli anlaşma gereğince 15 günde bir personelin masraflarının ve maaşlarının düzenli olarak … Gemi İşletmeciliği tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığını, ancak ödemelerin düzenli olarak yapılmadığını, 14/05/2010 tarihine kadar ödeme yapılıp bundan sonraki süreler için gemi donatanı veya işletmeci tarafından maaş ödemesi yapılmadığını, 16/11/2009 tarihinde Amerikan Mahkemesi tarafından Türkiye’ye dönüş izni verilinceye kadar müvekkilinin diğer dört Türk arkadaşı gemi mürettebatı ile birlikte gözetim altında bir otelde yaşamak zorunda kaldıklarını, buna bağlı olarak çeşitli maddi ve manevi sıkıntılar yaşadıklarını, buna göre müvekkilinin 14/05/2010 tarihinden Amerikadan ayrılmalarına izin verildiği ve Türkiye’ye döndüğü 11/09/2010 tarihine kadar ki ücret alacağının 28.420,00 USD olduğunu, Türkiye’ye döndükten sonrada yaşadıkları ruhsal travmanın etkisiyle gemilere çıkamadıklarını, bu şekilde de müvekkilinin maddi zararının söz konusu olduğunu, bu şekilde çalışmadan geçirilen iki aylık süre için müvekkilinin zararının 14.700,00 USD olarak tespit edildiğini, toplam maddi tazminat taleplerinin de 49.200,00 USD olduğunu ileri sürerek şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren başlamak üzere Devlet Bankalarının Türk Lirası mevzuatına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davalı donatana ait olan … isimli Malta bayraklı geminin seferden men edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Limited Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … isimli geminin müvekkili tarafından işletildiğini ancak gemide istihdam edilen gemi adamlarının müvekkilinin çalışanı olmadığını, gemi adamlarının maaşlarının ve diğer haklarının gemi donatanı tarafından müvekkiline verilen talimatlar çerçevesinde ödendiğini, iş sözleşmelerinin de gemi tarafından imzalandığını, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, TTK hükümlerine göre görevli mahkemenin Deniz İhtisas Mahkemesi olduğunu, gemi Malta bayraklı olduğundan MÖHUK hükümlerine göre davanın Malta’da açılması gerektiğinden mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacının gemide başmühendis sıfatıyla iki ay olarak belirlenen belirli süreli iş akdi ile çalıştığını, iki ayın sonunda kendiliğinden sona erecek olan sözleşmenin davacı ve diğer gemi adamlarının kendi kusurları neticesinde geminin Amerikada tutulmasıyla sona erdiğini, dolayısıyla sözleşmenin müvekkili tarafından fiilen sona erdirilmediğini, ABD sahillerinde deniz kirliliğine sebep olan gemi mürettebatının gemi ile birlikte Amerikan Sahil Güvenlik ekiplerince alıkonulduğunu, yapılacak tahkikat süresince gemi adamlarının ülkeden çıkışlarının engellenerek geminin seferden men edildiğini, deniz kirliliğine davacı ve diğer gemi adamlarının kusurlu davranışlarının sebebiyet verdiğini, müvekkilinin söz konusu olayda hiçbir kusurunun bulunmadığını, buna rağmen gemi adamlarının kurtarılıp Türkiye’ye getirilmesi için ciddi çabalar sarfedildiğini, geminin seferde devam edebilmesi ve gemi adamlarının Türkiye’ye getirilmesi için müvekkilinin ABD yetkilileri ile anlaşma yaptığını, 500.000,00 USD kefalet senedinin ödenmesi ile davacı ve diğer mürettebatın Türkiye’ye dönüş yapabildiğini, davacının talep ettiği maaş ödemelerinin hiçbir yasal dayanağının bulunmadığını, kendi kusuru ile müvekkilinin zararına sebebiyet verdiğini, buna rağmen müvekkilinin davacı ve diğer mürettebatın maaşlarını 14/05/2010 tarihine kadar ödemeye devam ettiğini, davacı iş göremez durumda olmasından dolayı çalışmadan geçirdiği süreler için maddi tazminat talep etmekte ise de ortada herhangi bir işgörmezlik durumunun bulunmadığını, kaldı ki davacının iş göremez durumda olduğunun ilgili kurumca ve yazılı raporlarla ispatlanması gerektiğini, haksız fiil hükümlerine göre de davacının talebinin yersiz olduğunu, zira ortada herhangi bir haksız fiil ve buna bağlı zararın bulunmadığını, aksinin kabulünün sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vereceğini, öte yandan manevi tazminata sebep olarak gösterilen olaylar ile müvekkilinin doğrudan yada dolaylı bir bağlantısının bulunmadığını, davacının yaşadığını iddia ettiği ızdırap ve üzüntü nedeniyle söz konusu olayla hiçbir ilgisi ve bağlantısı bulunmayan müvekkili işletenden ve diğer davalıdan manevi tazminat talep edemeyeceğini, üzüntü ve elem veren eylemlerin davacı ve mürettebatın ABD yetkili mahkemelerine getirilmeden önce ABD yetkilileri tarafından uygulanmış olabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … (… ) Gemisi Donatanı … Shipping Ltd vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu dava açısından mahkemenin görevli olmadığını, görevli mahkemenin İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi olduğunu, müvekkili donatanın Malta’da mukim yabancı bir şirket olması nedeniyle davanın Malta’da ikame edilmesi gerektiğini, bu nedenle mahkemenin yetkisiz olduğunu, uyuşmazlığa Türk Hukukunun da tatbik edilemeyeceğini, iş sözleşmesinin benzer taleplerle dava ikame eden gemi kaptanı … tarafından imzalandığını, dolayısıyla bu belgenin delil niteliğine haiz olmadığını, …’in davacının istihdamı açısından herhangi bir aracılık hizmeti vermediğinden müvekkiline izafeten …’e dava açılmasının hukuken geçerli olmadığını, gemi Amerika’ya gittiğinde Amerikan Sahil Güvenlik ekiplerinin gemi adamlarının deniz kirliliğine sebebiyet verdiklerinin tespit edilmesi üzerine gemi ile gemi adamlarının Florida’da tutularak geminin incelemeye alındığını, geminin seferden men edilmesinden sonra Amerikan Sahil Güvenlik Adalet Departmanına 500.000,00 USD teminat yatırılması halinde geminin seferine izin verileceğinin bildirildiğini, geminin seferine devam edebilmesi ve gemi adamlarının serbest bırakılması gayesi ile Amerikan yetkilileri ile anlaşma imzalanmak zorunda kalındığını, ancak dokuz gemi adamının anlaşmanın imzalandığı tarihten itibaren 180 gün Florida’da kalmalarının anlaşmaya dercedildiğini, anlaşmada ayrıca imza tarihinden itibaren 180 gün ile sınırlı olmak üzere donatanın gemi adamlarının ücretlerini ödeyeceğinin de dercedildiğini, anlaşma 15 Kasım 2009 tarihinde imzalanmış olduğundan 180 günlük sürenin 15 Mayıs 2010 ‘da sona erdiğini, Amerikan Devleti tarafından gemi adamlarının tutuldukları süre boyunca otelde kaldıklarını ve günlük yaşamlarına devam ettiklerini, davacının maaşının 14/05/2010 tarihine kadar gemi yetkilileri tarafından ödendiğini, bu tarihten sonra herhangi bir ödeme yapılmasına Amerikan Devleti tarafından izin verilmediğini, bu tarihten sonra müvekkili donatanın hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının Amerikada kaldığı süre içerisinde tüm ihtiyaçlarının gemi ilgilileri tarafından karşılandığını, hukuki danışmanlık masraflarının da bu kapsamda ödendiğini, gemi ilgililerinin telafisi imkansız zararlarına yol açan para cezalarının gemi adamlarının kusuruyla vuku bulduğunu, müvekkilinin maruz kaldığı zararların tazmini için gemi adamları hakkında yasal sürecin başlatıldığını, geminin tutuklanmasının davacının da aralarında bulunduğu gemi adamlarının kendi kusurlu hareketlerinin sebebiyet verdiğinden davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin yersiz olduğunu savunarak davanın görevsizlik, yetkisizlik ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; gemi adamı ücret alacağı ile maddi ve manevi tazminat talebinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı tarafça, davacının başmakinist olarak çalıştığı … IMO nolu … isimli geminin 20/10/2009 tarihinde ABD ‘nin Florida / … Limanına sefer yaptığı sırada deniz kirliliğine yol açtığının tespit edilmesi üzerine … Limanında geminin seferden men edilerek ABD yetkili makamları ile davalılar arasında imzalanan 15/11/2009 tarihli anlaşma ve olaydan dolayı başlatılan yargılama sebebiyle davacı … adamının diğer sekiz mürettebat ile birlikte ABD’de gözaltında tutulduğu sürenin bitim tarihi olan 14/05/2010 tarihinden Türkiye’ye döndüğü tarihe kadar ki ücret alacaklarının ödenmesi, Türkiye’ye döndükten sonra da çalışmadan geçirdiği en az iki aylık süre için maddi tazminat ödenmesi, Amerikada gözaltında kaldığı dönemde çektiği elem ve acılardan dolayı da manevi tazminatın tahsilinin istendiği, taraflararasında davacının davalı … Ltd. Şti ‘nin işleteni, iki nolu davalı … Shipping Ltd ‘nin donatanı olduğu … gemisinde 07/10/2009 başlangıç tarihli iş sözleşmesi gereğince gemide başmakinist olarak çalıştığı, 14/05/2010 tarihine kadar ki ücret alacağının davalı tarafından ödendiği konusunda bir ihtilaf bulunmayıp, taraflararasındaki hukuki uyuşmazlık davacının davalılardan isteyebileceği ücret alacağının olup olmadığı, ayrıca ABD’de gözaltında tutulmasından dolayı davalılardan maddi ve manevi tazminat isteyip isteyemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü açısından alınan bilirkişi raporlarından 01/01/2013 tarihli 1.bilirkişi raporunda; davacının başmühendis olarak çalıştığı … isimli geminin yol açtığı deniz kirliliği sebebiyle 20/10/2009 tarihinden itibaren Amerika’nın Florida Eyaleti … Bölgesinde tutuklu kaldığı, daha sonra bir nolu davalı tarafından yatırılan 500.000,00 USD tutarındaki kefalet karşılığında 20 Kasım 2009 tarihinde geminin seferine izin verildiği, davacı … adamının 21/11/2009 tarihinden yurda döndüğü 31/07/2010 tarihine kadar işgörme borcunu ifa edemediği, ABD ile davalılar arasında imzalanan 15/11/2009 tarihli anlaşma sebebiyle davacının 14/05/2010 tarihine kadar ki ücret ve sair giderlerinin davalılar tarafından ödendiği, davalının davacının çalışması ile ilgili işi kabulde temerrüdünün söz konusu olmadığı gibi iş sözleşmesinin 7 Nisan 2010 tarihinde sona ermesine rağmen davacı … adamının ücretlerinin 15/05/2010 tarihine kadar da ödendiği, yine 15 Kasım 2009 tarihinden 15/05/2010 tarihine kadar ki Amerikada geçen süre zarfında davacının otel ve yemek giderlerinin de gemi ilgilileri tarafından karşılandığı, 15/05/2010 tarihinden yurda dönüş tarihine kadar ki masrafların ise ABD tarafından karşılandığının beyan edildiği, ABD yetkili makamlarının kararı gereğince davacının ABD’den çıkışının yasaklandığı tanık olarak ifadesinin alınması ile diğer prosedürlerin tamamlanamaması sebebiyle yurda dönüşü 11/09/2010 tarihine kadar uzadığı, yurda dönüş işlemlerinin uzamasında davalıların sorumluluğuna gidilemeyeceği, davacının yurda dönüşünden sonra işgörmez durumda olduğu, Amerika’da kaldığı süre içerisinde insan haklarına aykırı muameleler gördüğünü kanıtlar herhangi bir delile rastlanmadığı, 15 Mayıs 2010 tarihinden yurda döndüğü 11/09/2010 tarihine kadar ki 3 ay 26 günlük süreye ilişkin ücret alacağının 28.420,00 USD olarak saptandığı belirtilmiştir.
01/03/2016 tarihli 2.bilirkişi raporunda; davacının başmühendis olarak çalıştığı geminin atık yağlarının denize boşaltılması nedeniyle deniz kirliliğine sebebiyet verildiği, bu nedenle ABD’de mürettebatı ile birlikte alıkonulduğu, bu eylemde iş verenin kusurunun bulunmadığı, geminin alıkonulmasına mürettebatın kusurlu davranışlarının yol açtığı, dolayısıyla davacının davalılardan söz konusu olaydan dolayı maddi ve manevi tazminat isteyemeyeceği, davacı ile davalılardan … arasında imzalanan iş sözleşmesinde sözleşme sona erse dahi İstanbul yada İzmir’e varış tarihine kadar olan maaşlarının ödeneceği hükmünün yer aldığı, davacının 11/09/2010 tarihinde İstanbul’a geldiği, bu nedenle 14/05/2010 – 11/09/2010 tarihleri arasında net 28.420,00 USD ücret alacağı talep edebileceği belirtilmiştir.
31/05/2017 tarihli 3.bilirkişi raporunda; geminin hareketi, seyri ve bu sırada denizde bir zarar olmaması için gerekli tedbirlerin alınmasının gemi adamlarının görevlerinden olduğu, gemi adamlarının gemiyi ve teçhitazını kullanırken kusurlu fiillerinden geminin işleteninin sorumlu sayıldığı, bu nedenle geminin limanda tutulmasının sebebi sadece davacının kusurlu fiili olamayacağı, burada tek bir gemi adamının şahsi kusuru değil gemi adamlarının varsa hizmet kusurunun söz konusu olabileceği, davacının, geminin elkoyma limanında gemiye ait bir hizmetin ifası için alıkonulduğu, işletenin bunu kabul etmesinin belirli süre ücretlerinden ödemesinden anlaşıldığı, ancak işleten Amerikan makamları ile ücret ödemesi süresi için yaptığı anlaşmanın gemi adamlarını bağlamayacağı, Amerikan makamlarının o sürenin sonunda gemi adamlarını bırakmadıkları için sözleşmenin devam ettiği, böylece gemi adamlarının kendilerine Türkiye’ye dönme izni verinceye kadar ücret hakkına sahip oldukları, davacının 14/05/2010 – 11/09/2010 tarihleri arasında net 28.420,00 USD ücret talep etme hakkına sahip olduğu, davacının maddi ve manevi zararlarının nasıl meydana geldiğinin ve nekadar olduğunun ise ispatlanamadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda; davacının … IMO nolu … isimli gemide belirli süreli yani 07/10/2009 başlangıç ve 07/12/2009 bitiş tarihli iş sözleşmesi kapsamında başmakinist olarak görev yaptığı geminin ABD’nin Florida bölgesinde … Limanında deniz kirliliğine sebebiyet vermekten dolayı seferden men edildiği, davacının da aralarında olduğu dokuz mürettebatın ABD’de yürütülen soruşturma sebebiyle 20/10/2009 tarihinden itibaren gözaltında tutulduğu, bu nedenle davacının 21/10/2009 tarihinden Türkiye’ye döndüğü tarihe kadar iş görme borcunu ifa edemediği, deniz kirliliği soruşturmasından dolayı ABD otoriteleri ile davalılar arasında imzalanan 15/11/2009 tarihli anlaşma kapsamında davacı ile gözlem altındaki diğer mürettebatın sözleşme tarihinden 14/05/2009 tarihine kadarki 180 günlük süreye ilişkin gemi adamı ücreti, otel ve yeme içme giderlerinin davalılar tarafından ödendiği, davacının ücret talebinin 14/05/2010 tarihinden Türkiye’ye döndüğü 11/09/2010 tarihine kadar ki süre ile yurda döndükten sonra çalışmadan geçirdiği 2 aylık süreye ilişkin olduğu, davacı tarafından ayrıca ABD’de gözaltında tutulduğu dönemde yaşadığı sıkıntılardan dolayı manevi tazminat talebinde de bulunulduğu, davacının gemide belirli süreli iş akdi ile işe başlayıp iş sözleşmesinin bitiş tarihi olan 07/04/2010 tarihine kadar ki ücretin davalılar tarafından ödendiği, hatta 14/05/2010 tarihine kadar ücret ödemesi yapıldığı belirli olup, geminin tutuklanmasına ve mürettebatın uzun süre gözaltında tutulmasına neden olan deniz kirliliği olayının davacının kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı noktasında bakıldığında geminin makina dairesinden önce deniz suyu safra tankına aktarılan atık yağların geminin Hondurastan …/Florida seferini yaptığı sırada denize bırakıldığı, atık yağ defterinin düzgün tutulmadığı, kullanılan yağların deftere işlenmediği, bazı mürettebatın bu durumu ihbar etmesi üzerine geminin …’da tutuklandığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davacı başmakinistin atık yağların denize bırakılmasının deniz kirliliğine neden olacağını, bu durumun tespiti halinde geminin bağlanacağını ve cezai işlemlere muhatap olacaklarını bilebilecek durumda olup, özetle davacının söz konusu deniz kirliliğinin önlenmesi için gemide gerekli önlemleri almamaktan ve atık yağların denize boşaltılmasından, atık yağ defterini düzgün tutmamaktan dolayı kusurlu olduğu, buna karşı davalı … işleteni ile gemi donatanının söz konusu eylemlerden, bu eylemler sonucunda mürettebatın ABD’de yargılanması ve alıkonulmasından dolayı herhangi bir kusurlarının bulunmadığı, buna rağmen davalı donatan … Shipping Ltd ‘nin deniz kirliliği olayı nedeniyle ABD yetkili makamlarına 900.000,00 USD tutarında para cezası ödenerek geminin seferine devam edebilmesi için de 500.000,00 USD tutarında teminat yatırdığı toplanan delillerle sabittir. Davalı donatanın maruz kaldığı tüm bu zararlarından dolayı … ATM’nin … esas ve … karar sayılı dosyasında davacıya karşı tazminat davası açıldığı, burada yapılan yargılama sonunda mahkeme tarafından “davalı …’ın başmühendis olarak görev yaptığı geminin ABD’de ulaştığı limanda yapılan kontroller sonucu yağ defterinin usulüne uygun tutulmaması nedeniyle deniz kirliliğine neden olduğu varsayılarak geminin limanda alıkonulduğu, kirlenmeye neden olan olayın davalının sorumluluğu altında olan gemi yağ defterinin usulsüz olarak tutulmasından kaynaklandığı, bu nedenle gemi için ödenen 500.000,00 USD’nin davalı ile birlikte görev yapan sorumlu kişilerden tahsil edilmesi gerektiğinden” bahisle tazminat davasının kabulüne karar verildiği, celbedilen karar örneğinden anlaşılmış olup, hukukta hiç kimse kendisinin kusuruyla ortaya çıkan bir durumdan dolayı kendi lehine hak talep edemeyeceğinden davacının kendi kusuru ile meydana gelen deniz kirliliği olayının sonuçlarına bağlı olarak herhangi bir talepte bulunamayacağı kanaatine varıldığından, bu kanaat ışığında davanın reddi yönünde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 44,40 TL karar harcının 832,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 788,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maddi tazminat tutarı üzerinden tayin olunan 5.635,61 TL; manevi tazminat tutarı üzerinden ise tayin olunan 2.725,00 TL vekalet ücretlerinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … Shipping vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda, verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/03/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır