Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/527 E. 2020/356 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2015/527 Esas
KARAR NO :2020/356
DAVA :Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :05/10/2015
KARAR TARİHİ :10/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın, 1.numaralı taşıtan firma ve 2.nolu taşıma komisyoncusu davalı ile yapılan taşıma sözleşmesi uyarınca yükün … Limanı’ ndan 05.10.2014 tarihinde yükleyerek Bingazi / Libya limanına taşındığını ve yükü ihtiva eden konteynerlerin liman sahasına kapalı ve mühürlü olarak 09.10.2014 tarihinde gemiden tahliye edildiğini, söz konusu deniz taşıma işinde müvekkiline ait numaraları konşimentolarda kayıtlı olan 2 adet konteynerin kullanıldığını, taşıma konusu yüklere ilişkin varış ihbarları düzenlendiğini ve yüklerin tahliye edildiğini ancak konteynerlerin bugüne dek teslim alınmadığını, yükün konşimentolarda öngörülen sürede teslim alınmaması halinde davacı müvekkili tarafından yapılan bütün iyi niyetli girişimlerin sonuçsuz kaldığını, aradan geçen 11 aylık süre zarfında ne yükün teslim alındığını ne de konteynerin tahliye edildiğini, konteynerin tahliye edilmemesi üzerine müvekkili taşıyan şirket çalışanı tarafından, 2 no.lu davalıya müteaddit defa ihtar yapıldığını ve bilgi istendiğini, ancak aradan geçen bunca süre zarfında herhangi bir netice alınmadığını, davalıların oluşan demurajı ödemekle yükümlü olduğunu, uyuşmazlığın konusunun, davacı müvekkile ait ve taraflar arasındaki navlun sözleşmesi uyarınca deniz nakliyatında kullanılan konteynerlerin, konşimentolarda öngörülen on günlük süre içerisinde (free time) iade edilmemesi sebebiyle oluşan demuraj alacağı talebine ilişkin olduğunu, konşimentolar incelendiğinde, konteynerlerin on günlük süre sonunda iade edilmemesi halinde, günlük olarak belirli bir ücretin ödeneceği yönünde hüküm bulunmadığını, konteynerlerin süresi içerisinde iade edilmemesi halinde ise demuraj ücreti olarak adlandırılan alacak oluştuğunu, taşıma işleri komisyonculuğu sözleşmesi başlıklı TK m. 917 hükmü ve TTK m. 1203 vd hükümlerini de içeren TTK m.1138 vd hükümlerine atıf yapılarak bu hükümlerin taşıma işleri komisyonculuğuna da uygulanacağının TTK m. 1207 hükmünde düzenlenmiş olduğunu, somut uyuşmazlık bakımından navlun sözleşmesinin taraflarının taşıyan olarak davacı müvekkili şirket ile taşıtan/yükleten/taşıma işleri komisyoncusu olarak davalılar bulunduğunu, navlun sözleşmesi nedeniyle oluşan navlun ücreti ile genel olarak navlun teferruatı olarak nitelendirilen masrafların borçlusunun yine taşıtan olduğunu, zira gönderilenin yükü teslim almaması nedeniyle, TTK m.917 ve devamı hükümleri ile TTK m. 1203 vd. uyarınca 1 no.lu davalı taşıtan ile 2 no.lu davalı taşıma işleri komisyoncusu olarak oluşan demuraj alacağından doğrudan sorumlu olduğunu, açıklanan nedenlerle yükün teslim alınmaması nedeniyle oluşan demuraj ücretinden, TTK m.917 ve devamı hükümleri ile TTK m. 1203 vd. uyarınca davalıların doğrudan ve müteselsilen sorumlu olduklarının kabulü ile huzurdaki davanın ikame edilmesi zarureti doğduğunu iddia ederek, davacı müvekkile ait konteynerlerin navlun sözleşmesinin tarafı olan davalıların kusuru nedeniyle tahliye edilmemesi nedeniyle oluşan demuraj ücretine mahsuben şimdilik 11.040,00 Amerikan Doları’nın dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanun m.4/a fıkrası uyarınca hesaplanacak faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine, karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
l.Nolu Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davayı ve dava dilekçesini kabul etmediklerini, davanın reddini talep ettiklerini, müvekkili şirketin alıcı şirket yetkilileri ile yaptığı görüşmede dava konusu malların teslim alındığının belirtildiğini, bu sebeple de bu mallara ilişkin konşimento asıllarının şirkette olup olmadığının belirlenmesi amacıyla konşimento asıllarını sunması için dava şirkete meşruhatı tebligat gönderilmesini talep ettiklerini, ayrıca Bakanlık Kanalı ile Libya Yetkili Makamlarına müzekkere yazılarak dosyada fotokopisi bulunan Konşimento sureti de eklenmek suretiyle malların Bingazi Limanı’ na teslim tarihinin ve malların alıcısı tarafından teslim alınıp alınmadığının sorulmasını talep ettiklerini, yine alıcı şirkete Bakanlık kanalı ile Libya Yetkili adli Makamlarına müzekkere yazılarak dosyada fotokopisi bulunan konşimento sureti de eklenmek suretiyle malların kendileri tarafından teslim alınıp alınmadığını alınmış ile buna ilişkin belgelerin celbini talep ettiklerini , bununla birlikte davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirket ile davacı arasında yapılmış bir sözleşme olmadığından husumetin müvekkili şirkete yöneltilmesini kabul etmediklerini, Davanın husumetten reddini talep ettiklerini , talep edilen demuraj ücreti talebinin de yerinde olmayıp talep edilen miktarın fahiş olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini mahkeme giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
2.Nolu davalı … Ltd.şti. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket aleyhine açılmış davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı vekili dava dilekçesinde müvekkil firmanın aracı olduğu taşıma işinde, yükün … Limanından, Bingazi/Libya limanına taşındığını, yükü ihtiva eden konteynerin gemiden tahliye edildiğini, fakat yükün teslim alınmadığını, konteynerin dolu olarak halen limanda kalmaya devam ettiğini iddia ettiğini, oysa yükün gümrükleme ve kesin ithalat işlemlerinin yapıldığını, konteynerin ithalatçı tarafından teslim alındığını, tahliye edildikten sonra süresinde Bingazi Gümrük Limanı’ na teslim/iade edildiğini, bu teslimat hakkında davacının Libya’daki temsilcisi olan … firmasının da bilgi sahibi olduğunu, 12-10-2014 tarihinde kesin ithalatın yapıldığının görüldüğünü, davacı vekili malların halen konteyner içinde liman bölgesinde beklediğini belirtmiş ise de, davacı vekilinin iddialarının aksine sunulan belgelerin ithalata konu malların zamanında gümrükten çekildiğini gösterdiğini, sonuçta konteynerin boşatıldığını ve süresinde davacı firmanın Libya’daki temsilcisinin refakatinde Bingazi Liman Başkanlığına iade edildiğini, bu davanın konteynerin süresinde iade edilmemesinden mütevellit alacağa ilişkin olup, Bingazi Liman Başkanlığı’ ndan ya da … firmasından gelecek cevabın, olayların davacı vekilinin anlattığı gibi olmadığını, ithalata konu malların gümrükten çekildikten sonra, konteynerin tahliye edilip, yine liman başkanlığına iade/teslim edildiğini göstereceğini, talep edilen demuraj ücretinin, konteynerin değerinin neredeyse 4 katı olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte, davanın kabul edilmesi halinde dahi, demuraj ücretinde indirim yapılmasının hakkaniyet gereği olacağını, müvekkili firmanın “taşıma işleri komisyoncusu” olarak borçlu gösterilmiş olup, demuraj ücretinden de sorumlu kılınmaya çalışıldığını, her ne kadar TTK 917 uyarınca taşıma işleri komisyoncusu da demuraj ücretinden sorumlu gösterilmeye çalışmış ise de; taşıma işleri komisyoncusunun esas sorumluluğunun göndericiye (taşıtana) karşı olduğunu belirterek davanın reddine, her türlü masraf ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda özetle; somut taşımada, konteynerin, tahliye limanında, tarifede belirtilen süre içerisinde teslim alınmaması ve geri teslim edilmemesi sebebiyle demuraj alacağı doğduğunu, konşimento kayıtlarına göre, demuraj ödemesinden sorumlu tarafın, 1 .nolu davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. olması gerektiği, 2.Nolu Davalının, demuraj sorumluluğunun, raporda belirtildiği üzere, teknik olarak belirlenemediğini, Hukuki yorumun Mahkemenin takdirinde olduğunu, davacının talep edebileceği maksimum demuraj miktarının, konşimentoda basılı olan demuraj tarifesinde belirtilen kayıt kapsamında ABD Doları 6.800 olarak sınırlanması gerektiği, konteyner ikame bedelinin , piyasa rayiçlerine uygun olduğunu belirtmiştir.
Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü vasıtasıyla Libya Bingazi Gümrük Müdürlüğüne müzekkere yazılarak konteynerlerin gümrüğe geliş tarihinin ve tahliyle edilip edilmediğinin, tahliye edilmiş olması halinde tahliye tarihinin sorulması ile konteynerin boş olarak teslim edilip edilmediği, teslim edilmiş ise hangi tarihte teslim edildiğinin, Libya’da meydana gelen iç karışıklık nedeniyle Gümrük İdaresinin çalışmaya ara verip vermediği verdi ise hangi tarihlar arasında çalışmaya ara verdiğinin bildirilmesi ve davaya konu taşımaya ilişkin tüm taşıma belgelerinin gönderilmesinin istenmesine karar verilmiş ise de ; Adalet Bakanlığınca Dış İşleri Bakanlığı’ndan ikinci bir bildirim yapılana kadar Libya ile Ülkemiz arasında istinabe yazışmalarına ara verildiğinin bildirildiği, yargılamanın ilerleyen aşamasında mahkememizde benzer dosyalarda yapılan araştırmalarda ilişkilerin tekrar açıldığının anlaşılması üzerine yeniden aynı hususta yurtdışı istinabe evrakı hazırlanarak gönderilmiş ancak yurtdışı istinabe evrakımıza yanıt alınamamıştır.
Dava, deniz taşıma ilişkisine dayalı olarak demuraj alacağının tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, uyuşmazlık, TTK’nın “Deniz Ticareti” başlıklı beşinci kitabı kapsamında yer almaktadır. Uyuşmazlık, davacının taşıyan sıfatı ile gerçekleştirdiği Bingazi Limanı taşıması sonrası konteynerların davacı tarafa iade edilip edilmediği, iade edilmeme halinde davacının demuraj alacağına hak kazanıp kazanmadığı, davalılar bakımından demuraj sorumluluğunun bulunup bulunmadığı varsa davacı alacağının miktarının tespiti hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, aldırılan bilirkişi raporu, emsal yargı kararları birlikte incelenip değerlendirildiğinde, davacı tarafın, 1 nolu davalı …’ ın alıcıya sattığı malı, davacıya ait bir konteyner içerisinde, davacı taşıyanın belirlediği gemisine yüklemesini yaptığı ve tahliye limanına götürülmesini sağlayarak konteyneri gemiden tahliye ettirdiği ancak konteynerin alıcı tarafından teslim alınmadığı iddiasında bulunduğu olayda, 1 numaralı davalı …’ ın taşıtan sıfatına haiz olup, TTK hükümleri gereğince , konteynerin , tarifede belirtilen süreler içerisinde teslim alınmaması halinde, demuraj ve diğer sair masrafları ödemekle yükümlü olacağı, dosyada ayrı navlun faturası bulunmadığı halde davacı ile davalı … arasında konişmento hükümleri gereği taşıma sözleşmesi olduğu sabittir. Bu halde davalının pasif husumet ehliyeti mevcuttur. 2 nolu davalı … Air açısından yapılan değerlendirmede, davalının l.nolu davalı firmanın emtiasının deniz taşımasını üstlendiği ve davacı firmadan kiralanan konteyner ile taşımayı gerçekleştirdiği, davalının konişmento kayıtlarında yer almasa dahi dosyada mevcut mail yazışmalarından da anlaşılacağı üzere taşıma sürecini fiili taşıyana karşı taşıtan sıfatıyla yürüttüğü, nitekim konteynerin iade edilmemesi durumunda da davacının 2 nolu davalıdan konteynerin teslimini talep ettiği anlaşılmakla davalı …’in pasif husumet ehliyetinin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalılar vekillerince alıcı …’ nin yükü teslim ettiği aldığı yönünde beyanlarda bulunulmuş ve davalı … vekilince … Nakliye Birliği’ nin 15.08.2017 tarihli yükün 13.10.2014 tarihinde alıcısına teslim edildiğine ilişkin belge ve davalı … vekilince de 15.08.2018 tarihli konteynerlerin acente … ‘e 13.10.2014 tarihinde teslim edildiğine ilişkin Bingazi Ağır Nakliyat Derneği yazısı ve depo teslimat makbuzu sunulmuş ise de; davalı … vekilince anılı belgelerin aposttili asılların sunulmadığı, diğer davalı … tarafından da sunulan belgelerin HMK 224 uyarınca apostilinin bulunmadığı anlaşıldığından belgeler hükme esas alınmamıştır.
Davacı tarafından konteynerin, tahliye limanına ulaştığının alıcıya bildirildiği varış ihbarı kopyasının dava dosyasına sunulduğu görülmüştür. Bu ihbar mesajı kopya olup aslı dosyada mübrez değildir. Ancak, bu ihbarın orjinal hali veya ihbarın gönderilen firmaya ulaştığına dair belge dava dosyasında yoktur.
Adalet Bakanlığı’ nın yazı cevabından 2016 tarihi itibariyle dahi iç savaş ve karışıklık olduğunun hatta Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılacak bildirime kadar adli/ idari yazışmalara ara verildiğinin bildirildiği, yine dosyada mevcut Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ nın yazısından 15 Ekim 2014 tarihinden itibaren itibaren liman faaliyetlerinin durduğunun belirtildiği, buna göre davacı tarafça konteynerların boş teslimi için tanınan serbest süre henüz dolmadan tahliye limanı olan Bingazi Limanı kapandığından, bu tarihten sonraki süre için demuraj talep edilmesinin mümkün olmadığı, kaldı ki usulune uygun varış ihbarının da bulunmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05/03/2014 tarihli 2013/… Esas ve 2014/… Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere Libya’da yaşanan olayların mücbir sebep olarak kabulü ile davalıların demuraj sorumluluğundan bahsedilemeyeceği yine bu yöndeki İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 07/11/2019 tarihli 2018/1417 Esas 2019/1430 Karar sayılı ilamı ile de anılan Yargıtay ilamına atıfta bulunularak benzer bir uyuşmazlıkta Libya’da yaşanan savaş ve iç karışıklık hususunun mücbir sebep olarak kabul edildiği, davacı vekilinin de kabulüyle konteynerlerin 09.10.2014 tarihinde limana tahliye edildiği, davacının demuraj tarifesine göre tanınan serbest süre henüz dolmadan tahliye limanının faaliyete kapanması nedeniyle Libya’da yaşanan olayların mücbir sebep olarak kabul edilmesi gerekeceği ve bu nedenle davalıların sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 571,95 TL den karar harcı olan 54,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 517,55 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı … vekilinin yargı gider toplamı olan 1.848,21 TL’nin davacıdan alınıp davalı … San ve Tic. Ltd Şti’ye ödenmesine, bakiye giderin bu davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar vekilleri için takdir edilen 5.023,64 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır