Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/524 E. 2020/161 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2015/524 Esas
KARAR NO :2020/161
DAVA : Demuraj
DAVA TARİHİ :05/10/2015
KARAR TARİHİ :10/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan alacak (demuraj) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı taşıtan … Dış Ticaret ve Turizm Sanayi Limited Şirketi’ ne ait yükü, kendisi ile yapılan taşıma sözleşmesi uyarınca … Limanı’ ndan 05.10.2014 tarihinde yükleyerek, Bingazi/Libya Limanı’ na taşıdığını ve yükü ihtiva eden konteyneri liman sahasına kapalı ve mühürlü olarak 09.10.2014 tarihinde gemiden tahliye ettiğini, söz konusu deniz taşıma işinde davacı müvekkiline ait numarası konşimentoda belirtilen 1 adet konteyner kullanıldığını, taşıma konusu yüke ilişkin varış ihbarı düzenlenip yüklerin tahliye edildiğini, bugüne dek söz konusu yüklerin teslim alınmadığını, yükün konşimentoda öngörülen süre içerisinde gönderilen tarafından teslim alınmaması nedeniyle, davacı müvekkili tarafından yapılan bütün iyi niyetli girişimlerin sonuçsuz kaldığını, aradan geçen yaklaşık 11 aylık süre zarfından ne yükün teslim alındığını ne de konteynerlerin tahliye edildiğini, konteynerin tahliye edilmemesi üzerine müvekkili taşıyan şirket çalışanı tarafından davalıya müteaddit defa ihtar yapıldığını ve bilgi istendiğini, ancak aradan gecen bunca süre zarfında herhangi bir netice alınamadığını, sonuç olarak davacı müvekkili tarafından deniz nakliyatı işinde kullanılan bir adet konteynerin Bingazi/Libya Liman sahasında dolu olarak bekletildiğini ve davacı müvekkilinin söz konusu konteyneri deniz nakliyatı işinde kullanmaktan mahrum kaldığını, uyuşmazlığın konusunun, davacı müvekkile ait ve taraflar arasındaki navlun sözleşmesi uyarınca deniz nakliyatında kullanılan konteynerin, konşimentoda öngörülen on günlük süre içerisinde (free time) iade edilmemesi sebebiyle oluşan demuraj alacağı talebine ilişkin olduğunu, konşimento incelendiğinde konteynerin on günlük süre sonunda iade edilmemesi halinde, günlük olarak belirli bir ücretin ödeneceği yönünde hüküm bulunduğunu, konteynerin süresi içerisinde iade edilmemesi halinde ise demuraj ücreti olarak adlandırılan alacak oluştuğunu, somut uyuşmazlık bakımından navlun sözleşmesinin taraflarının taşıyan olarak davacı müvekkili şirket ile taşıtan olarak davalı bulunduğunu, bilindiği üzere navlun sözleşmesi nedeniyle oluşan navlun ücreti ile genel olarak navlun teferruatı olarak nitelendirilen masrafların borçlusunun yine taşıtan olduğunu, zira gönderilenin yükü teslim almaması nedeniyle TTK m. 1203 vd. uyarınca davalı taşıtanın oluşan demuraj alacağından doğrudan sorumlu olduğunu, yükün teslim alınmaması nedeniyle oluşan demuraj ücretinden, TTK m. 1203 vd. uyarınca davalının doğrudan sorumlu olduklarının kabulü ile huzurdaki davanın ikame edilmesi zarureti doğduğunu iddia ederek davacı müvekkiline ait konteynerin navlun sözleşmesinin tarafı olan davalının kusuru nedeniyle tahliye edilmemesi nedeniyle oluşan demuraj ücretine mahsuben şimdilik 10.840,00 Amerikan Doları’nın dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanun m.4/a fıkrası uyarınca hesaplanacak faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmaktadır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketi hakkında demuraj ücretinin tahsili amacıyla 10.840.USD bedelli 31.07.2015 tarih ve … seri numaralı fatura tanzim edildiğini, taraflarınca işbu faturaya en son, … Noterliği’ nin … yevmiye numaralı 27.08.2015 tarihi ihtarnamesi ile itiraz edilerek faturanın iade edildiğini, müvekkilin davacıya böyle bir borcu bulunmadığını, mahkemenin de malumu olduğu üzere taraf ehliyetinin dava şartlarından olup eksikliği halinde esasa girilmeden davanın reddi gerektiğini, nitekim somut davada davacının, demuraj alacaklısı olduğunu belgeleyemediğini, Deniz Ticaret hukukuna göre demuraj alacaklısının taşıyan olup, gereksiz beklemeden dolayı zarara uğrayan taraf olduğunu, fakat davacının ne zarara uğrayan ne de dumuraj alacaklısı olduğunu, ibraz edilen yabancı dille yazılmış belgelerin tercümesinin zaruri olduğunu, belgelerin tercümesi ve taraflarına tebliği işleminden sonra cevap verme haklarını saklı tuttuklarını, davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte davacı tarafın, müvekkili şirkete karşı varış ihbarı yükümlülüğünü yerine getirmediğini, tanzim edilen faturada 09.10.2014-31.07.2015 tarihleri arası hakkında demuraj ücreti yansıtılmışsa da evvela davacı tarafça yerine getirilmeyen yükümlülükten doğan zararın müvekkili şirkete yansıtılmasının haksız ve dayanaksız olup hukuka aykırı olduğunu, konu hakkında müvekkili firmanın ilk defa 05.03.2015 tarihinde uyarıldığını, taşıyanın, yükün boşaltmaya hazır olduğunu gönderilene ihbar etmek yükümlülüğü altında olduğunu, bir ihbar yapılmadığı gibi durumun müvekkiline de geç bildirildiğini, durumun müvekkili şirkete ihbarı üzerine, müvekkili tarafından konunun araştırıldığını, bu süreçte gönderilenin, davacı şirkete defalarca başvuruda bulunduğunu ancak yükün yeri tespit edilemediği için teslim alamadığının anlaşıldığını, daha sonra müvekkili şirket yetkililerinin bizzat yükü araştırmaya başladığını, davacıdan yükle ilgili kimseler sorulmuşsa da yine bir sonuç alınamadığını, ibraz edilen e-postalardan da anlaşılacağı üzere müvekkili şirket yetkilileri tarafından yapılan yazışmalara da davacı tarafından olumlu bir dönüş olmadığını, tarih itibariyle Bingazi Limanı’ nda şiddetli çatışmalar yaşandığını, yüke ulaşmanın davacı tarafça dahi mümkün olmadığı ve yükün bulunamadığını, yükün bile bile kuşatma altındaki bu limana indirilmesine müsaade eden davacının kusurlu olduğunu, daha önce de Bingazi Limanı’ na indirileceği kararlaştırılan başka yüklerin devletin kontrolünde ve daha güvenli olması hasebiyle … Limanı’ na indirildiğini, güvenle teslim alındığını ve müvekkilin bir itirazı olmadığını, davacının bu seçeneği gündeme getirmiş dahi olmadığını, basiretli davranmadığını, yükün limanda bulunduğu öğrenildikten sonra davacı ile irtibata geçildiğini ve yükün teslimi için görüşmeler yapılmışsa da yükün yeri tespit edilemediğinden teslim edilemediğini, bu konuda davacı ile yapılan yazışmaların ibraz edildiğini, yükün güvenliği ve teslim edilmesi, bu ana kadar geçen sürede sorumluluğun taşıyana ait olduğunu, davacının kendi kusurundan kaynaklanan zararını müvekkiline fatura ederek tazmin etmeye çalıştığı, bu duruma hukuk sisteminin cevaz veremeyeceğini, yükün limanda bulunduğu öğrenildikten sonra davacı ile irtibata geçildiğini ve yükün teslimi için görüşmeler yapılmışsa da yükün yeri tespit edilemediğinden teslim edilemediğini, davacıdan yükün teslim alınabilmesi için ordino alınması istendiğini, ordinonun da verilemediğini, yüklerin teslim alınması ihtimalleri davacı tarafından müvekkilinin elinden alınmakta iken nasıl olup da teslim alınmaması nedeniyle demuraj faturası tanzim edilebildiğinin anlaşılabilmiş olamayacağını, yükün teslim alınamamasında ne müvekkiline ne de gönderilene atfedilecek bir kusur bulunmadığını, davacının hem yükün gönderilene teslim edilmesini sağlayamadığını hem de haksız kazanç sağlamak gayesi ile davaya konu faturayı tanzim ettiğini, iş bu faturaya süresi içinde itiraz edildiğini, faturanın kesinleşmediğini, davacının kusuru nedeniyle yükün geç tesliminden ötürü müvekkili şirketin uğradığı ve uğrayacağı tüm zararların davacı şirkete rücu etme haklarını saklı tuttuklarını, öte yandan kabul anlamına gelmemek kaydı ile aksi halde dahi talep olunan demuraj bedelinin fahiş olup kabulünün mümkün olmadığını, zira hesaplamanın hatalı yapıldığını, bilirkişi marifetiyle hesaplama yapılması gerektiğini belirterek açılan haksız davanın daha esasa girilmeden taraf yokluğu sebebiyle reddini, mahkeme aksi kanaatte ise hiçbir kusur veya sorumluluk atfedilemeyecek taraflarına açılan işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda özetle; Somut taşımada, konteynerin, tahliye limanında, tarifede belirtilen süre içerisinde teslim alınmaması ve geri teslim edilmemesi sebebiyle demuraj alacağı doğduğunu, konşimento kayıtlarına göre, demuraj ödemesinden sorumlu tarafının davalı … Dış Ticaret ve Turizm Sanayi Limited Şirketi. olması gerektiği, davacının talep edebileceği maksimum demuraj miktarının konşimentoda basılı olan demuraj tarifesinde belirtilen kayıt kapsamında 3.400 USD olarak sınırlanması gerektiği, konteyner ikame bedelinin piyasa rayiçlerine uygun olduğunu, Libya Bingazi kentinde yaşanan iç savaş sebebi iddiası ile tarafların yaptıkları açıklamaların, mahkemenin Bilirkişi görevlendirme kararı doğrultusunda heyetçe incelenerek bir kanaat oluşturulmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi ek raporunda özetle; Kök Raporda ulaşılan sonuçları değiştirecek yeni bir belge veya bilgi olmadığı görülmüş olup, heyetlerinin kök raporda ulaştığı sonuçları aynı şekilde muhafaza etmekte oldukları belirtilmiştir.
Mahkememizin 28.06.2016 tarihli arar kararı ile Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü vasıtasıyla Libya Bingazi Gümrük Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak konteynerin gümrüğe geliş tarihinin ve tahliyle edilip edilmediğinin, tahliye edilmiş olması halinde tahliye tarihinin sorulması ile konteynerin boş olarak teslim edilip edilmediği, teslim edilmiş ise hangi tarihte teslim edildiğinin, Libya’da meydana gelen iç karışıklık nedeniyle Gümrük İdaresinin çalışmaya ara verip vermediği verdi ise hangi tarihlar arasında çalışmaya ara verdiğinin bildirilmesi ve davaya konu taşımaya ilişkin tüm taşıma belgelerinin gönderilmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, Adalet Bakanlığı’nca verilen cevapta Libya’ da yaşanan olumsuz gelişmeler dolayısıyla taleplerin yerine getirilemediğinin, Libya makamları nezdinde takip edilmesi gereken adli/idari yardımlaşma konularındaki yazışmalara Dışişleri Bakanlığından yapılacak bildirime kadar ara verildiğinin bildirildiği, 01.11.2017 tarihi itibariyle yeniden istinabe evrakı hazırlandığı ancak yurtdışı istinabe evrakımıza karar tarihi itibariyle de yanıt gelmediği anlaşılmakla dosyanın sürüncemede kalmaması açısından yurtdışı istinabe evrakının dönüşünün vazgeçilmiştir.
Dava, deniz taşıma ilişkisine dayalı olarak düzenlenen demuraj faturasının tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, uyuşmazlık, TTK’nın “Deniz Ticareti” başlıklı beşinci kitabı kapsamında yer almaktadır. Uyuşmazlık, davacının taşıyan sıfatı ile gerçekleştirdiği Bingazi Limanı taşıması sonrası konteynerların davalı tarafa iade edilip edilmediği, iade edilmeme halinde davacının demuraj alacağına hak kazanıp kazanmadığı, davalı … Dış Ticaret ve Turizm Sanayi Ltd bakımından demuraj sorumluluğunun bulunup bulunmadığı varsa davacı alacağının miktarının tespiti hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut konişmento incelendiğinde, yükletenin dosyamız davalısı … Dış Tic. ve Turz. San. Ltd. Şti, yük alıcısının Alem Alasdekaa yükleme limanın … Port, varma yeri limanının Benghazi Port , taşıyanın … , taşıma konusunun 1 adet 20 foot … nolu konteyner olduğunun anlaşıldığı ve teknik bilirkişi heyetine göre de yükün Bingazi Limanı’ na ulaştığı kanaatine varılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde, davacı firmanın konşimento kuralları gereği taşıyan sıfatını , davalının ise taşıtan sıfatına haiz olup, bu haliyle davalının TTK hükümleri gereğince konteynerin tarifede belirtilen süreler içerisinde teslim alınmaması ve geri temiz ve boş olarak iade edilmemesi/geç iade edilmesi halinde demuraj ve diğer sair masrafları ödemekle yükümlü olacağı, ancak davalı tarafça yargılamanın başından bu yana varış ihbarının kendilerine tebliğ edilmediğinin, davacı şirkete defalarca başvurulduğu halde yükün yerinin dahi tespit edilemediğinin ifade edildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından konteynerin tahliye limanına ulaştığının alıcıya bildirildiği iddia edilen varış ihbarının dosyaya bir kopyasının sunulduğu, ancak belgenin tebliğine ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı, davacı tarafından sunulan diğer varış ihbarı olarak nitelendirilen elektronik mektupların, davalı firmaya gönderilme tarihlerinin daha sonraki tarih olduğu anlaşılsa da gerek mail yazışmalarından gerekse Adalet Bakanlığı’ nın 15.08.2016 tarihli cevabi yazısından 2016 tarihi itibariyle dahi iç savaş ve karışıklık olduğunun hatta Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılacak bildirime kadar adli/ idari yazışmalara ara verildiğinin bildirildiği, yine dosyada örneği mevcut Gümrük ve Dış Ticaret Bakanlığı yazısı örneğinden 15 Ekim 2014 tarihinde Bingazi Limanı’ nın faaliyetlerinin durdurulduğunun anlaşıldığı, buna göre davacı tarafça konteynerların boş teslimi için tanınan serbest süre henüz dolmadan tahliye limanı olan Bingazi Limanı kapandığından, bu tarihten sonraki süre için demuraj talep edilmesinin mümkün olmadığı, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 05/03/2014 tarihli 2013/12326 Esas ve 2014/4189 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere Libya’da yaşanan olayların mücbir sebep olarak kabulü ile davalının demuraj sorumluluğundan bahsedilemeyeceği, yine bu yöndeki … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 07/11/2019 tarihli 2018/1417 Esas 2019/1430 Karar sayılı ilamı ile de anılan Yargıtay ilamına atıfta bulunularak benzer bir uyuşmazlıkta Libya’da yaşanan savaş ve iç karışıklık hususunun mücbir sebep olarak kabul edildiği, davacı vekilinin de kabulüyle konteynerin 09.10.2014 tarihinde limana tahliye edildiği, davacının demuraj tarifesine göre tanınan serbest süre henüz dolmadan tahliye limanının faaliyete kapanması nedeniyle Libya’da yaşanan olayların mücbir sebep olarak kabul edilmesi gerekeceği ve bu nedenle davalının sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 561,59 TL den karar harcı olan 54,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 507,19 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı yargı gider toplamı olan 14,00 TL’nin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili için takdir edilen 4.932,63 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır