Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/521 E. 2020/302 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2015/521 Esas
KARAR NO :2020/302
DAVA :Alacak
DAVA TARİHİ :05/10/2015
KARAR TARİHİ :17/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı taşıtan … A.Ş. ye ait yükün, yapılan taşıma sözleşmesi uyarınca … Limanı’ nından 05.10.2014 tarihinde yüklenerek Bingazi/Libya Limanı’ na taşıdığını ve yükü ihtiva eden konteynerlerin liman sahasına kapalı ve mühürlü olarak 09.10.2014 tarihinde gemiden tahliye edildiğini, söz konusu deniz taşıma işinde davacı müvekkiline ait konişmentolarda belirtilen 2 adet konteyner kullanıldığını, taşıma konusu yüklere ilişkin varış ihbarları düzenlendiğini ve yüklerin tahliye edildiğini, bugüne dek söz konusu yüklerin teslim alınmadığını, yüklerin konişmentolarda öngörülen süre içerisinde gönderilen tarafından teslim alınmaması nedeniyle, davacı müvekkili tarafından yapılan bütün girişimlerin sonuçsuz kaldığını, aradan geçen yaklaşık 11 aylık süre zarfından ne yüklerin teslim alındığını ne de konteynerların tahliye edildiğini, konteynerların tahliye edilmemesi üzerine müvekkili taşıyan şirket çalışanı tarafından, davalıya müteaddit defa ihtar ödemesi yapmayı kabul ve ikrar etmesine rağmen herhangi bir ödeme yapmadığını ve görüşmelerden herhangi bir netice alınamadığını, sonuç olarak müvekkili tarafından deniz nakliyatı işinde kullanılan iki adet konteynerin Bingazi/Libya Liman sahasında dolu olarak bekletildiğini ve müvekkilinin söz konusu konteynerleri deniz nakliyatı işinde kullanmaktan mahrum kaldığını, uyuşmazlığın konusunun, davacı müvekkiline ait ve taraflar arasındaki navlun sözleşmesi uyarınca deniz nakliyatında kullanılan konteynerlerin, konişmentolarda öngörülen on günlük süre içerisinde (free time) iade edilmemesi sebebiyle oluşan demuraj alacağı talebi olarak açıklandığını, konişmentolar incelendiğinde konteynerlerin on günlük süre sonunda iade edilmemesi halinde, günlük olarak belirli bir ücretin ödeneceği yönünde hüküm bulunduğunu, konteynerlerin süresi içerisinde iade edilmemesi halinde ise demuraj ücreti olarak adlandırılan alacak oluştuğunu, TTK m. 1207 hükmü gereği, gönderilenin, eşyanın teslimini isteme hakkım kullanmazsa, taşıtan, navlun sözleşmesi gereği navlunu ve diğer alacakları taşıyana ödemekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlendiğini, somut uyuşmazlık bakımından navlun sözleşmesinin tarafları taşıyan olarak davacı müvekkili şirket ile taşıtan olarak davalı bulunduğunu, navlun sözleşmesi nedeniyle oluşan navlun ücreti ile genel olarak navlun teferruatı olarak nitelendirilen masrafların borçlusunun yine taşıtan olduğunu, zira gönderilenin yükü teslim almaması nedeniyle, TTK m.1203 vd. uyarınca davalı taşıtanın oluşan demuraj alacağından doğrudan sorumlu olacağını, açıklanan nedenlerle yükün teslim alınmaması nedeniyle oluşan demuraj ücretinden, davalının doğrudan sorumlu olduğunun kabulü ile huzurdaki davanın ikame edilmesi zarureti doğduğunu iddia ve beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Libya’dakı … Co. na satışını yaptığı … ve … no’lu konteyner muhteviyatı yüklerin taşınmasını nakliye işleri ile iştigal eden davalı … Tic. Ltd. Şti.’den talep ettiğini, müvekkilinin taşımayı icra etmeyi taahhüt ettiğini ve davalı ile … Ltd. Şti. arasında asıl taşıma anlaşmasının oluştuğunu, taşımanın icrası için davacı ile anlaşmış olup davalının alt taşıyan olduğunu, … ve … no’lu konteynerlerin 05.10.2014 tarihinde İstanbul … Limanı’ nından yüklenerek davacı tarafından deniz yoluyla taşındığını ve 08.10.2014 tarihinde Libya’nın Bingazi Limanı’ na tahliye edildiğini, ancak konteyner muhteviyatı yüklerin bu güne kadar teslim alınamayıp beklemesinin davacı taşıyıcının kusurundan kaynaklandığından davacı taşıyanın demuraj talep edemeyeceğini, davacının dava dilekçesinde öne sürdüğü konteynerlerin davalının kusuru nedeniyle tahliye edilmediği şeklindeki iddianın doğru olmadığını, davacının konteynerleri Bingazi Limanı’ na tahliye etmesinin hemen akabinde Libya’da yaşanan iç karışıklık, isyanlar, terör olayları, çeşitli güvenlik sorunları ve iç savaş nedeniyle Bingazi Limanı ve gümrüğü fiilen ve hukuken kapandığını, davacı nakliyeci adına konteynerleri elinde tutan Bingazi Liman idaresinin o tarihten bu yana hiç bir faaliyet göstermediğini ve konteynerleri alıcısına teslim edemediğini, konteynerlerin akıbetinin de bu güne kadar öğrenilmediğini, başka bir ifade ile gönderilen … Co. nin yükü teslim almada temerrüdü söz konusu olmadığını, tam aksine davacı taşıyanın teslim etmede temerrüdü söz konusu olduğunu, yükün varmasını müteakip yasal 60 günlük süre içinde yükü teslim edemeyen davacı taşıyanın yükü zayi etmiş durumda olduğunu, bu nedenle demuraj isteme hakkı olmadığını, yükün 08.10.2014 tarihinde Bingazi Limanı’ na tahliyesini müteakip 8 ay geçtikten sonra davacının 24.06.2014 tarihinde gönderdiği e-mailde limanda hiç bir değişiklik olmadığını, davacının davaya esas gösterdiği 11.040,00 USD, meblağlı demuraj alacağına ilişkin faturaları da TTK 21/1, ve 1178/5 vs. maddelere, teamüllere, iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, asıl taşıma anlaşmasına istinaden asıl taşıtan … nc rücu hakkı olduğunu, bu nedenle davanın asıl taşıtan … ne ihbarını talep ettiklerini, beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce aldırılan 10.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalının taşıtan sıfatı ile konşimentoda kaydedilmesi nedeniyle, konteynerin teslim alınmaması ve total kaybı ile oluşan zarardan sorumluluğun davalıya ait olduğu, kopyası dosyada olan varış ihbarının kurallara uygun olup olmadığı konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu, sözleşme başlangıcında da mevcut şartlar gözetilerek; davalının mücbir sebep nedeni ile konteyncrlerin teslim alınamadığı yönündeki iddiası hakkında taktirin mahkemeye ait olduğu, davacı firmanın, toplam demuraj ve konteyner kayıp tazminatı olarak, davalı firmadan talep edebileceği azami tazminat miktarının 11,600 ABD Doları olarak hesaplandığı, talebi gibi dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi olarak USD mevduatına kamu bankalarınca uygulanan bir yıllık mevduat faizi hesaplanabileceği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 20.02.2019 havale tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Davacı firmanın, toplam demuraj ve konteyner kayıp tazminatı talep edebileceği miktar olarak 10.200 ABD Dolar olarak hesaplandığını, davalının Mücbir sebep nedeni ile konteynerlerin teslim iddiası hakkında, yük alıcısının konteyneri olduğu kanaatlerine karşın hukuki yorumun mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 28.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı firmanın, toplam demuraj ve konteyner kayıp tazminatı olarak, davalı firmadan talep edebileceği azami miktarın 10.200 ABD Doları olarak hesaplandığı, davalının Mücbir sebep nedeni ile konteynerlerin teslim alınamadığı yönündeki iddiası hakkında, işbu 2.EK incelemede, serbest süre 10 gün dolmadan liman faaliyetinin durduğu ve savaş ve çatışma ortamından dolayı yük zayi olana kadar malın çekilmesinin mümkün olmadığı, savaş hali ve liman faaliyetlerinin tamamen durmuş olması, gerek gönderen taşıtanın, gerekse taşıyanın sorumluluk ve tasarrufunda olmayacağı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dava, deniz taşıma ilişkisine dayalı olarak demuraj alacağının tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, uyuşmazlık, TTK’nın “Deniz Ticareti” başlıklı beşinci kitabı kapsamında yer almaktadır. Uyuşmazlık, davacının taşıyan sıfatı ile gerçekleştirdiği Bingazi Limanı taşıması sonrası konteynerların davalı tarafa iade edilip edilmediği, iade edilmeme halinde davacının demuraj alacağına hak kazanıp kazanmadığı, davalı bakımından demuraj sorumluluğunun bulunup bulunmadığı varsa davacı alacağının miktarının tespiti hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta dosyada mevcut konişmentolardan da yola çıkarak davalı firmanın taşıma komisyoncusu sıfatı ile, dava dışı firmanın sattığı ürünleri, Libya’ da mukim alıcı firmalara gönderilmesine aracılık eden freight forwarder firma olduğu, davacı firma ile yaptığı konşimento temelli anlaşmada davalı firmanın taşıtan konumunda olduğu, konşimento üzerinde , konteynerlerin kapalı ve mühürlü olarak teslim alındığı, konşimento kayıtlarında davalının, taşıtan olarak gösterildiği, nitekim akdi taşıyan- forwarder firmaların ara konşimento düzenleyerek, malları gönderen ile kendi aralarındaki taşıma sözleşmesini akdettiği, demuraj ödemesinden sorumlu tarafın, davalı taşıtan firma olduğu, bu haliyle tarafların aktif ve pasif husumet ehliyeti bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafından, dava dosyasına sunulan kopya olduğu anlaşılan ve Libya limanlar şirketi yetkilisi olduğu belirtilen … isimli şahısın, konşimentoda belirtilen gönderilen firmaya gönderildiği ifade olunan yazıda, konteynerlerin Libya Bingazi limanına tahliye edildiğini, ve buradan Ganfoda depo alanına aktarıldığını, konteynerlerin akıbeti hakkında hiç bir bilgilerinin olmadığını, Gandofa bölgesinin çatışma bölgesi olduğunu ve bir bilginin olmadığını belirttikleri anlaşılmıştır.
Dava dosyasında mevcut 07.01.2015 tarih ve … numaralı, Dış İşleri Bakanlığından, Adalet Bakanlığına gönderildiği anlaşılan yazıda, özetle, Trablus ve Bingazi Baş konsolosluklarının faaliyetlerini 18-07- 2014 tasrihi itibarı ile geçici olarak askıya aldığını, … Konsolosluğunun çalışmaya devam ettiğini, Libya makamları nezninde takip edilmesi gereken adli/idari yardımlaşma konularındaki yazışmalara Bakanlıkça yapılacak bir bildirime kadar ara verilmesinin uygun olacağının değerlendirildiğinin belirtildiği görülmektedir.
Davacı tarafından konteynerin, tahliye limanına ulaştığının alıcıya bildirildiği varış ihbarı kopyasının dava dosyasına sunulduğu görülmüştür. Bu ihbar mesajı kopya olup aslı dosyada mübrez değildir. Davacı, somut dosyada yer alan dilekçesinde, varış ihbarının yapıldığını malların teslim alınmaması üzerine bir kez daha yapıldığını iddia etmektedir. Ancak, bu ihbarın orjinal hali veya ihbarın gönderilen firmaya ulaştığına dair belge dava dosyasında yoktur.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, emsal dosyadan alınan Adalet Bakanlığı’ nın yazı cevabından 2016 tarihi itibariyle dahi iç savaş ve karışıklık olduğunun hatta Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılacak bildirime kadar adli/ idari yazışmalara ara verildiğinin bildirildiği, yine dosyada mevcut Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ nın yazısından 15 Ekim 2014 tarihinden itibaren itibaren liman faaliyetlerinin durduğunun belirtildiği, buna göre davacı tarafça konteynerların boş teslimi için tanınan serbest süre henüz dolmadan tahliye limanı olan Bingazi Limanı kapandığından, bu tarihten sonraki süre için demuraj talep edilmesinin mümkün olmadığı, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 05/03/2014 tarihli 2013/… Esas ve 2014/… Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere Libya’da yaşanan olayların mücbir sebep olarak kabulü ile davalının demuraj sorumluluğundan bahsedilemeyeceği yine bu yöndeki … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 07/11/2019 tarihli 2018/… Esas 2019/… Karar sayılı ilamı ile de anılan Yargıtay ilamına atıfta bulunularak benzer bir uyuşmazlıkta Libya’da yaşanan savaş ve iç karışıklık hususunun mücbir sebep olarak kabul edildiği, davacı vekilinin de kabulüyle konteynerin 09.10.2014 tarihinde limana tahliye edildiği, davacının demuraj tarifesine göre tanınan serbest süre henüz dolmadan tahliye limanının faaliyete kapanması nedeniyle Libya’da yaşanan olayların mücbir sebep olarak kabul edilmesi gerekeceği ve bu nedenle davalının sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 1.133,53 TL den karar harcı olan 54,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 1.079,13 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili için takdir edilen 3.400 TL maktu red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır