Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/517 E. 2019/383 K. 01.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2017/241 Esas
KARAR NO : 2019/389
DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/07/2017
KARAR TARİHİ : 03/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya ait malların taşınması işini konşimentolar tahtında gerçekleştirdiğini ve navlun bedeli ile diğer giderlere ilişkin 4 adet fatura kestiğini, müvekkilinin davalıdan olan cari hesap alacağının 2.076,31 USD olduğunu, davalı şirketin borcunu ödememesi nedeniyle kendilerine 30/11/2016 tarihinde ihtarname gönderilmiş olmasına rağmen borcunu ödememesi nedeniyle …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından borca itiraz edildiğini, faturaların Dolar olarak kesilmeleri nedeniyle davalının kur farkı gerçekleşmeyeceğine yönelik itirazının kabul edilemez olduğunu belirterek itirazın iptalini, %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, vekâlet ücreti ve yargılama masraflarının davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ilk olarak müvekkiline 30/11/2016 tarih, … yevmiye sayılı ihtarnameyi keşide ederek bakiye borcunun 1.560,00 USD olduğunun bildirildiğini, bu bakiyenin ödenmesini ihtar ettiğini, akabinde …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından giriştikleri icra takibinde ise alacak miktarı olarak talep ettikleri rakamın ise 2.076,31 USD olduğunu, aradaki farkın anlaşılamadığını, davacı tarafın bu çelişkili talebini açıklaması gerektiğini, taraflar arasında dava konusu edilen faturalara ilişkin olarak vade farkı veya kur farkı ödeneceğine dair yazılı veya fiili bir uygulamanın bulunmadığını, bu sebeple davacı tarafın tek taraflı ve keyfi olarak uyguladığı kur farkı veya vade farkı hesaplamasının müvekkili tarafından kabul edilemeyeceğini, müvekkili tarafından davacı tarafın kestiği tüm fatura bedellerinin ödendiğini, davacı tarafın bu ödemelere ilişkin olarak herhangi bir ihtirazı kayıt koymaksızın veya fazla dair haklarını saklı tutmaksızın bu bedelleri tahsil ettiğini, bu sebeple davalı müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, taraflar arasında uzun bir süreye dayalı ticari ilişki mevcut olduğunu, bu tarihe kadar davalı müvekkilinin davacı tarafa kur farkı ödemediğini, davacı tarafın bu güne kadar müvekkiline bir vade farkı veya bir kur farkı faturası düzenleyip müvekkiline de tebliğ etmediğini, müvekkil tarafından ticari ilişkiye istinaden ödemelerin bir kısmının çek ile yapıldığını, davacı tarafça düzenlenen bir kısım faturalarda KDV hesaplaması yapıldığını ve KDV bedelinin de yabancı para cinsinden talep edildiğinin görüleceğini, davacı tarafından yapılan bu hesaplamanın da hukuka aykırı olduğunu, KDV’nin yabancı para cinsinden hesaplanmasının doğru olmadığını belirterek davanın reddine, davacı tarafın %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalıya ait malların taşımasından kaynaklı navlun ve diğer giderlere ait faturaların ödenmemesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali davası olup; uyuşmazlık davacı tarafından gerçekleştirilen deniz taşıma hizmetinden doğan kur farkı alacağının bulunup bulunmadığı, çekin keşide tarihi itibarı ile eksik ödeme yapılıp yapılmadığı ve davacı tarafça bu bedelin talep edilip edilemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra dosyasının incelenmesinde; 13/02/2017 tarihinde davacı alacaklı tarafça davalı borçlu aleyhine 2.067,31 USD için icra takibine başlandığı, davalı borçluya ödeme emrinin 17/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 21/02/2017 tarihinde süresi içerisine borca itiraz ettiği ve davanın da İİK 62. maddesi gereği yasal 1 yıllık süre içerisinde 20/06/2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece taraflara ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılması maksadıyla alının bilirkişi heyetinin 12/10/2018 tarihli raporunda özetle; davacı defter kayıtlarına göre; davalı şirketin takip tarihi itibariyle 2.076,31 USD borçlu olduğunu, anılan tutarın tahsili amacıyla takip başlatıldığını, davalı defter kayıtlarına göre; davacı şirketin takip tarihi itibariyle 598,34 USD alacaklı olduğunu, takip tarihi itibariyle; taraf bakiyeleri arasında 1.477,97 USD fark bulunduğunu, bu farkın TL olarak verilen çeklerin USD karşılığının hesaplanmasında, davacının tahsil tarihlerdeki kurları, davalının ise keşide tarihindeki kuru esas almış olmalarından kaynaklandığını, çekin keşide tarihi itibariyle 8.050 – USD olan davalı şirket borç bakiyesinde tam mutabakat bulunduğunu, keşide tarihindeki kurlar baz alındığında, davalı şirketçe TL olarak verilen çeklerin döviz karşılığının 7 451.66 USD olacağı, dolayısıyla keşide tarihi itibariyle davacı şirketin 598,34 USD alacağının kaldığını, davacı şirketin fatura bakiyesi nedeniyle 598,34 USD, kur farkı nedeniyle 1.477,97 USD olmak üzere toplam 2 076,31 USD alacaklı olduğunu bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 22/08/2019 tarihli ek raporunda özetle; davacı defter kayıtlarına göre; davalı şirketin takip tarihi itibariyle 2.076,31 USD borçlu olduğunu, anılan tutarın tahsili amacıyla takip başlatıldığını,davalı defter kayıtlarına göre; davacı şirketin takip tarihi itibariyle 598,34 USD alacaklı olduğunu, takip tarihi itibariyle; taraf bakiyeleri arasında 1.477,97 USD fark bulunduğunu, bu farkın TL olarak verilen çeklerin USD karşılığının hesaplanmasında davacının tahsil tarihlerdeki kurları, davalının ise keşide tarihindeki kuru esas almış olmalarından kaynaklandığını, Yargıtay kararları doğrultusunda hesaplama yapılması gerektiğinin kabulü halinde; davalı şirket hesaplamalarına itibar edileceğini, bu durumda takip tarihindeki davacı alacağının 598,34 USD olacağını bildirilmiştir.
Eldeki dosyada davacı tarafça hizmetin verildiği noktasında ihtilaf bulunmamaktadır. Somut olayda ihtilaf, davalı tarafça 8.050,00 USD borcun ifası için düzenlenen 22.200,00 TL bedelli ileri tarihli çekin ödeme olarak kabul edilmesinde taraflarca farklı tarihlerdeki kurların esas alınmasından kaynaklanmaktadır. Davacı vekili çekin tahsil edildiği gün kurunu esas alırken; davalı ise çekin keşide tarihi kurunu esas almaktadır. Ancak çekin keşide tarihi kuru esas alınsa dahi davalı tarafa ait ticari defterlerin incelenmesinde, davalının 598,34 USD bakiye borcunun bulunduğu tespit edilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü için USD olarak düzenlenen faturalar karşılığı TL olarak verilen çeklerle ilgili hangi tarihli kurun esas alınması gerektiğini açıklamak gerekmektedir. Davacı tarafından düzenlenen faturaların USD cinsinden olduğu görülmekle kural olarak kur farkı istenebilmesi mümkün ise de; dava konusu uyuşmazlıkta davalının çekle ödemede bulunduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilir. Buna rağmen, ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceği Yargıtay 19 Hukuk Dairesi 2015/11192 E.2016/2067K. Sayılı ilamı ile karar altına alınmıştır. Davacı vekili her ne kadar 12/09/2019 tarihli bilirkişi ek raporuna beyan dilekçesi ile bu hususa itiraz etmişse de, davacı vekilince dilekçe içerisinde bahsedilen Katma Değer Vergisi Uygulama Genel Tebliği maddelerinin somut uyuşmazlık da uygulanma ihtimali bulunmamaktadır, zira anılan düzenleme vergi hesaplamalarına ilişkin bir düzenlemedir.Yargıtay’ın bu yöndeki pek çok yerleşik kararı ile ödeme aracı olan çek ile yapılan ödemelerde TL olarak kabul edilen çeklere ilişkin tahsil tarihi gözetilerek kur farkı talep edilemeyeceğinden davacının bu yöndeki 1.477,97 USD bakımından talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Dava miktarı olan 2.076,31 USD den reddi gereken tutarın çıkarılması ile davalı ticari defterlerie göre de davalının borçlu göründüğü 598,34 USD elde edilmektedir ki, bu miktar davalı vekilinin 31/10/2018 tarihli bilirkişi raporuna beyan dilekçesi ile de kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 598,34 USD asıl alacak bakımından devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz uygulanmasına, fazlaya dair talebin reddine,
2-Şartları oluşmadığından tazminat taleplerinin reddine,
3-Karar harcı olan 150,69 TL’den peşin alınan 124,11TL’nin mahsubu ile bakiye 26,58 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacının peşin olarak yatırdığı 124,11 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı yargı gider toplamı olan 1.315,20 TL’nin (31,40 TL başvurma harcı, 283,80 TL posta gideri ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 379,00 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı yargı gider olan 1,60 TL’nin, davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 1,13 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı için takdir edilen 2.206,07 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8-Davalı vekili için takdir edilen 2.725,00 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/10/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır