Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/507 E. 2019/179 K. 01.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2015/507 Esas
KARAR NO : 2019/179
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2014
KARAR TARİHİ : 01/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflararasında akdedilen sözleşme gereğince müvekkilinin davalıya lojistik hizmeti verdiğini, bu kapsamda muaccel hale gelen alacağının tahsili için … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, ancak davalının borcun tamamına ve icra dairesinin yetkisine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, alacak sözleşmeden kaynaklandığından İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, dosyaya sunulan fatura örnekleri, cari hesap dökümü ve tarafların ticari defter kayıtlarından anlaşıldığı üzere müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, bu nedenle borçlu şirketin icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına, alacağın % 20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili aleyhine … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında icra takibi başlattıktan sonra aynı alacak için … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yeni bir takip başlattığını, bu durumda tarafları ve konusu aynı olan iki ayrı takip bulunduğundan bahisle derdestlik itirazında bulunduktan sonra, taraflararasında akdedilmiş herhangi bir sözleşme bulunmadığını, icra dairesine yapılan yetki itirazı çözümlenmeden itirazın iptali davasının açıldığını, müvekkili şirketin adresinin Esenyurt İlçesinde bulunması nedeniyle Bakırköy Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin davacıdan herhangi bir lojistik hizmeti almadığını, davacının düzenlediği faturaların müvekkiline tebliğ edilmediğini, bu nedenle söz konusu faturaların alacağın varlığını ispat için yeterli olmadığını, öte yandan davacının muhatabının malları gönderen şirket olduğundan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürerek davanın derdestlik, yetkisizlik, husumet ve esastan reddi ile davacının % 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Dava; lojistik hizmetinden dolayı düzenlenen fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olup, dava konusu olan … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinden davacı şirketin 16/08/2013 tarihli … nolu, 16/08/2013 tarihli … nolu, 23/01/2014 tarihli … nolu, 23/01/2014 tarihli … nolu faturalardan kaynaklanan bakiye 26.383,80 TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili için borçlu – davalı şirket aleyhine 23/05/2014 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresinde icra dairesinin yetkisi ile borca ve faize itiraz etmesi nedeniyle icra takibinin durdurulduğu, davanın İİK ‘nun 67.maddesinde düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili müvekkilinin adresinin Bakırköy Adliyesi yetki sınırları içerisinde olduğundan bahisle icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itiraz etmiş ise de, alacağın faturadan kaynaklanması, davacının ikametgahının İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetki sınırları içerisinde bulunması nedeiyle HMK’nun 10.maddesi dalaletiyle BK’nun 73.maddesine göre İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemeleri yetkili olduğundan davalının yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili aynı alacaktan dolayı … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında da müvekkili aleyhine açılan ikinci bir icra takibi bulunduğunu ileri sürerek derdestlik itirazında bulunmuş olup, celbedilen … İcra Dairesi dosyasından davacının 23/01/2014 tarihli … ve … nolu, 16/08/2013 tarihli … ve … nolu faturalardan dolayı davalı aleyhine 04/07/2014 tarihinde icra takibi başlattığı, takibe davalı şirket tarafından süresinde itiraz edildiği anlaşılmış ise de, davacı vekili 09/12/2015 tarihli dilekçesi ile Büyükçekmece İcra Dairesinde sehven takip başlatıldığını, söz konusu takip nedeniyle itirazın iptali davası açılmayıp, icra takibinin takipsiz bırakıldığı beyan edildiğinden derdestlik itirazı yerinde görülmeyerek davanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Taraflar tacir olup, alacak faturaya dayandığından davacı ve davalının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor alınmasına karar verilmiş olup, 08/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerinde icra takibine konu dört adet faturanın davalı hesabına borç kaydedildiği, 31/12/2014 tarihli kur üzerinden 12.570,30 USD karşılığı 32.262,25 TL davalıdan alacaklı gözüktüğü, davalının 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin yevmiye defterinde davacıya ait cari hesaba rastlanılmadığı ve davacının düzenlediği faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığını tespit edildiği, faturaların incelenmesinden … nolu konişmento tahtında Çin’nin … Limanından Mersin Limanına emtia ithal edildiği, deniz taşımasının … gemisi ile gerçekleştirildiği, liman tahliye, ardiye ve sair lojistik hizmetlerinin davacı şirket tarafından sağlandığı, emtianın geç teslim alınması nedeniyle tahakkuk eden ardiye giderleri ve demurajın davacı tarafından ödendiğinin anlaşıldığı belirtilmiştir.
Faturanın dayanağı olan taşımaya ilişkin ithalat belgelerinin Mersin Gümrük Müdürlüğünden celbedilip, ara konişmento örneği dosyaya sunulduktan sonra alınan 12/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda; fiili taşıyan ile davacı firma arasındaki taşıma sözleşmesi kapsamında düzenlenen … konişmento üzerinde kayıtlı konteyner demuraj tarifesine göre konteynerin limana tahliyesinden 24/01/2014 tarihine kadar 4.380,00 ABD Doları konteyner demuraj bedelinin oluştuğu, davacının ise aynı dönem için 5.260,00 ABD Dolar demuraj ücreti talep ettiği, davacının asıl taşıyana nekadar demuraj ücreti ödediğinin mevcut delillerle ispatlanamadığı, ardiye ücreti tarifesinin de dosyaya sunulmadığı, mahkeme tarafından davalı firmanın konteyner demurajından sorumlu tutulmasına karar verilmesi halinde ardiye ücretinin davacı tarafından limana veya başka bir kuruma ödendiğinin ispatlanması halinde davalının ardiye ücretinden sorumlu tutulabileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
11/12/2018 tarihli 3.bilirkişi raporunda ise; davacının 09/07/2013 tarihli konişmentoyu taşıyan sıfatıyla düzenlediği, davalının ise gönderilen sıfatına sahip olduğu, navlun, konteyner demurajı ile diğer alacaklardan davalının gönderilen olarak sorumlu tutulmasının TTK’nun 1203.maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesine bağlı bulunduğu, bu kapsamda davalının demuraj ücretinden sorumlu olduğuna dair bir kaydın navlun sözleşmesi veya konişmentoda yer alması gerektiği, dosyaya sunulan konişmentoda davalının konteyner demurajından sorumlu olduğuna dair bir kaydın bulunmadığı, öte yandan davalı gönderilenin yükü teslimini talep ettiğine veya teslim aldığına dair herhangi bir belgenin de bulunmadığı, dosyaya … nolu deniz yük senedinin ibraz edildiği, yük senedinde yükletenin davadışı … Lojistik … (…) Co Ltd, gönderilenin ise davacı … olduğu, senedin davadışı … Company acentesi tarafından taşıyanı temsilen imzalandığı, senette demuraj ücretinden gönderilenin sorumlu olacağına dair kayıt ile demuraj tarifesinin yer aldığı, ancak deniz yük senedi dava konusu taşıma için birden fazla navlun sözleşmesi kurulduğunu ortaya koymakla birlikte davacının konteyner demurajı talebinin deniz yük senedinden kaynaklanmadığı, dolayısıyla deniz yük senedinde yer alan kayda dayalı olarak kendi taşıyanına demuraj ödemiş olan davacının bu senede dayalı olarak davalı gönderilenden talepte bulunamayacağı, zira davalının dosyada bulunan 09/07/2013 tarihli konişmentonun dayanağı olan navlun sözleşmesinin ilgilisi olduğunu, kaldı ki davalının yüküde teslim almadığını, bu nedenle TTK’nun 1203.maddesine göre konteyner demuraj ücretinden ve navlun sözleşmesinden doğan alacaklardan sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporlarına göre, davacı tarafından davalıya lojistik hizmeti verildiğinden bahisle Çin’den Mersin’e taşınan yük nedeniyle navlun, demuraj ve ardiye ücretinden dolayı düzenlenen dört adet faturadan dolayı 26.383,80 TL alacağın bulunduğu ileri sürülerek alacağın tahsili için … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmiş ise de, davacının iddia ettiği taşımaya ilişkin olarak dosyaya sunulan … nolu deniz yük senedinin yükletenin davadışı … Lojistik … (…) Co Ltd, gönderilenin ise davacı … olduğu, senedin davadışı … acentesi tarafından taşıyanı temsilen imzalandığı anlaşılmakta olup, dava konusu konteyner demuraj talebinin ise sözkonusu deniz yük senedinden kaynaklanmadığı, zira davalının dosyaya sunulan 09/07/2013 tarihli konişmentonun dayanağı olan navlun sözleşmesinin ilgilisi yani gönderileni olduğu, öte yandan dava ve takibe konu faturalar navlun, demuraj, ardiye ücreti ve bildirim ücretinden kaynaklanmakta olup, davacının navlun ücretinden sorumlu olması için arada navlun sözleşmesi yada taşımaya ilişkin konişmentoda buna ilişkin bir kaydın bulunması gerektiği, davalının taşıtan olarak kabulü için taşıma ilişkisinin ya yazılı anlaşma yada e maillerle ispatlanması gerektiği, navlun sözleşmesinin davacı tarafından herhangi bir delil ile ispatlanamadığı, ancak konişmentoda davalı gönderilen olarak yer aldığından mevcut delillere göre davalının malın alıcısı yani gönderilen olduğu, Mersin Gümrük Müdürlüğünün cevabi yazısından taşınan emtianın alıcısı tarafından teslim alınmadığından malın tasfiyeye tabi tutulduğu, gümrük beyannamesinin de davacı tarafından düzenlendiği anlaşılmış olup, konişmentoda demuraj ücretinden gönderilen yani davalının sorumlu olduğuna ilişkin bir kayıt bulunmadığı gibi taşınan mal davalı tarafından teslim almadığından TTK’nun 1203.maddesine göre demuraj ve ardiye ücretinden sorumlu tutulamayacağı kanaatine varıldığından bu kanaat ışığında davanın reddine, davacının haksız ve kötüniyetli olarak takip yaptığı anlaşılamadığından davacı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın Reddine,
2-Koşullar oluşmadığından davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin Reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 44,40 TL karar harcının 318,70 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 274,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 3.166,05 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/04/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır