Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/453 E. 2020/89 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2015/453 Esas
KARAR NO :2020/89
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :25/08/2015
KARAR TARİHİ :09/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; Yükleyicileri … Co. Ltd. … ve … Co. Ltd. … olan ve alıcıları … olan; müvekkili şirket … A.Ş’ nin acenteliğini yaptığı … CO. LTD’ne ait 20.04.2013 tarih ve … nolu ve 11.04.2013 tarih ve … nolu konişmentolar kapsamında taşınan …, …, …, … ve … nolu 40’lık 5 adet reefer konteyner muhteviyatı emtianın, Çin’in … ve … Limanları’ ndan İzmir Limanı’na taşınarak tam ve eksiksiz olarak limana tahliye edildiğini, söz konusu konteynerler muhteviyatı yükün, tam ve sağlam olarak limana tahliye edildiğini, bunun üzerine yüklerin alıcısı davalı tarafından teslim alınmak üzere Yük Teslim Belgeleri (Ordinolar) alındığını ancak iş bu taşımaya konu konşimentolara ilişkin Ordinoların alıcı davalı şirket tarafından alınmış olmasına rağmen, konteyner muhteviyatı yüklerin, davalı alıcı tarafından teslim alınmadığını, dava konusu konşimentolara ilişin Yük Teslim Belgeleri (Ordino)’ların alıcısı tarafından teslim alınması ile birlikte artık Türk Ticaret Kanunu uyarınca malların teslim alınmaması halinde oluşacak tüm masraflarla ilgili sorumluluğun davalı alıcıya geçmiş bulunduğunu, dava konusu taşımadan doğan navlun ve sair masrafların da davalı alıcının sorumluluğunda olup iş bu navlun ve masraflara ilişkin fatura karşılıkları tutarların davalı alıcı tarafından ödendiğini, TTK madde 1203 hükmü uyarınca; ordinolar alınmasına rağmen konteynerlerin alıcısı tarafından boşaltılmaması nedeniyle oluşmuş demuraj alacaklarındaki sorumluluğun da davalı alıcıya ait olup; bu hususta müvekkili şirket tarafından davalıya oluşan demurajlara ilişkin olarak; 08.04.2014 tarihli ve 4.032,00-USD bedelli, 08.04.2015 tarihli ve 2.688,00-USD bedelli, 18.03.2014 tarihli ve 54.816,00 USD bedelli, 18.03.2014 tarihli ve 32.704,00-USD bedelli olmak üzere toplamda 94.240,00 USD bedelli 4 adet fatura tanzim edilerek gönderildiğini, ancak davalı tarafından işbu faturaların kabul edilmediğini, müvekkili şirketin boşaltılmayan 40′ lık 5 (Beş) adet konteyner için 94.240,00-USD konteyner demuraj alacağı mevcut olduğundan, alacağının tahsili için …. İcra Müdürlüğü’nün 2014/12478 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı-borçlunun icra takibine itirazı üzerine takibin durmuş olup, davalı – borçlunun itirazının haksız ve kötüniyetli olması sebebi ile işbu itirazın iptali davası açılmasının zarureti doğduğunu belirterek …. İcra Müdürlüğü’ nün 2014/12478 esas sayılı icra takibine davalının yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin devamını, davalının alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; Davanın ….İcra Müdürlüğü’nün 2014/12478 esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptaline yönelik olmakla, itirazın iptali davasının İİK madde 67 uyarınca bir (1) yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, ….İcra Müdürlüğü’nün 2014/12478 esas sayılı dosyasına taraflarınca 23.05.2014 tarihinde itirazda bulunulduğunu, davanın ikame edildiği tarihin ise 25.08.2015 olması sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, davalının dava konusu uyuşmazlıkta yalnızca taşıma işine aracılık ettiğini, gerçekten de müvekkili firmanın, uluslararası alanda taşımacılık işine aracılık etmekte olup “forwarder” görevini üstlendiğini, dolayısıyla hukuki sorumluluğun da ancak emtianın taşıma organizasyonuyla sınırlı olduğunu, davacı firmanın kendi hatasından kaynaklı işlemler sonrasında demuraj ücreti (yükleme-boşaltma işleminin süresi içinde (starya) yapılmaması halinde, navlun sözleşmesi gereğince fazladan sürestarya adı verilen fazla süreler için ödenecek ücretlere “demuraj” adı verildiğini, söz konusu konşimentolardan da görüleceği üzere asıl alıcının dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti. olduğunu, Müvekkili firmanın “forwarder ” olduğu ( taşıma işini organize hizmeti verdiği ) konşimentonun içeriği önem arz etmekte olup aynı konşimento üzerinde ” freigt collect” ( navlun bedelinin teslimde ödeneceği) kaydının olduğu konusunda da bir tereddüt olmadığını, demuraj alacağı oluşmuşsa bile müvekkili firmaya yüklenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı yanca sunulan dava dilekçesinde de taşımanın FOB – ÇİN olarak kararlaştırıldığı beyan edilmiş olup bu durumda ambalajlama ve yüklemenin göndericiye ait olduğu hususunda bir çekişme bulunmadığını, ambalajlama, yükleme ve istif göndericiye ait olsa bile, taşıyıcının basiretli bir tacir gibi davranarak nezaret görevi olduğu, hasarın limanda bekleyen konteyner içine su kaçması nedeniyle meydana geldiğinin kabulü halinde de satıcının sorumluluğu sabit olduğu, “taşıyan malların yükletilmesi, istifi, taşınması, elden geçirilmesi ve boşaltılmasında tedbirli bir taşıyanın dikkat ve özenini göstermekle yükümlüdür” derken yüke özen borcunun kapsamına giren faaliyetlerin ancak bir kısmını belirtildiğini, gerçekte yükün iyi bir halde muhafazası ve gideceği yere salimen varabilmesi için gerekli bütün tedbirler buna dahil olup dava konusu taşıma işinde müvekkil firma üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, yükün muayene ve zararının ihbarının iki aşamalı yapıldığı, gerek, taşıyan ki çoğunlukla onu temsilen kaptan, gerekse gönderilen yükün gönderilene tesliminden önce, malların hal ve vaziyetini, ölçü ve tartısını tespit ettirmek maksadı ile onları mahkemeye veya selahiyeti diğer bir makama yahut bu husus için resmen tayin olunmuş bilirkişilere muayene ettirmek hakkını haiz olduğunu, muayene yükün gönderilene tesliminden önce yapılacağı için mahkemeye yaptırılacak tesbitte, tarafların birinin bu tesbitte bulunması yeterli olacağı, yükün gönderilene teslimden önce yukarıda anlatılan şekilde bir muayene yaptırılmamış ise, yükün gönderilene tesliminden sonra izlenecek yolun, kısmi ziya veya hasar halinde gönderilen, en geç yükün, navlun sözleşmesi veya konişmento gereğince onu teslim almak hakkını haiz şahsa teslimi sırasında taşıyan veya boşaltma limanındaki bir temsilcisine yazılı olarak hasarı bildirmek zorunda olduğunu, yahut yükün hal ve vaziyetini, ölçü, sayı veya tartısını en geç teslim sırasında her iki tarafın iştirakiyle resmen tesbit ettirmesi gerektiği, uygulamada, boşaltma limanında yükün kısmi ziya ve hasarı, gönderilen veya temsilcisi ile kaptanın iştiraki suretiyle kargo raporu tanzim edildiğini, bu yapılmamış ise tesbitin mahkeme kararıyla veya bu işleri yapmakla görevlendirilmiş selahiyeti makam tarafından yahut bu husus için resmen tayin edilmiş eksperler vasıtasıyla yapılması gerektiğini, bu şıkta yani malın tesliminden sonra mahkemece yapılacak tesbitte her iki tarafın tesbit sırasında hazır bulundurulmasının şart olduğu, tek taraflı tesbitin yeterli olmadığını, yine malın tesliminden sonra ziya ve hasar haricen belli değilse bile ihbarnamenin yükün teslimin bittiği tarihten itibaren üç gün içinde taşıyana veya yetkili acentasına gönderilmesi gerektiğini beyanla haksız ve hukuka aykırı ikame edilen dava nedeniyle dava değerinin % 20 ‘sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce aldırılan 30/01/2017 bilirkişi raporunda özetle; Davalının akdi taşıtan, davacının temsilcisi olduğu deniz taşıyanının taşıyan sıfatlarının konişmentolarla teyit edildiği, toplam 5 adet 40’lık konteyner yükünün davacı tarafından davalı için taşındığı ve navlun faturalarının da davalıya hitaben düzenlendiği, davalının taşıma işleri organizatörlüğü faaliyetinde akdi taşıyan ve akdi taşıtan konumunda olduğu, dosyada icra dosyası suretleri ve alacak mesnedi gösterilen demuraj faturalarının da yer almadığı, davacının gönderdiği iki adet noter ihtarı gözetildiğinde ve dosya kapsamına göre demuraj alacağını ispatlayamadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 21/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı asil … Co. Ltd. firmasının, basında iflas ettiği ve iflas masasına devrildiği ilan edilmiş olduğundan bu davanın izafeten açılıp açılamayacağı konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelemesinin heyetin uzmanlık alanı dışında olduğu, dosyaya sunulan faturalar, tarife ve Deniz Ticaret Odası’ndan gönderilen emsal uygulamalar nazara alınarak yapılan 5 konteyner için hesabının 08.04.2014 tarihli ve 4.032.00-USD bedelli 08.04.2015 tarihli ve 2.688,00-USD bedelli, 18.03.2014 tarihli ve 54.816,00 USD bedelli, 18.03.2014 tarihli ve 32.704,00-USD bedelli olmak üzere 4 faturanın toplamında 94.240,00 USD, beş konteyner için davacının dilekçesi ekinde sunduğu demuraj hesabına göre ise bu miktar 40.684 USD+ 67.116 USD toplamda 107.800 USD tekabül ettiğini, beş konteyner için Deniz Ticaret Odasınca yapılan araştırmaya göre gönderilen tarifeye göre yapılan konteyner demuraj hesabına göre bu miktarın 54.130 USD + 89.373 USD = toplamda 143.503 USD olduğu, davacının davalıdan alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
14.03.2018 tarihli bilirkişi raporu ile yabancı menşeili şirket olan davacı asilin iflas ettiği anlaşılmakla; Yargıtay … Hukuk Dairesi’ nin 2018/10913 esas, 2018/18874 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere İİK madde 191 uyarınca iflasın açılması ile birlikte müflisin iflas masasına giren hak ve malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından masa ile ilgili davalar hakkındaki dava takip yetkisinin artık iflas idaresine ait olacağı, nitekim İİK madde 194’de iflastan önce açılmış olup da devam eden müflisin gerek davacı gerek davalı olarak taraf bulunduğu hukuk davalarının iflasın açılması ile duracağının hüküm altına alındığı, bu durumda hakkında iflas kararı verilen şirketin davada taraf olma ehliyetinin biteceği anlaşılmış olmakla, davacı vekiline davacı asil … Co.’nun iflasını ve iflas idare memurunun bilgi ve belgeleri ile apostilli şekilde tercümeleri ile birlikte mahkememize sunmak üzere süre verilmesine karar verildiği ancak iflas idare memurlarının davayı takip etmediği, izafeten dava açan … ve vekilinin de iflas idare memurlarından alınan vekaletname yahut yetki belgesi de bulunmadığı anlaşıldığından HMK madde 150 uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dosya işlemden kaldırıldıktan sonra HMK.nun 150/4,5.maddesi gereğince taraflarca usülüne uygun olarak 3 aylık yasal süre içerisinde yenilenmediğinden, HMK.nun 150/5 maddeleri uyarınca davacı tarafından açılmış bulunan davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın HMK. 150/5.maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 54,40 TL karar harcının 3.728,83 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 3.674,43 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesin’ de istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.09/06/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır