Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/403 E. 2018/351 K. 27.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2015/403 Esas
KARAR NO:2018/351

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:20/07/2015
KARAR TARİHİ:27/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Ltd. Şti.’ne ait … isimli yatın … poliçe numarası ile müvekkili sigorta şirketine sigortalandığını, 19 Nisan 2014 tarihinde saat 23.00 civarında, sigortalı yatın … boş olarak hareket edip … … İskelesine seyir halinde iken, … … ortalarına yaklaştığında, …. altından kuzeye seyir yapmakta olan transit gemi trafiğini gözlemleyerek varış noktasına ilerlemekteyken … istikametine doğru çapraz olarak seyir yapmakla olan davalı … yönetimindeki … isimli dıştan motorlu, boyu takriben 6 metre civarındaki fiberglas tekne ile çarpışma olduğunu, çatışma neticesinde sigortalı teknenin iskele baş omuzluğunda 1 m.lik alanda göçük oluşmak suretiyle hasar meydana geldiğini, hasar ve hasar miktarının tespiti amacıyla inceleme yaptırıldığını, tanzim edilen ekpertiz raporunda görüldüğü üzere, … isimli davalı yönetimindeki teknenin Denizde Çatışmayı önleme Tüzüğü çerçevesinde çarpışmada asli kusurlu olduğunu, inceleme sonucunda sigortalı teknede 6.577 Euro tutarında hasar tespit edildiğini, müvekkili şirketçe sigortalıya 03.06.2014 tarihinde 5.777 Euro ödeme yapılarak TTK 1472, Maddesi gereğince sigortalının haklarına halef olunduğunu, halefiyet ilkesini haiz olan müvekkilinin 03/07/2014 tarihinde …. İcra Mudürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibine girişildiğini, fakat davalı yanca 07/08/2014 tarihinde ödeme emrine itirazda bulunulduğunu belirterek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptalini, takibin devamına, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 19 Nisan 2014 tarihinde kendi yönetimindeki… isimli … tekne ile …nın önünde arkadaşını almak üzere beklediği sırada, beklediği yerin hemen bitişiğinde bulunan …den çıkan … isimli teknenin karşıya doğru hareket ederken dönüş çapını ayarlayamadığı için kendisinin tutmakta olan teknesine sancak tarafından çarptığını, krom korkuluklarında ve fiber kısmında hasara yol açtığını, DÇÖT gereğince, seyir ve hareket halindeki … teknesinin açık denizi kontrol ederken önüne bakmaması sonucunda kendi yönetimindeki… isimli teknesine hasar verdiğini, oluşturulan raporu kabul etmediğini, olay sonrası çekilen fotoğrafları Liman Başkanlığına teslim ettiğini, fotoğraflara bakıldığında kusurlu olmadığının çok açık bir şekilde anlaşılacağını, fotoğraflarda hasara bakıldığında göçme ve çökme şeklinde oluşan bir hasarın kendi teknesinde olduğunu, davacı iddialarının asılsız olup kusurun tamamen onlara ait bulunduğunu, hasara bakıldığında çarpmaya neden olan teknenin anlaşılacağını, seyir fenerleri ve çakarı açık olduğu halde kendisini farketmemesine bir anlam veremediğini, kendisine çarpacağını son anda farkedince tam gaz geri yapmasına rağmen çarpışmayı engelleyemediğini, aksi halde tam ortadan kendisine çarparak yaralanmasına ve teknesinin batmasına bile zebep olabileceğini belirterek, aleyhne açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce aldırılan 13/06/2017 tarihli bilirkişi raporundan özetle; Davalı tekne kaptanının kusurlu olduğunun ispat edilemediği, mevcut Kaptan ifadeleri ve raporları ile tanık beyanlarının değerlendirilmesi neticesinde sigortalı … teknesinin asli kusurlu olduğu, sigortalı teknenin kendi zararlarına katlanması gerektiği, davacının zarara Asli Kusurlu olarak neden olması dolayısıyla ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ödediği tutarı rucuen tazminat talep ve etme rucu hakkının bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 02/03/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Rapor içeriğinde yer alan Teknik değerlendirme kapsamında hakkında dava açılan davalı … kaptanının kusurunun bulunmadığı tespit edilmiş olup, buna karşın sigortalı … teknesinin dava konusu çatma hadisesinin yaşanmasında asli kusurlu (tam kusurlu) olduğu hususunun tespit edilmiş olması nedeniyle davacının davalı yandan sigortalısına ödediği tazminatı talep ve dava etmesinin mümkün olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 05/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının sigortalısı için tazminat ödemesine mesnet olan Yat Sigorta Poliçesi’nin geçerli bir sigorta sözleşmesi olduğu, TTK’nun 1472.maddesi uyarınca davacının aktif husumet ehliyetine sahip olduğu, davalının haksız fiil konusu çatmada davacının sigortalısı ile birlikte zarara sebebiyet verdikleri gözetilerek davalıya husumet yöneltilmesinin yerinde olduğu, neden ileri geldiği anlaşılamayan çatmada kusur durumlarının belirlenmesi mümkün olmadığından çatmanın ‘’kusursuz çatma” niteliği kazandığı, kusursuz çatma niteliğini kazanması ile tarafların kendi uğramış olduğu zararlara katlanması gerekeceği, bu durumda sigortalısına halef olan davacının davalı kusurunu ispatlayamadığı için davalıya rücu edemeyeceği, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda, 5.777,60 Euro olarak davacı … şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar tazminatının kadri marufunda olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava, İİK 67 ve devamı addeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm delillerden, açılan davanın çatma hukuki nedenine dayandığı ve hukuki uyuşmazlığın, meydana gelen çatmada hangi tarafın kusurlu olduğu, davalının davacı sigortacısı hasarından sorumlu olup olmadığı, sorumlu olması halinde miktarı noktalarında toplandığı, dosyada mevcut olan ödeme ibraname ve feragatname ile … Bankası’nın 03.06.2014 tarihli ödeme dekontu uyarınca davacı şirket tarafından sigortalıya poliçe tahtında 5.777,60 EURO ödeme yapılmış olması karşısında TTK’nun 1472. maddesi uyarınca davacının aktif husumet ehliyetine sahip olduğu, mahkemece çevredeki işletmelere ait kamera kayıtların celbi için yazı yazılmasına rağmen kamera kayıtlarının bulunmadığı, … Kaptanı …’ ın “… ‘ın iskelesindeki bir teknenin çıkmasını yaklaşık 40-50 metre açıkta bekliyordum.” şeklindeki ifadesinden hareketsiz beklediğini beyan etmesine karşın, … Teknesi Kaptanı …’ in ” Bu sırada … istikametinden … istikametine gelmekte olan … isimli tekneyle … önlerinde iskele başomuzluğuma bodoslamadan vurarak çatıştık “şeklindeki ifadesinde davalı … yönetimindeki teknenin hareket halinde olduğunu beyan ettiği, her iki kaptan tarafından dosyaya sunulan olaya ilişkin krokiler incelendiğinde, olay yeri ve teknelerin birbirine karşı yaptıkları manevralar arasında çelişkiler olduğu, dosyada mevcut eksper raporuna göre; sadece tekneler üzerinde oluşan hasar noktalarına bakılarak, Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğü’nün tek bir maddesi kapsamında değerlendirme yapılmış olmasının doğru bir tespit olamayacağı teknik bilirkişi heyetince de 28.08.2018 tarihli raporda ifade edildiği, neticeten bir çatmanın var olduğu ve her iki tarafta da kusurun olması ile birlikte çatmanın kimin kusurundan meydana geldiğinin ispat edilmesinin mümkün olmadığı, öğretide yer alan, çatmanın nedeni her iki taraf bakımından ispat edilemiyorsa sebep ile zarar arasındaki nedensellik ilişkisi kurulamadığından dolayı kusursuz çatmanın varlığının kabul edileceğine ve her geminin uğradığı zarara katlanacağına ilişkin görüşe mahkememizce de itibar olunarak davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 288,79 TL den karar harcı olan 35,90 TL nin mahsubu ile fazla alınan 252,90 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır