Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/32 E. 2018/449 K. 20.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2015/32 Esas
KARAR NO : 2018/449

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/01/2015
KARAR TARİHİ : 20/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … San Tic Ltd Şti’nin donatanı, davalı … Tic AŞ ‘nin kiracısı olduğu … IMO numaralı … … gemisinin İstanbul’dan Cezayir’e seyri sırasında 08/03/2014 tarihinde Mykonos Adasında karaya oturduğunu, konişmentolar tahtında konteynerlerle gemiye teslim edilen ambalaj malzemelerinin gemide zayi olduğunu, yükün alıcısı … firmasının taşıma sırasında zayi olan emtianın 43.260,95 Euro fatura bedeli ile ilgili haklarını temlikname ile gönderen konumundaki müvekkili şirkete devrettiğini, müvekkilinin bu yük ile ilgili dava hakkının bu temliknameden kaynaklandığını, 4.560,00 Euro tutarında olan yük ilgilisinin ise … Ltd Şti olduğu, bu şirketin de zayi olan yükle ilgili haklarını temlikname ile müvekkili şirkete devrettiğini, üç nolu davalının gemi donatanı, dört numaralı davalının ise kiracı – taşıyanın mali sorumluluk sigortacısı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 146.994,00 TL alacağın, 08/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans fazi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Ltd Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu olay nedeiyle meydana gelen zararlardan TTK ‘nun 1180.maddesi gereğince sorumluluğunun bulunmadığını, davalı gemi donatanının gemiyi denize, yola ve yüke elverişli bulundurma yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve yük sahiplerine karşı sorumluluğunun bulunmadığını, varsa da … numaralı konişmentoya kayıtlı eşya için 69.031,97 TL ile … numaralı konişmentoya kayıtlı eşya için ise 2.216,94 TL ile sınırlı olduğunu belirterek haksız davanın reddine, fazlaya ilişkin talebin reddine, müvekkilinin gemi donatanı olduğunu ve iki numaralı davalıya zaman çarteri sözleşmesi uyarınca tahsis ettiği ve davacıdan veya seleflerinden navlun tahsli etmemiş olması nedeniyle eşyalar için ödendiği iddia edilen navlunların müvekkilinden tahsiline yönelik talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … ile imzaladığı 31/10/2013 tarihli zaman çarteri sözleşmesi uyarınca … adlı geminin ticari yönetimini elde ettiğini, bu yetkiye dayanarak çok sayıda eşya taşıma (navlun) sözleşmesini kurduğunu, müvekkilinin geminin zilyedi olmadığını, müvekkilinin konişmentoları İstanbul’da düzenlediğini, taşıma yüklerin ise ihracat yükleri olduğunu, dava konusu yükte meydana gelen zarar sebebiyle konişmentolara dayanılarak davacıya yöneltilecek tüm tazminat istemlerinin 1924 Brüksel Konvansiyonu hükümlerine tabi olduğunu, davacının aktif husumet ehliyetinin olmadığını belirterek haksız davanın reddine, TTK ‘nun 1180 ve 1924 Broksel Konvansiyonu madde 4’deki savunma kabul görmemesi halinde 1996 Protokolü ile değişik 1976 Londra Konvansiyonu hükümlerine göre müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğundan bu sınır kapsamında orantısal olarak tahsil edilmesi yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin uyuşmazlığın çözümünde görevli ve yetkili olmadığını, koruma ve tazmin ilişkisini belirleyen kulüp kuralları ve bu kuralların derc edildiği poliçe kapsamında davacı tarafından …’a dava açılamayacağını, bu kurallar uyarınca uyuşmazlığın Londra’da tahkim yolu ile çözümlenmesi gerektiğini, uyuşmazlığın esasına uygulanacak hukukun İngiliz Hukuku olduğunu, müvekkilinin üye – kulüp ilişkisi tahtındaki edimi önce üyenin ödeme yapması geciktirici (taliki) şartına bağlandığını, bu nedenle şart gerçekleşmeksizin kulüpün tazminat ödeme yükümlülüğünün söz konusu olmayacağını, … Denizciliğin sorumluluğu ispatlanmadığı sürece müvekkilinin sorumluluğunun doğmayacağını belirterek müvekkiline yöneltilen davanın ayrılarak tahkim şartı uyarınca reddi ile dosyanın Londra’da tahkime havale edilmesine, uyuşmazlığa İngiliz Hukukunun uygulanmasına, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin bir nolu davalı ve dava konusu karaya oturma hadisesinde taşıyan sıfatına sahip … AŞ ‘nin sorumluluk sigortacısı olduğunu, müvekkilinin sigortalısı davalı … ‘in davalı … ile imzaladığı zaman çarteri sözleşmesi uyarınca … adlı geminin ticari yönetimini elde ettiğini, bu yetkiye dayanarak çok sayıda eşya taşıma (navlun) sözleşmesinin kurulduğunu, müvekkilinin sigortalısı geminin zilyedi olmadığını, dava konusu yükte meydana gelen zarar sebebiyle konişmentolara dayanılarak müvekkili sigortacıya yöneltilecek tüm tazminat istemlerinin 1924 Brüksel Konvansiyonu hükümlerine tabi olduğunu, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, davacının taşıyanın sorumluluk sigortacısı müvekkiline karşı yükün ziyaı dolasıyla sözleşmeden doğan bir tazminat talep hakkının olmadığını belirterek davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, meydana gelen zararlardan müvekkili şirket sigortalısı taşıyanın mutlak sorumsuzluğu nedeniyle haksız davanın reddine, TTK ‘nun 1180 ve 1924 Broksel Konvansiyonu madde 4’deki savunma kabul görmemesi halinde 1996 Protokolü ile değişik 1976 Londra Konvansiyonu hükümlerine göre müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğundan bu sınır kapsamında orantısal olarak tahsil edilmesi yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; … isimli gemi ile taşınan yükün sefer sırasında geminin karaya oturmasından dolayı zayi olması nedeniyle ortaya çıkan zararın geminin donatanı, kiracısı ile bunların sorumluluk sigortacıları olan davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili 23/10/2018 tarihli dilekçesi ile tüm davalılar ile imzalanan 13/07/2018 tarihli protokol gereği davadan feragat ettiklerini bildirerek, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş olup, davalı … vekili ile diğer davalılar vekilleri dosyaya sundukları 24/10/2018 ve 05/11/2018 tarihli dilekçeler ile davadan feragate bir diyeceklerinin olmadığını, davacı taraftan herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediklerini beyan etmişlerdir.
Bu nedenlerle; HMK 307, 309 ve 311 maddeleri gereğince davadan feragatin kesin hükmün sonuçlarını doğurması dikkate alınarak davanın feragat nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeni ile reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harç tarifesi ve Harçlar Kanunu gereğince tayin olunan 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 2.510,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.474,40 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Taraflar birbirlerinden karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediklerinden, tarafların yapmış oldukları yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılarak, vekalet ücreti konusunda da karar verilmesine yer olmadığına,
4-Taraflar tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/11/2018

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır