Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/290 E. 2018/18 K. 05.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
ESAS NO : 2015/290 Esas
KARAR NO : 2018/18
DAVA : Alacak (Kurtarma Ve Yardımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/03/2013
KARAR TARİHİ: 05/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kurtarma Ve Yardımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalı bulunan … şirketine ait klima emtiasının davalı taşıyıcıya tam ve hasarsız şekilde teslim edilmiş olmasına karşın varma yerinde hasarlı olarak alıcıya teslim edildiğini, sigortalı emtianın Tayland’tan İstanbul Haydarpaşa Limanına APL Turkey gemisi ile konteyner içerisinde taşındığını, İstanbul Limanına gelen yükün karayolu ile konteyner içerisinde Turker Lojistikin Gebze’deki deposuna sevk edildiğini, depoya teslim yapıldığı sırada malın içinde bulunduğu …nolu konteyner üzerinde yırtık olduğu ve bu yırtıktan dolayı 30 adet …, bir adet … tipi emtianın ıslak olduğunun tespit edilerek bu durumun tutanak altına alındığını, müvekkili şirket tarafından yapılan ekspertiz çalışmasından 29 adet klimanın kolilerinin ıslanmış, küflenmiş ve ıslanmadan dolayı nakliye esnasında yırtılmış olduğunun belirlendiğini, buna bağlı olarak da klima ünitelerinin üst ve ön yüzünde hafif paslanmalar meydana geldiğinin gözlendiğini, emtiada meydana gelen hasar sigorta teminatı kapsamında kaldığından hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalı taşıyıcının hasardan dolayı BK ve TTK hükümlerine göre sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.431,90 TL hasar bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, dava konusu taşımayı yapan … firmasını temsil yetkisinin bulunmadığını, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, yetkili mahkemenin taşıyanın faaliyet adresinin bulunduğu yer mahkemesi olduğundan konişmentoda taşıyıcı olarak gözüken … nın adresinin bulunduğu Danimarka Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle davanın yetkisizlik nedeniyle de reddi gerektiğini, hasar tutanağında müvekkilinin temsilcisi yer almadığından tutanağın müvekkili açısından bağlayıcılığının bulunmadığını, kaldı ki konteynerin gemiden boşaltılması sırasında hasarlı olduğuna dair herhangi bir belgede düzenlenmediğini, konteynerin hangi aşamada hasarlandığını, taşıma sırasında mı gemiden tahliye işlemi yapıldığı sırada mı yoksa kara taşıması sırasında mı hasarlandığı konusunda herhangi bir açıklık bulunmadığını, öte yandan konteynerde olduğu iddia edilen yırtığın zarara sebebiyet verip vermediğinin yırtıktan su girişinin olup olmadığının ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın husumet, yetkisizlik ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; nakliyat sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalı taşıyıcıdan rücuen tahsili istemine ilişkin olup, davanın açıldığı İstanbul 52. ATM tarafından yapılan yargılama sonunda davanın yasada öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından bahisle davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 11.Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur. Mahkememizce bozma ilamına uyularak yapılan yargılama aşamasında somut olayda taşımanın 2011 yılı içerisinde yapılmış olması nedeniyle uyuşmazlığa 6762 sayılı TTK hükümlerinin uygulanması gerektiği, 6762 sayılı TTK’nun 1067.maddesine göre taşıma hasarlarından kaynaklı olarak taşıyıcıya karşı açılan tazminat davalarının bir yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu, bu sürenin hasar tespit tarihinden itibaren başlaması gerektiği, eldeki dosyada hasar tespit tarihinin 24/05/2011 olup davalı aleyhine 25/03/2012 tarihinde icra takibi başlatıldığı, dolayısıyla icra takibinin bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde yapıldığı anlaşıldığından davanın süresinde olduğu kabul edilmiştir.
Taşımaya ilişkin konişmentoda taşıyıcı olarak … kayıtlı olmakla birlikte navlun faturasının davalı… tarafından düzenlenmiş olmasından dolayı navlun sözleşmesinin taşıtan ile davalı şirket arasında yapıldığı, bu durumda… şirketinin fiili taşıyan, davalının ise akdi taşıyan konumunda olduğundan davalının pasif husumet ehliyetinin bulunduğu değerlendirilmiştir. Taşıma konusu emtianın davacı sigorta şirketi tarafından nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalandığı, taşıma sırasında ortaya çıktığı iddia edilen hasar nedeniyle 28/09/2011 tarihinde sigortalıya 4.431,90 TL hasar bedeli ödeyerek TTK 1472.maddesine göre ödediği hasar miktarınca sigortalısının haklarına halef olduğundan aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, davacı ve davalının faaliyet adresleri mahkememiz yetki sınırları içerisinde kaldığından işbu dava yönünden mahkememizin yetkili olduğu kabul edilmiştir.
Davacı sigorta şirketi tarafından hasarın konteynerin tavan kısmındaki yırtık delikten içeriye giren su nedeniyle klima emtiasının ıslanarak zarar gördüğü iddia edilerek söz konusu ıslanma ve hasardan dolayı davalı taşıyıcının TTK 1178.maddesine göre hasar bedelinden sorumlu olduğu ileri sürülmektedir.
Dosyaya sunulan satış faturasındaki FOB satış kaydına göre navlun sözleşmesi kurma borcu sigortalı – alıcı şirkete ait olduğundan, sigortalı … şirketi dava konusu taşımada, taşıtan ve gönderilen konumunda bulunmaktadır. Bu kapsamda davalı taşıyıcı ile navlun mukavelesi yaparak davalı tarafından düzenlenen navlun faturasının sigortalı tarafından ödenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Taşıma senedi ve konişmentodaki kayıtlardan konteyner içi yükleme, istifleme ve diğer işlemlerin gönderenin sorumluluğunda yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyaya ibraz edilen resimler ile belgelerden yükün taşındığı …nolu konteynerin tavan kısmında meydana gelen yırtık delikten içeriye su girmesi sonucu karton kutu içerisinde ambalajlanmış olan 30 adet klima emtiasının ıslandığı ve ıslanmaya bağlı olarak zarar gördüğü, hasarın 24/05/2011 tarihinde emtianın Türker Lojistik Antreposuna teslimi sırasında anlaşılarak tutanak altına alındığı, tutanakta araç şoförü, yük ilgilisi ve antrepo görevlisinin imzalarının yer aldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığı çözümü açısından konusunda uzman bilirkişi heyetinden alınan 25/03/2016 tarihli kök raporda; emtiadaki zararın konteynerde bulunan ve su sızmasına sebep olan çatlak-delik-yırtıktan kaynaklandığı, söz konusu zarardan karayolu nakliyesini de üstlendiği ispatlanması halinde davalının sorumlu tutulabileceği belirtilmiş olup, 24/07/2017 tarihli ek raporda da; davalının kara taşımasında akti taahhüdü olmamakla birlikte deniz taşımacılığı ticari teamülleri ve konteyner taşımacılığında konteyner tedariki ve güvenli konteyner taşımasını temin etme yükümlülüğü gözetilerek meydana gelen zarardan davalının sorumlu olması gerektiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; sigortalı klima emtiasının gemiden tahliye edildikten sonra karayolu ile Türker Lojistiğe ait antrepoya nakledildiği, kara taşımasının davadışı … firması tarafından yerine getirilip, davalının karayolu nakliyesi ile ilgili bir taahhüdünün bulunmadığı, malın antrepoya teslimi sırasında konteyner tavanındaki yırtık-delik ile emtiadaki ıslanma ve buna bağlı hasarın tespit edildiği, hasar tespit tutanağında taşıyıcıyı yada onun temsilcisinin imzası yer almadığından tutanağın hasar ihbarı niteliği taşımadığı, bu durumda taşıyıcıya ayrıca bir hasar ihbarının yapılması gerektiği, ancak yük ilgilisi – sigortalı tarafından TTK 1185.maddesine göre süresinde hasar ihbarı yapılmadığı, bu durumda emtiadaki ıslanma ve hasarın yük taşıyıcının sorumluluk alanında iken ve taşıcçıyının kusuru ile meydana geldiğinin davacı tarafça ispatlanması gerektiği, yükün gemiden tahliyesinden sonra hasar ile ilgili olarak herhangi bir inceleme ve tespit yapılmadığı, bu aşamada yükün gemiden tahliyesi sırasında konteyner tavanında delik – yırtık olduğuna dair herhangi bir delilin dosyaya sunulamadığı, yükün gemiden tahliyesinden sonra karayolu taşıması da söz konusu olduğundan konteynerdeki yükün ıslanmasına sebebiyet veren yırtığın deniz taşıması sırasında meydana geldiğinin söylenemeyeceği, zira yükün antrepoya teslimi sırasında ve sonrasında konteynerdeki delikten sızan ve yükün ıslanmasına sebebiyet veren suyun deniz suyu olup olmadığı konusunda gümüş nitrat testinin de yapılmadığı, dolayısıyla ıslanmanın deniz suyundan yani deniz taşıması sırasında meydana geldiğinin de mevcut delillerden anlaşılamadığı, sonuç olarak yükteki ıslanma ve hasarın taşıyıcının sorumluluk sahasında iken ve taşıyıcının kusuru ile meydana geldiği dosya kapsamına göre ispatlanamadığından taşıyıcının TTK 1178.maddesine göre yük hasarından sorumlu tutulamayacağı kanaatine varıldığından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 35,90 TL karar harcının 75,70 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 39,80 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 71,30 TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davalı tarafa iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük süre içeresinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/02/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır