Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/214 E. 2018/475 K. 05.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2015/214 Esas
KARAR NO : 2018/475
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2014
KARAR TARİHİ : 05/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Birleşik Arap Emirliklerinde mukim uluslararası alanda gemilere yakıt ve madeni yağ tedarik eden bir şirket olduğunu, bu kapsamda davalının gemi yöneticisi ve aynı zamanda acentesi olduğu Liberya Bayraklı … IMO nolu … isimli gemiye gelen talepler doğrultusunda yakıt ve motoryağı verdiğini, söz konusu yakıtın müvekkili şirket nam ve hesabına çalışan … Ltd şirketinin tedarikçisi olan … Ltd şirketi vasıtasıyla 25/03/2014 ve 28/03/2014 tarihlerinde … gemisine teslim edildiğini, teslim sonrası yakıt ikmal teslim makbuzlarının gemi mührü ve gemi kaptanının imzası ile hüküm altına alındığını, fiilen yakıt tedarikini gerçekleştiren … şirketinin kestiği faturalara istinaden müvekkili nam ve hesabına çalışan Sabt tarafından müvekkiline fatura düzenlendiğini, müvekkili şirketin de fatura bedellerine kendi kar marjını ekleyerek davalı … Ltd Şti adına 07/04/2014 tarihli 196.856,63 ABD tutarlı, 07/04/2014 tarihli 30.079,25 ABD tutarlı, 17/09/2014 tarihli 21.745,09 ABD doları tutarlı faturalar kestiğini, faturalarda görüldüğü üzere aylık % 2 gecikme zammı üzerinden tarafların anlaştıklarını, davalı şirket ile yapılan yazışmalarda davalının borcu kabul edip, ödeme yapmayı taahhüt ettiğini, ancak bugüne kadar borcun ödenmediğini, alacağın tahsili için … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, davalının alacağın tahsilini geciktirmek sureti ile borca itiraz ettiğini, icra takibinden sonra müvekkili şirket unvanında yer alan “…” ibaresinin sehven “Ltd” olarak yazılmış olduğunun farkedilmesi üzerine söz konusu maddi hatanın düzeltilmesi için borçlu şirkete yeniden ödeme emrinin gönderildiğini ileri sürerek davalının takibe itirazının iptaline, icra takibinin devamına, alacağın % 20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yabancı şirket olması nedeniyle yabancılık teminatı yatırması gerektiği, davacının sipariş onay mektuplarında web sitesinde yayınladığı 2013 tarihli genel hüküm ve koşullara atıf yapıldığını, uygulanacak hukuka ilişkin genel şartlar uyarınca sözleşmeye ABD Hukukunun uygulanması gerektiği ve sözleşmeden doğan uyuşmazlıklar için de New York Güney Bölgesi ABD Federal Mahkemesinin yetkili olduğunu, icra takibinde borçlu şirketin … Ltd şirketi olarak gösterildiği halde itirazın iptali davasında davalı olarak … gemisi yöneticisi/ müdürü/ acentesi … Ltd Şti’nin gösterildiğini, bu nedenle davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, müvekkili şirketin … gemisinin teknik işletmesinden sorumlu firma olup, hiçbir şekilde geminin donatanı yada işleteni olmadığını, müvekkilinin donatan ile akdettiği “Shipman 98” sözleşmesi uyarınca doğrudan donatandan yakıt tedarik ettiğini, bunun yanısıra müvekkilinin emniyetli yönetim sertifikası CSL belgesi ile de sabit olduğu üzere geminin sadece ISM kurallarına göre atanmış teknik bilirkişisi olduğunu, davalı tarafça müvekkilinin yakıt tedarikini kendi nam ve hesabına yaptığının hiçbir şekilde ispatlanamadığını, bu nedenle müvekkilinin donatan sıfatıyla sorumlu tutulmasına imkan bulunmadığı gibi TTK ‘nun 105.maddesi uyarınca donatanın temsilcisi konumunda olan müvekkiline asaleten de dava yöneltilmesinin de mümkün olmadığını savunarak davanın yetkisizlik, hukuki yarar yokluğu, husumet ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; Liberya bayraklı … IMO nolu … isimli gemiye tedarik edilen yakıt ve madeni yağ nedeniyle düzenlenen fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olup, İİK ‘nun 67.maddesinde düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Dava konusu olan … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinden, alacaklı …şirketinin 248.680,97 USD fatura alacağının takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 6 oranındaki faizi ile birlikte … Ltd Şti’den tahsili için 10/10/2014 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresinde borca ve fer’ilerine itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre; davacı firma nam ve hesabına çalışan … Ltd şirketi tarafından … isimli gemiye yakıt tedariki yapıldığı konusunda bir ihtilaf bulunmayıp, taraflararasındaki hukuki uyuşmazlık davalı şirketin … gemisinin sadece teknik yöneticisimi yoksa ticari işletenimi yani donatanımı olduğu, davada taraf sıfatının bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Davalı vekili tarafından sipariş onay mektuplarında atıf yapılan davacı firmanın web sitesinde yayınlanan yakıt satış anlaşmalarına ilişkin genel hüküm ve koşullarda uyuşmazlıklar için NewYork Güney Bölgesi Federal Mahkemesinin yetkili gösterildiğinden bahisle milletlerarası yetki itirazında bulunulmuş ise de, Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin bu konudaki yerleşik içtihatlarına göre Türk şirketi olan davalının kendi ikametgah mahkemesinde kendisini daha iyi savunabilecek durumda iken milletlerarası yetki itirazında bulunması MK 2’ye aykırı görüldüğünden davalı yanın yetki itirazı yerinde görülmeyerek davanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Takip talepnamesinde borçlu olarak … Ltd Şti gösterildikten sonra dava dilekçesinde davanın “… gemisi yöneticisi / müdürü / acentesi … Ltd Şti’ye yöneltildiği belirli olup; davacı vekili tarafından bu hususa açıklık getirilen 22/05/2015 tarihli dilekçede, … şirketinin gemi ile olan ilişkisinin ortaya konulması adına dava dilekçesinde “… gemisi yöneticisi/müdürü/ acentesi” izahatında bulunulduğu, keza icra takibinin de izafeten değil doğrudan … şirketine karşı açıldığı bildirilmiş olduğundan, davanın temsilci yada acente sıfatıyla değil doğrudan … şirketine yöneltildiği kabul edilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü açısından tarafların ticari defter kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor alınmasına karar verilmiş olup, 17/06/2016 tarihli birinci bilirkişi raporunda, davacı şirket tarafından davalı adına tanzim edilen yakıt faturalarının davalıya teslim edildiğine ilişkin somut bir belge dosya kapsamında yer almamakla birlikte taraflararasındaki yazışmalardan davalının takibe konu faturalardan ve tutarlarından haberdar olduğunun anlaşıldığı, fatura içeriklerinin verilen siparişlere uygun olduğu ve fiilen yapılan satış ve hizmetleri kapsadığı, davacının düzenlemiş olduğu üç adet faturadan kaynaklanan alacağının 248.680,97 USD olduğu, davadışı gemi donatanı ile davalı şirket arasında imzalanan gemi işletme sözleşmesinde gemiye davacı tarafından sağlanan yakıt bedelinden kimin sorumlu olacağına dair bir hüküm tespit edilemediği, uygulamada taraflarasındaki ticari ilişkinin davalı şirket tarafından gemilere temin edilen yakıt ve acente bedelinin tahsil edilen navlundan kesilmek sureti ile sürdürülüp sürdürülmediği hususunun da ticari defterlerin inceleme için ibraz edilmemesi nedeniyle belirlenemediği, geminin ticari yönetiminin davalı şirket tarafından sözleşmesel olay üstlenildiğinin kabulüne karar verilmesi halinde davalı yanın takibe itirazının haksız olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiş olup, 04/04/2017 tarihli ek raporda da kök rapordaki tespitlere yer verilmiştir.
22/06/2018 tarihli ikinci bilirkişi kurulu raporunda ise, gemilerle ilgili equasis site kayıtlarında yer alan bilgilerin aksi resmi onaylı belgelerle ispatlanmadığı sürece geçerli ve aksi ispatlanana kadar intiba edilmesi gereken sicil kayıtlarına işlenmiş ve delil vasfı kazanmış bilgiler olarak değerlendirildiği, … gemisinin equasis kaydında … ve … ‘in … Ltd Şti olduğu, … ‘ın … olarak gösterildiği, geminin tescilli donatanı kısmında yer alan Care Of kısaltmasının “onun adına, onun namına” gibi donatan gibi hareket eden anlamına geldiği, dolayısıyla equasis kayıtlarına göre davalı firmanın … yöneticisi olduğu gibi gemi işletmecisi ve donatan gibi deniz taşımacılığında hareket eden bir firma olduğunun anlaşıldığı, bu bilgilerin doğruluğunu adres kısmındaki kayıtların da teyit ettiğini, zira üç sıfat için de davalının Türkiye’de bulunan adresinin tescil edildiği, öte yandan davalı tarafın ileri sürdüğü Shipman 98 anlaşmasının altında bulunan imzaların hemen hemen aynı kişilerin elinden çıktığının gözlendiği, anlaşmada noter tasdiki veya apostil bulunmadığı, bu durumun deniz işletmeciliği ve gemi yöneticiliğinin doğal işleyişine aykırı olduğu, bu nedenlerle gemi yönetim anlaşmasının hem teknik hem de hukuki olarak geçerliliğinin bulunmadığı, davalının teknik yönetici olarak söz konusu belgedeki kutucuğa işlenmesinin bir geçerliliğinin olamayacağı, öte yandan asıl donatan firma ile ilgili herhangi bir yazışma ve iletişim numarasının bulunmaması, yani asıl donatan ile teknik hizmetler arasında herhangi bir yazışmanın dava dosyasına sunulamaması hususları dikkate alındığında delil olarak sunulan gemi yönetim sözleşmesinin geçerli sayılamayacağı, davacı firma ile davalı … şirketi arasında yapılan yazışmalardan davalı firmanın yakıt borcunu kabul ettiği, ödeme planı yaptığı ve ödeme için … Bankası çeklerinin kullanacağının anlaşıldığı, öte yandan davalı tarafça sadece teknik manager olarak görev yapıldığı, yakıt ödemelerine aracılık edildiği belirtilmesine rağmen davacı ile borç ödemesi konusunda görüşülmesi, bu ödemelerin üstlenilmiş olmasının çelişkili bir durum olarak gözükse de, yakıt siparişleri ve ödemelerin davalı tarafından yapıldığı gözönüne alındığında davalının gemi işleteni ve donatanı gibi geminin işletmesini yaptığı kanaatine varıldığı, takibe konu faturaların davalı şirketin ticari kayıtlarında yer alıp almadığının ticari defterler ibraz edilmediğinden tespit edilemediği, dosya kapsamında yer alan delillere göre davalının davacıya 248.680,97 ABD Doları tutarında borçlu olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
Aynı bilirkişi heyetinin düzenlemiş olduğu 02/11/2018 tarihli ek raporda da, yakıt alımını teyid eden Order Confirmasyon isimli belgede dava konusu gemiye teslim edilen bunker (yakıt) bedellerinin teslimat tarihini takiben 30 gün içerisinde ödeneceğinin belirtildiği, yine davacı firmanın yakıt anlaşmalarında kullandığı genel şartlar ve satış koşullarının 4.maddesinde gecikme faizi oranının % 2 olarak gösterildiği, bu durumda yakıt faturası ödemelerinde gecikme olması halinde % 2 oranı üzerinden hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesi gerektiği, davacının … gemisine verilen yakıt için … nolu 26/03/2014 tarihli 30.079,25 USD bedelli ve … nolu 28/03/2014 tarihli 196.856,63 USD bedelli iki adet fatura ile 21.445,09 USD bedelli faiz faturası düzenlediği, bu durumda 25/03/2014 ve 28/03/2014 olan yakıt teslim tarihlerinden itibaren 30 gün sonrasının ödeme vadesi olarak belirlenerek buna göre fatura düzenlendiğinin anlaşıldığı, genel şartlar uyarınca davalının ödeme vadesinden sonraki günde temerrüde düşmüş sayılacağı ve aylık % 2 faiz oranı üzerinden davacının faiz alacağının 21.856,92 USD olarak tespit edildiği, ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince 21.745,09 USD esas alınacağından sonuçta davacının takip tarihindeki alacak miktarının 226.935,88 + 21.745,09 USD = 248.680,97 USD olarak saptandığı belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, davacı şirketin Birleşik Arap Emirliklerinde kurulu gemilere yakıt ve yağ tedariki yapan bir şirket olduğu, dava konusu olan Liberya bayraklı … IMO nolu … gemisine aracı tedarikçi olan … Ltd şirketi vasıtası ile 25/03/2014 ve 28/03/2014 tarihlerinde yakıt ikmali yaparak söz konusu yakıt için 07/04/2014 tarihli … nolu 196.856,63 USD tutarlı ve 07/04/2014 tarihli … nolu 30.079,25 USD tutarlı faturalar ile 17/09/2014 tarihli … nolu 21.745,09 TL faiz alacağı faturası düzenlediği, faturaların davalı … Ltd Şti adına kesildiği, davalı şirket tarafından yakıt alımına ilişkin olarak herhangi bir itirazda bulunulmayıp, davalının … gemisinin teknik yöneticisi olduğundan bahisle icra takibine itiraz edildiği, davalı tarafın itirazına dayanak olarak donatan ile akdedildiği ileri sürülen … Sözleşmesinin delil olarak gösterdiği, sözkonusu sözleşmeye göre davalının geminin teknik yöneticisi olduğu anlaşılmakta ise de, sözleşmenin her iki tarafı adına atılan imzaların aynı olmasının yanı sıra sözleşmede noter tasdiki yada apostil şerhinin bulunmadığı, denizcilik uygulamalarında gemi yönetim anlaşmasının yapılması halinde yönetici firma ile donatanın sürekli iletişim halinde bulunduğu, yani gemi donatanının teknik yöneticinin yaptığı hizmetlerle ilgili bilgi almak, servis talep etmek ve aylık hesap özetleri ile harcama ve ödemeleri denetlemek, gemi yöneticisinin kendi firmasına yarar sağlayıp sağlamadığını anlayabilmek adına sürekli iletişim halinde bulunması gerektiği, bu kapsamda gemi yöneticisi olduğunu iddia eden davalı tarafın, donatan firmaya ait herhangi bir mesaj yada yazışmayı dosyaya sunamadığı, öte yandan söz konusu ilişkinin ticari defter kayıtları ile de ispatı mümkün olduğu halde davalının defter ibrazından da kaçındığı, buna karşın geminin equasis kaydında … ve … olarak davacı şirketin gösterildiği, yine aynı kayıtta … hanesine … hanesinde kaydının bulunduğu, care of kısaltmasının donatan adına hareket eden anlamına geldiği ve her üç kaydın adres kısmında da davalı şirketin Türkiye’deki adresinin gösterildiği, equasis site kayıtlarında yer alan bilgilerin aksi resmi onaylı belgelerle ispatlanmadığı sürece geçerli olduğu, aksi ispatlanana kadar sicil kaydına işlenmiş ve delil vasfını kazanmış deliller olarak kabul edildiği, equasis kayıtlarındaki bilgilere göre davalı … şirketinin … gemisinin hem teknik yöneticisi hem de ticari işletmecisi olduğu, bu durumda davalının TTK’nun 1061.maddesine göre donatan sıfatına haiz olduğu, davalının gemi yöneticiliği iddiasını ispat için sunduğu Shipman 98 belgesinin equasis kayıtlarının aksini ispat edecek yeterlilikte görülmediği, bu nedenle equasis kayıtlarındaki bilgilere itibar edilmesi gerektiği, bu bilgiler ışığında davalı şirket geminin donatanı konumunda olduğundan gemiye tedarik edilen yakıt bedelinden sorumlu olduğu, kaldı ki taraflararasında e mail yoluyla yapılan yazışmalarda da davalının yakıt alımını kabul edip, ödeme planı yaparak ödeme taahhüdünde de bulunduğu, tedarik edilen yakıt miktarı ve davacı tarafından düzenlenen yakıt faturaları konusunda taraflararasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, buna göre davacının 25/03/2014 ve 28/03/2014 tarihlerinde … gemisine tedarik ettiği yakıt nedeniyle 30.079,25 USD + 196.856,63 USD olmak üzere toplam 226.935,88 USD fatura alacağının bulunduğu, davacının düzenlemiş olduğu 21.945,09 USD tutarlı faturanın ise yakıt bedellerinin ödenmemesinden dolayı kesilen faiz faturası olduğu, davacının faiz alacağını yakıt anlaşmalarında kullandığı genel şartlar ve satış koşulları ile yakıt alımını teyit eden order confirmasyon isimli belge ve faturadaki kayıtlara dayandığı, söz konusu belgelerde yakıt bedelinin teslim tarihinden itibaren 30 gün içerisinde ödeneceğinin kayıtlandırıldığı anlaşılmakta ise de, ödemelere ilişkin söz konusu açıklamalar kesin bir vade içermediğinden bu kayıtlara göre alacağın muacceliyetinin ve vadesinin belirlenmesinin söz konusu olamayacağı, kaldı ki aksi kabul edilse dahi TBK ‘nun 117.maddesinde “muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” hükmü düzenlendiğinden davalının yakıt borcundan dolayı temerrüde düşmesi için kendisine ayrıca bir ihtarname gönderilmesi gerektiği ancak davacının bu yönde bir ihtarnamesinin bulunmadığı, bu açıklamalar ışığında davalının takip tarihinden önce temerrüde düştüğü söylenemeyeceğinden 21.749,09 USD tutarındaki faiz faturasına ilişkin talebin reddi gerektiği, son bilirkişi raporunda uygulanacak faiz oranı yönünden yakıt sipariş onay belgesinde atıf yapılan davacının web sitesinde yayınladığı genel şartlar ve satış koşullarında gösterilen %2 oranının uygulanacağı belirtilmiş ise de, sözkonusu genel şartların order confirmasyon (sipariş onay belgesi) ile birlikte davalıya tevdi edildiği belgelendirilemediğinden web sitesinde yer alan faiz oranına ilişkin tek taraflı düzenlemenin davalıyı bağlamayacağı, takip tarihinden itibaren uygulanacak faiz oranı yönünden 3095 sayılı yasa hükümlerinin tatbik edilmesi gerektiği kanaatine varılmakla bu kanaat ışığında davanın 226.935,88 USD üzerinden kısmen kabulü ile davalının … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine itirazının kısmen iptaline, 226.935,88 USD ‘nin takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek Dolar faizi ile birlikte davalıdan tahsili için icra takibinin devamına, kabul edilen alacak belirli ve likit olduğundan takdiren % 20 oranı üzerinden hesap edilen 45.387,17 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABÜLÜNE, Davalının … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine itirazının kısmen iptaline, 226.935,88 USD ‘nin takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek Dolar faizi ile birlikte davalıdan tahsili için icra takibinin devamına,
2-Takdiren % 20 oranı üzerinden hesap edilen 45.387,17 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 35.108,90 TL karar harcından 8.884,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26.224,00 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8.884,90 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan davanın kabul ve reddi oranına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 34.508,57 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan davanın kabul ve reddi oranına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 5.767,31 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 27,70 TL başvurma harcı, 454,20 TL posta gideri ile 9.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 9.481,90 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 8.652,78 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2018

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır