Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/164 E. 2020/37 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2015/164 Esas
KARAR NO : 2020/37
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/02/2015
KARAR TARİHİ : 05/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin elektrik üretimine konu enerji sektöründe faaliyet gösterdiğini, EPDK üretim lisansı uyarınca jeotermal elektrik üretim tesislerinde kullanılmak üzere Çin’de bulunan … Co Ltd şirketinden CIF bazında kara sondaj makinası satın aldığını, eşyanın davacı emrine düzenlenmiş olan … nolu konişmento tahtında … Limanından fiili taşıyanı … Inc, işleten/ donatanı … … Ltd olan “… ” isimle gemiye yüklendiğini, geminin İzmir Merkez Limanına yükü taşımak üzere seferine başladığını, gemi acentesinin … Tic Ltd Şti olduğunu, taşımaya ilişkin navlunun peşin ödendiğini, müvekkilinin konişmento hükümlerine göre hak sahibi olup … Gümrük Müdürlüğünün … sayılı gümrük giriş beyannamesine göre eşyanın ithalatçısı olduğunu, yüklerin fiilen davacı tarafından teslim alındığını, bu nedenle taşımadan kaynaklanan zararlarını talep hakkının bulunduğunu, yükün 08/02/2014 tarihinde … Limanına getirildiğini ve bu tarihte gemiden tahliyenin başladığını, yükleme limanı ile tahliye limanı olan … Limanı arasındaki mesafenin yaklaşık 15.565,68 kg (8404.795 deniz mili) olduğunu, yükün taşınacağı makul sürenin TTK’nun 1178/4.maddesine göre 25-27 gün olduğunu, daha önceden Çin’in başka bir limanında gerçekleştirilen taşımanın ise 35 gün sürdüğü halde uyuşmazlık konusu eşyanın 31/12/2013 tarihinde gemiye yüklenip geminin seferini 67 günde tamamladığını, dolayısıyla taşımada gecikmenin sözkonusu olduğunu, müvekkilinin devlete yıllık 161.184.000 kwh enerji üretim taahhüdünde bulunduğunu, bunun 441.600 kwh anlamına geldiğini, 6904 sayılı kanun uyarınca 1 kwh saat başına 10.500 CENT/USD fatura etme zorunluluğu bulunduğunu, gecikme sebebiyle uğranılan zarar miktarı tam olarak belirlenemediğinden belirsiz alacak davası açıldığını, konişmentoda tahliye limanı olarak İzmir Limanı belirtildiğini, İzmir Limanının ise TCDD İzmir Liman İşletmelerinin limanı olduğunu, uyuşmazlıkta eşyanın merkez limanına değil …’da bulunan Batıçim Limanına getirilip buraya tahliye edilmesi nedeniyle ek nakliye ücretinin gündeme geldiğini, bu ücretin 13.629,00 TL olduğunu, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D İş sayılı sayılı dosyasında eşyanın tahliyesi aşamasında delil tespiti yaptırıldığını, tespitte 56 parça eşya ile ilgili 16.287,00 USD tutarında hasar belirlendiğini, bakiye 43 parça eşya hakkında düzenlenen 08/05/2014 tarihli ek raporda da 8.651,83 USD hasar tespiti yapıldığını, buna göre toplam hasarın 29.938,83 USD olduğunu, yükteki hasardan davalıların birlikte sorumlu olduklarını, TTK’nun 1248.maddesi uyarınca … şirketinin taşıyan, … Shipping firmasının ise fiili taşıyan olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşımadaki gecikme nedeniyle ortaya çıkan zararlardan şimdilik 100.000,00 USD’nin, yükte taşıma sırasında meydana gelen hasar nedeniyle 24.938,83 USD’nin bankalarca 1 yıllık USD cinsi döviz mevduatına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, geminin konişmentoda belirtilen limandan farklı bir limana getirilmiş olması nedeniyle kara nakliyesi fiyat farkından kaynaklanan 13.629,00 TL ek kara nakliye bedelinin de dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olup, 02/12/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile yükün makul süre içerisinde davacıya teslim edilmemesi nedeniyle talep edilen gecikme zararı miktarı 288.500,00 USD’ye yükseltilmiştir.
1 nolu davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; konişmento hamili olan davacının çarter parti kapsamında taşınan eşyayı teslim aldığını, bu şekilde konişmento hükümleri ile bağlı hale geldiğini, konişmentonun atıf yaptığı 13/12/2013 tarihli çarter partinin 91.maddesinde Bimco uyuşmazlık çözüm klozunda uyuşmazlıkların Londra’da tahkim yoluyla çözümleneceği hükmünün yer aldığını, bu nedenle tahkim şartından dolayı mahkemenin görevsiz olduğunu, davanın İstanbul 17 ATM’nin … D İş sayılı dosyasında verilen ihtiyati haciz kararına bağlı olarak ikame edildiğini, haciz dosyasında taşıma süresindeki 40 günlük gecikmeden dolayı zarar miktarının 1.901.826,00 USD olarak belirtildiğini, bu nedenle dava dilekçesinde belirtilen 10.000,00 USD ‘den fazla talebin 1 yıllık zamanaşımına uğradığının kabulü gerektiğini, taşımayı yapan … gemisinin denize, yüke ve yola elverişli olduğunu, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D İş sayılı dosyasında yapılan tespitlerin tek taraflı ve hatalı olduğunu, hasarların nezaman ve nasıl meydana geldiğinin herhangi bir şekilde ortaya konmadığı gibi 08/05/2014 tarihli tespit raporunun ikinci sayfasında 94 nolu paketin gemiden boşaltılırken 13 nolu pakete çarparak hasarlandığının belirtildiğini, istif ve boşaltma aşamalarında hiçbir şekilde yer almayan müvekkiline tahliye limanındaki kusurların yüklenmeye çalışıldığını, hasarın gönderenin, alıcının veya bunların müstahdemlerinin kusuru ile veyahut malların gereği gibi ambalajlanmamış olmasından dolayı meydana gelmiş olmasının da muhtemel olduğunu, ayrıca konişmentoda 22 parça yükün güvertede taşınacağının belirtildiğini, kabul anlamına gelmemek üzere hasardan biran için müvekkilinin sorumlu olduğu düşünülse dahi sözkonusu 22 parça yükle ilgili olarak müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, hasarların sigortadan tazmin edilip edilmediğinin açıklanması gerektiğini, konişmentodan clean on board kaydının mevcut olmadığını, konişmentoda destination any main sea port İzmir Turkey yani varma yeri İzmir Türkiye herhangi bir ana liman şerhi yer almasından dolayı geminin İzmir … Limanına yanaştığını, bu noktada konişmentoya aykırılık bulunmadığını, ayrıca taşıma süresinin herhangi bir şekilde belirlenmediğini, müvekkilinin taşımayı layıkı ile yerine getirip, emtiaları alıcıya teslim ettiğini, talep edilen gecikme zararının tamamen afaki olup gerçekle bir ilgisinin bulunmadığını, davacının EPDK’ya olan yükümlülüklerini yerine getirmemesinin sonuçlarını müvekkiline yüklemeye çalıştığını savunarak davanın tahkim şartı ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; … gemisi ile Çin’den İzmir … Limanına taşınan yükteki hasar bedeli, taşımadaki gecikme nedeniyle ortaya çıkan zarar ile kara nakliyatı fiyat farkı bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, dosya kapsamına göre davacının jeotermal elektrik üretim tesislerinde kullanılmak üzere Çin’den CIF bazında satın aldığı kara sondaj makinasının … gemisi ile bir nolu davalı tarafından İzmir … Limanına taşınarak yükün konişmento hamili davacıya teslim edildiği konusunda bir ihtilaf bulunmayıp, dosyada çözümlenmesi gereken hukuki uyuşmazlık konişmentonun atıf yaptığı çarter partideki tahkim klozunun davacıyı bağlayıp bağlamayacağı, taşıma süresinde gecikme olup olmadığı, gecikmeden dolayı davacının zarara uğrayıp uğramadığı, yükün konişmentoda gösterilen limana tahliye edildiğinin söylenip söylenemeyeceği, bundan dolayı ek kara nakliye bedeli talep edilip edilemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Taşımanın … nolu konişmento tahtında yapıldığı belirli olup, konişmentoda atıf yapılan 13/12/2013 tarihli çarter partide tahkim klozu yer almakta ise de, çarter partinin konişmento ile birlikte davacı gönderilene ibraz edildiği dosya kapsamından anlaşılamadığından TTK ‘nun 1237/son maddesi gereğince çarterparti hükümlerinin dolayısıyla tahkim klozunun davacıyı bağlamayacağı değerlendirildiğinden tahkim itirazı yerinde görülmeyerek davanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Taşımadaki gecikme nedeniyle ortaya çıkan zararlar yönünden dava belirsiz alacak davası olarak açılmış ise de, davacı mahkememizin … D İş sayılı dosyasında gecikme zararı miktarını belirterek bu bedel üzerinden ihtiyati haciz talebinde bulunduğundan HMK’nun 107.maddesine göre belirsiz alacak davasının açılması sözkonusu olamayacağı değerlendirilerek davacının alacak miktarını belirtip harcı tamamlamasına karar verilmiş olup, davacı vekili 02/12/2015 tarihli dilekçe ile zarar miktarı 288.500,00 USD olarak beyan edip eksik harcı tamamlamıştır.
Uyuşmazlığın çözümü açısından alınan bilirkişi raporlarından 03/03/2017 tarihli 1.bilirkişi raporunda; davacı şirketin ticari defterlerinde yük sigortacısından hasar tazminatı aldığına ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı, yükün özel bir taşıma süresi kararlaştırılmaksızın taşındığı ancak makul süre içerisinde taşınmadığı, taşımada gecikme olduğunun değerlendirildiği, ancak bu gecikmeden kaynaklı olarak davacının zarara uğradığının söylenemeyeceği, konişmentodaki kayda göre davalının herhangi bir İzmir Limanına yükü boşaltmada seçimlik hakkının bulunduğu, bu nedenle ek kara nakliye bedeli istenemeyeceği, delil tespiti dosyasındaki raporlara göre davacının hasar kaynaklı zararının 24.939,21 USD olduğu, sözkonusu zarar yükün gemiye yüklenmesi ve istif kaynaklı olduğundan taşıyanın sorumluluğunun bulunduğu, zarar miktarının sınırlı sorumluluk limitleri dahilinde kaldığı, bu nedenle taşıyan tarafından tanzim edilmesi gerektiğine ilişkin görüş ve kanaat bildirilmiş olup, itirazların karşılandığı ek raporda da kök rapora benzer değerlendirmelerde bulunulmuştur.
15/10/2018 tarihli 2.bilirkişi raporunda; uyuşmazlıkta tarafların teslim için belirli bir süre kararlaştırmadıkları, geminin İzmir Limanına varıncaya kadar iki yükleme limanı ve beş tahliye limanına uğradığını, geminin kargo gemisi olup kırkambar taşımacılığı yaptığı, dosyada bulunan sefer, mesafe ve sarfedilen sürelerin yazılı olduğu tabloya göre seferin 83 günde tamamlandığının anlaşıldığı, davacının ileri sürdüğü anlamda herhangi bir gecikmenin sözkonusu olmadığı, makul süre olarak bildirilen 20-25 günlük sürenin konteyner gemileri için veya yükleme limanı … ve tahliye limanı sadece İzmir olan seferler için sözkonusu olabileceğini, ithali edilen sondaj makinasının jeotermal santralde sondaj işlemleri için kullanılmak amacıyla alındığı, makinanın Türkiye’ye getirilmesinde oluşan gecikmenin sondaj sonrası yapılacak işlemler açısından önemli olduğu, bu nedenle taşıma süresinin projeyi geciktirebilecek bir zaman aralığı olarak değerlendirildiği, gecikme bulunduğu kabul edildiği takdirde davacının gecikmeden kaynaklı zararını isteyebileceği, konişmentoda tahliye limanı olarak “İzmir main sea port” yazılı olduğu, geminin istif planında da tahliye limanı olarak İzmir’in gösterildiği, bu durumda … Limanını İzmir’in bir limanı olarak değerlendirmenin bir dayanağının bulunmadığı, dolayısıyla yükün İzmir Limanı yerine başka limana tahliye edilmesi nedeniyle oluşan 13.629,00 TL kara nakliye bedelinden davalıların sorumlu olduğu, TTK’nun 1239.maddesi uyarınca konişmentonun temiz konişmento olarak kabul edilmesi gerektiği, konişmentoda yükleme, istif ve boşaltma masraflarının yük ilgililerine ait olduğuna ilişkin bir kayıt bulunmadığı, bu sebeple yükleme ve boşaltma işlemlerinin taşıyanın ifa yardımcıları tarafından yerine getirilmekle eşya zararı bakımından taşıyanın sorumluluğunun bulunduğu, yerinde görülen hasar bedelinin 24.938,83 USD olduğu belirtilmiş olup, itirazların değerlendirildiği ek raporda da kök raporda varılan sonucu değiştirecek bir hususun bulunmadığı belirtilmiştir.
Birinci ve ikinci bilirkişi raporları arasında ortaya çıkan bir kısım çelişkilerin giderilip tarafların itirazlarının değerlendirilmesi bakımından alınan 10/01/2020 tarihli 3.bilirkişi raporunda da; konişmentodaki kayıtlara göre yükün iyi durumda taşıyan tarafından teslim alındığının kabulü gerektiği, konişmentoda fio fiost yani yükleme, istif ve boşaltma faaliyetlerinin taşıtana yada gönderilene ait olduğuna ilişkin kayıt bulunmadığından bu faaliyetlerden taşıyanın sorumlu olduğu ve taşıyanın yardımcıları tarafından yerine getirildiği sonucuna varıldığı, tespit raporlarında yükteki hasarın belirlendiği ve hasar tutarının 24.939,21 USD olarak hesaplandığının görüldüğü, tespit raporları ve önceki bilirkişi kurullarının vardıkları sonuçlara paralel olarak taşıyanın toplam 24.939,21 USD hasar bedelinden sorumlu olduğu kanaatine varıldığı, dosyada mevcut olan sefer planında taşımayı yapan geminin dört yükleme limanı ve … dahil beş tahliye limanına uğrayıp Suveyş Kanalı geçişi, limanlarda yanaşma öncesi beklemeler dikkate alındığında kırkambar yüklemeleri seferleri yapan bu tür gemiler için gerçekleşen sefer süresinin makul olduğu sonucuna varıldığı, dolayısıyla taşıma süresinde bir gecikmenin olmadığı, dosyada dava konusu vincin taşınmasında oluşan gecikme nedeniyle buna bağlı olarak elektrik üretimi tesisinin kurulumunda ve enerji üretiminde meydana geldiği iddia edilen gecikmenin süresi hakkında somut bilgi ve belgenin bulunmadığı, ayrıca birinci bilirkişi raporunda tespit edilen davacının defter kayıtlarındaki bilgileri göre dava konusu sondaj aletinin taşınma süresinin elektrik enerjisi üretimi ile ilgili herhangi bir gecikme zararına yol açmadığı kanaatine varıldığı, konişmentoda boşaltma limanı İzmir olarak gösterildiği, ayrıca varma yeri konusunda İzmir’in herhangi bir ana limanı kaydının yer aldığı, gerek …’da ayrı bir liman başkanlığının bulunması ve … Limanının İzmir Liman Başkanlığının yetki sahasına dahil olmaması gerekse … ‘de de … Limanına ilişkin bilgilerin ayrı bir başlık altında yer alması karşısında …’nın konişmento klozundaki İzmir’in herhangi bir ana limanı kapsamına girmediği kanaatine ulaşıldığı, bu çerçevede yükün kararlaştırılandan farklı bir limana boşaltılmasının neden olduğu ilave kara nakliyesi masraflarından taşıyanın sorumlu bulunduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davacının jeotermal elektrik üretim tesislerinde kullanılmak üzere CIF teslim şekline göre Çin’den satın aldığı kara sondaj makinasının … gemisi ile Çin’in … Limanından İzmir … Limanına taşındığı, taşımaya ilişkin olarak dosyada iki farklı konişmentonun bulunduğu, davalının eşyayı teslim almasına dayanak olan 31/12/2013 tarihli ilk konişmentoda … … Co Ltd ‘nin çarterir -taşıyan olarak gösterildiği, gemi acentesi olan … Gemi Acenteliği tarafından dosyaya sunulan 15/01/2014 tarihli konişmentonun ise … Inc tarafından düzenlendiği, taşımanın fiilen … tarafından … gemisi ile yerine getirilip diğer davalı … … Co Ltd ‘nin ise akdi taşıyan olduğu, taşımaya ilişkin konişmentolarda shipped on board the vessel named herein in apparent good order and condition (unless otherwise indicated) the goods or packages specified hercin yani aksi belirtilmedikçe konişmentodaki eşyanın dış görünüş olarak iyi durumda olduğu kaydının yer aldığı, bu durumda TTK’nun 1239.maddesi (f) bendine göre eşyanın taşıyan tarafından konişmentoda beyan edildiği şekilde yani iyi durumda teslim alındığının kabulü gerektiği, konişmentolarda eşyanın yüklenme, istif ve boşaltılma işlemlerinin kimin tarafından yapılacağı konusunda bir kayıt yer almadığından bu işlemlerin taşıyan tarafından yerine getirildiği ve sözkonusu faaliyetleri gerçekleştiren kişilerin de taşıyanın yardımcı şahısları olduğu sonucuna varıldığı, eşyanın tahliyesi sırasında … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D İş sayılı dosyası üzerinden yapılan tespit sonucu düzenlenen raporlarda yükteki hasarın 24.939,21 USD olarak hesaplandığı, hasarın deniz taşıması sırasında meydana geldiği sabit olduğundan davalıların TTK ‘nun 1178 ve 1191.maddeleri gereğince yük hasarından dolayı sorumlu oldukları, 24.939,21 USD hasar bedelinin sınırlı sorumluluk limiti içerisinde kaldığı sonucuna varılmıştır.
Gemi acentesi … Acenteliği tarafından dosyaya sunulan istif planına göre gemiye dört ayrı limanda yükleme yapılarak, dokuz farklı limanda tahliye işleminin gerçekleştirildiği, dosyada mevcut 26/12/2013 tarihli e posta mesajında belirtilen tahliye limanlarının istif planı ile uyumlu olduğu, dolayısıyla … gemisi ile kırkambar taşımacılığı yapılıp birden fazla limandan yükleme, birden fazla limana boşaltma işleminin gerçekleştirildiği, bu nedenle mahkememizce benimsenen üçüncü bilirkişi raporunda ayrıntısı ile açıklandığı üzere geminin sefer süresinin makul olduğu kabul edilmiştir.
Aksi kabul edilse dahi yani davacının jeotermal enerji üretimi amacıyla satın aldığı sondaj aletinin taşınmasında gecikme olduğu varsayılsa dahi davacının yasal ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucu düzenlenen birinci bilirkişi raporundaki tespitlerden hareketle dava konusu sondaj aletinin taşınma süresinin elektrik enerjisi üretimi ile ilgili herhangi bir gecikme zararına yol açmadığı kanaatine varılmıştır.
Öte yandan, taşımaya ilişkin konişmentoda boşaltma limanı olarak İzmir Limanının gösterildiği, konişmentoda ayrıca varma yeri olarak “İzmir’in herhangi bir ana limanı” kaydının yer aldığı belirli olup, …’da ayrı bir liman başkanlığının bulunması, … Limanının İzmir Liman Başkanlığının yetki sahasına dahil olmaması hususlarının yanısıra kaptanlar için hazırlanan … isimli kılavuzluk kitabında … Limanına ilişkin bilgilerin ayrı bir başlık altında yer alması hususları birlikte değerlendirildiğinde …’nın “İzmir’in herhangi bir ana limanı” kapsamına girmediği, dolayısıyla da yükün konişmentoda belirtilen limandan farklı bir limana tahliye edildiği kanaatine varılmıştır. Eşyanın İzmir Limanı yerine … Limanına tahliye edilmesinden dolayı davacının 13.629,00 TL kara nakliyesi fiyat farkı ödemek zorunda kaldığı belirli olduğundan bu tutardan dolayı davalının sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
Tüm bu tespit ve değerlendirmeler neticesinde, davalıların 24.939,21 USD yük hasarı ile 13.629,00 TL ek kara nakliye bedelinden, TTK’nun 1178 ve 1191.maddeleri gereğince davacıya karşı birlikte sorumlu oldukları kanaatine varıldığından, bu kanaat ışığında davanın kısmen kabulü ile 24.939,21 USD ‘nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek yıllık dolar faizi ile birlikte, 13.629,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 24.939,21 USD ‘nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek yıllık dolar faizi ile birlikte, 13.629,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 5.115,54 TL karar harcının 15.937,35 TL (1.698,35 TL peşin harç ile 14.239,00 TL tamamlama harcı toplamı) harçtan mahsubu ile bakiye 10.821,81 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5.115,54 TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan davanın kabul ve reddi oranına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 10.535,33 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-1 nolu davalı vekil ile temsil olunduğundan davanın kabul ve reddi oranına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 58.685,66 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 27,70 TL başvurma harcı, 475,00 TL D İş dosya gideri, 669,90 TL posta gideri ile 19.700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 20.872,60 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 1.722,22 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/02/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır