Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/12 E. 2018/479 K. 10.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2015/12 Esas
KARAR NO : 2018/479
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 05/04/2011
KARAR TARİHİ : 10/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın davalı … ile yapmış olduğu anlaşma gereğince toplam 24.000 ton çimentonun alımı ve gemi ile Libya’da teslimi konusunda anlaşma sağlandığını, anlaşma kapsamında çimentoların davalı … ‘a ait olan … isimli gemiye yüklendiğini, ancak geminin ambar duvarlarının korumalı olmaması sebebiyle yükte hasar meydana geldiğini, çimento torbalarının yırtılması sonucu çimento malzemesinin dışa döküldüğünü, Libya Mısurata Serbest Bölgesi Liman Başkanlığının düzenlediği gemi muayene tutanağında hasarın ve sebebinin tespit edildiğini, davalı … AŞ ‘nin de çimento torbalarının paketlenip gemiye elverişli bir şekilde yüklenmesi konusunda denetim görevini üstlendiğini, bu nedenle yük hasarından dolayı bu şirketinde sorumluluğunun bulunduğunu, çimento yükü gemi ile Libya’ya nakledildikten sonra alıcı tarafından çimento paketlerinin çoğunun sözleşme koşullarına uyulmadan paketlenmiş olması sebebiyle torbaların patlamış ve yırtılmış olduğunu, ayrıca yüklemenin ve istifin düzgün yapılmamış olması nedeniyle de torbaların devrilmiş olduğunun bildirildiğini, söz konusu durumu müvekkil şirket yetkilileri tarafından … firmasına iletildiğini, davalı …’in gemiyi yüke elverişli halde bulundurmaması sebebiyle diğer davalı …’inin de denetim görevini gereği gibi yerine getirmemesi sebebiyle yük hasarından sorumlu olduklarını, yükte meydana gelen zarardan dolayı müvekkili firmanın alıcı firmaya 120.000,00 USD ödeme yapmak zorunda kaldığını, ayrıca almış olduğu siparişlerin de iptal edildiğini, müvekkilinin zararından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek müvekkilinin alıcısına ödemek zorunda kaldığı 120.000,00 USD ile iptal edilen siparişlerden dolayı mahrum kalınan kar nedeniyle şimdilik 60.000,00 USD ‘nin davalıların temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflararasında imzalanan sözleşmede tahkim kaydı yer aldığından davanın tahkimde görülmesi gerektiğini, davanın TTK ‘nun 25.maddesinde düzenlenen 6 aylık süre geçtikten sonra açıldığından zamanaşımına uğradığını, ticari satımlar için 6 aylık zamanaşımı süresi öngörüldüğünü, malların teslim tarihinin 17/06/2009 olduğu halde davanın 05/04/2011 tarihinde açılması nedeniyle zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayıp ihbarının süresinde yapılmamış olmasından dolayı davacının ayıp hükümlerinden doğan talep hakkının düştüğünü, yükte meydana gelen hasardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, … Başkanlığı tarafından düzenlenen rapordaki sonuçların hangi verilere dayandırıldığının anlaşılamadığını, … Ltd tarafından düzenlenen raporun ise yükün bir kısmı boşaltıldıktan ve hatta alıcının deposuna taşındıktan sonra tanzim edildiğini, bu nedenle limandan depoya taşınma ve depodaki istifleme işlemleri sırasında meydana gelen hasarlarıda kapsar nitelikte olduğunu, ayrıca raporda ambarların sorumlu olmadığından bahsedilmediğini, … firması tarafından düzenlenen raporun ise boşaltma işlemine başlandıktan 3 gün sonra neredeyse yükün tamamı boşaltıldıktan sonra düzenlendiğini, açıklanan nedenlerle raporların güvenilir olduğundan uzak olduğunu, davacı ile müvekkili arasındaki sözleşmenin FOB klozu içermesi nedeniyle yükün geminin küpeştesini aştığı andan itibaren meydana gelen hasardan alıcının sorumlu olduğunu, TTK ‘nun 1065 ve 1066.maddeleri uyarınca malın muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmediğini, müvekkili tarafından yapılan paketleme işinin sözleşme ile kararlaştırılan koşulları ihtiva ettiğinden malın ayıp olduğunun ileri sürülemeyeceğini belirterek davanın görevsizlik, zamanaşımı ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; ayıp ihbarı yönünden TTK ‘nun 25.maddesinde düzenlenen sürelere uyulmadığından bu nedenle davanın reddi gerektiğini, davacı şirketin yetkilisi tarafından müvekkili şirkete sözlü talimat verilerek gemiye yapılacak yükleme öncesinde gemi ambar temizliği kontrolü, yüklemede numune alımı ve yükleme sırasında sayım yapılmasının istendiğini, 15/06/2009 tarihinde müvekkiline gönderilen e posta yazısı ile de tanzim edilecek gözetim raporunun ne şekilde olacağının belirtildiğini, aynı zamanda davalı … tarafından da müvekkiline talimat verildiğini, 16/06/2009 tarihli e posta yazısı ile sayım raporu, ambar temizliği raporu ve numuneleme raporu hazırlanmasının istendiğini, yine davacının 17/06/2009 tarihli e posta yazısında acenteden geminin 100 ton daha mal alarak yüklemeyi tamamladığını ve bu miktarı gemi kaptanı ile birlikte teyit etmelerinin istendiğini, ayrıca gözetim raporunun başlığının nasıl düzenleneceğine ilişkin uygunluk belgesinin de eklendiğini, dolayısıyla davacı tarafından müvekkili şirkete ambar yükleme şartı uygunluğu ve kontrolü ayrıca çimento torbalarının kontrolü konusunda talimat verilmediğini, … tarafından gönderilen 16/06/2009 tarihli e mailde yükleme sırasında resim çekilmesi istenildiğinden bu talimata uygun olarak fotoğraflar çekildiğini, söz konusu fotoğraflardan görüldüğü üzere malların gemi ambarlarına düzgün bir şekilde yüklenip istiflendiğini, müvekkili tarafından gemi kaptanına yüklenen malın ıslanmaması ve zarar görmemesi için gerekli önlemlerin alınması konusunda da ihtarname gönderildiğini, müvekkili tarafından düzenlenen uygunluk belgesi incelendiğinde yükleme denetiminin uygun şekilde yapıldığının anlaşıldığını, yapılan hizmet, mal ve gemi ambarlarının durumunun verilen talimatlara uygun olarak tutanak düzenlenmek suretiyle raporlandığını, davacı şirkete gönderilen uygunluk belgesinin hiçbir itiraz ileri sürülmeden kabul edildiğini, davacı tarafça sunulan tahliye limanı denetim raporlarından tahliye esnasında gemide herhangi bir denetim olmadığının anlaşıldığını, denetim bulguları yük gemiden tahliye edildikten sonra ve tahliye limanından 190 km uzaklıktaki alıcının deposunda saptandığını, gemi kaptanının yükleme için temiz konişmento verdiğini, bu nedenle yük hasarından dolayı müvekkilinin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Dava; gemi ile taşınan yükün hasarlanması nedeniyle davacı tarafından yurtdışındaki alıcıya ödendiği iddia edilen hasar bedeli ile kar kaybının davalılardan tahsili istemine ilişkin olup, davanın açıldığı … Denizcilik İhtisas Mahkemesi tarafından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacının temyiz istemi üzerine inceleme yapan Yargıtay … Hukuk Dairesinin 06/12/2013 tarihli bozma ilamında “Dava, taraflar arasındaki hizmet ve taşıma sözleşmeleri nedeniyle, davacıya ait emtianın hasara uğramasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin de, müvekkili ile davalılardan … A.Ş. arasında satım sözleşmesi yapıldığını, satıcı durumdaki davalının davaya konu emtiayı gemiye yükleme işini de üstlendiğini, diğer davalı … A.Ş.’nin ise survey işlemlerini yapmayı üstlendiğini, buna karşın müvekkili tarafından yurtdışına satışı yapılan emtianın gemi ile taşınması sırasında hasar gördüğünü, tüm davalıların oluşan hasar sebebiyle kusurlu ve sorumlu olduklarını ileri sürerek eldeki davayı açmış, mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda değinilen gerekçeyle, 1 yılık hak düşürücü süre ve zaman aşımı süresinin dolduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Buna karşın gerek davacı tarafça yapılan açıklamalar gerekse dosya içerisindeki bilgi ve belgeler incelendiğinde, davacı ile davalılar … A.Ş. ve … A.Ş. arasında yapılan sözleşmelerin hizmet sözleşmesi mahiyetinde bulunduğu, bu kapsamda adı geçen davalıların taşıyıcı ya da taşıyıcının ifa yardımcısı konumunda bulunmadıkları, bu suretle haklarında açılan eldeki davada zaman aşımı süresinin satım ya da taşıma sözleşmesine ilişkin zaman aşımı ve hak düşürücü sürelere tabi olmadığı göz önüne alınmaksızın, adı geçen davalılar yönünden de aynı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediği” belirtilerek verilen karar bozulmuştur.
Yargıtay … Hukuk Dairesi tarafından yapılan karar düzeltme incelemesi sonucunda ise, “Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce davacı yararına bozulmuş olduğu, bu kez davalılardan …. vekili ile … vekili karar, düzeltme isteminde bulunulduğu, davacı vekilinin, müvekkili ile davalılardan …. arasında çimento alım satımı yapıldığını, diğer davalı … A.Ş’nin ise bu anlaşma çerçevesinde çimento torbalarının paketlenip gemiye elverişli bir şekilde yüklenmesi konusunda denetim görevini üstlendiğini, davalı … A.Ş. tarafından taşıması yapılan dava konusu emtianın hasarlandığını, davalıların edimlerini yerine getirmemeleri nedeniyle müvekilinin zarara uğradığını iddia ederek tazminat isteminde bulunulduğu, mahkemece, davacı ile herbir davalı arasındaki hukuki ilişki incelenmeksizin bir yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan davanın tüm davalılar yönünden reddine karar verilip, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce bozma ilamında yazılı gerekçelerle karar davacı yararına bozulduğu, oysa, HMK’nın 33 (HUMK’nın 76) ncı maddesine göre, Hakim, Türk Kanunlarını kendiliğinden uygulamak zorunda olup, hiç şüphesiz bir davada olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime ait olduğu, bu nedenle, tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğunun olmadığı, başka bir ifadeyle, Hakim, bildirilen hukuki sebeple bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumlu olduğu, bu bağlamda, davacı vekilinin iddiası ve anılan davalılardan …. ve diğer davalı … vekilinin savunmaları çerçevesinde taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ayrı ayrı tayini ve tespiti ve bu çerçevede anılan davalıların zamanaşımı def’inin değerlendirilmesi gerekirken bu yönden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmediği, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu gerekçe ile bozulması gerekirken Dairemizce yazılı gerekçelerle bozulması doğru olmadığından davalılardan …. ve diğer davalı … vekilinin bu yönleri amaçlayan karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemiz’in 06.12.2013 gün 2012/7557 Esas, 2013/22338 karar sayılı bozma ilamının (2) nolu bendi kaldırılarak mahkeme kararının değişik bu gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerektiği” belirtilerek hükmün başka bir gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına göre davalı … AŞ yönünden daha önce verilen karar kesinleşmiş olduğundan mahkememizce davalı … ve … yönünden usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bunlar yönünden yargılamaya devam olunmuştur.
Uyuşmazlığın çözümü açısından alınan raporlardan 22/06/2015 tarihli 1.bilirkişi kurulu raporunda, davacı ile davalı … firması arasındaki ilişkinin ticari satım ilişkisi olduğu değerlendirildiğinden karar düzeltme kararı gereğince bu davalı ile ilgili dava zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu, davacıya ait zararın yükleme, boşaltma ve liman sahasında aktarma nedeniyle ve ambalaj elverişsizliğinden kaynaklandığı, toplam zararın 9.487,50 USD olarak hesaplandığı, söz konusu zarardan dolayı hernekadar davalıların ortak kusuru ve sözleşmeye aykırılıkları bulunsa da davalı … firması dışındaki davalılar yönünden zamanaşımı süresinin dolduğu, davalı … ‘nin üstlendiği hizmetin kapsamı ve bu kapsamdaki hizmetleri gereği gibi yerine getirmemesinden dolayı yani yükleme limanı aşamasındaki elverişsizliği gereği gibi denetlememesinden dolayı sorumlu olacağı, sorumluluğu gönderme limanı ile sınırlı olduğundan davacının uğramış olduğu zararın 1/2 ‘sinden sorumlu olması gerektiği, buna göre tazmin edilmesi gereken zarar miktarının 4.743,75 USD olduğu belirtilmiştir.
10/05/2016 tarihli 2.bilirkişi kurulu raporunda ise, dava konusu olayın vuku bulduğu tarihte 6762 sayılı TTK yürürlükte olup, söz konusu yasanın 25.maddesinin 5.fıkrasında CIF satış ve diğer deniz aşırı satışlar hakkındaki hususi hükümler saklı tutulduğundan 6 aylık zamanaşımı süresinin söz konusu olayda uygulanamayacağı, davalı … ile alıcı davacı arasında imzalanan 25/05/2009 tarihli sözleşmede öngörülen koşullara aykırı ambajlama ve yükleme yapılması sonucunda emtianın hasara uğradığının anlaşıldığı, bağımsız denetim görevini yüklenen … ‘nin kendi savunmasında belirttiği ve görevi olduğunu beyan ettiği “gemi ambar temizliği kontrolü” yapılmamış olmasından kaynaklanan sling torbalardaki hasardan dolayı …’nin satıcı ile birlikte sorumlu bulunduğu, hasarı tespiti noktasında iki farklı bağımsız şirkete yaptırılmış olan denetim raporlarında yükleme ve istiflemenin hatalı olmasından kaynaklanan hasar için raporlardan birinde her bir slingde 3-7 adet, diğer raporda da 4-8 adet hasarlı çimento torbasının bulunduğunun tespit edildiği, ayrıca miktar olarak denetlenen slinglerin % 10 ‘unun hasarlı olduğu veya hasarlı çuvallar içerdiğinin belirtildiği, gözetim raporuna göre toplamda 4.600 adet sling bags yüklendiği, denetim raporundaki % 10 hesabına göre bu slinglerin 460 tanesinde hasarlı çimento torbalarının bulunduğu, her bir sling bags içinde ortalama 5,5 adedinin hasarlı olacağı varsayıldığında (denetim firması takdiri bir örnekleme ile % 10 rakamına ulaştığından) en fazla hasarlı olandan hesaplama yapılması gerektiği benimsendiğinde 460 x 8 = 3.680 çuvalın hasarlı olduğundan bahsedilebileceği, birim çuval ağırlığı 50 kg olduğundan hasarlı yük miktarının toplam 184.000 kg, 184 mt olarak tespit edildiği, çimento fiyatının 18/06/2009 tarihli faturaya göre 75,00 USD /mt olduğundan toplam hasar tutarının 13.800,00 USD ‘ye tekabül ettiği, 22/06/2015 tarihli bilirkişi raporuna göre oluşan zararın hem yüklemede hem tahliyede olduğu konusunda görüş bildirilmiş olsa da, bağımsız denetleme raporlarına göre zararın oluşumundaki etkenin yükleme ve sling bagslerin ambara yerleştirilmesinin usulüne uygun yapılmamasından kaynaklandığı, bu nedenle oluşan hasarın yükleme ve tahliye arasında kusur olarak pay edilmesinin yerinde görülmediği, buna göre toplam hasar miktarının 13.800,00 USD olup, söz konusu hasardan dolayı davalı … ve davalı … ‘nin müştereken sorumlu oldukları yönünde kanaat bildirilmiştir.
22/01/2018 tarihli 3.bilirkişi kurulu raporunda, hasarın çimentoların torbalanmasından ve ambalajlanmasından kaynaklanmadığı, davacı ile davalılardan … arasında çimento satışına ilişkin FOB kayıtlı ticari satış sözleşmesinin davacı ile … arasında da yüklemenin denetlenmesine ilişkin iş görme sözleşmesinin mevcut olduğu, … ‘nin denetleme faaliyetlerinin kapsamı konusunda taraflararasında uyuşmazlık olduğu, uyuşmazlığın çözümünde ticari teamüllerin dikkate alınması gerektiği, buna göre …’nin hasardan dolayı sorumlu olduğunun kabul edilebileceği, ayıp ihbarı ve zamanaşımı süresine yönelik savunmaların değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu, ayrıca davacının kar kaybını gösterir olguların dosya kapsamında mevcut olmadığı, dosyaya ibraz ettiği 120.000,00 USD bedelli belgenin ve faturanın delil olarak ispat gücünün mahkemenin takdirinde olduğu, belgeye itibar edilse dahi davacının talep edebileceği zarar toplamının 9.487,50 USD olarak hesaplandığı, vaki zarardan 1/2 ‘sine isabet eden gönderme limanında ortaya çıktığı belirlenen 4.743,75 USD zararın tazmin edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
30/10/2018 tarihli son bilirkişi kurulu raporunda da, gemiye yüklemenin uygun ekipman ve teçhizat kullanılarak yapılması işinin … firmasının sorumluğunda olduğu, big bags adı verilen büyük çuvallar içerisinde yüklerin yüklenmesi ile ilgili gözetim işinin de …’nin sorumluluğunda bulunduğu, sorumluluğu tedarik sözleşmesi ile hüküm altına alınan …’in yüklemeyi uygun ekipman ve teçhizat kullanarak yapmaması diğer davalı …’nin de gözetim görevini gereği gibi yerine getirmeyip yükün uygun yüklenmesi için gerekli tedbirleri almamasından dolayı birlikte sorumlu bulundukları, hasara ilişkin olarak tahliye sırasında ve sonrasında alıcının deposunda yapılmış olan üç ayrı ekspertiz raporunun dosyaya sunulduğu, bu raporlardan yükteki hasarın iki nedenle meydana geldiğinin gözlendiği, bunlardan ilkinin yükleme sırasında uygun aparat kullanılmaması, diğerinin ise çuvalların ambar içerisindeki posta / kemerelere yaslanması sonucu oluştuğunun anlaşıldığı, bu kapsamda davalılar … ile … firmalarının sadece yükleme limanında yükleme sırasında uygun aparat kullanılmaması ve çuvalların ambar içerisideki posta / kemerelere yaslanması sonucunda oluştuğu anlaşılan hasarlardan sorumlu tutulabileceği, tahliye limanında meydana gelen hasardan dolayı sorumluluklarının bulunmadığı, gemiye 4.600 bağ yükleme yapıldığı, yükün % 10 ‘u kadarının hasarlı olduğu, buna göre hasarlı çimentonun 126.5 metrikton olabileceğinin değerlendirildiği, satış faturasında yükün tonu 75,00 USD olarak belirtildiğinden buna göre zarar miktarının 126,5 metrikton x 75,00 USD = 9.487,50 USD olarak tespit edildiği, davalıların sadece yükleme limanında oluşan hasardan sorumlu oldukları değerlendirildiğinde buna göre sorumlu olacakları hasar miktarının 4.743,75 USD olması gerektiği, Yargıtay’ın davacı ile … arasındaki hukuki ilişki için yapmış olduğu nitelendirme esas alındığı takdirde bozma ilamında da belirtildiği şekilde zamanaşımının …’e yöneltilen tazminat talepleri bakımından dolmadığının kabul edilmesi gerektiği, zira tahliye işlemi … için de borca aykırı bir fiil teşkil edeceğinden zamanaşımı süresi tahliyenin gerçekleştirildiği tarih olan 25/06/2009 dan itibaren işlemeye başlayacağı, buna karşın … ile davacı arasındaki hukuki ilişki taşıma sözleşmesi olarak nitelendirildiğinde dava tarihi itibariyle bir yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olacağı, … yöneltilen talepler bakımından ise zamanaşımı süresinin dolmadığı belirtilmiştir.
Uyulan bozma ilamında davacı yanın iddiası ve davalıların savunmaları çerçevesinde taraflararasındaki hukuki ilişkinin ayrı ayrı tayini ve tespiti, bu kapsamda davalıların zamanaşımı def’ileri ile uyuşmazlığın esastan çözümlenmesi gerektiği belirtildiğinden taraflararasındaki hukuki ilişkinin nitelendirilebilmesi için öncelikle tarafların yerine getirmekle yükümlü oldukları edimler açısından teknik yönden inceleme yapılması gerekmektedir.
Dosya kapsamına göre; davacı ile davalı … arasında çimento satışı konusunda anlaşma yapıldığı, yine davacı ile davalı … arasında sözleşmesel ilişkinin kurulup, satılan çimentoların taşınması ile ilgili olarak … ‘nin denetleme yükümlülüğünü üstlendiği konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. 25/05/2009 tarihli … Tedarik Sözleşmesinin FOB satış esasına göre düzenlendiği, sözleşmede çimentoyu taşıyacak geminin alıcı davacı tarafından ayarlanacağı, taşıyıcı riskinin de davacıya ait olduğu, yüklemeden ise satıcı …’in sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf çimentolarda ortaya çıkan hasarın emtianın sözleşmede belirtilen özelliklere aykırı şekilde ambalajlanmış olmasından, emtianın yüklenmesi sırasındaki özensizlikten kaynaklandığını ileri sürmektedir. Emtianın nasıl ambalajlanacağı sözleşmenin ikinci maddesinde belirtilmiş olup, davalı …’in bu yöndeki edimini gereği gibi ifa ettiğinden bahsedebilmek için ambalajlamanın bu hükme uygun yapılması ve sözleşme konusu emtianın uygun bir şekilde gemiye yüklenmesi gerekmektedir. Bilirkişi raporlarına göre emtiada meydana gelen hasarın birinci türünün 1.500 kg ağırlığındaki big bags diye tabir edilen ve çimento torbalarının içine konulduğu büyük çuvalların direk olarak maruz kaldığı hasarlarla ilgili olduğu, çuvallardaki hasarın ise ambar içindeki posta, kemere ve braketlere yaslanması sonucu oluştuğu anlaşılmaktadır. Big bagslerin içindeki çimento torbalarının yırtılmasının ve patlamasının esas sebebinin ise yanlış elleçleme ve doğru ekipman kullanılmaması sonucunda torbaların yüksek basınca maruz kalması ile oluştuğu tespit edilmiştir. Bu durumda, çimentolardaki hasarın sebebinin torbalanma yani ambalajlanmadan kaynaklanmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bilirkişi raporlarında taşımanın yapıldığı … gemisinin ambarlarında posta, kemere ve bıraketlere denk gelen ambar alabandalarına baş, kıç perdelere bir marangoz çalışması ile tahta daneç ve kontür plak kullanılarak yapılacak bir koruma duvarı ile hasarın önüne geçilebileceği değerlendirilmesi yapıldığından, geminin yüke elverişli olmadığı söylenemeyecektir.
Satış sözleşmesinde yükün satıcı tarafından yükleneceği ve satıcının limandaki sahil vinçlerinin riziko ve masrafları kendisine ait olmak üzere kullanacağı belirtilmiş olduğundan yükleme sırasında uygun ekipman ve teçhizat kullanılarak elleçleme yapılması ve gemi ambarında gerekli olan daneç ve kontör plak kullanımının sağlanması …’in sorumluluğu altındadır.
Davalı … ‘nin denetleme yükümlülüğünü üstlendiği belirli olup, bu konuda taraflararasında yazılı bir sözleşmenin düzenlenmediği anlaşılmaktadır. Davacı taraf … ‘nin denetleme yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediğini ileri sürerken … vekili ise davacının telefon aracılığıyla talimat verdiğini, verilen talimatlar arasında emtianın ambalajının kontrolünün yer almadığını, bu nedenle ambalaj konusunda bir denetim yapılmadığını beyan etmektedir. Bu noktada, taraflararasında çimentoların ambalajlarının … tarafından denetlenmediği konusunda bir ihtilaf bulunmayıp, ancak davalı taraf bu yönde bir yükümlülüğünün bulunmadığını iddia etmektedir. Dosyaya delil olarak sunulan 15/06/2009 tarihli e posta yazısında davalı …’ye bu yönde verilmiş bir talimat varsa dahi bu talimatın kapsamının ne olduğu e posta metninden anlaşılamamaktadır. E posta metninin ekinde ise gözetim raporunun başlığının nasıl olacağı belirtilmektedir. Bu belgenin içeriğinde malların tanımının yapıldığı, bu tanım yapılırken malların ambalajlanma özelliklerinden de bahsedildiği, davalının da hazırladığı uygunluk belgesini buna göre düzenlediği belirlidir. Bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere … davacı şirket yetkilisinin açtığı telefon ve gönderdiği e posta yazışmalarına göre gemi ambar temizliği kontrolü, yüklemede numune alımı, yükleme sırasında sayım yapılarak miktar tespiti işini üstlendiği, yapılan talebe göre tayyl (sayım) raporu, ambar temizliği raporu ve numuneleme raporu tanzim ettiği, … ‘nin sürekli olarak limanda bu tür görevleri yapmakta olan bir firma olup, yüklerin ambara nasıl yerleştirileceği ve nasıl elleçleme yapılması gerektiğini bilebilecek durumda olduğu, bu nedenle …’nin görevinin sadece gemiye yüklenen çuvalların haricen durumuna, hasarlı veya hasarsız olduğuna bakmaksızın sayım yapmaktan ibaret olduğunun söylenemeyeceği, dosyadaki bağımsız denetim raporlarına göre yük hasarının oluşmasında asıl etkenin yükleme ve sling bagslerin ambara yerleştirilmesinin usulüne uygun yapılmamasından ambarlarda daneç ve kontörplaklarla gerekli önlemlerin alınmamasından kaynaklandığı anlaşıldığından bu noktada denetim firması olan … ‘sinin de hasarın oluşmasında … ile birlikte sorumluluğunun bulunduğu değerlendirilmiştir.
Bu tespitler ışığında davacı ile davalı … arasındaki hukuki ilişkinin bir satım ilişkisi olduğu, yük hasarının ise ambalaj hatasından değil elleçleme ve yükün ambara yerleştirilmesi sırasındaki gereken önlemlerin alınmamasından kaynaklandığı, bu durumun sözleşmeye aykırılık olarak değerlendirilmesi gerektiği, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK hükümlerine göre alıcının ayıp nedeniyle başvurabileceği seçimlik haklardan yararlanmayıp, BK’nun 96.maddesi gereğince sözleşmeye aykırılık nedeniyle zararını tahsil etme yoluna gidebileceği, BK’nun 96.maddesine göre açılan davada zamanaşımı süresinin BK ‘nun 125.maddesine göre 10 yıl olduğu, eldeki davanın da bu nitelikte bir dava olup, 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, öte yandan davacı ile davalı … arasındaki hukuki ilişkinin ise BK ‘nun 313 ve devamı maddelerinde sevkedilen hizmet sözleşmesi niteliğinde olduğu, hizmet sözleşmesinden kaynaklı davalarında BK ‘nun 125.maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, dolayısıyla her iki davalı yönünden dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı kanaatine varıldığından, davalıların zamanaşımı def’inin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Yüke ilişkin gözetim raporuna göre, gemiye toplamda 4106 adet sling bags yüklendiği, slinglerin 460 tanesinin içerisindeki çimento torbalarında hasar meydana geldiği, ortalama olarak 5,5 adet hasarlı çimento olduğu, buna göre 460 sling bags içerisinde bulunan çimento torbalarından 460 x 5,5 = 2.530 adet torbanın hasarlı olduğu, her bir torba 50 kg ağırlığında olduğundan hasarlı emtianın 120,5 metriktona tekabül ettiği, yükün birim tonunu gösteren 18/06/2009 tarihli faturadaki 75,00 USD birim fiyat üzerinden hasar miktarının 9.487,50 USD olduğu, söz konusu hasarın hem yükleme hem de tahliye limanında oluşan hasarlarla ilgili olup, tahliye sırasında oluşan hasarların toplam hasarın yarısını oluşturduğu nazara alındığında yükleme limanında oluşan ve davalı … ile … ‘nin birlikte sorumlu olduğu kabul edilen hasar miktarının 4.743,75 USD olabileceği kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça yük hasarından dolayı alıcıya 120.000,00 USD tazminat ödemesi yapıldığı ileri sürülerek, ödemeyi ispat için alıcı … şirketi tarafından düzenlenen 09/07/2009 tarihli 120.000 USD tutarlı ödeme belgesi ile yine alıcı şirketin düzenlediği 07/07/2009 tarihli … nolu 120.000 USD tutarlı fatura sunulmuş ise de, davacının davalılardan ancak gerçek hasar miktarını talep edebileceği, dosya kapsamına göre yükte meydana gelen gerçek hasar miktarının 9.487,50 USD olup, hasarın yükleme limanında ve tahliye limanında ortaya çıktığı anlaşıldığından davalıların yükleme limanındaki hasardan dolayı sorumlu tutulabilecekleri, buna göre davacının isteyebileceği hasar miktarının 4.743,75 USD olduğu kabul edilmiştir. Öte yandan davacı hasardan dolayı siparişlerinin iptal edildiğini, bu nedenle zarara uğradığını herhangi bir delille ispat edemediğinden kar kaybına ilişkin talebi de yerinde görülmeyerek tüm bu değerlendirmeler sonucunda davalı … AŞ ile davalı … AŞ hakkındaki davanın kısmen kabulü ile 4.743,75 USD ‘nin 14/12/2009 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek dolar faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davalı … Ticaret Şirketi hakkında daha önce verilen karar kesinleşmiş olduğundan bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı … AŞ ile davalı … AŞ hakkındaki davanın KISMEN KABULÜ ile 4.743,75 USD ‘nin 14/12/2009 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek Dolar faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 498,25 TL karar harcının 3.875,85 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 3.377,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
498,25 TL peşin harcın davalılar … ve Ticaret AŞ ile … AŞ ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan davanın kabul ve reddi oranına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılar … AŞ ile … AŞ ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar … AŞ ile … AŞ vekil ile temsil olunduğundan davanın kabul ve reddi oranına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 22.118,44 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 18,40 TL başvurma harcı, 190,00 TL posta gideri ile 13.900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 14.108,40 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 371,81 TL’sinin davalılar … ve Ticaret AŞ ile … AŞ ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … AŞ tarafından yapılan 311,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 302,80 TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine, bakiye giderin bu davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … AŞ tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde bu davalıya iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı … vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalı … ‘ın yokluğunda, verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/12/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır