Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/909 E. 2018/280 K. 09.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2014/909 Esas
KARAR NO : 2018/280

DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2014
KARAR TARİHİ : 09/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … Tersaneler Bölgesinde gemi bakım ve onarım işiyle iştigal ettiğini, davalının … isimli geminin bakım ve onarım işlerinin yapılması konusunda müvekkili ile görüşmelere başladığında yüksek oranda iskonto yapıldığı takdirde … (…) isimli gemiyide bakım onarım işleri için tersaneye getireceğini vadetmiş olduğundan müvekkili şirketin her iki geminin de işlerini alabilmek amacıyla donatanla her iki gemi için bakım onarım sözleşmesi yaptığını ve fiyattan % 21 oranında indirim hakkı sağlandığını, ilk gemi olan … ‘in bakım, onarım ve havuzlama işleri için % 21 oranında indirim uygulandığını, aradaki anlaşmaya göre davalının ikinci gemi ile 09-10 Nisan 2014 tarihinde …’ya getirmesi kararlaştırıldığından öngörülen tarihte söz konusu gemi için yüzer havuzun boş vaziyette hazır bulundurulduğunu, ancak davalı donatanın gemiyi tersane havuzuna getirmeyi iptal ettiğini bildirdiğini, geminin şuanda …’da başka bir tersanede bakım ve onarım gördüğünü, davalının sözleşmeye aykırı bu davranışı nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, taraflararasındaki 31/08/2013 tarihli sözleşmenin iptal hükmünü içeren 15.maddesinde gemi sahibinin sözleşmeyi iptal etmesi durumunda maddi tazminat olarak tersaneye 100.000,00 USD ödemeyi ve tersane zararlarını karşılamayı kabul ettiğini, bu nedenle davalının sözleşmede yer alan edimini yerine getirmemesi nedeniyle davalı donatanın 100.000,00 USD tutarındaki tazminatı faizi ile birlikte ödemesi ve geminin üzerine haciz konularak seferden men edilmesine karar verilmesini talep etme zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek öncelikle … IMO nolu … isimli geminin ihtiyaten haczine ve seferden men edilmesine karar verilmesini, tazminat yönünden ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00 USD’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacak deniz alacağı mahiyetinde olmadığından mahkemenin görevsiz olduğunu, davacı tarafın davasını dayandırdığı sözleşme uyarınca … (…) Mahkemelerinin yetkili bulunduğunu, bu nedenle davanın öncelikle görevsizlik ve yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiğini, taraflararasında … (…) gemisinin tamir ve bakım işleri için akdedilmiş bir sözleşme olmadığını, bunun davacı tarafından dosyaya sunulan 31/08/2013 tarihli belgeden anlaşıldığını, zira Bon Vent isimli gemiye ilişkin anlaşmanın fiyat maddesinde … yeni adı ….isimli geminin de tersanede bakım onarıma ilişkin kesin bağlantı yapılması kaydı şartı ile % 21 oranında fiyattan indirim uygulanacağının kararlaştırıldığını, buna göre davacı tarafın bahsettiği 31/08/2013 tarihli anlaşmanın … gemisinin bakım onarım işine ilişkin olup, … gemisinin de o tarihteki donatanına sözleşme ile indirimli oranı yaptırma hakkının tanındığını, dolayısıyla indirim hakkının kullanılmasının geminin 31/08/2013 tarihteki donatanına ait olduğunu, geminin tersaneye giriş tarihlerinin ayarlanıp, kesin bağlantı yapılmadıkça bu hakkın kullanıldığından bahsedilemeyeceğini, … isimli geminin sörveyinin 5 Nisana kadar yapılması gerektiğinin davacı tarafa bildirildiğini, davacı tersanenin ise cevaben tersanenin 10 Nisanda uygun olduğunu belirttiğini, tersane 5 Nisan 2014 tarihine kadar müsait olmadığından geminin 31/08/2013 tarihindeki donatanı tarafından indirimli opsiyon hakkının kullanılamadığını, yapılacak bakım ve tamir işinin ne olduğu, neye ilişkin olduğu ve ne zaman yapılacağı ile ücret konusunda tarafların açık bir şekilde uyuşması gerektiğini, oysa ki mevcut ihtilafta davacı tarafça tek taraflı olarak dava konusu olmayan … isimli geminin tamir ve bakım işlerinin yanısıra … gemisinin de tamir ve bakım işlerinin davacı tarafa yaptırılması halinde bir indirim uygulanacağının taahhüt edildiğini, davalı tarafından bu teklifin kabul edilmediğini, dolayısıyla tarafların iradelerinin eser sözleşmesinin esaslık unsurları konusunda uyuşmadığını, bundan dolayı da sözleşmenin varlığından söz edilemeyeceğini, aksi kabul edilse dahi sözleşmeden sonra geminin mülkiyetinin el değiştirdiğini, iddia edilen alacaktan dolayı geminin yeni malikinin sorumlu olamayacağını, zira … isimli geminin davacı tarafından sözleşmenin akdedildiği iddia edilen tarihteki malikinin … olduğunu, davalı Zen şirketinin ise Aralık 2013 tarihinden itibaren malik olarak sicile kaydedildiğini, dolayısıyla iddia edilen sözleşmenin ancak davadışı … ‘yi bağlayacağını, öte yandan sözleşmedeki cezai şarta ilişkin hükmün genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, bu nedenle geçerli sayılamayacağını savunarak davanın görevsizlik, yetkisizlik ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; sözleşmenin feshi nedeniyle cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkin olup, TTK ‘nun 1352.maddesi (m) bendinde geminin yapımı, onarımı, donatılması niteliğindeki değişikliklerden kaynaklanan alacaklar deniz alacağı sayıldığından dava konusu tazminat talebinin de deniz alacağının fer’i niteliğinde bir alacak olmasının yanısıra dava dilekçesinde cezai şartla birlikte TTK ‘nun 1352.maddesi gereğince ihtiyati haciz talep edilmesinden dolayı TTK ‘nun 5/2.maddesi gereğince Deniz İhtisas Mahkemesi sıfatıyla mahkememizin görevli ve yetkili olduğu anlaşıldığından, görev ve yetki itirazı yerinde görülmeyerek davanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Davalı vekili tarafından … gemisinin sözleşmenin akdedildiği tarihteki malikinin … olduğu, davalı şirketin ise Aralık 2013 tarihinde kayıtlı malik olduğunu, iddia edilen sözleşme 31/08/2013 tarihinde akdedildiğinden sözleşme hükümlerinin davadışı eski maliki bağlayacağı ileri sürülerek husumet itirazında bulunulmuş ise de, davanın dayanağını oluşturan sözleşmenin icap (teklif) ve kabul yöntemine göre kurulduğu, teklifin davacı şirket tarafından … LTD şirketine yani davalıya yapıldığı, fiyat teklifinin verildiği 31/08/2013 tarihinde davalı şirket … isimli geminin kayıtlı maliki gözükmese de malik sıfatıyla sözleşmeyi düzenleyip, daha sonra resmi olarak gemiyi üzerine aldığı anlaşıldığından sözleşmenin ve sözleşme hükümlerinin tarafı sayılacağı değerlendirildiğinden davalının husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilinin delil olarak sunduğu 31/08/2013 tarihli sözleşmenin konu bölümünde “… gemisi – havuzlama ve tamiratlar” olarak belirtildiği, sözleşmenin giriş maddesinde de “…başlıkta büyük harflerle belirtilen gemiyle ilgili şartnameye göre ve ekteki fiyat teklifimize dayanarak hazırlamış olduğumuz fiyat teklifimizi sunmaktan memnuniyet duyarız.” ibaresinin yer aldığı, fiyat bölümünde ise “ekli fiyatlandırma esaslarında belirtilen işin niteliklerine dayalı olarak fiyat teklifimiz 114.168,00 Amerikan Dolarıdır. Nihai bedel gemide alınan ölçümlere ve gemi üzerinde yapılan hizmetlerin gerçek tutarlarına uygun olarak doka alma ve tamir işlemlerinin sonunda hesaplanacaktır.” hükmünün yer aldığı, fiyat maddesinin devamında “…. ve … gemilerinin ikisinin de tersanemize kesin rezervasyonunun verilmesi şartıyla gemilerin fiyat teklifleri üzerinde % 21 oranında indirim uygulanacağı” ‘nın kabul edildiği belirlidir. Taraflararasında yapılan mail yazışmaları ve dosya kapsamına göre … isimli geminin davacıya ait tersanede bakım onarım işlerinin yapıldığı, sözleşmede belirtilen 114.168,00 Amerikan Doları üzerinden % 21 oranı üzerinden iskonto yapılarak, iskontolu tutarın davacıya ödendiği anlaşılmaktadır.
Davacının cezai şart niteliğindeki tazminat talebinin dayanağı sözleşmenin iptal başlıklı 15.maddesine dayanmaktadır. 15.maddede “gemi sahibi tarafından bir iptal söz konusu olduğunda, tersaneye maddi tazminat yoluyla tahmini sözleşme bedelinin % 25 ‘i oranında veya 100.000,00 Amerikan Doları tutarında bir iptal ücreti (hangi miktar daha yüksek olursa) ödemeyi ve tersanenin zararlarını karşılamayı kabul eder.” hükmünün yer aldığı görülmektedir. Davacı vekili davalının …. isimli gemiyi müvekkiline ait tersanede tamir ettirmemiş olması nedeniyle sözleşmenin anılan hükmüne dayanılarak 100.000,00 USD tazminat ödemesi gerektiğini iddia etmektedir.
Uyuşmazlığın çözümü açısından alınan bilirkişi raporlarından, 03/11/2015 tarihli birinci raporda; taraflararasında …. (…) gemisine ilişkin olarak taraflararasında kurulmuş bir sözleşme mevcut olmadığından davacının sözleşmeyi feshi nedeniyle talep ettiği maddi tazminat yani cezai şart talebinin yerinde olmadığı belirtilmiştir.
09/05/2016 tarihli ikinci raporda ise; birinci gemi için yapılan sözleşmeye istinaden … isimli gemi için de sözleşmenin geçerli olacağı, geminin mülkiyetinin el değiştirmesi sebebi ile 03/08/2013 tarihinde yapılmış olan sözleşmeden şirketler arasında organik bağ bulunması nedeniyle davalı yeni malikin de sorumlu olacağı, davacının 100.000,00 USD cezai şart talebine dayanak oluşturan sözleşme hükmünü içeren belgenin altında davalının imzası bulunmadığından cezai şart talebinin davalıya karşı ileri sürülemeyeceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Aynı heyet tarafından düzenlenen ek raporda da; sözleşme bedelinin kararlaştırılma biçimi davalının … isimli gemi için % 21 iskontolu ödeme yaptığı gözönüne alınarak davalının sözleşmeye aykırı tutumu sonrasında davacının zarara uğrama ihtimalinin bulunduğu, tacirlerin taraf olduğu sözleşmeye genel işlem şartları hükümlerinin uygulanabileceği, ceza koşulunu da içeren hükümlerin yürürlükte olduğu ve içerik denetiminin mahkemece yapılmasının elzem olacağı belirtilmiştir.
05/03/2018 tarihli üçüncü raporda ise; taraflararasında akdedilen sözleşmenin ikinci gemi olan … için de geçerli olacağı, sözleşme ile yükümlülük altına giren tarafın davalı taraf olduğu, davalının sözleşmeyi ihlalden dolayı sorumlu olması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller ve bilirkişi raporlarının birlikte değerlendirilmesi neticesinde, taraflararasında teklif ve kabul yöntemine göre akdedilen sözleşmenin konusunun … isimli geminin havuzlama ve tamir işlerine ilişkin olduğu, fiyat teklifinin de … gemisi için verildiği, sözleşmede davalı tarafın … (…) isimli gemiyi de tamir ettirmesi halinde gemilerin fiyat teklifi üzerinden % 21 oranında indirim yapılacağının kabul edildiği, sözleşmenin eki olarak sunulan “Gemi Tamir Sözleşmesinin Standart Şart ve Koşulları” başlıklı belgenin 15.maddesinde, gemi sahibinin bir iptal yapması durumunda tersaneye sözleşme bedelinin % 25 oranında veya 100.000,00 Amerikan Doları tutarında (hangisi daha yüksek olursa) iptal ücreti ödeyeceği kararlaştırılmış olup, davacı taraf … gemisinin tamir işlerinin yaptırılmamış olmasından dolayı anılan cezai şart maddesine dayanarak davalıdan tazminat talebinde bulunmuş ise de, cezai şart hükmünün yer aldığı belgede davalı şirketin imzasının yer almadığı gibi tarafların … gemisi için anlaşma yaptıkları, buna ilaveten …. gemisinin de tamir için tersaneye getirilmesi halinde fiyat teklifinden % 21 oranında indirim yapılmasının kararlaştırıldığı, sözleşmenin eki olan hükümler içerisinde yer alan cezai şart maddesinin geçerli olduğu kabul edilse dahi, bu maddenin Bon Vent isimli gemi için yapılan sözleşmenin eki sayılacağı, bundan dolayı … isimli geminin tamir edilmemesinden dolayı sözleşmeye aykırılıktan yada sözleşmenin iptalinden söz edilemeyeceği, iki geminin birlikte tamir edilmesi halinde teklif edilen fiyat üzerinden % 21 oranında iskonto yapılacağının taraflarca kabul edilip, tamir edilen …. isimli gemi için teklif edilen tutardan % 21 oranında fiyat indiriminin yapıldığı dosya kapsamına sabit olduğundan, ikinci geminin tersaneye götürülmemesinden dolayı davacının ancak indirim yapılan tutarı isteyebileceği, ancak bunun dava konusu yapılmadığı, sonuç olarak davacının sözleşmenin feshinden dolayı tazminat – cezai şart talep etme koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığından bu kanaat ışığında davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 35,90 TL karar harcının 3.592,45 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 3.556,55 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 18.571,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 130,00 TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/07/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır