Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/762 E. 2018/177 K. 19.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
ESAS NO : 2014/815 Esas
KARAR NO : 2018/175
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/12/2013
KARAR TARİHİ : 19/04/2018
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından yönetim sözleşmesi ile işletilen … Bayraklı … isimli geminin 18/09/2013 tarihinde davalı kaptanın hatası sebebi ile karaya oturduğunu, geminin suların yükselmesi ile tekrar yüzdürülmesi liman devletinin talimatları doğrultusunda gerekli kontrollerinin yapılarak emniyetli bir şekilde seyri sefer haline getirilmesi için müvekkili şirketin 2,3 günlük zaman kaybına uğratıldığını, kaza sebebinin yolculuğa ilişkin sefer planının yanlış çizilmesi, hatalı çizilen planın kontrol edilmemesi gibi denizcilik kurallarının uygulanmaması ihmalleri zincirine bağlı olduğunu olayın ana sebebinin kontrolsüzlük ve dikkatsizlik olarak davalı kaptanın şirket merkezine gönderdiği maillerde belirtildiğini TTK ‘nın 1088. ve 1089. Maddelerinde özen yükümlülüğü ve sorumluluğu hususlarına yer verildiğini, kaza sebebi ile müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek alacağın belirli hale gelinceye kadar 5.000 TL maddi 20.000 TL prestij kaybına ilişkin tazminatın davalıdan tahsiline ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya ön inceleme gün ve saati usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş cevap sunulmamıştır.
Dava; davacı şirketin işleteni olduğu … Bayraklı … isimli geminin davalı kaptanın hatası sebebi ile karaya oturmasından dolayı oluştuğu belirtilen maddi ve prestij kaybına ilişkin tazminatın davalıdan tahsiline ilişkindir.
Davacı vekilince davaya ilişkin tüm delilleri belge ve dayanakları ile birlikte dosyaya sunulmuş ve davacı vekilince dava dilekçesindeki taleplerine yönelik ayrıntılı beyan ve açıklamaları07/10/2015 tarihli dilekçe ile dosyaya sunulmuştur.
Tanık … beyanında, davacı şirkette karada yetkilendirilmiş kişi olarak çalıştığını, şirkete ait olan … adlı geminin karaya oturduğu bilgisinin şirkete gelmesi ile kendisinin konuyla ilgili olarak soruşturma yapmak üzere geminin tahliye edildiği İtalya’daki limana gittiğini, orada kaptanda dahil olmak üzere bazı kişileri dinlediğini ve dinlediği kişilerden birisinin de davalı olan kaptan olduğunu, kaptanın kendisine dördüncü kaptanı rotayı çizmek için görevlendirdiğini ve onun da rotayı çizerek üçüncü kaptana verdiğini, ancak vardiyanın ikinci kaptanda olmasına rağmen dördüncü kaptan üçüncü kaptan olarak görev yaptığını söz konusu çizilen rotanın ikinci kaptan görevde iken geminin karaya oturmasının gerçekleştiğini, rotanın çizilmesinden sonraki usulün gemi kaptanının rotayı imzalaması ve onaylaması olduğunu, söz konusu rotanın onaylandığını ancak kontrol edilmediğini ayrıca kaptanın dördüncü kaptanı üçüncü kaptan olarak görevlendirmesi durumunda, bu görevlendirmenin şirkete sorularak yapılmasının gerektiğini, kendisinin dördüncü kaptanı da dinlediğinde aslında rotayı kendisinin çizdiğini, ancak kaptanın rotayı üçüncü kaptana çizdirdiğini, kendisine de hiçkimsenin rotayı kontrol etmesini söylemediğini ifade ettiğini belirtmiştir.
Tanık … beyanında, … gemisinde dördüncü kaptan olarak görev yaptığını, … dan … ya sefer yaptıkları sırada daha doğrusu kendisinin uyuduğu bir sırada geminin karaya oturduğunu, uyandığında gemiyi karaya oturmuş vaziyette gördüğünü, gemide rotayı üçüncü kaptanın çizip , birinci kaptan tarafından onaylandığını, üçüncü kaptanın çizdiği rotanın birinci kaptan tarafından herhangi bir kontrol yapılmadan onaylandığını, bu hususu kendisinin herhangi birinden duymama gerek olmadığını, birinci kaptanın kontrol ederek rotayı onaylamış olsa idi böyle bir kazanın meydana gelmesi söz konusu olmayacağını, kendisinin de aynı gemide davalı ile çalıştığı sırada rotayı çizdi zamanlar olduğunu, rotayı çizdiğinde üçüncü kaptan olarak görev yapmakta olup, çizdiği rotanın zorla kontrolünü yaptırmakta idim, kazanın oluşunda bu durumun etken olduğunu, olayın gerçekleştiği yerde iki tane şamandıra olup, güzergahımızın farklı olması gerektiğini kendilerinin iki şamandra arasından geçtikleri için kazanın oluştuğunu, iki şamandıra arası sığlık bir bölge olduğunu belirtmiştir.
Mahkememizce yapılan inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda, dosyaya sunulan tüm belgeler uyarınca davalı gemi kaptanının geminin dover limanında karaya oturması sırasında gemide görev yaptığının tespit edildiğini, surveyin sürdürülmesi sırasında gemi kaptanının basiretli bir kaptanın sergilemesi gereken özeni sergilemesi gerektiğini , uyuşmazlığa konu davada davalı kaptanın rotayı 4 nolu kaptana çizdirdiği ve çizilen bu rotanın 3 numaralı kaptana teslim edildiği bu vakaları takiben davalı kaptanını çizilen rotayı denetlemediği, geminin karaya oturması vakasının bu silsile sonucunda meydana geldiğinin iddia edilip tanık beyanlarında davalı kaptanın rotayı denetlemeyerek özen yükümlülüğüne aykırı davrandığının ima edildiği 3 ve 4 numaralı kaptanların kaptanın ifa yardımcısı olduğunu, TBK ‘nın 502 ve 507 . Maddeleri gereğince talimat vermede özen yükümlülüğüne aykırı davranıldığı ve bu nedenle davalının sorumlu olduğunu, davacının toplam zararının 99.105,42 TL TL olarak hesaplandığını, manevi tazminat talebinin mahkemenin taktirine olduğunu beyan etmişlerdir.
Davacı vekili 08/09/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile 5.000 TL maddi tazminat talebini artırarak 99.105,42 TL maddi tazminat ve 20.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir .
Islah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş ve beyanda bulunulmamıştır.
Davacı vekili beyanları dosyaya sunulan deliller inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin işleteni olduğu … Bayraklı … isimli geminin davalı kaptanın hatası sebebi ile karaya oturmasından dolayı oluştuğu belirtilen maddi ve prestij kaybına ilişkin tazminatın davalıdan tahsilinin talep edildiği, dosyadaki mevcut davacı tarafından sunulan belgeler ve geminin equasis kayıtlarından davacı şirketin geminin işleteni olduğu ve dinlenen tanık beyanlarından geminin karaya oturduğu seferdeki rotanın kaptan tarafından kontrol edilerek onaylanması gerektiği ancak çizilen rotanın kaptan tarafından kontrol edilmediği belirtilmiş olup mahkememizce yapılan inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda, dosyaya sunulan tüm belgeler uyarınca davalı gemi kaptanının geminin dover limanında karaya oturması sırasında gemide görev yaptığının tespit edildiğini, surveyin sürdürülmesi sırasında gemi kaptanının basiretli bir kaptanın sergilemesi gereken özeni sergilemesi gerektiğini , uyuşmazlığa konu davada davalı kaptanın rotayı 4 nolu kaptana çizdirdiği ve çizilen bu rotanın 3 numaralı kaptana teslim edildiği bu vakaları takiben davalı kaptanını çizilen rotayı denetlemediği, geminin karaya oturması vakasının bu silsile sonucunda meydana geldiğinin iddia edilip tanık beyanlarında davalı kaptanın rotayı denetlemeyerek özen yükümlülüğüne aykırı davrandığının ima edildiği 3 ve 4 numaralı kaptanların kaptanın ifa yardımcısı olduğunu, TBK ‘nın 502 ve 507 . Maddeleri gereğince talimat vermede özen yükümlülüğüne aykırı davranıldığı ve bu nedenle davalının sorumlu olduğunu, davacının toplam zararının 99.105,42 TL olarak hesaplandığını, manevi tazminat talebinin mahkemenin taktirine olduğunu beyan edip TTK ‘nın 3. Kısımda kaptan hususuna yer verilip özen yükümlülüğü başlıklı 1088. Maddesinde, kaptanın bütün işlerinde özellikle ifası kendisine düşen sözleşmelerin yerine getirilmesinde tedbirli bir kaptan gibi hareket etmek zorundadır hükmüne yer verilmiş olup 1089.madde de kaptanın kusuru ile yol açtığı zararlardan özellikle bu kısım ile diğer kısımlarda belirtilen görevlerine yapmamasından doğacak zararlardan dolayı yolcularda dahil gemi ve eşya ile ilgili herkese karşı sorumlu olduğu belirtilmiş olup , geminin karaya oturmuş olması sebebinin gerek tanık beyanlarından gerekse dosyaya sunulan bilirkişi raporundan, davalı kaptanın rotayı denetlemeyerek özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklandığı nedenle ve rotayı çizen kaptanların TBK ‘nın 507. Maddesinde kendisinin yapması gereken işi başkasına yaptırması halinde onun fiilinden kendisi yapmış gibi sorumlu olacağı hükmüne yer verilmiş olup davalının karaya oturmasından sorumlu olduğu ve gemi işleteninin hüküm kurmaya elverişli görülen bilirkişi raporunda belirtilen maddi zararlardan davalının sorumlu olduğu kanaatine varılarak, davacının ıslah dilekçesi de nazara alınmak sureti ile maddi tazminat yönünden talebinin kabulüne , TBK ‘nın kişilik hakkının zedelenmesi başlıklı 58. Maddesinde kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesi isteyebileceği hususu belirtilmiş olmakla , davacı şirketin davacı vekilinin beyanlarıda değerlendirilerek talebin manevi tazminat talebi olduğu ve manevi tazminat talebinin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1 -Davanın ıslah edilen bedel değerlendirilerek kısmen kabulü ile 99.105,42 TL nin bu bedelden 94.105,42 TL ‘yi ıslah tarihi olan 08/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz uygulanmak sureti ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, manevi tazminat talebinin reddine,
2- Alınması gereken 6.769,89 TL harçtan peşin alınan 2.034,80 ‘TL’nin düşümü ile eksik kalan 4.735,09 TL nin davalıdan tahsiline hazineye irad kaydına,
Davacının peşin olarak yatırdığı 2.034,80 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince 10.678,43 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 5.537,30 ( 5.000,00 TL bilirkişi ücreti , 513,00 TL posta gideri, 24,30 TL harç olmak üzere) davanın red ve kabul oranına göre hesap edilen 4.607,49 TL ‘lik kısmının davalıdan tahsiline , davacıya verilmesine,
5- Taraf vekillerince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın , avansı yatıran tarafa karar kesinleştiğinde resen iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/04/2018

Katip Hakim