Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/598 E. 2019/35 K. 30.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2014/598 Esas
KARAR NO : 2019/35
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2013
KARAR TARİHİ : 30/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … isimli gemiyi donatan ile akdettiği 22/10/2010 tarihli zaman çarteri sözleşmesi ile 12 ay süre için kiraladığını, davalının … numaralı bir adet konteyner muhteviyatı yükü Ambarlı Limanından Umman ‘ın Sultan Qaboos Limanına taşınması için müvekkiline 13/01/2011 tarihli konişmento talimatı gönderdiğini, konişmento talimatında yükletenin … Konteyner, alıcının da davadışı … LLC olarak gösterildiğini, konteyner konusu yükün ise mobilya ve seramik olarak beyan edildiğini, söz konusu talimat uyarınca müvekkili tarafından 21/01/2011 tarihli konişmento tanzim edilerek konteyneri … gemisine yüklendiğini, yükleme ve istifin davalı tarafından gerçekleştirildiğini, daha sonra müvekkiline 14/02/2011 tarihli yeni bir konişmento talimatı gönderilerek boşaltma limanının Jebel Ali / Dubai, alıcının ise … Ltd olarak değiştirildiğini, ikinci talimata göre müvekkilinin 21/01/2011 tarihli konişmentoyu tadil ettiğini, konteyner muhteviyatı yükün tamamının Salalah Limanına gitmek üzere aktarma olarak listelemiş olması nedeniyle konteynerin 02/01/2011 tarihinde Mısır Port Said limanından … isimli gemiden aktarma sebebi ile boşaltılarak … isimli gemiye yüklendiğini, daha sonra 13/02/2011 tarihinde de gemiden boşaltılıp, Jebel Ali ‘ye taşınmak üzere müvekkilinin kiracısı olduğu … isimli gemiye yüklendiğini, 18/02/2011 tarihinde konteynerin Jebel Ali Limanında gemiden boşaltıldığını, boşaltma işleminin ardından … gemisinin 29/03/2011 tarihi itibariyle Birleşik Arap Emirlikleri otoriteleri tarafından Jebel Ali Limanında alıkonulduğunu, yapılan işlemin gerekçesinin de bildirilmediğini, ancak daha sonra gemi donatanının yapmış olduğu görüşmeler sırasında taşınan konteyner içerisinde kayıt dışı olarak Türkiye’den Yemen’e götürülen tabanca ve cephaneler bulunduğunun öğrenildiğini, Dubai otoritelerinin gemiyi tutuklama işleminin hangi konteyner muhteviyatı yükler sebebiyle gerçekleştirildiğinin ise 07/04/2011 tarihinde öğrenildiğini, gemi hakkındaki tutuklama kararının 30/05/2011 tarihinde kaldırıldığını, müvekkilinin tarafı olduğu 22/09/2010 tarihli çarter partinin 70.maddesinde kanuna aykırı yada yasak herhangi bir yükün konteyner içerisinde bulunması halinde doğacak her türlü sorumluluğun müvekkiline ait olduğunun kararlaştırıldığını, bu nedenle geminin konteyner içinden beyan edilen yükler harici yasak yüklerin çıkması nedeniyle 29/03/2011 ‘den 30/05/2011 tarihine kadar Dubai’de tutulması sonucunda 63 günlük süre boyunca gemiyi kullanamadığını, ancak çarter parti uyarınca gemi kirasının ödenmeye devam edildiğini, çarter parti hükümlerine göre geminin günlük kira bedelinin 20.000,00 ABD Doları olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin 63 gün boyunca toplam 1.260.000,00 ABD Doları tutarında kira bedeli ödemek zorunda kaldığını, bunun yanısıra yakıt masraflarının da olduğunu, gemi hakkındaki tutuklama kararının kaldırılması için hukuki yollara başvurulduğunu, bu kapsamda 138.230,78 ABD Doları tutarında hukuki masraflar yapıldığını, bu kapsamdaki toplam harcamanın 170.000,00 Amerikan Doları olduğunu, yine geminin rıhtımda durması nedeniyle yapılan masraflar, geminin üzerindeki konteynerlerin diğer gemilere aktarılmasına ilişkin masraflar nedeniyle müvekkilinin toplam 2.000.000,00 ABD Doları harcama yapmak zorunda kaldığını, davalı tarafça konteyner içerisine mobilya ve seramik türü emtianın yüklendiği bildirildiği halde konteyner içerisinden ruhsatsız tabanca ve cephanelik çıktığını, bu şekilde müvekkilinin zarara uğratıldığını, davalı şirketin TTK ‘nun 1024.maddesi uyarınca müvekkilinin tüm zararlarından sorumlu olduğunu, zararlarının karşılanmaması üzerine davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının kötü niyetli olarak borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek takibe itirazın iptali ile icra takibinin devamına, alacağın % 40 ‘ından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK ‘da öngörülen zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçirilmiş olması nedeniyle davanın öncelikle süre yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin taşınan malların maliki yada ihracatçısı olmadığını, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının alıkonulduğunu iddia ettiği geminin donatanı olmadığı gibi gemi üzerinde herhangi bir hak sahipliğinin de bulunmadığını, bu nedenle davacının aktif husumet ehliyetine haiz olmadığını, davacı tarafça gemide yüklü olan konteyner içerisinde kayıt dışı tabanca ve cephaneler olduğundan bahisle geminin alıkonulduğu ileri sürülerek müvekkili aleyhine dava açılmış ise de, davacının iddiasını destekleyen herhangi bir delil bulunmadığını, geminin varış yerinin Muscat / Oman olup, Yemen’in söz konusu taşıma ile ilgili bir ilgisinin bulunmadığını, taşınan yükle ilgili belgelerdeki tüm bilgilerin ihracatçı tarafından verildiğini, konişmentolar üzerinde de bu hususun derc edilmiş olduğunu, yüklemenin ihracatçı … Dış Tic Ltd Şti tarafından belirtilen adreste yapılarak konteynerin mühürlendiğini, müvekkilinin ise mühürlü konteynerin içini kontrol etme imkanının bulunmadığını, bu yetkinin münhasıran günlük muayene memurlarına ait olduğunu, dolasıyla konişmento talimatları bakımından müvekkilinin ihracatçı firmanın kendisine verdiği bilgilerin ötesinde herhangi bir bilgiye sahip olmadığını, gümrük beyannamesinde yükün cinsinin açıkça yazılı olduğunu, beyannamenin bir nüshasının da gümrükçü tarafından davacının liman ofisine teslim edildiğini, gümrük beyannamesi ile davacının konteyner içerisinde ne taşındığını bilmesine rağmen aksi iddialarda bulunduğunu, davacının yasak yük iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafça gümrük beyannamesi ve eklerinde kurusıkı ses tabancası olarak belirtilen yükün ruhsatsız tabanca ve cephanelik olduğu iddia edilmiş ise de kuru sıkı tabancanın 6136 sayılı yasaya tabi olmadığını, söz konusu yükün gümrük tarafından uygun görülerek ihracat işlemlerinin tamamlandığını, öte yandan ordinonun alıcıya tesliminden itibaren 22 gün geçtikten sonra yük nedeniyle geminin bağlandığı iddiasının normal işleyişe ters olduğunu, davacının haksız kazanç sağlamak için konteynere ruhsatsız tabanca ve cephanelik yüklendiği şeklindeki iddialarının hiçbir dayanağının bulunmadığını, davacının iddia ettiği masraflara ilişkin de delil sunamadığını savunarak davanın zamanaşımı, husumet ve esastan reddi ile davacının % 40 ‘tan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Dava; taşıma sözleşmesine aykırılık nedeniyle ortaya çıkan zararların tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olup, dava konusu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı şirketin 2.000.000,00 USD asıl alacak ile 176.055,56 USD işlemiş faizden oluşan toplam 2.176.055,56 USD alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren Devlet Bankalarının USD için açılmış olan bir yıllık vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden faiz yürütülmek suretiyle … Ltd Şti ile tasfiye halinde … Ltd Şti aleyhine 07/03/2012 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, dosyamız davalısı …ın borca ve fer’ilerine itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğu, takibe itiraz ile davanın İİK ‘nin 67.maddesine göre süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu navlun sözleşmesi mülga 6762 sayılı TTK’nun yürürlükte bulunduğu dönemde yapılıp, icra takibi de 6102 sayılı TTK ‘nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden önce başlatılmış olduğundan, uyuşmazlığa 6762 sayılı TTK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Davacının talebi eTTK’nun 1262.maddesi 5.fıkrasına göre bir yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, bu sürenin zararın ortaya çıktığı tarihten itibaren başlaması gerektiği, geminin varma limanına ulaşıp, 18/11/2011 tarihinde yükün tahliye edildiği, icra takibinin ise 07/03/2012 tarihinde başlatıldığı, bu durumda takip tarihi itibariyle bir yıllık zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı anlaşıldığından davalı yanın zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafça, davalının ihraç ettiği yükün davacının zaman çarteri sözleşmesi ile kiraladığı … isimli gemi ile taşındıktan sonra Jebel Ali Limanında yapılan tahliye işlemi sırasında beyan edilen yükler harici yasak silah ve cephanelik ele geçirilmesinden dolayı geminin tutuklanarak 62 gün boyunca alıkonulduğu ileri sürülerek geminin tutuklu kaldığı süre içerisinde kira, yakıt, hukuki masraflardan oluşan zararların tahsili talep edilmektedir.
Uyuşmazlığın çözümü açısından konusunda uzman bilirkişilerden alınan raporlardan 18/07/2016 tarihli birinci bilirkişi raporunda; taşımayı gerçekleştiren … gemisinin Dubai yetkili makamları tarafından alıkonulup, gemi adamları hakkında da ruhsatsız ateşli silah bulundurma ve benzeri suçlardan dolayı soruşturma başlatıldığı, geminin alıkonulma sebebinin davalı yükletenin eşya hakkında yanlış beyanda bulunmasından kaynaklandığı, dolasıyla davalı yükletenin davacı taşıyıcının geminin el konulması sebebiyle uğradığı zararlardan sorumlu bulunduğu, … gemisinin 29/03/2011 tarihinde Jebel Ali Limanına giriş yaptığı ve girişinde alıkonulduğu, ancak 21/04/2011 tarihinde gemideki konteynerlerin boşaltılmasına izin verildiği, buna karşın geminin haciz işleminin 29/05/2011 tarihine kadar devam ettiği, dolasıyla geminin 29/05/2011 tarihinde Jebel Ali Limanından ayrılmış olduğu, 62 günlük tutukluluk süresi boyunca davacının gemi donatanına kira borcunun devam ettiği, bunun yanısıra geminin seferden alıkonulduğu süre boyunca limanda harcamalar yaptığının anlaşıldığı, 22/09/2010 tarihli gemi kira sözleşmesine göre geminin günlük kira bedelinin 19.300,00 USD olduğu, buna göre sefer yapamadığı 62 gün boyunca ödenecek olan kira bedelinin 1.196.600,00 USD olarak tespit edildiği, yine bu süre içerisinde geminin kullandığı yakıt bedelinin de 254.664,75 USD’ye tekabül ettiği, gemideki konteynerlerin tahliyesine ilişkin olarak … tarafından düzenlenen fatura tutarının 274.659,00 USD, aynı şirket tarafından bağlama, çözme, plotaj, çekici, atık boşaltımı vs.liman hizmetlerine ilişkin olarak düzenlenen fatura ücretlerinin de 14.590,00 USD, 121.598,00 USD ve 104.625,00 USD olduğu, ancak davacının Dubai’deki hukuki süreç için ödediğini ileri sürdüğü giderler ve bu kapsamda yaptığı ileri sürülen harcamalara ilişkin dosyada belge bulunmadığı, buna göre davacının toplam zararının 1.967.096,75 USD olarak tespit edildiği belirtilmiştir.
05/05/2017 tarihli ikinci bilirkişi raporunda; davacının konişmento içeriğine göre aktif husumete ehil taşıyan olduğu, davalının ise konişmento talimatı veren ve konişmentoda açıkça yükleten – taşıtan gözüken, taşıyıcı sayılan taşıma işleri komisyoncusu olduğu, bu nedenle pasif husumet ehliyetinin bulunduğu, davalının konteyneri … yani asıl taşıtan … firmasından kapalı – mühürlü olarak aldığı ve taşıttığı, ancak sevk evrakında yer alan içerik ile konişmentoda yer alan emtianın uyumsuz olduğu, davalının eksik konişmento talimatının bu uyumsuzluğa sebep olabileceği, konişmento talimatı verirken sevk evrakında yer alan diğer emtiayı da bildirmesi gerekirken sadece kısmi içeriğin bildirilmesinden kaynaklanan zarardan dolayı davalının taşıtan vasfı gereğince sorumlu olacağı, meydana gelen zararın bahsedilen uyumsuzluktan ziyade ve etkin bir şekilde varma yeri gümrük ve liman otoritesi kusurundan kaynaklandığı, davalının tüm zararlardan sorumlu tutulması bakımından illiyetin gözetilmesi gerektiği, bu nedenle meydana gelen zararda davalının konişmento – konteyner içeriği uyumsuzluğu kaynaklı kusurundan dolayı en fazla % 30 kusurlu sayılabileceği, bu çerçevede davalının % 30 kusura isabet eden 590.129,03 USD tazminattan sorumlu olabileceği belirtilmiştir.
08/01/2018 tarihli üçüncü bilirkişi raporunda ise; geminin alıkonma sebebinin davalı yükletenin eşya hakkında yanlış beyanda bulunmasından kaynaklandığı, gerek konişmento gerekse konişmentoya bağlı olarak gemi tarafından düzenlenen kargo manifestosunun konteyner içindeki eşya ile uyumlu olmadığı, konteyner içinde varış limanı gümrüğü tarafından yakalanan ve taşıyan tarafından varış limanı gümrüğüne beyan edilmeyen eşyanın gerçek silah olup olmadığının dava konusu olay bakımından öneminin bulunmadığı, zira gümrük mevzuatı gereği varış limanında beyan edilmeyen eşyanın söz konusu olduğu, ortada silah kaçakçılığı olmasa dahi gümrüğe beyan edilmeyen malların söz konusu olduğu, bunun da eşyanın kaçak olarak gümrükten sokulmaya çalışıldığı anlamına geldiği, gümrük idarelerinin yasal olmayan bu durum ile ilgili kendi kanunlarına uygun tedbirleri alma, inceleme ve ilgililer hakkında yaptırım kullanma hakkına haiz olduğu, bu bakımdan varış limanı gümrük ve yetkililerine herhangi bir kusur isnat edilemeyeceği, ayrıca davacının gerekli hukuki yardımı alarak gemisini biraz evvel kurtarmaya çalıştığının dosyadaki bilgilerden de anlaşıldığı, eTTK’nun 1024.maddesinde eşyanın cins ve maliyeti hakkında yanlış beyanda bulunan taşıtan veya yükletenin kusuru varsa taşıyana ve diğer kimselere karşı beyanlarının doğru olmamasından doğacak zararlardan mesul olacağının düzenlendiği, somut olayda … nolu 21/01/2011 tarihli konişmentoda yükleten olarak kayıtlı bulunan davalı … Konteynerin eTTK ‘nun 1024.maddesi uyarınca taşıyana taşıma konusu eşyanın cinsi ve maliyeti hakkında doğru bilgi vermekle yükümlü olduğu, dava dosyasında davalı gümrük idaresine verilen beyanname içeriği bilgiler ile konişmento talimatının birbiri ile uyumlu olmadığı, davalı taraf hernekadar davacının konişmentoyu resmi belge olan gümrük beyannamesine uygun düzenlemediğini ileri sürmekte ise de, bunu ispat edecek bir belgeyi dava dosyasına sunamadığı, konişmentoların düzenlenebilmesi için taşıtanın taşıyana yazılı olarak konişmento talimatı vermiş olması gerektiği, taşıyanın da bu talimatta bulunan bilgilere sadık kalarak konişmentoyu hazırlamak durumunda olduğu, somut olayda davacının davalı tarafça verilen talimata göre konişmento düzenlediğinin anlaşıldığı, davacının uğradığı zarara ilişkin olarak daha önceki raporlardan 1.967.096,75 USD zarar hesabı yapılmış olsa da … tarafından düzenlenen üç adet faturanın içeriğinde geminin defalarca yanaşma, kalkma nedeniyle kılavuzluk, römorkaj ücretlerinden dolayı fatura düzenlendiğinin anlaşıldığı, geminin rıhtımda kalması nedeniyle bir miktar işgaliye ücretinin talep edilebileceği gerçekçi olmakla birlikte gemi için talep edilen aşırı kılavuzluk ve romörkaj ücretinin davacı tarafça açıklanmadığı sürece … ‘ün düzenlediği faturaların kabul edilemeyeceği, ayrıca davacı tarafından geminin tutukluluğunun kaldırılmasını sağlamak amacıyla yapılan görüşmeler kapsamında Dubai’deki hukuki süreç için ödendiği belirtilen 138.230,78 USD ile bu süreçte hukuki harcamalar için 170.000,00 USD ödeme yapıldığının ileri sürüldüğü, davacı tarafın hukuki masraflarla ilgili sunduğu belgeler kapsamında değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu, sonuç olarak konişmentonun eksik düzenlenmesinden ve bu nedenle geminin limanda tutulmasından dolayı davalı tarafın sorumlu olup, davacının talep edebileceği zararlarının toplamının 1.725.923,75 USD olarak tespit edildiği belirtilmiştir.
25/06/2018 tarihli son bilirkişi raporunda da; … gemisinin Jebel Ali Limanında tutulmasının sebebinin konteynerden bir çeşit silah ve mühimmat çıkmış olmasından değil gemiden tahliye edilen konteyner yükünün konişmento içeriği ile uyumsuz olmasından kaynaklandığı, … Gümrük Müdürlüğü tarafından konteynerde yapılan fiziki muayenede içeriğin mobilya ve çeşitli silah bir mühimmat olduğunun görüldüğü, silah ve mühimmatın da bir ticari mal olup, kanun ve kurallar dahilinde üretilip satılabilen bir mal olduğu, Ambarlı Gümrük Müdürlüğünün gümrük beyannamesi ve diğer evrakların uygun olduğunu gördükten sonra fatura bedeli yüksek olduğu için sadece fiyat incelemesine gittiği, fiyatın normal olduğunu gördükten sonra ise incelemeyi “uygun” ifadesi ile kapattığı, konişmentoda ise yükün içeriğinin mobilya ve seramik olarak yazılı olduğu, dosyaya sunulan 13/02/2011 tarihli faturada … Dış Tic Ltd Şti ‘nin … ‘e mobilya ve kurusıkı tabanca, şarjörler ile plastik mermiyi atar satışının yaptığının anlaşıldığı, gümrük beyannamesinde yüke ait açıklamaların … ‘a taşıma işini üstlenen … Konteynerin taşımayı hangi şartlarda üstlenmiş olursa olsun konişmento içeriği ile konteyner içeriği malların uyumsuz olarak davacı taşıyana bildirmiş olduğu, bu durumun geminin tutulmasına sebebiyet verdiği, konişmentonun yükleten … Konteynerin talimatlarına göre taşıyanın acentesi tarafından tanzim edildiği, başka bir talimatla konişmentonun tahliye limanı ve bir sonraki talimatla ise gönderilenin bir defa daha değiştirilip, malla ilgili bilgilerin ise gümrük beyanından farklı olarak acenteye bildirildiği, bu farklı içerikler sebebiyle geminin tahliye limanında tutulduğu, TTK ‘nun 1104.maddesine göre geminin tutulmasından kaynaklanan zararlardan dolayı davalının sorumlu olduğu, … gemisinin Jebel Ali Limanında 62 gün boyunca tutulduğu, konteyner limanlarının çok yoğun ticaretin olduğu, geminin günlük bazen birkaç saatlik bekleme ve tahliye yaptıkları limanlar olduğu, her geminin yanaşıp kalkacağı yerlerin numaralandırıldığı, rıhtımların sırayla gelen gemilere tahsis edildiği, bu nedenle … gemisinin 62 gün boyunca rıhtımı işgal etmesinin diğer gemilerin işlerinin aksamasına neden olacağı, zira 62 gün boyunca gemi rıhtımda beklerken rıhtımı kullanacak diğer gemi geldiğinde kısa süreliğine boş bir rıhtıma alınarak bu rıhtımın gemisi geldiğinde de başka bir yere alınması gerektiği, bu şekilde bazen bir günde birkaç yere yanaşıp oradan kalkmasının söz konusu olabileceği, tüm bu manevraların römorkörler yardımı ile yapılmasının çoğu limanlarda mecburi bir durum olduğu, bu kapsamda üçüncü bilirkişi raporunda uygun bulunmadığı belirtilen … ‘ün düzenlemiş olduğu üç adet faturanın uygun görülmesi gerektiği, hukuki masraflara ilişkin olarak 15/10/2012 tarihli belgede hukuki masraflara karşılık olarak gemi donatanından 30.000,00 USD alındığının yazılı olduğu anlaşıldığından bu zarar talebinin de kabul edilmesi gerektiği, sonuç olarak davacının römorkaj ücreti nedeniyle yaptığı masraflar, konteynerlerin aktarılması nedeniyle yapılan masraflar ile yakıt ve gemi kira bedelinden dolayı toplam zarar miktarının 1.997.097,00 USD olarak tespit edildiği, geminin tahliye limanında tutulmasından davalı sorumlu olduğundan davalının 1.997.097,00 USD zarardan dolayı davacıya karşı sorumluluğunun doğduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporlarının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davalının taşıtanı ve yükleteni olduğu eşyanın Ambarlı Limanından Umman’a gemi ile taşınması konusunda davacı ile anlaşarak davacıya 13/01/2011 tarihli konişmento talimatı gönderdiği, konişmento talimatında taşınacak yükün cinsinin mobilya ve seramik olarak bildirildiği, 21/01/2011 tarihli konişmentonun buna göre tanzim edildiği yükün içerisinde bulunduğu konteynerin önce … gemisine yüklendiği, 14/02/2011 tarihinde davalıdan gelen ikinci konişmento talimatı üzerine boşaltma limanı ve gönderilenin değiştirildiği, bu değişikliğe uygun olarak yeniden konişmento düzenlendiği, konteynerin ara limanda aktarma yapılarak … gemisine yüklendiği, 18/02/2011 tarihinde geminin Jebel Ali Limanına ulaşarak yükün gemiden tahliye edildiği, Dubai Yetkili Makamları tarafından düzenlenen belgelerden yükün tahliyesinden sonra … gemisi gemi adamları hakkında ruhsatsız ateşli silah bulundurma ve benzer suçlardan dolayı soruşturma başlatılıp, geminin de hacizli halde tutulmasına karar verildiği, davalının verdiği konişmento talimatlarında taşınacak eşyanın mobilya ve seramik olarak bildirildiği halde ihracat beyannamesinde eşyanın mobilya, kuru sıkı tabanca, şarjör cinsi eşya olarak beyan edildiği, bu durumda konişmento talimatı ve konişmentonun konteyner içerisindeki mallar ile uyumsuz olduğu, bundan dolayı Dubai Yetkili Makamları tarafından … gemisinin Jebel Ali Limanında alıkonularak 62 gün boyunca tutuklu kaldığı, davalı hernekadar ihraç edilen malın maliki olmaması nedeniyle kendisine husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürsede konişmentoda shipper – yükleten olarak yer alıp, taşıtan konumunda olması nedeniyle, eşyanın sahibi olmaması yada nakliye komisyoncusu olarak hareket etmesinin eTTK’nun 1024.maddesinde yer alan sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, zira eTTK’nun 1024.maddesinde “Eşyanın cins ve maliyeti hakkında yanlış beyanlarda bulunan taşıtan veya yükleten, kusuru varsa taşıyana ve diğer kimselere karşı beyanlarının doğru olmamasından doğacak zararlardan mesuldür.” hükmünün düzenlendiği, davalının taşıtan ve yükleten olarak eşyanın cinsi ve mahiyeti hakkında davacı taşıyana doğru bilgi vermeyip, yanlış beyanda bulunması nedeniyle eTTK’nun 1024.maddesine göre … gemisinin Dubai’de Jebel Ali Limanında tutuklu kalmasından ve tutukluluk süresi içerisinde ortaya çıkan davacı zararından sorumlu olması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacının zararlarından sorumluluk noktasında bir kısım bilirkişi raporlarında, davalının yanısıra ihracatçı firma gümrük otoriteleri ve hatta gümrük müşavirliği firmasının birlikte müterafik kusurlu oldukları yönünde görüş bildirilmiş ise de, geminin tutuklanmasının konteyner yükünün bir çeşit silah yada mühimmat olmasından değil konteyner içerisindeki yükün konişmento içeriği ile uyumsuz olmasından kaynaklandığı dosya kapsamına göre belirlidir. Silah ve mühimmat bir ticari mal olup, kanunlar dairesinde üretilip satılması herzaman mümkün olan bir durumdur. Somut uyuşmazlıkta, yüke ilişkin 13/02/2011 tarihli … nolu satış faturasında malın mobilya, kurusıkı tabanca, şarjörler ve plastik mermi atar şeklinde belirtildiği, malın satışı ve ihracatına ilişkin gümrük beyannamesinde de yüke ilişkin açıklamaların fatura ile uyumlu olduğu halde konişmentoda eşyanın “mobilya ve seramik” olarak gösterildiği anlaşılmakta olup, konişmento davalıdan gelen talimata göre düzenlendiğinden bu durumda taşınan yük ile konişmentonun uyumsuz olması ve buna bağlı olarak geminin tutuklanmasından davalının tek başına kusurlu ve sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
Davacının talep ettiği zarar kalemleri ve ortaya çıkan zararlar bakımından 25/06/2018 tarihli son bilirkişi raporu hükme esas alınmış olup, geminin 22/09/2010 tarihli gemi kiralama sözleşmesi ile günlük 19.300,00 USD üzerinden davacı tarafından kiralanmış olduğundan geminin Jebel Ali Limanında 29/03/2011 – 29/05/2011 tarihleri arasında 62 gün boyunca tutulup, seferden alıkonulması nedeniyle ortaya çıkan kira zararının 1.196.600,00 USD olduğu, bu sürede tüketilen yakıt nedeniyle ortaya çıkan zarar miktarının ise … 402.645MT 247.572,16 USD, …10.242MT 7.092,59 USD olmak üzere toplam 254.664,75 USD olarak tespit edilmiştir.
Talep edilen alacak kalemleri içerisinde yer alan romörkaj masrafları ile ilgili harcamalar 08/01/2018 tarihli üçüncü bilirkişi raporunda uygun görülmemiş ise de, hükme esas alınan 25/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda; “konteyner limanlarının çok yoğun ticaretin olduğu, gemilerin günlük bazen birkaç saatlik bekleme ile yükleme, tahliye yaptıkları, her geminin yanaşıp kalktığı yerlerin numaralı rıhtımlar olduğu, rıhtımların sıra ile gelen gemilere tahsis edildiği, bu nedenle bir geminin bir rıhtımı 62 gün boyunca işgal etmesi, diğer gemilerin işlerini aksatacağından … gemisinin rıhtımda beklersen rıhtımı kullanacak diğer gemi geldiğinde kısa süreliğine boş bir rıhtıma alınarak bu rıhtımın gemisi de geldiğinde başka bir yere alınacak olduğunu, bu şekilde bazen bir günde birkaç yere yanaşıp kalkması gerektiği, tüm bu manevraların romörkörler yardımı ile yapılmasının çoğu limanlarda mecburi bir uygulama olduğundan davacı tarafın romörkaj masrafları ile ilgili olarak sunduğu 04/04/2011 tarihli 14.590,00 USD bedelli, 02/05/2011 tarihli 121.958,00 USD bedelli ve 02/06/2011 tarihli 104.625,00 USD bedelli faturaların uygun olduğu” belirtildiğinden, davacının romörkaj masraflarına ilişkin üç faturadan dolayı toplam 241.173,00 USD talep edebileceği kabul edilmiştir.
Davacı tarafça 02/06/2011 tarihli … nolu … faturası ile konteynerlerin aktarılması için yapılan harcamalar ile gemi üzerindeki haczin kaldırılması için başlatılan hukuki süreçte sarfedilen hukuki masraflar için 204.700AED talep edildiği, dosyaya sunulan 15/10/2012 tarihli evrakta gemi donatanı … ‘den hukuki masraflara karşılık 30.000,00 USD alındığı yazılı olarak teyid edildiğinden hukuki masraflar için yapılan masrafların 30.000,00 USD olduğu kabul edilerek davacının 30.000,00 USD ile geminin tutulduğu sürede konteynerlerin aktarılmasından dolayı yapmış olduğu 274.659,00 USD masraf tutarını da davalıdan talep edeceği kabul edilmiştir.
Tüm bu değerlendirmeler neticesinde, … gemisinin Jebel Ali Limanında 62 gün boyunca yetkili otoriteler tarafından tutulmasından dolayı davacının maruz kaldığı toplam zararının 1.997.097,00 USD olduğu, geminin tutuklanmasına sebebiyet veren davalının eTTK ‘nun 1024.maddesine göre davacının bu zararlarından sorumlu olduğu, davacı takip talepnamesinde asıl alacağı yanısıra işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de, davalıya gönderilen 13/04/2011 tarihli ihtarnamede ödenecek tutar belirtilmediğinden davalının söz konusu ihtarname ile eBK’nun 101.maddesine göre temerrüde düştüğünün söylenemeyeceği, bu durumda temerrüd tarihinin icra takibinden itibaren başlaması gerektiği kanaatine varıldığından, bu kanaat ışığında 1.997.097,00 USD üzerinden davanın kısmen kabulü ile davalının … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine itirazının kısmen iptaline, tahsilde tekerrür olmamak üzere; 1.997.097,00 USD ‘nin takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek Dolar faizi ile birlikte davalıdan tahsili için icra takibinin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, yasal koşulları oluşmadığından davacı yanın icra inkar tazminatı talebi ile davalı yanın da reddedilen kısma ilişkin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine itirazının kısmen iptaline,
Tahsilde tekerrür olmamak üzere;
1.997.097,00 USD ‘nin takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek Dolar faizi ile birlikte davalıdan tahsili için icra takibinin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Yasal koşulları oluşmadığından davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin, davalı yanın da reddedilen kısma ilişkin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince tayin olunan 243.853,78 TL karar harcından 47.719,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 196.134,38 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 47.719,40 TL peşin harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin olunan 100.898,10 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin olunan 25.143,30 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 24,30 TL başvuru harcı, 22.500,00 TL bilirkişi ücreti, 251,10 TL posta ücreti olmak üzere toplam 22.775,40 TL’nin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 20.902,35 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazla giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraf vekillerince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın avansı yatıran tarafa karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/01/2019

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır