Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/511 E. 2023/412 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2014/511 Esas
KARAR NO : 2023/412
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/01/2011
KARAR TARİHİ : 18/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…” isimli yeni bir gemi yaptırdığını ve bahse konu geminin makine ve pervane aksamını davalı şirketten satın aldığını, müvekkilinin dava dışı … SPA’nın üreticisi ve davalı şirketin bir diğer grup şirketi olan … Şirketinin ise Türkiye’deki tek satıcısı olduğu şirketten … adlı teçhizatı 26/10/2005 tarihli sözleşme tahtında satın aldığını, daha sonra davalı ile müvekkili arasında 02/11/2007 tarihinde … alımı hususunda bir sözleşme imzalandığını, ancak sözleşme müvekkili şirket ortaklarından sadece Sinan Naiboğlu’nun imzaladığını, imza yetkisi uyarınca diğer imza yetkililerinden hiçbirinin sözleşmeyi imzalamadığını, sözleşmenin müvekkili açısından yürürlüğe konmamasının sebebinin 26/10/2005 tarihli sözleşme uyarınca … grubunun üzerlerine düşen edimleri yerine getirmemesi olduğunu, bu nedenle 02/11/2007 tarihli sözleşme konu mal müvekkili tarafından başka bir firmadan tedarik edildiğini ve anılan sözleşme taraflar arasında yürürlüğe girmediğini, taraflar arasında 26/10/2005 tarihli sözleşmeden doğan ihtilafların halli içinde taraflar karşılıklı olarak birbirlerine dava açtıklarını, … nin … .ATM’nin 2009/… esas sayılı dosyasında 02/11/2007 tarihli sözleşmeden doğan taleplerinin tazmini amacıyla dava ikame ettiğini, davalı şirketin 09/02/2010 tarihinde İtalya … Mahkemesine başvurarak … gemisinin … Limanında 30.000 Euro talepli alacağın teminatı olarak seferden men edilmesini talep ettiği, 13/12/2010 tarihinde yine … Mahkemesine başvurarak … gemisinin 481.000 Euro talepli alacağın teminatı olarak seferden men talebinde bulunulduğunu, mahkemece talep kabul edilerek, geminin seferden men edildiğini, … grubu yetkilileri yapılan görüşme sonunda 15/02/2010 tarihinde gemi üzerinde tedbir kararının kaldırılması yönünde talimat vermeyi kabul ettiğini, tedbir kararı kaldırılarak geminin sefere çıkması sağlandığını, müvekkilinin 25/02/2010 tarihinde Ukrayna’nın … Limanından Finlandıya’nın … Limanına proje yükü taşımak üzere … Ltd ile 320.000 Euro bedelli navlun sözleşmesi imzaladığını, ancak geminin seferden men edilmesi nedeniyle yükü almak üzere yükleme limanına gidemediğini ve işbu navlun sözleşmesinden elde edilecek bedeli tahsil edemediğini, bahse konu yük bağlantısının kaçırılması nedeniyle maruz kalınan kar kaybı 220.000 Euro bedele tekabül ettiğini beyanla fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin uğradığı zararlara ilişkin olarak şimdilik 220.000 Euro bedele sadır olan alacağın, asıl alacağa dava tarihinden itibaren bankaların 1 Euro ya uyguladığı en yüksek ticari faiz oranı dikkate alınarak hesaplanacak işlemiş faizi ile birlikte BK m.83/3 gereği fiili ödeme günündeki TCMB döviz efektif satış kuru üzerinden TL karşılığının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dilekçesinde belirttiği hususların tek yanlı, somut gerçeklerden uzak iddialardan ibaret olduğunu, hiçbir hukuki gerekçeye dayanmayan soyut iddialar hakkında taraflar birbirlerine karşı dava ikame etmiş olup, yargılaması devam ettiğini, müvekkili şirketin sözleşme çerçevesinde büyük miktarda alacakları bulunduğunu, müvekkilinin alacaklarını tahsil etmek amacıyla Türk Mahkemeleri ve İtalya Mahkemeleri nezdinde girişimlerde bulunduğunu, müvekkili şirketin davacı ile uzlaşmak ve iyi niyet çerçevesinde anlaşmazlığı çözmek amacıyla seferden men kararını kaldırdığını, müvekkilinin bu eylemine karşı davacı tarafça yüklenen anlam tamamen kötü niyet taşıdığını, müvekkili şirketin davacı taraf ile yapmış olduğu sözleşmeden kaynaklı alacaklarının tahsili için … ATM’nin 2009/… esas sayılı dosyası ile dava ikame edildiğini, bu dava ile müvekkili şirketin davacıdan 500.000 Euro alacağının varlığına yönelik iddiasının karar bağlanacağını, davacının talep ettiği tazminata ilişkin bedelin, afaki ve sektörün karlılık oranlarıyla örtüşmeyen bir bedel olduğunu, davacı ile 320.000 Euro navlun sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ifa edilse idi sözleşmeden 220.000 Euro kar elde edeceğini beyan edildiğini, muvazaalı olarak her zaman hazırlanabilecek böyle bir sözleşme ile hüküm tesis etmek mümkün olmadığını beyanla davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyasına sunulan 22/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı yanın başvurusu üzerine … isimli geminin seferden men edilmesi yönündeki ihtiyati tedbir kararının, bu karara konu ihtilafın esası hakkında … Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2014/… esas sayılı dosya ile görülen davada verilen “davanın reddi” kararının kesinleşmesi halinde haksız olduğu sonucuna varılabileceği, dosyaya sunulan belgelere göre davacının dava konusu ihtiyati tedbir kararının uygulanması yüzünden zarara uğradığını ispatlayamadığı, dolayısıyla ihtiyati tedbirin haksız olduğunun anlaşılması durumunda da davacının davalıdan ihtiyati tedbir kararının haksız olduğu gerekçesi ile tazminat talep edemeyeceği kanaatine varılmıştır.
01/04/2016 tarihli bilirkişi ayrık raporunda; Davacının dava konusu “ihtiyati tedbir kararının uygulanması yüzünden zarara uğradığı ve ihtiyati tedbir kararının haksız. olduğu hususunun ilgili Yargıtay onayından anlaşılmış olduğu” gerekçesi ile davacının davalıdan tazminat talebinde bulunabileceği, dava konusu olayın özü itibariyle “yaşanmamış/gerçekleşmemiş” bir durum olması keyfiyeti dolayısıyla. kök raporda ifade edilen sonucun tersine, dosyaya sunulu belgeler marifetiyle delile dayalı olarak ispatlanmasının mümkün olmadığı, ancak karine teşkil eden deniz ticareti uygulamalarından esinlenmek, hukuk normlarını ihlâl etmeyecek makul çıkarsamalar yapmak ve sağlam faraziyelere istinat etmek suretiyle sonuca varılabileceği kıymetlendirildiği, mahkeme uhdesinde olduğunu teyiden. davacının haksız ihtiyati tedbir kararı yüzünden ifa edemediği navlun sözleşmesini ifa edebilmiş olsa idi 220.000 EURO gelir elde edebileceği, bu itibarla söz konusu zararın buna yol açan davalıdan tahsilini talep edebileceği, ayrıca haksız tutulmanın gerçekleştiği 5 (beş) günlük (limanda) işletme idame masraf ve harcamalarının, …’nun dosyaya sunulu yazısında belirtilen birim fiyatları üzerinden davalı tarafça tazmin edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
27/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda; 09.02.2010 tarihli ihtiyati tedbir kararının dava dışı … Tic. Ltd. Şti vekilinin başvurusu ile alındığı, 13.02.2010 tarihli ihtiyati tedbir kararının ise davalı … vekili tarafından alındığı, mahkeme huzurunda görülen işbu davanın davalısı … olup, … Tic. Ltd. Şti.’nin davalı sıfatı bulunmadığı, … Ltd. Şti’nin, davalı şirkete bağlı bir şirket olduğu, bu şirketler ile davacı şirket arasında, inşa edilen gemiye makine vs aksamının satım alınmasına ilişkin davalar bulunduğu, … şirketinin bu davada davalı olarak gösterilmemiş olduğu, ddavacı tarafın talebine dayanak oluşturan davalardan … Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.05.2014 tarihli, 2014/… E., 2014/… K. sayılı kararı hakkında dosya içeriğinde Yargıtay … Hukuk Dairesinin 15.12.2015 tarihli, … sayılı kararının bulunduğu, bu karardan … tarafından açılan bu davanın reddedildiği, …nin temyiz itirazlarının ve karar düzeltme taleplerinin de reddine karar verildiğinin anlaşıldığı, her ne kadar … Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.05.2014 tarihli, 2014/… E., 2014/… K. sayılı kararının kesinleşme şerhi dosyada bulunmasa da, karar düzeltme talebinin reddine ilişkin kararın tarihinin 15.12.2015 olduğu dikkate alındığında, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, bu kararın kesinleştiği sonucuna ulaşılabileceği, bu durumda bu karara ait davaya ilişkin olarak alınan ihtiyati tedbir kararının haksız olduğu sonucuna varmanın yerinde olduğu, davacı tarafın talebine dayanak oluşturan diğer davanın ise henüz görülmekte olduğu, bu durumda, bu aşamada, bu davaya ilişkin olarak alınan ihtiyati tedbir kararının haksız olduğu sonucuna varmanın mümkün olamayacağı, davacının tazminini talep ettiği zarar kalemlerinin ispata muhtaç olduğu kanaatine varılmıştır.
11/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda; Toplamda davacının talebi ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede 14.237,5 USD + 12.097,01 Euro donatanın kaybı olabileceği, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.05.2014 tarihli, 2014/… E., 2014/… K. sayılı kararının kesinleştiğinin dosya kapsamına sunulan kesinleşme şerhinden anlaşıldığı, bu durumda bu kararın ait olduğu davaya ilişkin olarak alınan ihtiyati tedbir kararının haksız olduğu sonucuna varılabileceği, bu açıdan kök bilirkişi raporunda yer alan kanaatlerde değişikliğe gidilmesine gerek olmadığı, … nün 09.05.2017 tarihli yazısında, sicil fihristlerinde … Tic. ve Ltd. Şti. ve … Şti.’nin kaydı bulunamadığını, ancak benzeri unvanlı şirketlerin kaydının Sayın Mahkemeye gönderildiğinin belirtildiği, bu şirketlerden ilkinin … ve Ortağı isimli şirket olduğu ancak bu şirketin 27.11.2013 tarihinde tescil edilen ana sözleşmesine göre tür değişikliği yaparak limited şirkete dönüştüğü, diğer şirketin ise … Ticaret Limited şirketi olduğu, bu şirketin 30.05.2013 tarihinde tescil edilen ana sözleşmesine göre tür değişikliği yaparak anonim şirket olduğu, ayrıca şirketin sicil kaydının tasfiyesiz infisah nedeni ile terkin olduğu, her iki şirketin genel kurul kararlarına katılanların neredeyse aynı olduğu, ancak şirketlerin ticari merkezlerinin birbirinden farklı olduğu, ayrıca …’ya ait sicil kaydının tasfiyesiz infisah nedeni ile terkin olduğu, bu hususların somut uyuşmazlık açısından nihai takdirinin mahkemeye ait olduğu kanaatine varılmıştır.
03/09/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda; Davacı vekili ile kiracı … Ltd arasında akdedilen kira sözleşmesinin fotokopisinin heyete sunulduğu, aslının Mahkemeye sunulup sunulmadığının bilinmediği, bu hususun takdirinin Mahkemeye ait olduğu, davacmın kaçırdığını ileri sürdüğü seferin geminin gecikmesi nedeni ile iptal edildiği kanaatine ulaşıldığı, bu sefer için navlun ücretinin 320.000 Euro olduğu, davacının 220.000 Euro kar kaybına ilişkin iddialarını ispata yarayacak belgelere dosya içeriğinde rastlanmadığı, planlanan sefer süresince davacının net kaybını hesap edebilmek için davacının defterlerinde mali müşavir bir bilirkişi marifeti ile inceleme yapılmasının gerekli olup olmadığının takdirinin Mahkemeye ait olduğu, davacıya ait geminin seferden men edildiği süre için kaybının 5.000 USD üzerinden yapılmasının uygun olacağı, bu durumda davacının talep edebileceği kar kaybının 28.475.00 USD olarak hesap edilebileceği, davacının ayrıca limanda bağlama ücreti olarak 4.800 Euro, tarifesinin değişmesi nedeni yeni tarifeden kaynaklanan acentelik ücreti olarak 716 Euro, … temsilcisi masrafı olarak 2.040 Euro, avukatlık masrafları ile ilgili olarak 4.541,01 Euro’luk talebin uygun kabul edilebileceği, dosya kapsamında geminin limanda bağlı kaldığı süre zarfında harcadığı yakıtın maliyetine ilişkin bir belgenin bulunmadığı, bu nedenle davacının bu talebinin hesabının yapılamadığı geminin varsa elde ettiği karın 320.000 Euro dan düşülmesi gerektiği, ayrıca davacının bu sözleşme eğer yapılsa idi bununla seferde yapacağı masrafları çıkacak değerden de düşülmesi gerektiği, ancak bunun için davacının ayrıntılı hesap dökümünü sunması ve bunun denetlenmesi gerektiği, davacı vekilinin dosya kapsamına ibraz ettiği … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… E., 2017/… K. sayılı kararı incelendiğinde, … Tic. Ltd. Şti.’nin … Ltd. Şti.’den toplam 37.622,07 Euro alacaklı olduğu ifade edildiği, eğer bahsi geçen mahkeme kararı kesinleşmiş ise, bu karara dayanarak verilen seferden men kararının haksız olmadığı sonucuna varılabileceği, kanaatine varılmıştır.
17/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacının yasal ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yapıldığı, kapanış tasdiklerinin yapılmadığı görüldüğünden ticari defterlerin eksik tasdikleri nedeniyle delil vasfını haiz olmadığı, davacı ile dava dışı … Ltd. arasında aslı kasa evrakı olarak dosyaya sunulan davaya konu, 25.0112010/İstanbul tarihli yolculuk çarteri (… 94) sözleşmesinin kurulmuş sayılması ihtimalinde, … gemisinin muhtemel … yükleme … tahliye, proje yükü toplam sefer süresinin, 30.47 gün ve … limanından veya diğer yakın bir Finlandiya limanından Akdeniz’e bir dönüş yükü bulunması olumlu ihtimalinde tahmini sefer masrafının; 183,432.61 Amerikan Doları (veya yak. 126,586.50 Avro) veya kanaatimizce daha yüksek bir ihtimal olan balastlı dönüş ayağı ile yüksüz olarak … Boğazı’na kadar inildiğinde (…/… ) ise toplam konu sefer süresinin yaklaşık toplamda, en az 42 gün ve sefer maliyetinin ise toplamda ve en az 242,453.90 Amerikan Doları (veya 167,311.19 Avro) olacağı, yükleme tamamlandıktan sonra lashing işlemlerinin tamamlanmasının beklenmesi gereklı olduğundan ve gemi jurnallerine göre bu zorunlu beklemenin yapıldığı anlaşıldığından, geminin …agora limanından hareket anının seferden men kararı olmasaydı Perşembe günü olan 11.02.2010 tarih ve saat 15:00 olarak kabul edilmesinin gerektiği, … seyrinin 8 gün 13:00 saat (8.54 gün) sürdüğü, …’a taşınan yükün tahliyesinin 26.02.2010 tarih ve saat 17:00’da tamamlandığı, böylece seferin toplamda 10.27 gün (8.54+1.73 gün) içinde tamamlandığı; bu durumda eğer gemi üzerinde davalı … ve dava dışı … (Eski ünvanı: … Tic. Ltd. Şti) şirketleri tarafından seferden men kararları alınmamış olsaydı dahi geminin 11.02.2010 tarihinde saat 15:00’da kalkacak ve 10.27 gün (10 gün 6 saat 29 dakika yak. 10 gün 6.30 saat) fiilen gerçekleştirilen sefer süresinde yükünü boşaltarak, varsayımsal olarak aynı anda da ilgi 25.01.2010 tarihli … 94 çarter partisi yükü için temiz ambarlarla hazırlık mektubu verebilecek olduğundan, geminin 21.02.2010 saat 21:30’da dava konusu …/… yüklemesi için en erken hazır olabileceği, bu durumda da gemi üzerinde ihtiyati tedbir kararları uygulanmamış olsa idi dahi, geminin 19.02.2010 çarter parti fesih tarihini veya uzatma ile alınmış 20.02.2010 tarihli fesih tarihlerini yakalaması ve seferi gerçekleştirmesinin fiilen mümkün görülmediği, diğer bir anlatımla söz konusu çarter sözleşmesinin feshedilmesinin sebebinin ihtiyati tedbir kararları olmadığı, davalı … Ltd. Şti.’nin İtalya’da gemi üzerine uyguladığı ikinci tedbir nedeniyle, toplamda 12,097.01 Avro ve 9,596.16 Amerikan Doları olduğu, gemi üzerinde uygulanan ikinci haciz kararının ilgili olduğu tutarın ilk haczin teminat yatırılmak suretiyle kaldırılması bakımından bir etkisinin bulunmadığı kanaatlerine varılmıştır.
Dava, haksız ihtiyati tedbir kararı nedeniyle geminin seferden men edilmesinden dolayı donatanın uğradığı zararların tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf iddialarında; “…” isimli gemisi için 26.10.2005 tarihli sözleşmeye istinaden … ve Dış Ticaret Şirketinden makine ve tekne aksanı satın alındığı, tarafların ayrıca 02.11.2007 tarihinde … alımı hususunda anlaşmaya vardıkları, söz konusu alım satım ilişkisinden doğan ihtilafların çözümü için tarafların karşılıklı olarak birbirlerine karşı dava açtıkları, davalı Nilekonun 02.11.2007 tarihli sözleşmeye dayanan tazminat alacağı devam ederken bu alacak nedeni ile … gemisinin 09/02/2010 tarihinde İtalya’da seferden men edildiği, 13.02.2010 tarihinde yine davalının talebi üzerine 481.000 Euro alacak bakımından İtalya mahkemeleri tarafından aynı gemi üzerine 2.kez seferden men kararı uygulandığı, davacı ve davalı arasında yapılan görüşmeler neticesinde gemi üzerindeki ihtiyati tedbir kararlarının kaldırıldığını, gemi üzerine uygulanan tedbir kararlarının haksız olduğu, davacının 25.02.2010 tarihinde Ukrayna’nın … Limanından Firlandiya’nın … Limanına taşınacak yük için 320.000 Euro bedelli navlun sözleşmesi imzaladığı ancak, gemi seferden men edildiğinden yükleme limanına gidemediğini, böylelikle davacının kaçırılan sefer nedeniyle 220.000 Euro kar kaybına uğradığını ileri sürerek, bu tutarın davalıdan tahsili talep etmektedir. Davalı ise savunmalarında, sözleşmeden doğan alacağın tahsili için gerek Türkiye’de açılan davaları, gerekse İtalya’da alınan seferden men kararları ile yasal haklarını kullandıklarını, seferden men kararlarının uzlaşma ve iyi niyet çerçevesinde kaldırıldığını, sözleşmeden kaynaklanan 500.000 Euro alacaklarının davacıdan tahsili için … ATM’nin 2019/… Esas sayılı dosyasında, sözleşmenin ifası sırasında ve devam eden süreçte doğan alacaklarının tahsili içinde … ATM’nin 2008/… Esas sayılı dosyasında davacı aleyhine davalar açıldığından bahisle, öncelikle söz konusu davaların sonucunun beklenilerek nihayetinde iş bu davanın reddine karar verilmesini istemektedir.
Davalı Nilekonun ….ATM nin 2014/… Esas sayılı ( Kapatılan … ATM’nin 2009/… Esas sayılı dosyası ) dosyasında davalılar … ile … aleyhine 19/01/2009 tarihinde açmış olduğu davada, taraflar arasında ki 02.11.2007 tarihli sözleşmenin davalılar tarafından imza eksikliği nedeni ile geçersizliği ileri sürülerek, sözleşmenin ifa edilmemesinden dolayı davacının uğradığı iddia edilen 481.250 Euro zararın tazmini talep edilmiştir. İş bu davanın yargılaması neticesinde, davanın reddine dair verilen hüküm Yargıtay … Hukuk Dairesinin 18/03/2015 tarihli 2014/… Esas ve 2015/… Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir. Davacı … tarafından aynı sözleşmeler nedeni ile …ATM’nin 2014/… Esas sayılı ( Kapatılan … ATM’nin 2008/… Esas sayılı ) dosyasında davalılar … ve … aleyhine …’ın 27.10.2005 tarihli sözleşme uyarınca satın aldığı ana makine ve pervanelerini teslim borcunu geç ve ayıplı ifa etmesi sebebi ile doğduğu iddia edilen 27.229 Euro gecikme cezası, 20.000 USD römorkör hizmeti 132.963 TL havuz hizmet bedeli, 5.417,47 ABD Doları dalgıç motor acentelik ücreti 6.300 Euro yedek parça bedeli, 90.000 USD ana makine hasarı ile geç teslimden kaynaklanan kar kaybının tahsili istemi ile dava açılmıştır. Bu dosyanın davalısı … tarafından açılan karşı dava ile … tarafından ödenmesi gereken bedel ile yapılan masrafların tahsili talep edilmiştir. …’nun … aleyhine açtığı, … ATM’nin ( Kapatılan … ATM dosyası ) 2008/… Esas sayılı dava dosyasında 32.622,00 Euro bedelli hizmet bedeli faturasına istinaden başlatılan icra takibine itirazın iptali istenmiş olup bu dosyada … ATM’nin 2014/… Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir. … ATM tarafından yapılan yargılaması sonucunda 01.11.2017 tarihli nihai karar ile; …’a karşı açılan Asıl davanın kısmen kabulü ile 43.152,51 USD’nin faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline, … nun …’a açtığı karşı davanın reddine, birleşen dosyada …’nun …’a karşı açtığı davanın kabulü ile icra dosyasına yapılan itirazın iptaline karar verilmiştir. İşbu karar … Mahkemesi … Hukuk Dairesi tarafından incelendikten sonra, yeniden tesis edilen hüküm ile asıl dosyada …’ın …ya açtığı davanın 58.288 USD üzerinden kısmen kabulüne, …’nun …’a yönelttiği karşı dava ile birleşen davanın reddine karar verilmiştir.Yargıtay … Hukuk Dairesinin temyiz incelemesi sonucunda hükmün kısmen onanmasına ve kısmen bozulmasına karar verildikten sonra, … BAM … Hukuk Dairesinin 04.07.2023 tarihli nihai kararı ile karşı dava da ve birleşen dava da verilen hükümler onanmak sureti ile kesinleştiğinden yeniden hüküm tesisine yer olmadığına asıl dosya bakımından da davalı … hakkında ki davanın kısmen kabulüyle; 58.288 USD gecikme cezası, dalgıç ücreti, römorkör ücreti ve servis hizmeti verilmemesinden kaynaklı kar kayıplarının davalı …’dan tahsiline dair kesin olarak karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan davaların sonucunda; …nun …’a karşı açtığı davaların reddine, davacı …’ın …’ya açtığı davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve verilen hükümler kesinleşmiş olup, eldeki davaya konu uyuşmazlığın esası davalı …nun başvurusu üzerine İtalyan mahkemelerince verilen, davacıya ait “…” gemisinin seferden men edilmesi yönünde ki ihtiyati tedbir kararının haksız ve hukuka aykırı olup olmadığı ve gemi üzerinde uygulanan tedbir kararları nedeniyle davacının zarara uğrayıp uğramadığı ile zararın miktarına ilişkindir.
HMK’nun 399.maddesine göre; lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise, haksız ihtiyati tedbir nedeni ile uğranılan zararı tazmin ile yükümlüdür. Anılan hüküm uyarınca ihtiyati tedbir nedeni ile uğranılan zararın tazmini için, ihtiyati tedbir kararının icra edilmiş olması(1), kararın haksız olması, aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilenin haksız ihtiyati tedbir kararı ile zarara uğramış olması(2), zarar ile haksız ihtiyati tedbir kararı arasında nedensellik bağının bulunması(3) ve sonuçta ihtiyati tedbir karar edenin de kusursuz olması(4), şartlarının bir arada gerçekleşmesi olması gerekmektedir. Yargıtay’ın uygulamaları da bu yöndedir( Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09.11.2015 tarihli 2015/10991 Esas – 2015/10747 Karar sayılı kararı, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 25.06.2015 tarihli 2015/8163 Esas ve 2015/9446 Karar sayılı ilamı ).
Davacının delil olarak bildirdiği, İtalyan mahkemesi tarafından … gemisinin seferden men edilmesi konusunda vermiş olduğu ihtiyati tedbir kararlarının Apostilli örnekleri ile tercümeleri dava dosyasına sunulmuştur. Bu kararlar incelendiğinde, 9.02.2010 tarihli 1. tedbir kararının …’nun Türkiye’de devam eden davalarının teminatını teşkil etmek üzere 30.000 Euro üzerinden verildiği, 13.02.2010 tarihli 2.Tedbir kararının da aynı nedenle 510.000 Euro alacak bakımından verildiği, her iki kararıda icra edildikten sonra tarafların uzlaşmalarının suretiyle 6.02.2010 tarihinde kaldırıldığı görülmektedir. Bu şekilde … gemisi hakkında verilen tedbir kararları icra edilmiş olup kararların dayanağı olan davalar neticesinde …nun …’dan bir alacağının bulunmadığı yönünde verilen hükümler kesinleşmiş olduğundan uygulanan ihtiyati tedbir kararlarının haksız olduğu ortaya çıkmıştır. O halde dosyamız davacısı … Denizcilik HMK’nın 399.maddesi hükmü uyarınca haksız ihtiyati tedbir nedeni ile uğradığı zararları talep etme hakkına sahiptir.
İhtiyati tedbir kararlarından uygulanmasından dolayı tazminat talepleri davacı vekilinin 25.11.2020 tarihli dilekçesinde açıklanmış olup, haksız seferden men kararları nedeniyle yapılamayan sefer için 320.000,00.-EURO navlun bedellinin yanı sıra haksız seferden men’i kararları nedeniyle 7 günlük iş kaybı için 4.000,00.-USD’den 28.000,00.-USD, seferden men süresince … limanında yapılan masraflara istinaden toplam 12.097,01.-Avro ve 416.16.-USD’nin davalıdan tahsilinin talep edildiği bildirilmiştir.
Gemi üzerine konulan ihtiyati tedbir kararları nedeniyle kaçırıldığı ileri sürülen Ukrayna’nın … Limanından Firlandiya’nın … Limanına yapılacak seferle ilgili bir kira sözleşmesi ve recap örneği dosyaya sunulmuştur. Sözleşmedeki imza ve kaşenin belirsizliği ile ilgili durum bilirkişi raporunda da tespit edilmiştir . Her ne kadar davacı vekili bu halin tatbikatta karşılaşılan bir durum olduğunu beyan etmiş olsa da bir kira sözleşmesinin veya recap’ın oluşturulması sırasında taraflar arasında bir müzakere süreci yürütüldüğü göz önüne alınmalıdır. Tatbikatta bu müzakere süreci yürütülürken tarafların birbirlerine önemli miktarda e-mail mesajı gönderdikleri ve yapılan müzakerelerin sonucunda tarafların kabul ettiği bir sözleşmenin meydana getirildiği bilinmektedir. Eldeki doyada bu türden mesajlara ilişkin bir belge dosyaya sunulmamıştır. Ayrıca, geminin gecikmesi nedeni ile Ukrayna -Finlandiya seferinin iptalini ispat eden bir belge de bulunmamaktadır. Dosyada mübrez gemi kira sözleşmesinde, davacının karşı tarafa göndermesi gereken varış ihbarlarını yapıp yapmadığı dahi belli değildir. Bu nedenlerle kaçırıldığı ileri sürülen sefer ile ilgili olarak dava dosyasına sunulan kira sözleşmesinin davacının zararını ispat bakımından yeterli olmadığı değerlendirilmiştir.
Diğer yandan, Ukrayna- Finlandiya taşımasına ilişkin yapılan anlaşmaya göre, geminin söz konusu sefere çıkması gereken en son tarihin ne olması gerektiği ve söz konusu taşımanın … şirketlerinin talebiyle İtalya’da gemi üzerine konulan hacizler nedeniyle iptal edildiği sonucuna varılıp varılmadığı hususunun incelenmelidir. 25.01.2010 tarihli … 94 çarter partisinde, ilk sayfa kutucuk 21’de navlun sözleşmesinin taşıtan tarafından kullanılmak üzere fesih tarihi 19.02.2010 olarak kayıt edilmiştir. Buna göre … gemisi en geç 19.02.2010 saat 23:59’da kadar ambarları uygun vaziyette, yükü kabul edecek şekilde … limanında hazır olmalıdır. Geminin …’dan aldığı yükün tahliye limanının … olması nedeniyle, gemi … yükünü tahliye eder etmez, ambarlarınında aynı anda temizlenmiş ve yüklemeye hazır olamayacağı dikkate alınmalıdır. Aksi kabul edilse dahi ancak İtalya yükünün 19.02.2010 saat 23:59’da kadar gemiden tahliye edebilecek olması halinde konu yolculuk çarterinin gerçekleştirilmesi mümkün olacaktır. 15.02.2018 tarihinde davacı … Denizcilik tarafından dosyaya sunulan, 25.01.2010 tarihli … 94 çarter partisinde yükleten olarak görülen … (… )Ltd. ile davacı donatanı temsilen dava dışı … Ltd. arasında geçen e-posta yazışmalarında, … ‘in talep ettiği fesih tarihinin (kançello tarihi) 20.02.2010 tarihine (saat 23:59) kadar uzatılmasını kabul ettiği görülmektedir. Ancak taşıtanın yurt dışı komişyoncusu …Ltd’nin, donatanı temsilen … ‘e gönderdiği e-posta mesajında, fesih tarihinin 22.02.2010 tarihine kadar uzatılma talebini bu kez kabul etmemiş ve taşıtanın geminin tutuklandığına dair bilgi aldıklarını aktarmıştır. Dolayısıyla ikinci kançello tarihini uzatma talebine verilen cevapta; taşıtanın geminin üzerinde tedbir kararının olduğu bilgisi vurgulamış olsa da, tedbirlerin kaldırılacağı hakkında tarafların varmış olduğu 15.02.2010 tarihli mutabakatın bildirilmemiş olduğu veya bildirilmiş olsa dahi, taşıtan/yükleten komisyoncusu … ‘in çarter partideki 19.02.2010 olan fesih tarihini en fazla 20.02.2010 tarihine kadar uzatmayı kabul ettiği anlaşılmaktadır.
Hükme esas alınan17.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda; eğer gemi üzerinde davalı … ve dava dışı … (Eski Ünvanı: … Ticaret Ltd Şti) tarafından İtalya’da seferden men kararları alınmamış olsaydı, 11.02.2010 tarihinde saat 15:00 da kalkacağı ve 10.27 günlük fiilen gerçekleştirilen sefer süresinde yükünü boşaltarak varsayım olarak Ambarlarının temiz ve hazır olduğunun kabul edilmesi halinde de, aynı anda 25.01.2010 tarihli … 94 çarter partisi tahtında yük için hazırlık mektubu verebileceği, bu durumda 11.02.2010 saat 15:00 + 10 gün 6.30 saat = 21.02.2010 saat 21:30’da dava konusu …/… yüklemesi için en erken hazır hale geleceği değerlendirilmiştir. Kaldı ki raporda belirtildiği üzere, yük tahliye edildikten sonra, ambarların temizlenmesi ve yeni yük için hazır hale getirilmesinin de ayrıca bir zaman alacağı da göz ardı edilmemelidir. Aksi kabul edilse dahi, yani ayrıca bir temizlik faaliyeti yapılmadan tahliye biter bitmez gemiye …/… yüklemesinin yapılacağı kabul edilse dahi, Ukrayna’dan alınacak yük bakımından yükleten/… , donatan tarafın 15.02.2010 tarihinde talep ettiği fesih tarihinin (kançello tarihi) en son 20.02.2010 tarihine ( Saat 23:59 ) kadar uzatılmasını kabul etmiştir. Bu şartlar altında, davalı … ve Dava Dışı … tarafından İtalya’da ihtiyati tedbir kararları alınmamış olsa idi dahi geminin 19.02.2010 günü çarter parti fesih tarihini veya sonradan uzatma ile alınmış 20.02.2010 tarihli fesih tarihlerini dahi yakalaması ve davaya konu …/… seferini gerçekleştirmesi fiilen mümkün olmadığı görülmektedir. Dolayısıyla ihtiyati tedbir kararları nedeni ile geminin İtalya’da seferden men edilmiş olmasının davacının …/… seferinin iptaline sebep olduğu, bir başka ifade ile sözkonusu seferin ihtiyati tedbir kararları nedeni ile gerçekleşemediği sonucuna varmak mümkün değildir. Bu durumda, gerçekleşmeyen davacı yanın ifadesiyle kaçırılan …/… seferi nedeni ile davacı donatanın davalıdan tazminat talep edemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Bununla birlikte davacı, seferden men kararlarının uygulandığı dönemde geminin çalışamamasından dolayı uğradığı kazanç kaybı ile, bu sürede yapmak zorunda kaldığı harcamalarını talep edebilecektir. Geminin İtalya … Limanında alınan tedbir kararları sebebi ile seferden men edilmemiş olsaydı normal şartlarda 11.02.2010 tarih saat 15:00’de Limandan hareket edebileceği son bilirkişi raporu ile isabetli şekilde tespit edilmiştir. Tedbirlerin uygulanması sonrasında gemi ancak 16.02.2010 saat 10:30’da limandan hareket etmiştir. Böylece her iki tedbir kararı nedeni ile geminin 4 gün 19 saat 30 dakika yani 4.81 gün davacı … Denizcilik tarafından kullanılamamış olduğu dosya kapsamına göre sabittir. 3. Bilirkişi kurulu raporunda 09.02.2010 tarihli 1.Tedbir kararının dava dışı … Ticaret Ltd Şti tarafından alınmış olması sebebi ile davacının davalısı …nden isteyebileceği tazminatın 2.Tedbir kararı nedeni ile geminin tutulduğu süre bakımından hesaplanması gerektiği belirtilmiştir. Ancak dosyaya celp edilen ticaret sicil kayıtlarından davalı … ile dava dışı … Ticaret Ltd Şti’nin ortakları aynı olan, grup şirketleri olduğu görülmektedir. Bu nedenle davacının, her iki tedbir kararının uygulandığı süre yönünden doğan zararını davalıdan tahsil edebileceği değerlendirilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere tazminat hesabına esas alınması gereken süre 4.81 gündür. Dosyada ki 11/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda da benzer yaş ve tonajda ki gemiler için günlük zaman çarteri oranının 2.500 USD olduğu belirtildikten sonra 03.09.2018 tarihli ek raporda 25.01.2010 … Çarter parti seferinin daha yüksek navlun içerdiği, demuraj oranın da 5.000 USD olduğu dikkate alınarak buna göre zarar hesabı yapılmıştır. Son bilirkişi raporunda ise, … yükleme limanında ki zaman kaybının market ortalamasına göre hesaplanması gerektiği, 11/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda ki istatistik veriler bağlamında benzer tipteki gemiler için 2010 yılı ilk aylarında günlük zaman çarteri gelirinin 3.000 USD olabileceğine dair görüş bildirilmiş olduğundan mahkememiz tarafından; … gemisinin İtalya’da ki seferden men süresi ile ilgili tazminat hesabında günlük gelir kaybı olarak 3.000 USD’nin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir. Bu durumda … gemisinin İtalya da tutuklu kaldığı 4.81 günlük süre yönünden 14.430 USD kar kazanç kaybına uğradığı sonucuna varılmıştır.
Gemi üzerine uygulanan ihtiyati tedbir kararı nedeniyle Limanda yapmak zorunda kalınan masraflar, ihtiyati tedbir kararından sonra davacının acentelik ücretlerinin artması, … temsilcisi ve avukatlık masraflarının ortaya çıkması ve limana ekstra bağlama ücretinin ödenecek olması kaçınılmaz bir durumdur. Davacı taraf bu masraf kalemlerini ispatladığı ölçüde davalıdan talep etme hakkına sahip olacaktır.
Dosyadaki tazminat kalemlerinden Acentelik Masrafı ve Limanda bağlama ücreti ile ilgili belgeler, … gemisinin İtalya’da kaldığı, yüklemede geçen günler de dahil süre zarfında … firmasında verilen acentelik hizmetlerine ve bunların fiyatlamasına ilişkin yazışmalar davacı vekilinin 25/02/2015 tarihli dilekçesi ekinde dosyaya sunulmuştur. 22/03/2016 tarihli çoğunluk bilirkişi raporunda fatura sunulmadığı ifade edilmiş ise de, davacı vekilinin 04/05/2016 tarihli dilekçesi ekinde İtalyanca/İngilizce kayıtlar içeren ve … firması tarafından düzenlenmiş borç dekontları olduğu anlaşılan bir kısım belgeler ibraz edilmiştir. Bir önceki 27/01/2017 bilirkişi raporunda; uygulamada, verilen acentelik hizmetlerinin dökümünü gösterir bir masraf hesap çizelgesi (disbursement account) düzenlenmekte ve bu tutarlar sonuçta donatana fatura edildiği, söz konusu acentelik ücreti için masraf hesap çizelgesi, donatana hitaben düzenlenmiş fatura ve bu faturanın donatan tarafından ödendiğini gösterir ticari defter kayıtları dosyada mevcut olmadığından” bahisle davacı vekilinin bu talebi uygun bulunmamış ise de, davacı vekilinin sunmuş olduğu 19.02.2010 tarihli, 24.971,29 USD lik davacının … ‘ e yaptığı para transferini gösteren swift belgesi bulunmaktadır. Her ne kadar swift’te açıklama kısmında “navlun faturası” kaydı düşülmüş olsa da, 17.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; donatanın navlun kazanan taraf olması nedeniyle, sırf bu açıklamadan dolayı bu para transferinin limanda yapılan harcamalar ile ilgili olmadığını söylemek mümkün değildir. Zira son bilirkişi raporunda, söz konusu transferin donatan adına limanda yapılan masraflar ile ilgili olduğu, İtalya acentesi tarafından 17.02.2010 tarihinde saat 11:39 da …’ e gönderilen e-mail mesajında kiracıya ve donatana ait olan masrafların tek tek açıklandığı, 11.02.2010 dan 16.02.2010 tarihine kadar 4.800 Euro Limanda bağlama ücreti ve ihtiyati tedbir kararı nedeni ile 716 Euro, … nedeni ile verilen ekstra acentelik ücreti kaydı bulunduğu, buna göre, davacı vekilinin talebi ile ilgili olarak 4.800 Euro Limanda bağlama ücreti ile 716 Euro’ luk (tarifesinin değişmesi nedeni) yeni tarifeden kaynaklanan acentelik ücretinin uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca Acentenin yaptığı uluslararası görüşmeler ve ekstra çalışmalar ile ilgili olarak davacının 2.040 Euro’luk talebi ile yapılan avukatlık masrafları ile ilgili olarak 4.541,01 Euro’luk talebin uygun olduğu değerlendirilmiştir. Hükme esas alınan söz konusu 17/12/2019 tarihli rapor doğrultusunda acentelik ücretleri, … temsilcisi ve avukatlık masrafları ile ilgili olarak yapılan değerlendirmelere göre davacının toplam olarak, 14.237,5 USD ve 12.097,01 Euro (4.800 Euro + 716 Euro +2.040 + 4.541,01) zararının doğduğu anlaşılmış olup 2010 yılı ocak/ şubat ayları Euro/Dolar paritesine göre(0.69) 12.097,01 Euro, 9.596,16 dolar’a tekabül etmektedir.
Tüm bu değerlendirmelerin sonucunda; davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 24.026,16 USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/A maddesine göre işleyecek yıllık dolar faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 24.026,16 USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/A maddesine göre işleyecek yıllık dolar faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ÖDENMESİNE,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Peşin alınan 6.722,20 TL harçtan, karar harcı olan 2.520,92 TL’nin mahsubu ile fazla alınan 4.201,28 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
2.520,92-TL peşin harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin olunan 19.700,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 64.207,49 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 18,40 TL başvurma harcı, 13.400 TL bilirkişi ücreti, 329,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 13.747,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 1.120,76 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 4.500 TL bilirkişi ücreti olan yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 4.133,13 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/10/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır