Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/456 E. 2018/34 K. 12.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
ESAS NO : 2014/456 Esas
KARAR NO : 2018/34
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 17/02/2010
KARAR TARİHİ: 12/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 08/02/2009 tarihli hizmet akdine istinaden… isimli gemide aylık 3.461,00ABD Doları ücret ile elektrik zabiti olarak çalıştığını, bir nolu davalının geminin işletmecisi, iki nolu davalının donatanı ve üç nolu davalının da mali mesuliyet sigortacısı olduğunu, 13/03/2009 tarihinde gemi Malta Limanında iken onarım yapıldığı esnada kaptan tarafından davacıya bir elektrik motorunun yerinden çıkartılıp tamirhanaye nakledilmesi görevinin verildiğini bu esnada davacının iş kazası geçirdiğini, motorun davacının üzerine düşmesi sonucu davacının sakatlandığını, gemide kendisinden başka elektrik zabiti olmadığından muayene ve tedavisi yapılmaksızın gemide çalışmaya devam ettiğini, bu nedenle sakatlığının giderek arttığını, gemi Libya’ya vardığında burada muayenesinin yapıldığını ve üç günlük yataklı istirahat verildiğini, ancak tek çalışması nedeniyle raporu kullanamadığını, gemi İspanya’ya vardığında ikinci kez muayenesinin yapıldığını, burada davacıya 30 günlük rapor verildiğini ve ülkesine gönderilmesinin zorunlu olduğunun rapora dercedildiğini, geminin Barselona Limanına vardıktan sonra davacının İstanbul ‘ a gönderildiğini, İstanbul ‘da yapılan tedavi giderlerinin davalılar tarafından karşılanmadığını ve davacının maaş ve diğer tazminatlarının da ödenmediğini, bir nolu davalıya yapılan başvurudan herhangi bir olumlu yanıt alınamadığını, mali mesuliyet sigortacısının da müvekkilini oyaladığını, bu nedenle davacının hastane masraflarını kendisinin karşılamak zorunda kaldığını, ileri tetkikleri ve ameliyat giderlerini borçlanarak karşıladığını, … Hastanesinde düzenlenen EMG raporuna göre davacının sol kolunda zaaf oluştuğunun tespit edildiğini, gemiden ayrıldıktan sonra üç ay boyunca hiç çalışamadığını, daha sonra çalışmak istemesine rağmen sakatlığı nedeniyle herhangi bir işte uzun süre çalışamadığını, iş kazasından doğan tazminatların geminin mali mesuliyet sigortası kapsamında kaldığını, sigorta şirketinin İstanbul ‘daki temsilcisi … kanalıyla davacının … Hastanesinde muayene ettirildiğini, muayene neticesinde belinde ve sol kasığında fıtık teşhisi konulup, kasıktaki şişliğin üreme sistemini baskılamış olma olasılığına binaen yapılan testler sonucunda davacıda varicosey asthenovospermi yani halk dilinde bilinen ismi ile kısırlık meydana geldiğinin tespit edildiğini, …Hastanesindeki raporlara göre davacının bel fıtığına bağlı ameliyatının yaklaşık maliyetinin 12.000,00 TL, sol kasığındaki fıtık ameliyatının 10.000,00 TL, kısırlığın giderilmesi için yapılacak olan ameliyatın da 7.000,00 TL olarak davacıya iletildiğini, söz konusu ameliyatlar sonucunda en az altı ay boyunca çalışamayacağının söylendiğini, bütün bu varsayımlara rağmen …Hastanesi tarafından düzenlenen nihai raporda davacının kaza öncesine ait medikal kayıtlarının mevcut olmadığı gerekçesi ile hastadaki bu bulguların kaza ile ilişkili olma olasılığının düşük olduğu şekilde hatalı varsayımda bulunulduğunu, söz konusu hatanın düzeltilmesi için Beyoğlu…Noterliğinden 02/12/2009 tarihinde ihtarname çekildiğini, .. Hastanesinin İstanbul .. Noterliğinden gönderdiği cevabi ihtarnamede hastanın tıbbi tablosunun geçirdiği kaza ile alakalı olup olmadığı yönünde görüş bildirme yetki ve görevlerinin bulunmadığının bildirildiğini, bu gelişmelerden sonra üç nolu davalı sigortacının müvekkiline hiçbir ödeme yapılmayacağını bildirdiğini, iş kazası sebebi ile hem fıtık olan hem de kısır kalan davacının çocuk sahibi olma ihtimalinin bulunmadığını, bu durumun davacıyı psikolojik bunalıma sürüklediğini, hizmet akdinin gemi adamına yapılacak tüm tıbbi müdahale masraflarının karşılanacağını içerdiği halde müvekkilinin İstanbul ‘da yapılan tedavi masrafları konusunda hiçbir ödeme yapılmadığını, hizmet akdinde gemi adamı için ödenecek sakatlık tazminatının 112.500,00 Euro olarak belirlendiğini, yine sözleşmede sakatlığın neden olduğu meslek kaybı tazminatının % 100 güvence altına alındığının belirtildiğini, iş kazasından önce Tuzla Sahil Sağlık Denetleme Tabipliğinde 24/11/2008 tarihinde yapılan muayene sonucunda müvekkilinin sağlık durumunun gemi adamı olmaya uygun olduğunun belgelendirildiğini, ancak bu aşamada davacının tedavisinin yapılmış olsa dahi gemi adamları sağlık yönergesinde şart koşulan gemide çalışabilecek sağlık yeterliliğine kavuşamayacağını, netice olarak meslek kaybına uğradığını, bu nedenle kendisine sakatlık tazminatının ödenmesi gerektiğini, davacının yapılan tedavi masraflarının 649,00 USD, gemiden ayrıldıktan sonra üç ay çalışamamasından dolayı hastalık ücreti alacağının 6.600,00 USD, ameliyat için gerekli masrafların 19.430,00 USD, ameliyattan sonra asgari altı ay çalışamayacağından altı aylık hastalık ücretinin 13.200,00 USD ve meslek ve iş gücü kaybı tazminatının ise şimdilik 70.000,00 USD olarak hesap edilmiş ise de, davacının hak kazanacağı gerçek meslek kaybı tazminatının ancak gerekli ameliyatların yapılmasından sonra belirleneceğini bu nedenle fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını ileri sürerek şimdilik 109.879,00 USD akdi gemi adamı alacağının 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte, 25.000,00 USD manevi tazminatın olay tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, alacağın gemi alacağı mahiyetinde olması sebebiyle … Bayraklı …IMO nolu… isimli gemi üzerine kanuni rehin hakkı tanınması ve tesisine ve ihtiyati tedbir yolu ile söz konusu geminin seferden men’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
1 ve 2 nolu davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın TTK ‘nun 1235/3.maddesi kapsamında bir alacak olmadığından mahkemenin görevsiz olduğunu, müvekkillerinden … Denizciliğin geminin teknik işleteninin olması sebebiyle dava konusu tazminat talebinden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenle de pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, TTK ‘nun 1235/b.3 maddesine göre tazminat talebinin donatandan istenebileceğini, elektrikçinin gemide bulunup bulunmamasının gerek seyir güvenliği gerekse gemi faaliyetleri açısından zorunlu olmadığını, seyir boyunca gemide 12 personel bulunduğunu, diğer makina personelinin gemi elektrikçisinin görevlerini yapabilme ehliyetine sahip olduğunu, bu nedenle davacının yaşadığı yoğun acılara rağmen gemide kendisinden başka elektrik zabiti olmadığından bahisle çalışmaya devam ettirildiği yönündeki iddianın mesnetsiz olduğunu, davacının rahatsızlığını beyan etmesinden sonra tüm tedavi ve kontrollerinin en iyi şekilde yaptırıldığını, öte yandan davacının söz konusu olay nedeniyle bir taraftan gemi adamı yeterliliğini kaybettiğinin ileri sürülüp diğer yandan ise gemilerde kısa süreli olarak çalıştığının beyan edildiğini, bu beyanların kendi içerisinde çelişki oluşturulduğunu, kaldı ki sigortalı hizmet dökümünden davacının sürekli olarak iş yeri değiştirdiği uzun süreli olarak bir işveren yanında çalışmadığının anlaşıldığını, davacı hakkında … Hastanesi tarafından düzenlenen kapsamlı raporda davacının iddia ettiği hastalıklarının hiçbirinin gemide rahatsızlandığı olayla ilgili olmadığı gibi maluliyetinin de söz konusu olmadığının belirtildiğini, dolasıyla davacının kendi dikkatsizliği nedeniyle meydana gelen kazada uygun illiyet bağı bulunmadığından ortaya çıkan rahatsızlıklarından dolayı işverenin sorumlu tutulamayacağını, zira somut olayda müvekkilinin iş güvenliği ile ilgili tüm tedbirleri aldığını, kazanın ise davacının dikkatsizliği ve kusuru sonucu meydana geldiğini, olay sonrasında davacının herhangi bir maluliyet söz konusu olsa dahi bundan donatan sorumlu tutulamayacağını, tazminat talebinin Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı ileri sürülmesi gerektiğini, manevi tazminat talebinin de fahiş olduğunu savunarak davanın husumet ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
3 nolu davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … Mümessillik ve Tic AŞ’nin geminin kulüp sigortacısının temsilcisi yada acentesi olmadığını, müvekkilinin görevinin talimatlar uyarınca zarar ziyan ekspertizi yaptırmak ve muhabirlikten ibaret olduğunu, bu nedenle müvekkiline yöneltilen davanın husumetten reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Dava; yabancı bayraklı gemide elektrik zabiti olarak çalışan davacının görevini icra ettiği sırada geçirmiş olduğu kaza sonucu ortaya çıkan maluliyet ve tedavilerinden dolayı maruz kaldığı maddi ve manevi zararların davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
1 ve 2 nolu davalılar vekili tarafından, dava konusu maddi ve manevi zararların TTK ‘nun 1235/3.maddesi kapsamında olmadığından bahisle davanın genel mahkemelerinde görülmesi gerektiği ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuş ise de, dava konusu alacak kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK ‘nun 1235/7.maddesinde öngörülen gemi alacaklısı hakkı veren alacaklardan olup, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 1999/5412 – 6635, 2000/8775 – 2001/727 esas ve karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere TTK nun 1236.maddesinde öngörülen yasal rehin hakkının gemiyi takip etmesi sebebiyle rehin hakkı tesisinin de talep edildiği davada İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğu değerlendirildiğinden görev itirazı yerinde görülmeyerek davanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Dosyaya ibraz edilen bilgi ve belgelerden davacının 08/02/2009 başlangıç tarihli gemi adamı hizmet sözleşmesine bağlı olarak aylık toplam 3.461,00 USD ücret ile A… bayraklı …gemisinde elektrikçi vasfıyla gemi adamı olarak çalıştığı sırada gemi Malta Limanında iken üzerine ağır yük binmesi sonucu iş kazası geçirdiği, bundan dolayı uzun süreli tedaviler gördüğü anlaşılmakta olup, davacı tarafça davacının söz konusu iş kazası sonrasında meslek kaybına uğradığı ileri sürülerek bundan dolayı maruz kaldığı maddi ve manevi tazminatların tahsili talep edilmektedir.
Mahkememizce davacının iş kazasına bağlı maluliyetinin söz konusu olup olmadığı, varsa maluliyet oranı yada iş ve güçten kalma süresinin tespiti açısından Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasına karar verilmiş olup, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 29/12/2012 tarihli raporda, 11/10/2008 tarihli 27021 sayılı Resmi Gazete yayınlanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğine göre sürekli maluliyet oranı tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 13/03/2009 tarihinden itibaren 15 güne kadar uzayabileceği, bu süre zarfında davacının mesleğini icra edemeyeceği ve % 100 malul sayılması gerektiği, öte yandan varicosel tanısının ise olay ile illiyetinin olmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekilinin itirazları üzerine Adli Tıp Genel Kurulundan alınan 12/12/2013 tarihli raporda da, davacı hakkında sürekli maluliyet oranı tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 13/03/2009 tarihinden itibaren 1 ay uzayabileceği, bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceği, mevcut varicosel tanısının ise olay ile illiyetinin kurulamadığına oy birliği ile karar verildiği belirtilmiştir.
Bu durumda, iş kazalarında maluliyet ve iş gücü kaybı konularında en ehil ve en son merci olan Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu tarafından düzenlenen 12/12/2013 tarihli rapor mahkememizce esas alınarak rapordaki bulgular ve kanaate göre davacının geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle kalıcı maluliyetinin söz konusu olmadığı, geçici süre ile iş ve gücünden kaldığı, iyileşme süresinin 13/03/2009 tarihinden itibaren bir ay uzayabileceği, bu süre zarfında % 100 malul sayılması gerektiğinden tazminat hesabının buna göre yapılması gerektiği, öte yandan davacı vekili tarafından söz konusu kazanın davacıda varicosel asthenovospermi yani kısırlığa neden olduğu ileri sürülmüş ise de, Adli Tıp Kurumu raporuyla varicosel tanısının söz konusu iş kazası ile illiyet bağının bulunmadığına oy birliği ile karar verilmiş olduğundan davacının bu yöndeki iddiasına itibar edilemeyeceği değerlendirilmiştir.
Bu değerlendirmeler ışığında davacının isteyebileceği maddi tazminat miktarının tespiti açısından alınan raporlardan 27/03/2015 tarihli birinci raporda, iş sözleşmesi gereğince davacının rahatsızlığı sebebiyle gemiden ayrılması durumunda söz konusu hastalık ve buna bağlı tedavi masrafları ile 130 güne kadar hastalık ücretini talep etme hakkına sahip olduğu, tedavi masrafları konusunda 458,00 TL harcama yapıldığının belgelendirildiği, hizmet akdi gereğince istenebilecek 130 günlük hastalık ücretinin 2.200,00 USD aylık tutar üzerinden 130 günlük tutarının 9.532,90 USD olarak hesaplandığı, davacının tedavisinin 1 ay süreceği ve bu sürenin herhangi bir iş görmezlik durumunun kalmayacağı anlaşıldığından meslek ve iş gücü kaybı tazminatının talep edilemeyeceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Birinci ek raporda, maddi tazminat talebine ilişkin önceki görüşlerinde herhangi bir değişiklik olmadığı belirtilmiş olup, 09/05/2016 tarihli ikinci ek raporda ise, davacı tarafça sunulan yeni tedavi belgelerine göre tedavi masraflarının 1.293,81 TL (857,96 USD), davacının aylık ücreti 2.200,00 USD kabul edildiğinde istenebilecek maddi tazminat miktarının 9.532,90 USD, aylık ücretin itiraz dilekçesinde ileri sürüldüğü şekilde 3.461,00 USD olarak kabul edilmesi halinde istenebilecek maddi tazminat miktarının ise 14.998,10 USD olarak belirlendiği beyan edilmiştir.
Davacı vekilinin itirazları nedeniyle alınan ikinci bilirkişi kurulu raporunda, bir nolu davalının işleten sıfatı ile sorumlu olduğu, üç nolu davalı sigorta şirketine karşı TTK ‘nun 117/3.maddesi uyarınca …’a husumet yöneltilebileceği, iş kazasının önlenmesi için gerekli tedbirleri ve denetimi yapmayan donatan ve işletenin meydana gelen kazada % 100 kusurlu olduğu, tazminat miktarının tespitinde dosyada mevcut olan 09/05/2016 tarihli ek raporda belirtilen tespitlere aynen katıldıkları, buna göre tedavi masraflarının 857,96 USD, hastalık ücretinin 9.532,90 USD olarak saptandığı, davacının meslek ve iş gücü kaybı talebinde bulunamayacağı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporlarına göre, davacının 08/02/2009 tarihli “gemi adamı hizmet sözleşmesi” tahtında… isimli gemide aylık 3.461,00 USD ücret ile elektrik zabiti olarak çalışırken 13/03/2009 tarihinde iş kazası geçirdiği, hizmet sözleşmesinin 8.1, 9.1 ve 12.1.maddelerinde gemi adamının iş kazasına maruz kalması halinde donatanın sorumlulukları ve ödenecek tazminat miktarının düzenlendiği, gemi donatanının iki nolu davalı olduğu, dava dilekçesinde gemi işleteni olarak gösterilen … Denizcilik şirketinin gemi yöneticisi olduğu, bu nedenle de iş kazası nedeniyle doğan tazminat taleplerinden sorumlu tutulamayacağı savunulmuş ise de, bu şirketin 06/02/2009 ve 23/03/2009 tarihli hizmet belgesini kendi nam ve hesabına işleten sıfatı ile düzenlediği, 6762 sayılı TTK ‘nun 946/2.maddesi uyarınca başkasına ait gemiyi deniz ticaretinde kendi nam ve hesabına kullanan gemi işletme müteahhidinin üçüncü kişilere karşı donatan kabul edileceği, anılan yasa maddesine göre bu davalının davacı gemi adamının hizmet sözleşmesinden kaynaklanan taleplerinden dolayı husumet ehliyetinin bulunduğu, … sorgulaması ve dosyadaki email yazışmalarından davacının gemi adamı olarak çalıştığı … gemisinin dava tarihindeki mali mesuliyet sigortacısının üç nolu davalı … olduğu anlaşıldığından sigorta şirketinin davacının maddi tazminat taleplerinden diğer davalılarla birlikte sorumlu olduğu, sigorta şirketine izafeten acente sıfatıyla dava yöneltilen … vekili tarafından müvekkilinin acentelik sıfatının bulunmadığı ileri sürülmüş ise de, 6762 sayılı TTK’nun 117/3.maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti içerisinde merkez veya şubesi bulunmayan yabancı tacirler ad ve hesabına ülke içinde işlemlerde bulunanların özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla acentelik hükümlerine tabi olacağının düzenlendiği, bu durumda sigortalı şirket adına Türkiye’de işlem yapan …’a karşı TTK ‘nun 117/3.maddesi uyarınca husumet yöneltilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, iş kazasının önlenmesi için gerekli tedbirleri ve denetimi yapmayan donatan / işletenin meydana gelen kazada % 100 kusurlu olduğu, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu tarafından düzenlenen 12/12/2013 tarihli rapora göre, davacının 13/03/2009 tarihinde maruz kaldığı iş kazası sonucu sürekli maluliyetinin söz konusu olmadığı, iyileşme süresinin 13/03/2009 tarihinden itibaren bir ay uzayabileceği, bu süre içerisinde % 100 malul sayılması gerektiği, hizmet sözleşmesinde de gemi adamının gemiden ayrılmasına neden olan hastalık ve buna bağlı tedavi masrafları ile 130 güne kadar hastalık ücreti talep hakkı olduğunun düzenlendiği, Adli Tıp raporu ve sözleşme hükümlerine göre davacının iş kazası sonrası gemiden ayrılıp tedavi görmesi nedeniyle anılan sözleşme hükümlerine göre azami 130 gün hastalık ücretine hak kazandığı, iş akdinde aylık ücretin 3.461,00 USD olarak gösterildiği, dava dilekçesi içerisinde de aylık ücret tutarı 3.461,00 USD olarak beyan edildiği halde talep kısmında 2.200,00 Dolardan bahsedildiği, davacı vekili tarafından ücret konusunda dava dilekçesinde sonuç bölümünde maddi hata yapıldığı, tazminat tutarının belirlenmesinde 3.461,00 Dolar’ın esas alınması gerektiği beyan edilerek söz konusu maddi hatanın düzeltilmesi talep edildiğinden dava dilekçesinde aylık ücret konusunda maddi hata yapıldığı kabul edilerek HMK ‘nun 183.maddesine göre maddi hatanın düzeltilerek harç ikmalinin yapılmasına karar verildiği, mahkememizin ara kararından sonra davacı vekili tarafından 3.461,00 Dolar üzerinden harç ikmalinin yapılmış olduğu, bilirkişi raporlarında aylık 3.461,00 Dolar esas alınarak 130 günlük hastalık ücretinin 14.998,10 USD olarak tespit edilip, dosyaya sunulan belgelere göre davacının tedavi masraflarının 1.293,81 TL olduğu, hizmet sözleşmesine göre davacının tespit edilen hastalık ücreti ile tedavi ücretlerini davalılardan talep edebileceği kabul edilmiştir.
Öte yandan davacı vekili tarafından iş kazasının davacıda varicosey asthenovospermi hastalığına yol açtığı ileri sürülmüş ise de, Adli Tıp Kurulu Genel Kurul raporunda davacıda mevcut olan varicosey tanısının olay ile illiyet bağının bulunmadığı sonucuna varılmış olduğundan söz konusu hastalığa bağlı tazminat talebinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
eBK’nun 47.maddesinde hususi haller nazara alınarak cismani zarara duçar olan kimseye uygun bir miktar manevi tazminat ödenmesine karar verilebileceği hükmü düzenlenmiş olup, davacının iş kazasından sonra geminin seyirde olması nedeniyle tedavisinin gecikmiş olması, gemide uzun süre kalması, İstanbul’a döndükten sonra uzun süreli tedavi görmesi hususları dikkate alındığında manevi zarara uğradığı değerlendirildiğinden tarafların ekonomik ve sosyal durumları da nazara alınarak BK’nun 47.maddesi nazara alınarak davacıya 10.000,00 TL manevi tazminat takdir edilebileceği, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu sadece maddi tazminatla sınırlı olduğundan manevi tazminatın bir ve iki nolu davalılardan tahsili gerektiği kanaatine varılarak, bu kanaat ışığında davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat yönünden 14.998,10 USD nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek Dolar faizi ile birlikte, 1.293,81 TL nin de yine dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 1 ve 2 nolu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, 6762 sayılı TTK’nun 1235/3.maddesine göre hizmet sözleşmesinden kaynaklanan bütün alacaklar gemi alacağı niteliğinde olduğundan kabul edilen alacak ve fer’ileri ile sınırlı olmak üzere …a bayraklı …. isimli gemi üzerine davacı lehine kanuni rehin hakkı tanınmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat yönünden 14.998,10 USD nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek Dolar faizi ile birlikte, 1.293,81 TL nin de yine dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 1 ve 2 nolu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-3 nolu davalı hakkındaki manevi tazminat talebinin reddine,
4-6762 sayılı TTK nun 1235 ve devamı maddelerine göre kabul edilen alacak ve fer’ileri ile sınırlı olmak üzere …bayraklı ……. isimli gemi üzerine davacı lehine kanuni rehin hakkı tanınmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 2.321,99 TL karar harcının 3.031,30 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 709,31 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2.321,99 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan kabul olunan maddi tazminat tutarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 2.879,03 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan kabul olunan manevi tazminat tutarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin 1 ve 2 nolu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar vekil ile temsil olunduğundan red olunan maddi tazminat tutarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 14.123,02 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Davalılar vekil ile temsil olunduğundan red olunan manevi tazminat tutarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 17,15 TL başvurma harcı, 7.200,00 TL bilirkişi ücreti ile 595,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 7.812,65 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 1.301,87 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/02/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır