Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/304 E. 2019/71 K. 18.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2014/304 Esas
KARAR NO : 2019/71
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 13/11/2007
KARAR TARİHİ : 18/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yılbaşı alışverişinde satışa sunmak üzere birkısım hediyelik eşya için davalı … LTD ile anlaşma yaparak malların bedelini bu şirketin yetkilisi olan davalı …’e 24/07/2006 tarihinde 40.000,00 USD, 09/10/2006 tarihinde 40.000,00 USD ve 29/11/2006 tarihinde 18.000,00 USD havale yapmak suretiyle toplam 98.000,00 USD’yi peşin olarak ödediğini, … şirketi adına …’in müvekkili şirkete konişmentonun taşıyanda olduğunu ve İstanbul’da taşıyandan teslim alınacağı bilgisini verdiğini, ancak müvekkilinin konişmento ve malları teslim alamadığı gibi satın alınan ürünlerin yılbaşı öncesinde İstanbul’a ulaşmaması neticesinde ciddi maddi zararlara ve prestij kaybına uğradığını, … şirketi ve … aracılığı ile ithal edilen … ve … referans nolu üç konteyner dolusu eşyanın İstanbul Gümrüğüne ulaştığı 04/01/2007 tarihinde davalı … AŞ tarafından müvekkiline faks yoluyla varış ihbarnamesi gönderildiğini ancak eşyanın aslında 24/11/2006 tarihinde İstanbul Gümrüğüne girdiğinin sonradan anlaşıldığını, zira … tarafından gecikme bedeli olarak müvekkilinden 6.100,00 USD demuraj bedeli istenmesinden anlaşıldığını, …’un nakliyeci olarak ürünleri tam ve eksiksiz şekilde varış limanına ulaştırmak ve varış tarihini doğru şekilde bildirmek yükümlülüğü taşıdığı halde ürünlerin geldiğinin 04/01/2007 tarihinde gönderilen ihbar ile bildirilmiş olmasından dolayı zamanında ihbar yükümlülüğünü ihlal ettiğini, zira eşyanın gümrüğe giriş tarihi ile varış ihbarnamesinin gönderildiği tarih arasında 41 günlük bir gecikme olduğunu, bu sürenin de yılbaşı öncesine rastladığını, buna rağmen gecikme nedeniyle müvekkilinden demuraj bedeli istemesinin de iyi niyetle bağdaşmadığını, ayrıca gönderilen varış ihbarnamesinde 04/01/2007 tarihi olan ileti tarihi faks makinası ile otomatik olarak yazıldığı halde ihbar metninde 23/11/2006 ve 27/11/2006 tarihlerinin elle yazılmak suretiyle ihbar tarihinde de tahrifat yapıldığını, müvekkilinin ihbar tarihi olan 04/01/2007 tarihinden itibaren 21 gün free time süresi hesaplanarak buna göre tespit edilen 25/01/2007 tarihinden itibaren gecikme süresi için demuraj ödemesi yapmaya hazır olduğunu, 30/11/2007 tarihinde … Noterliğinden gönderilen ihtarname ile …’a ihbar ettiği halde bu şirketin ihbara herhangi bir olumlu yada olumsuz cevap verilmediğini, müvekkili tarafından 27/02/2007 tarihinde … Noterliğinden ikinci kez ihtarname gönderildiğini, bu ihtarnameye de cevap alınamadığını, daha sonra … şirketi ile … tarafından üç konteyner dolusu eşyanın … aracılığı ile … Ltd ‘ne satıldığı bilgisine ulaşıldığını, bu duyum üzerine Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğünden malların akıbetinin sorulduğunu, Gümrük Müsteşarlığı İstanbul Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü tarafından verilen 09/07/2007 tarihli cevabi yazıda dava konusu eşyanın … tarafından … San. Ltd Şti adına tanzimli, cirolu, stickerli konişmentolara istinaden ithalinin gerçekleştirildiği bilgisinin verildiğini, bu durumda müvekkili şirketin tüm ihbar ve ihtarlarına rağmen bedeli peşin olarak ödenmiş olan eşyaların üçüncü bir şirkete stickerli konişmentolar karşılığında bir kez daha satılarak teslim edildiğinin anlaşıldığını,vbu şekilde … LTD ve … ‘in malların satışı suretiyle haksız ve hukuka aykırı olarak ikinci kez kazanç sağladıklarını, …’un ise konişmentoda müvekkilinin isminin bulunduğu ve varış bildirimi yaptığı halde konişmentoyu sticker ile kapatarak davacının isminin değişmesine muvafakat ettiğini, sonuç olarak müvekkilinin mal bedeli olarak ödediği 98.000,00 USD ile yılbaşı sonrasında dava konusu ürünlerin satışından elde etmeyi beklediği 300.000,- YTL tutarı kardan yoksun kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 98.000,00 USD ile yoksun kalınan kardan şimdilik 20.000,-YTL’nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmaya konişmento ibraz edilip, herhangi bir ordino talebinde bulunulmadığından müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca konişmentoda taraf olmayan müvekkilinin taşıyıcı sayılamayacağından bu nedenle de davanın husumetten reddi gerektiğini, konişmentodaki yetki şartına göre mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, davanın TTK ‘nun 1067.maddesinde öngörülen bir yıllık hakdüşürücü süre içerisinde açılmadığını, taşıma akdinin hukuki sonuç doğurması açısından karşılıklı ve birbirine uygun iki irade beyanının ve bir taşıma akdinin olması gerektiğini, dava konusu emtianın yurtdışından davacı için getirilmediğini, bu hususun konişmento ibraz edildiğinde ortaya çıkacağını, bu konudaki cevap haklarını saklı tuttuklarını beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının mal alım satımı konusunda … LTD ile anlaştığından müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin hesabına yapılan havalelerin davacının borçları nedeniyle müvekkilinin adına hareket ettiği şirkete yaptığı ödemeler olduğunu, ödemeler şirket adına alındığından müvekkilinin bu nedenle sorumlu tutulamayacağını, davacı tarafça dosyaya sunulan ihbarnamelerin 27/11/2006 ve 23/11/2006 tarihli olduğunu, ihbarname tarihlerinden anlaşıldığı üzere satın alınan malların yılbaşından önce İstanbul’a getirildiğini, davacının ihbarnamelerin 04/01/2007 tarihli faks ile kendilerine gönderildiği yönündeki iddiasının ispata muhtaç olduğunu, davacının muhatabının ancak ticaret yaptığı … LTD olabileceğini, müvekkilinin dava konusu alım satım ilişkisine hiçbir şekilde taraf olmadığını, ayrıca malların üçüncü kişiye satılmasıyla da müvekkilinin herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, ayrıca dava dilekçesinde ileri sürülen 300.000,00 TL kardan yoksun kalındığı yönündeki iddianın da ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak davanın pasif husumet yokluğu ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … LTD hakkında açılan dava taraflarınca takip edilmediğinden 26/06/2014 tarihinde işlemden kaldırılmış olup, HMK ‘nun 150.maddesine göre bu tarihten itibaren 3 ay içerisinde de taraflarca yenilenmemiştir.
Dava; yurtdışından satın alınan malların davacı alıcıya teslim edilmemesi nedeniyle ödenen mal bedeli ile malların satışından dolayı elde edilebilecek kar kaybının davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı tarafça yılbaşı alışverişi için satışa sunulmak üzere bir kısım hediyelik eşyanın satın alınması konusunda … şirketi ile anlaşma yapıldığını, mal bedelinin de bu şirketin yetkilisi olan … hesabına havale edildiği, malların yurtdışından İstanbul’a getirilmesinden sonra 24/11/2006 tarihinde demuraj bedeli talep edildiği halde taşıma şirketi olan davalı … şirketi tarafından yaklaşık 41 gün sonra davacıya varış ihbarının gönderildiği halde malların davacıya teslim edilmeyip, üçüncü bir şirkete ikinci kez satışının yapıldığı, konişmentoların üzerinin stickerlar ile kapatılarak alıcı olarak başka bir şirketin isminin sonradan yazıldığı, bu şekilde başka bir şirket adına gümrükte ithalat işlemlerinin gerçekleştirildiği ileri sürüldüğünden dava konusu uyuşmazlık, davalı …’in alımsatım ilişkisinin tarafı olup olmadığı, yurtdışından ithal edilen emtianın İstanbul’a taşınmasına ilişkin konişmentoda alıcı isminin sonradan değiştirilip değiştirilmediği, bu konuda taşıma şirketinin kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davacıya teslim edilmeyen mallar nedeniyle davacının kar kaybına uğrayıp uğramadığı hususlarında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü açısından alınan bilirkişi raporlarından 25/05/2015 tarihli birinci bilirkişi raporunda; davacı tarafından davalı …’in banka hesabına yatırılan toplam 98.000,00 USD’nin alım satım komisyonculuğu karşılığı davalının komisyoncu olarak tedarik ettiği mal sipariş bedelleri için yatırıldığı, …’in davacıya % 10 komisyon karşılığında mal tedarik ettiği, bedelini de kendi adına tedarikçiler hesabına tahsil ettiği, tedarik edilen ürünleri konsolide ederek davacıya davalı … firması üzerinden gönderdiği, malların Çin’den toplanıp davacıya gönderilip gönderilmediğinin dosya kapsamına göre sabit olmadığı, şayet davacı verilen siparişler için yapılan ödemelere karşı malların kendisine gönderilmediğini ispatladığı takdirde mal bedeli ve tedarik edilmeyen mallardan dolayı uğradığı zararlarını davalı …’den isteyebileceği, bu konudaki ispat külfetinin davacıda olduğu, öte yandan davacının … firması ve … firması ilearasındaki ticari ilişkiyi ispatlayamadığı, zira konişmentoda lehtar veya hamil konumunda olmadığı, 2006 yılı piyasa koşulları dikkate alınarak 98.000,00 USD karşılığı mal satımından davacının elde edebileceği ortalama karın 39.000,00 USD bu tutarın dava tarihindeki karşılığının ise 47.353,60 TL olarak tespit edildiği, davacı mal almadığını ispatlayamadığı takdirde davalı …’in hem mal bedelinden hem de yoksun kalınan kardan dolayı sorumlu olabileceği belirtilmiş olup, ek raporda da aynı görüşü muhafaza ettikleri beyan edilmiştir.
07/09/2016 tarihli ikinci bilirkişi raporunda; dosyada mübrez olan konişmentolar kapsamında yapılan incelemede davaya konu ürünlerin Çin’den davalılarca tedarik olunarak davacıya gönderildiğine dair bir tespit yapılamadığı, buna göre davalı … şirketinin davacı adına yüklenmeyen ve taşınmayan ürünler dolayısıyla sorumluluğunun bulunmadığı, öte yandan davalı …’e yapılan 98.000,00 USD tutarlı tediyenin adı geçen nezdinde sebepsiz zenginleşme oluşturduğu, 2006 yılı piyasa koşulları çerçevesinde hediyelik eşya konusu ürünlerdeki kar marjının % 40 olarak kabul edilip, buna göre birinci bilirkişi raporunda tespit edilen 47.353,00 TL kar kaybı tutarının makul olabileceği yönünde kanaat bildirilmiştir.
05/02/2018 tarihli üçüncü bilirkişi raporunda; davalı … tarafından davacıya gönderilen e-posta yazıları ile banka hesap hareketlerinin incelenmesinden, davacı tarafından verilen sipariş toplamının 132.817,00 USD olduğu, bu sipariş tutarı üzerinden % 10 oranı üzerinden hesaplanan 13.281,00 USD ‘nin kesin bir delil olmamakla birlikte … adına tahakkuk eden bir komisyon olabileceği, zira davacı tarafından …’e gönderilen havale toplamının 113.000,00 USD olarak belirlendiği, önceki siparişlerden kalan 4.850,00 USD bu tutara dahil edildiğinde davacının toplam alacağının 117.850,00 USD ‘ye ulaştığı, … veya adına hareket ettiği … şirketi tarafından davacı adına gönderilmiş herhangi bir sipariş bilgisi yer almadığından davacının davalıdan 117.850,00 USD alacağının olduğu, ancak bu tutarın 98.000,00 USD’sinin dava konusu edildiği, davacının göndermiş olduğu ihtarnamelerde mal bedeline ilişkin herhangi bir bilgi yer almazken gümrük beyannamesinde mal bedelinin 27.620,00 USD olarak gösterildiği, bu nedenle kar kaybına konu ürün bedelinin 27.600,00 USD üzerinden hesaplanabileceği, önceki bilirkişi raporlarında sektördeki kar marjı oranı % 40 olarak belirtildiğinden bu oran üzerinden davacının isteyebileceği kar kaybı tutarının 11.048,00 USD olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
04/01/2019 tarihli son bilirkişi raporunda; taraflarca dosyaya sunulan konişmentolardan, ana konişmentolarda gönderilen firmanın … firması olup forwarder denilen taşıma komisyoncusu olarak taşıma işini organize ettiği, iki ve üç nolu davalıların ya aynı firma oldukları yada ortak hareket ettikleri, … nolu konişmento kapsamında davacı firmanın ihbar adresi olarak gösterildiği ve yük detayları hanesinde de yükün gideceği alıcı olarak davacının adının yazıldığı, ara konişmentolarda ise yükleten firmanın iki ve üç nolu davalılar olduğu, alıcının “emre” olarak kaydedildiği, ihbar adresine de farklı bir firma isminin yazıldığı, davalı … firmasının tahliye limanında yükü teslim etmesi gereken firmaya varış ihbarı gönderme yükümlülüğünün bulunduğu, davacı firmanın 04/01/2007 tarihinde varış ihbarını aldığı ve bu bilgiyi de noter kanalı ile iki defa … firmasına ilettiği, … firması tarafından hazırlanan 27/11/2006 tarihli varış ihbarında … nolu konişmento kapsamındaki yükün 24/11/2006 tarihinde geldiğinin davacıya bildirildiği, demuraj başlığı altında 1.680,00 USD talep edildiği, varış ihbarı gemi limana varmadan evvel yapılması gereken bir ihbar olup,konteynerler için tanınan minimum 7 günlük serbest süre düşürüldüğünde böyle bir demurajın oluşmasının mümkün olmadığı, üstelik ihbarın da 04/01/2007 tarihinde davacı firmaya gönderildiği, ihbar mektubu üzerindeki faks jurnal kaydından anlaşıldığı, yine … firması tarafından hazırlanan 23/11/2006 tarihli varış ihbarında … nolu konişmento kapsamındaki yükün 23/11/2006 tarihinde geldiği belirtilerek demuraj başlığı altında 2.860,00 USD davacıdan talep edilmiş ise de, varış ihbarının gemi varmadan evvel yapılması ve 7 günlük serbest süre gözönüne alındığında böyle bir demurajın oluşması mümkün olmadığı, dolayısıyla … firmasının davacıya gemi varışından önce göndermesi gereken varış ihbarını 04/01/2007 tarihinde gönderdiği ve dayanaksız bir şekilde demuraj talep ettiğinin anlaşıldığı, buna karşın emtiaların daha sonra hazırlandığı anlaşılan faturalar ile davadışı … Ltd Şti tarafından gümrükten çekildiğinin dosya kapsamından anlaşıldığı, davacı ile davalı … arasında yapılan e-posta yazışmaları ile banka hesap hareketlerindeki bilgilerden davacı tarafından …’e 113.000,00 USD gönderildiği, davacının önceki siparişlerden kaldığı anlaşılan 4.850,00 USD eklendiğinde davalıdan 117.850,00 USD alacaklı olduğunun anlaşıldığı, davalı … hernekadar söz konusu e-posta yazışmalarının kendisi tarafından yapılmadığını ve sahte olduğunu iddia etmekte ise de, bu davalı ile davacı arasında mal alışsatış kontratı olması, yine davalının davacıdan söz konusu paraları tahsil ettiğini ancak daha sonra … LTD’ye aktardığını ikrar etmesi, ara konişmentolarda yükleten olarak … ile birlikte …’in kaydının yer alması, yine … vekili tarafından müvekkilinin … şirketinin çalışanı olduğu beyan edilse de şirket çalışanının isminin konişmentoda yükleten hanesinde yer almasının izah edilememesi hususları birlikte değerlendirildiğinde e-posta yazışmalarının sahte olmadığı sonucuna varıldığı, öte yandan davalı … ‘in davacıdan aldığı ödemeleri … firmasına aktardığını beyan ettiği halde buna ilişkin dekont yada transfer belgelerini sunmadığı, Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğünden celbedilen belgelerden 13/04/2007 tarihli gümrük giriş beyanamesi ile ithalatçısı davalı … LTD olan ve alıcısı davadışı … Ltd Şti olan şirkete 27.620,00 USD bedelli mal ve hizmet ithalatının yapıldığının anlaşıldığı, ithalatın yapıldığı tarih itibariyle geçerli olan kur üzerinden ithal edilen eşya bedelinin 37.991,00 TL ‘ye tekabul ettiği, davalı …’in bizzat veya komisyoncu sıfatı ile davacı ile bir alımsatım sözleşmesi akdettiği, bu tür deniz aşırı satışlarda satıcının satım bedelini tahsil edebilmek ve başka sebepler ile konişmentoda kendisini aynı zamanda gönderilen olarak gösterdiği, ara konişmentolarda davalı … ile davalı … ‘nın yükleten olarak gözükmesinin söz konusu satışın deniz aşırı satış olduğu dikkate alındığında bu tip satışlar için rastlanan bir uygulama olduğu, diğer taraftan denizyoluyla yapılan taşımalarda taşıtan ve yükletenin gönderileni belirleme ve hatta değiştirme yetkisine sahip olduğu, dava konusu taşımaya ilişkin konişmentolarda da … ile … şirketinin yükleten olarak yer aldıklarından gönderileni sonradan değiştirdikleri kanaatine varıldığı, dosyada mevcut olan stickerlı konişmentonun aksi ispat edilene kadar gönderilenin değiştirildiği şeklinde yorumlanabileceği, bu kanaate bağlı olarak yükleten ve taşıtanın gönderileni değiştirmiş olmaları ile bağlı olarak taşıyıcı olan davalı … şirketinin yükü eski gönderilene yani davacıya teslim etme yükümlülüğü altında olmadığı, dolayısıyla da yükün başka bir şirkete teslim edilmesinden dolayı sorumluluğuna gidelemeyeceği, gümrük beyannamesinde mal bedeli 27.620,00 USD olarak beyan edilmiş olduğundan önceki bilirkişi raporlarında kabul edildiği üzere bu rakamın % 40 ‘ına isabet eden 11.048,00 USD ‘nin de kar kaybı olabileceği, sonuç olarak davacının davalı …’den 117.850,00 USD alacaklı olduğu, bu alacağın 98.000,00 USD ‘sinin dava konusu edildiği, kar kaybına konu ürün bedelinin ise 27.620,00 USD olması gerektiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporlarının değerlendirilmesi neticesinde, davacı şirket tarafından hediyelik eşya cinsi emtianın satın alınması konusunda … şirketi ile … ile anlaşma yapıldığı, malların bedelinin şirket yetkilisi olan … ‘e havale edildiği, bu şekilde 98.000,00 USD ödeme yapıldığı, ancak mallar davalı … tarafından Çin’den İstanbul’a getirildikten sonra davacıya değil davadışı … Ltd Şti ‘ne teslim edildiği, bu şekilde mal bedeli için ödenen tutar ile malların satışından elde edilecek kar kaybı nedeniyle davacının zarara uğradığının ileri sürüldüğü, taraflararasındaki uyuşmazlıkta temel hukuki sorunun navlun sözleşmesinden değil deniz aşırı satış sözleşmesinden yani deniz aşırı satım sözleşmesine konu satılanın teslim borcunun ifa edilmemesinden kaynaklandığı, davalı …’in davacı şirketin yaptığı ödemelere bir itirazı bulunmayıp, söz konusu ödemelerin davacının borçları nedeniyle … şirketine yapılan ödemeler olduğunun ileri sürüldüğü, dosyada mübrez banka hesap hareketleri ile e-posta yazışmalarından bilirkişi raporlarında da tespit edildiği üzere davacının …’e toplam 113.000,00 USD havale yapıldığı, önceki siparişlerden kalan 4.850,00 USD ile birlikte davacının ödeme tutarının 177.850,00 USD olduğu, dava konusu sipariş ve alımsatım için 24/07/2006 tarihinde 40.000,00 USD, 09/10/2006 tarihinde 40.000,00 USD ve 29/11/2006 tarihinde 18.000,00 USD olmak üzere toplam ödeme tutarının 98.000,00 USD olduğu, sipariş edilen ürünlerin Çin’den Türkiye’ye taşımasının davalı … tarafından gerçekleştirildiği, taşımaya ilişkin … ve … nolu ara konişmentolarda yükleten olarak … LTD ile … isminin gösterildiği, sipariş bedelinin … şirketi adına … tarafından tahsil edildiği hususu da birlikte gözetildiğinde …’in ya bu şirketle ortak hareket ettiği yada şirketin sahibi olduğu, zira ödemeleri aldığını ikrar eden …’in bu ödemeleri … firmasına aktardığının herhangi bir dekont yada transfer belgesi ile ispatlayamadığı, dolayısıyla satılanı teslim borcunun ifa edilmemesinden …’in … şirketi ile birlikte müşterek ve müteselsilen sorumluluğunun bulunduğu, davacı vekili tarafından ithal edilen eşyaya ilişkin konişmentoların davacı emrine düzenlendikten sonra konişmentolara sticker yapıştırılmak sureti ile başka bir şirketin isminin yazıldığı ve bu şekilde eşyanın davadışı bir şirkete teslim edildiği, bundan dolayı diğer davalılarla birlikte davalı taşıyıcı …’un da sorumlu olduğu ileri sürülmekte ise de, … ile … firmasının konişmentolarda yükleten – taşıtan olarak birlikte gösterildiği, yükleten ve/veya taşıtanın gönderileni değiştirme yetkisi herzaman mevcut olup, … şirketinin böyle bir değişiklik durumunda yükü önceki gönderilene yani davacıya teslim etme yükümlülüğü bulunmadığından yükün davadışı …’a teslim edilmesinden dolayı bu davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği kanaatine varıldığından davalı … firması hakkındaki dava işlemden kaldırılıp, esas hükümle birlikte açılmamış sayılmasına karar verildiğinden satılanın teslim edilmemesinden kaynaklanan zararlardan dolayı davalı …’in sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan ve uyuşmazlığa uygulanması gereken eBK’nun 192/1-4.maddelerine göre satıcı tarafından satılanı teslim borcunun ifa edilmemesi durumunda alıcı ödenen mal bedelinin yanısıra kar kaybı talebinde de bulunabilecektir. Davacının dava konusu olan satım konusu mallar için 98.000,00 USD ödeme yaptığı dosya kapsamına göre sabit olup, bu miktar üzerinden kay kaybı talebinde bulunmuş ise de, Çin’den ithal edilen eşyanın gümrük beyannamesinde mal bedeli olarak 27.620,00 USD beyan edilmiş olduğundan, mal değerinin beyan edilen tutar kadar olması gerektiği, buna göre kar kaybının da 27.620,00 USD üzerinden hesaplanması gerektiği kabul edilmiştir. Alınan bilirkişi raporlarında hediyelik eşya sektöründeki kar marjının ortalama % 40 olduğu belirtilmiş olduğundan, 27.620,00 USD mal bedeline ilişkin kar payının % 40 oranı üzerinden 11.048,00 USD ‘ye tekabül ettiği, dava dilekçesinde kar kaybı talebi TL üzerinden yapıldığından dava tarihindeki kura göre bu tutarın 13.345,98 TL ‘ye tekabül ettiği tespit edilmiştir.
Açıklanan tüm bu nedenlerle; davacının mal bedeli için ödediği 98.000,00 USD ile 13.345,98 TL kar kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline, davalı … AŞ hakkındaki davanın reddine, davalı … Ltd hakkındaki davanın HMK ‘nun 150/5.maddesine göre açılmamış sayılması yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davalı … Ltd hakkındaki davanın HMK ‘nun 150/5.maddesine göre açılmamış sayılmasına,
2-Davalı … AŞ hakkındaki davanın REDDİNE,
3-Davalı … hakkındaki davanın KISMEN KABULÜ ile 98.000,00 USD ‘nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyece Dolar faizi ile birlikte, 13.345,98 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince tayin olunan 2.192,91 TL harçtan 1.862,10 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 330,81 TL harcın davalı … ‘den tahsili ile Hazineye irad kaydına,
1.862,10 TL peşin harcın davalı … ‘den tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan davanın kabul ve reddi oranına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 3.852,28 TL vekalet ücretinin davalı … ‘den alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … vekil ile temsil olunduğundan davanın kabul ve reddi oranına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 11.282,32 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Davalı … AŞ vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 13.850,51 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 13,10 TL başvurma harcı, 276,50 TL posta gideri, 13.350,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 13.639,60 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 3.155,62 TL’sinin davalı … ‘den alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı … vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/02/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır