Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1409 E. 2020/390 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2014/1409 Esas
KARAR NO : 2020/390
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2014
KARAR TARİHİ : 30/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili şirketin … numaralı sigorta poliçesiyle sigortalı bulunan sigortalı … … A.Ş. tarafından Fransa’da yerleşik … S.A.S. isimli firmadan 31.03.2013 tarih ve … fatura numaralı 89 kap oto aksamı emtianın, … … … isimli nakliyeci firmaya ait … plaka numaralı aracın …isimli firmaya ait … … isimli … gemisine yüklenerek Fransa-Türkiye arasında nakliyesi esnasında maddi hasara uğradığını, emtiaların sigortalısının Bursa’da yerleşik fabrikasına getirildiğinde plastik ve metal kaplar içerisinde bulunan muhtelif oto aksamının yoğun paslı vaziyette olduğu ve buna ilişkin tutanaklar düzenlendiği, Müvekkil şirket tarafından yapılan ekspertiz raporunda ve geminin … klubü olan … firması tarafından yapılan gümüş nitrat testlerinin tamamında emtialarda deniz suyunun tespit edildiğini, taşıma işlerinin Borçlu şirketler tarafından üstlenildiğini, TTK’nun md. 1178 uyarınca taşıyanın yüke özen göstermekle yükümlü olduğunu, bu yükümlülüğe aykırı davranılması nedeniyle yükte meydana gelen zarardan yükün sigortalıya tam ve eksiksiz olarak teslim edilmemesi nedeniyle davalı taşıyıcıların sorumluluklarının bulunduğunu, Müvekkili şirket sigortalısı tarafından hasar sonrası ihbar yapılmasına müteakip yaptırılan ekspertiz raporunda hasar miktarının 242.577,00.Euro olduğunu, Müvekkil şirket tarafından ekspertiz raporunda belirtilen 242.577,00Euro’nun 09.09.2013 tarihinde ödenerek TTK ‘nun 1472 maddesi uyarınca ödeyerek sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalı borçlular aleyhine sigortalısına ödenen 242.577,00 Euro’dan poliçede belirtilen 45.000,00 Euro’yu muafiyet tenzili ile 197.577,00 Euro rücu alacaklarının ödeme tarihi olan 09.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili istemiyle … İcra Müdürlüğü’nün 2014/… E. sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, davalı borçlular tarafından borca itiraz edilerek takibin durduğunu beyanla, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından sunulan belgelerin tercüman vasıtası ile çevirilerine yer verilmediğini, TTK’nun 1188. Maddesi uyarınca emtianın zıyai ve hasarı ile geç tesliminden dolayı taşıyana karşı her türlü tazminat istem hakkının, bir yıl içerisinde yargı yoluna başvurulmadığı takdirde düşeceğini, hasar ihbarının 25.02.2013 tarihinde yapıldığı, icra takibinin ise 06.03.2014 tarihinde başlatıldığı, yargı yolunun 25.02.2014 tarihinde sona erdiğini, davacının bu tarihten sonra başvuru yaptığı, bu nedenle davanın hak düşürücü süre dikkate alınarak reddine karar verilmesinini, taşıyan sıfatıyla hareket eden Müvekkil şirketin ihtilaf konusu taşıma faaliyetini layıkıyla yerine getirdiğini ve iddia olunan zararın Müvekkilinin sorumluluk sahasında ve ihmali sonucunda oluşmadığını, sörvey raporunun müvekkili şirketinin sorumlu olmadığını ispatladığını, treylere ait mührün gemiden tahliye edilerek aracın yerleşkesine ulaştığı zaman sağlam ve orijinal olduğunun tespit edilmiş olduğunu, bu nedenle otomobil parçalarının ıslak vaziyette yükleme limanında kamyonun treylerine yüklendiğini ve bu şekilde … gemisine yüklendiğini, TTK md. 1186 uyarınca sorumluluğun 59.333,63 Özel Çekme Hakkı ile sınırlı olduğunu, müvekkile hükmedilecek tazminatın her halükarda kusuru oranında olması gerektiğini ve müşterek müteselsil sorumluluk hükümlerinin davacı vekili tarafından talep edilmemiş olması nedeniyle dava konusu ihtilaf bakımından uygulanmaması gerektiğini, davacı vekili tarafından başlatılan icra takibi ve dava dilekçesinin netice ve talep kısmında davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulması talebini içermediğinden Müvekkilinin kusuru oranında belirlenecek tazminat miktarı ile sınırlı olmak üzere sorumlu tutulması gerektiğini beyanla, davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine ve esastan da davanın reddi ile ihtilaf konusu miktarın tümü ve reddedilen kısmının %20 sinden az olmamak üzere davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … Nakliyat A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirketin … … … adına izafeten herhangi bir tebligatı alma yetkisinin bulunmadığını, sözleşmelerin tarafının … … … olduğu ve şirketin yasal adresinin Polonya olduğunu, ve şirketin acentesi olmadığını, iki şirketin farklı tüzel kişiler olduğu bu nedenle davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, Müvekkili şirketin adresinin Bursa olduğu, bu nedenle takibe yaptıkları yetki itirazının tekrarlandığını, davaya konu edilen ve hasara sebebiyet verdiği belirtilen … plaka sayılı aracın Müvekkili şirkete ait olmadığını, davaya konu edilen Emtia Abonman Sigorta Sözleşmesi ile Müvekkil şirketin hiçbir ilgisinin bulunmadığı, nakliye sırasında hasarlandığı iddia edilen emtiaya ilişkin taşıma sözleşmesinde müvekkilinin taraf olmadığını, rücuen tazminat miktarının neye göre hesaplandığının anlaşılamadığını, CMR mad 30 uyarınca süresinde ihbar ve yetkili mercilere yapılmış bir tespit olmadığını, CMR md. 32 uyarınca talebin 1 yılda zamanaşımına uğradığını beyanla davanın yetki, husumet ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, gemi ile taşınan emtianın hasarlanmasından dolayı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin davalılara rücu edilmesi için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Dosya kapsamından, davacı … şirketinin sigortalısı … … A.Ş’nin deniz ve karayolu ile taşınacak olan mallarını nakliyat abonman blok poliçe tahtında 01/04/2012 / 2013 tarihleri arası dönem için enstitü yük klozları uyarınca nakliye rizikolarına karşı sigortaladığı, dava konusu olan 89 kap otomotiv parçasının Fransa’dan Türkiye’ye kara/deniz yolu ile taşınması sırasında hasarlanmasından dolayı davacının sigortalısına sigorta tazminatı ödediği belirli olup, TTK’nun 1472.maddesi uyarınca davacı ödediği tazminat miktarınca sigortalısının haklarına halef olduğundan, halefiyet hükümleri gereğince işbu dava yönünden de aktif husumet ehliyetinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı … şirketi tarafından davalılara karşı taşıyan sıfatıyla, taşıyıcının kusur ve sorumluluğuna ilişkin hükümlere göre husumet yöneltilmiş olup, davalılar … … … ve … Nakliyat vekili tarafından bu şirketlerin acente olduğundan bahisle husumet itirazında bulunulmuştur.
Davacının sigortalısı adına düzenlenen 11/02/2013 tarihli … nolu navlun faturasında, faturayı düzenleyenin … şirketi olduğu, faturanın altında irtibat bürosu yada acente sıfatı ile birçok firmanın isim ve adreslerinin gösterildiği, dosyamız davalıları olan … … ve … Nakliyat şirketlerinin de burada yer aldıkları, öte yandan CMR yük senedinde taşıyıcı olarak … şirketinin gösterildiği, davalı ise … şirketi tarafından düzenlenen 10/02/2013 tarihli konişmentoda yükleyici- gönderilen- ihbar olunan kısmında … ‘un yer aldığı anlaşıldığından tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde dava konusu taşımada uluslararası kara taşıyıcısı, yani CMR taşıyıcısının … olduğu, dava dilekçesinde kara nakliyecisi olarak gösterilen davalılar … … ile … Ltd Şirketlerinin ise taşıyıcı firmanın yani … ‘un acentesi konumunda oldukları, TTK’nun 105.maddesine göre acenteye karşı doğrudan husumet yöneltilmesi mümkün olamayacağından işbu davada … … ile … Ltd Şirketinin husumet ehliyetlerinin bulunmadığı kabul edilmiştir.
Öte yandan davalı … bakımından dosyaya ibraz edilen 10/02/2013 tarihli konişmentonun incelenmesinden dava konusu sigortalı emtianın yüklü bulunduğu … plakalı aracın ‘… …” isimli … gemisine yüklenerek deniz yolu ile taşımasının gerçekleştirildiği, konişmentonun … acentesi tarafından imzalanıp mühürlendiği belirli olduğundan bu davalının taşımanın deniz yolu ayağını gerçekleştiren taşıyan sıfatı ile pasif dava ehliyetine haiz olduğu tespit edilmiştir.
TTK’nun 1188 maddesinde eşyanın ziya veya hasarı ile geç tesliminden dolayı taşıyana karşı her türlü tazminat istem hakkı için 1 yıl içerisinde yargı yoluna başvurulacağı, bu sürenin taşıyanın eşyayı veya bir kısmını teslim ettiği veya eşya hiç teslim edilmemiş ise, teslim edilmesi gerektiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı hükmü kabul edilmiştir. Anılan yasa maddesinde ön görülen 1 yıllık dava açma süresi hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan Mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir.
Somut olaya konu taşıma nitelik olarak “kapıdan kapıya” taşıma şeklinde gerçekleştiğinden buna göre yükün teslim yerinin geminin tahliye edildiği yer değil, yükün zilyetliğinin taşıyıcı ve alıcının ortak iradeleri ile teslim edildiği yani devredildiği yer olacağı kabul edilmelidir. Bu değerlendirmeye göre yükün teslim edildiği yer alıcının yani sigortalının Bursa daki fabrikası olup gerek ekspertiz raporundaki bilgiler gerekse … tarafından düzenlenen teslim tutanaklarına göre eşyanın 16/02/2013 tarihinde … tesislerinde alıcısına teslim edildiği saptanmıştır. İcra takip dosyasına göre davacı tarafından 17/02/2014 tarihinde icra takibi başlatıldığı belirli olduğundan icra takibinin TTK’nun 1188.maddesine göre süresinde olduğu kabul edilmelidir.
Öte yandan, yükün teslim yerinin gemiden tahliye edildiği tarih olan 14/02/2013 olduğu kabul edildiği durumda dahi, 1 yıllık süre 15/02/2014 tarihinde dolmakta olup bu tarih Cumartesi gününe denk gelmektedir. Bu durumda, HMK’nun 93.maddesine göre 1 yıllık süre, takip eden ilk iş günü çalışma saati bitiminde sona ereceğinden, 1 yıllık hakdüşürücü sürenin sona erdiği tarih 18/02/2014 tarihidir. İcra takibi ise 17/02/2014 tarihinde başlatılmış olduğundan takibin süresinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Davalı …eşyanın deniz taşıması kısmını gerçekleşmiş olduğundan bu davalının sorumluluğunun TTK’da yer alan deniz taşımasına ilişkin hükümlere göre tespit edilmesi gerekmektedir.
Dosya kapsamına göre, davacının sigortalısına ait olan otomotiv parçası türü emtiaların 10/02/2013 tarihli konişmento tahtında “… …” isimli … gemisi ile Fransa’dan Türkiye’ye kapalı dorse içerisinde geminin güvertesine yerleştirilerek taşındığı dosya kapsamına göre belirli olup, davacı tarafça iddia edilen yük hasarından dolayı taşıyıcının kusur ve sorumluluğunun tespiti açısından konusunda uzman bilirkişi kurullarından raporlar alınmıştır.
18/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “… Nak. Ltd. Şti’nin “… … … ” şirketinin acentesi olduğunun tespit edildiğini, dava konusu taşıma CMR Konvansiyonu hükümlerine tabi olduğu için TTK md 1188 de öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre yerine CMR Konvansiyonu’nda öngörülen 1 yıllık sürenin mevzubahis davada uygulanması gerektiği ve fakat bu sürenin Yargıtay Kararları doğrultusunda zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu, dava konusu icra takibinin süresinde ikame edildiği, bu sebeple 1 yıllık zamanaşımı süresinin kesildiği ve buna bağlı olarak huzurdaki işbu itirazın iptali davasının zamanaşımı süresinde ikame edildiği, dava konusu taşıma sebebiyle emtiada meydana gelen hasardan 1 numaralı Davalı …nin 6102 sayılı TTK’nun 1178 maddesinde düzenlenen kaptanın nezaret yükümlülüğüne aykırı davranması, 2 numaralı Davalı’nın ise treylerin seçiminde ve istiflenmesinde yüke özenli davranmaması nedeniyle sorumlu olduğu, tamamen zayi olan emtia sebebiyle uğranılan zararın 298.479,17 Euro olduğu tespit edilmekle birlikte Davalıların sorumluluğunun kg başına 8,33 SDR İle sınırlı olduğu, bu doğrultuda toplam sorumluluk sınırının 199.436,86 ÖÇH olduğu ve bunun emtianın taşınması için taşıyıcıya teslim edildiği günün kuru uyarınca 305.697,83 TL olduğu, davacı tarafından davalılara yapılan emtiadaki hasara dair bildirimin CMR Konvansiyonu ve TTK hükümlerine uygun olarak yapılmadığının tespit edildiği, Sigorta Poliçesi’nde yer alan Branda Klozu uyarınca treylerin yetersiz olmasının sigorta teminatı dışında kalması nedeniyle davacı … şirketi tarafından sigortalısına yapılan ödemenin hatır ödemesi niteliğinde sayılacağı ancak dosyaya mübrez ibranamede davacı … şirketinin sigortalısı tarafından tüm hak ve alacaklarının temlik edilmesi nedeniyle davacının dava konusu alacağa temlikname uyarınca hak kazandığı tespit edildiği, taşımayı yapan aracın mülkiyeti dosyada mübrez evraklardan tespit edilemediğine dair görüş ve tespitlerine yer verilmiş olup, hukukçu bilirkişinin düzenlediği ayrık raporda ise, dava konusu … Bursa taşımasına ilişkin CMR taşıma senedindeki kayıt uyarınca … … ‘ın taşıyıcı sıfatını haiz olduğu, dava konusu eşya zararının tazmini için başlatılan icra takibi ve itirazın iptali davasına davalı … Nakliyat Ltd. Ş.’ne asaleten husumet yöneltilemeyeceği gibi, … … … ‘ya izafeten de husumet yöneltilemeyeceği, hak düşümü süresi içinde yargı yoluna başvurulmadığından davalı … A. Ş.’ne karşı tazminat talep hakkının düştüğü; hak düşümü süresi içinde yargı yoluna başvurulmuş olsa idi dahi, dava konusu emtianın yüklü bulunduğu aracın yükleten ile arasındaki zımni anlaşma uyannca açık güvertede taşınmış olması sebebiyle davalı …’nun dava konusu zarardan sorumlu tutulamayacağı; davadışı taşıyıcı … ‘ın zarardan sorumlu olduğu; davacı …’nın geçerli bir sigorta sözleşmesinden doğan borç olarak sigorta tazminatı ödediği, sigortalı gönderilenin tazminat talep hakkına halef olduğu; ancak ödenen tazminat miktarının belirsiz olduğu, zarar miktarı ile zarara uğrayan malların ağırlığının, emtia uzmanı tarafından eksper raporunda ve tutanaklarda belirtilen referans numaraları esas alınarak faturadaki kayıtlarla karşılaştırılıp tespit edilmesi gerektiği yönünde kanaat bildirilmiştir.
17/06/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; davacı firmanın, asaleten … yani … ve bu firmanın acentesi olarak izafeten … Şti. Ne dava yöneltebileceği, … firmasının somut dava ile doğrudan bir ilişkinin olmadığı, hasarın emtianın deniz taşıma sırasında meydana geldiği, … A.Ş. Firmasına, emtianın içerisinde yer alan Tır ve Dorsesinin güvertede taşınmaması yönünde bir anlaşma yaptığı ve bu talimata uymadığının davacı ve … ve/veya acentesi … Nak. Ltd. Şti. İspatlanmadığı müddetçe, hasardan sorumlu tutulamayacağı, hak düşümü süresi içinde yargı yoluna başvurulmadığından davalı …Ş. Ne karşı tazminat talep hakkının düştüğü ancak … firmasına karşı açılan davanın ihbar süresi içinde yapıldığı, somut davada yükün açık güvertede taşınmasının, TTK Deniz Ticaret Hukukumuzda yer alan güverte yükü kavramı kapsamında değerlendirilmemesi gerektiği, …Sigorta’nın davalılardan talep ettiği tazminat miktarının belirsiz olduğu, zarar miktarı ile zarar uğrayan malların ağırlığının karşılaştırmalı olarak bir eksper tarafından tespit edilmesi gerektiğine dair görüş ve tespitlerine yer vermişlerdir.
06/03/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; davacı şirkten TTK mad. 1472 uyarınca tazmin ettiği nispette sigortalısının haklarına rucüen dava açma hakkına haiz olduğu, bir başka ifade ile aktif dava ehliyeti olduğu, davalılar … Nak. Ltd. Şti. Ve … … … ihtilaf konusu taşımada pasif ehliyeti olmadığı, taşıyan sıfatına haiz taşıma navlununu tahsil eden dava dışı “… …” olduğu, davalılardan … Ltd. Şti.ne asaleten ve … … … ‘mn izafeten acente sıfatıyla, taşıma konusu eşyanın uğradığı hasarın tazmini için dava açılamayacağı, Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise, II nolu Davalılar bakımından CMR madde 32 uyarınca, icra takibinin bir yıllık zamanaşımı süresi dolmadan başlatılmış olduğu, 1 nolu taşıyan … bakımındna ise, TTK nun 1188 maddesi uyarınca, tazminat talep hakkı düşmüş olduğu, Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise, TTK m. 1178 hükmü uyarınca taşıyan …’nun yüke özen borcunun ihlal nedeniyle yükün zıyaı ve hasarından sorumlu olduğu, ancak Davacı’nın …’dan rücuen tazminat talebinde bulunabilmesi için zararını ispat etmesi gerektiği, ararın tespiti ve …’nun taşıyanın sorumluluğunu sınırlama hakkının TTK madde 1886 uyarınca değerlendirilmesi bakımından dosyada bilgi ve belgelerden zıyaı uğrayan yükün niteliği, miktarı, tazminat ödemesinin makul olup olmadığına ilişkin dosyaya yeterli bilgi ve belgenin sunulmadığına ilişkin görüş ve tespitlerine yer vermişlerdir.
04/03/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; davalılar … Ltd.Şti.’na asaleten ve … … .’ya izafeten de husumet yöneltilemeyeceği, … gemisinde açık güvertede dorse taşınmasının mutad olup, aksine bir hüküm olmadıkça açık güvertede taşımanın taraflar arasında zımnen kabul edilmiş olduğu, davalı …-ro’nun dava konusu zarardan sorumlu tutulamayacağı, Emtiaya geldiği ileri sürülen zararın miktarının tespit edilmesine yeterli bilgi ve belgenin dosyada olmadığı bu nedenle emtianın tam zayi olduğu iddiasının ispat edilemediği, Emtianın imha edilmiş olduğuna dair İddianın da ispat edilememiş olduğu, Sigorta şirketinin zararın sorumlusunun tespiti, zararın miktarı ve zararın bizzat gerçekleştiğine dair iddialarının ispatının yapılamadığı, Sayın Mahkeme aksi görüşte ise, zarar bedelinin 160.212,67 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
TTK’nun 1151.maddesinde taşıyanın eşyayı ancak yükleten ile arasındaki anlaşmaya veya ticari teamüle uygunsa yada mevzuat gereği zorunlu ise güvertede taşıyabileceği, taşıyanın eşyanın güvertede taşınması veya taşınabileceği hususunda yükleyen ile anlaşma yaptığı takdirde deniz taşıma senedine bu yolda yazılı bir kaydın düşülmesi gerektiği hükmü düzenlenmiştir.
Eldeki dosyada deniz taşımasına ilişkin konişmentoda yükün güvertede taşınacağına ilişkin bir kayıt yer almamaktadır. Bu durumda … taşımasında treyler üzerinde dorse ile taşınacak yükün güvertede taşınması ile ilgili ticari bir teamülün olup olmadığına bakılmalıdır. Bu konuya ilişkin olarak bilirkişi raporlarında farklı değerlendirmelerin yapıldığı görülmekte olup, önceki raporlar arasındaki mübayenetin giderildiği 05/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda … gemilerinde “açık güverte” yük alanı olarak kabul edildiğinden güverteye dorse ve treylerin yerleştirilmesinin mutat bir uygulama olduğu, dava konusu yükün de bu anlamda güvertede taşınmaya elverişli olduğu, dolayısıyla yüklü aracın … güvertesinde taşınmasının teamüllere uygun sayılacağı yönünde kanaat bildirildiğinden mahkememizce söz konusu bilirkişi raporundaki değerlendirilmeye itibar edilerek yükün geminin güvertesinden taşınmasından dolayı davalı … AŞ’ye kusur ve sorumluluk yüklenemeyeceği kabul edilmiştir.
Buna karşın dosyadaki bilgilere göre yükün bulunduğu dorsenin güverte baş taraf ve alabandaya yakın yere yerleştirildiği belirli olup, burada denizden gelen serpintiler ve dalgalar nedeni ile eşyanın deniz suyuna maruz kaldığı, ıslanmanın deniz suyundan meydana geldiğinin yapılan gümüş nitrat testi sonucunda ortaya konulduğu saptanmıştır.
Ekspertiz raporundaki bilgilere göre emtianın yüklü olduğu dorsenin branda ile kaplı olduğu ve gözle görülebilir bir hasarın olmadığı anlaşılmakta ise de, 29/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda açık güvertede en dış sınırda iskele tarafa yerleştirilen dorsenin ve içindeki eşyanın taşımanın yapıldığı kış mevsiminde Ege Denizini geçişi sırasında kırılan dalgalar ve oluşan ağır deniz serpintileri sebebi ile branda birleşim yerlerindeki boşluklardan ve surveyince tespit edilemeyen deliklerden sızan deniz suyu ile emtianın ıslanmış olabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bu durumda yükün … gemisi ile taşınırken güvertede taşınması teamüllere uygun olsa da, güverteye araç yüklemesi ve istifi yapılırken gemi kaptanının mevsim koşullarını da dikkate alarak geminin seyrettiği Ege Denizinde karşılaşılabilecek sert hava ve deniz koşullarını gözönünde bulundurarak dava konusu olan üstü branda kaplı dorseyi iskele tarafta en dış sınıra park etmek yerine buraya tümü ile kapalı dorseleri yerleştirip branda kaplı yada tenteli dorseleri de orta kesimlere yerleştirmesi şeklinde yükleme planı yapması gerekirken buna uygun güverte yüklemesi yapılmamış olduğundan meydana gelen hasardan davalı … AŞ’nin TTK’nun 1178.maddesi gereğince sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
Ekspertiz raporunda Bursa’daki fabrikaya getirilen kapalı dorsenin tahliyesi için kapakları açıldığında plastik ve metal kaplar içerisinde bulunan muhtelif oto aksamının yoğun paslı vaziyette olduğunun tespit edildiği belirtilmektedir.
Dosya kapsamına göre emtianın bulunduğu aracın 11/03/2013 tarihinde … gemisine yüklendiği geminin aynı gün yekleme limanından ayrıldığı, 14/03/2013 tarihinde gemiden tahliye edilen aracın 16/03/2013 tarihinde alıcının Bursa’da bulunan fabrikasına ulaştığı belirlidir. Taşıma sırasında deniz suyu ile ıslandığı tespit edilen emtialarda, 11/03/2013 ile 16/03/2013 arası 5 günlük sürede ekspertiz raporunda belirtilen yoğun bir paslanmanın meydana gelip gelmeyeceğinin teknik açıdan mümkün olup olmadığı saptanmalıdır.
Bu konunun ayrıntısı ile ele alındığı, otomotiv ve yedek parça uzmanı ile makine mühendislerinin de yer aldığı son bilirkişi raporundaki değerlendirmelere göre; hasarlandığı iddia edilen emtialar otomobillerin mekanik aksamlarında kullanılan onlarca yıl hertürlü hava koşullarına, kışın karayollarına dökülen tuza dahi maruz kalacak parçalar olduğundan 3 günlük deniz taşıması sırasında deniz suyuna ve nemli havaya maruz kalmaları sonucunda kullanılamaz hale gelmeleri beklenen bir durum değildir. Öte yandan, malın alıcısına tesliminden sonra ıslak ve paslı olduğu gerekçesi ile 16-18-22/02/2013 tarihli tutanak formları düzenlenerek kontrol servisi yetkilileri tarafından “paslı kullanılamaz durumda” açıklaması ile imzalanarak reddedildiği belirli olup, ekspertiz raporu ile emtiaya ilişkin siyah-beyaz çekilmiş fotoğraflar, iddia edilen paslanmanın cinsi ve etkisini anlamaya yardımcı olacak nitelikte değildir.
Ayrıca, … firmasının Kalite Müdürünün “Red” görüşünü izah edecek, şirketin kalite yönetim sistemindeki prosedürler bu konuda uygulanan ulusal ve uluslararası standartlar ile paslı malın reddedilme kriterleri ve haklı sebepleri davacı tarafça dosyaya sunulamamıştır.
Dava dosyasına, malın zayi olduğunun delili olarak yalnızca 15 adet imha tutanağı ibraz edilmiş olup, sözkonusu tutanaklar şirketin güvenlik sorumlusu tarafından imza edilmiştir. Malın teslim alınmasında şirketin kalite yönetim sistemindeki formlar kullanıldığı halde, imha tutanakları standart kalite yönetim sisteminde olması gereken imha prosedürlerinin, talimat ve formlarının dışında tanzim edilmiş alelade bir evrak niteliğindedir. Öte yandan, hükme esas alınan son bilirkişi raporunda belirtildiği üzere yüzlerce otomobil parçasının imhasının sadece güvenlik görevlisinin yetki, gözetim ve sorumluluğunda yapılacak bir işlem olmadığı da kabul edilmelidir.
Tüm bu değerlendirmeler neticesinde, dava dosyasında taşınan malın ne kadarının deniz suyuna maruz kaldığı, ne kadar malda paslanma meydana geldiği, paslanmanın derecesi ile eşyaya etkisi, eşyayı kullanılmaz hale getirip getirmediği hususlarının açıklığa kavuşturulması için davacı tarafça yeterli delil sunulmadığından, iddia edilen zararın varlığı ve miktarı konusunda mahkememizde yeterli kanaat oluşmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davalılar … Ltd. Şti. İle … … … Hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan dolayı, dava şartı yokluğu nedeni ile REDDİNE,
2-Davalı …Ş. Hakkında açılan davanın REDDİNE,
Koşulları oluşmadığından davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Bu dava sebebiyle Harçlar Kanunu uyarınca 54,40.TL karar harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 8.395,80.TL’den düşümü ile artan 8.341,10.TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davalılar … Nakliyat Ltd. Şti. İle … … … kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 4.080,00.TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile işbu davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı …Ş. kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 51.807,65.TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile işbu davalı tarafa VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama masrafının davacının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalılar … Nakliyat Ltd. Şti. İle … … … tarafından yapılan 28,00.TL yargılama masrafının davacıdan tahsili ile işbu davalıya VERİLMESİNE,
8-Davalı …Ş. tarafından yapılan 52,50.TL yargılama masrafının davacıdan tahsili ile işbu davalıya VERİLMESİNE,
9-Tarafların yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/12/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır