Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1197 E. 2019/407 K. 09.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2014/1197 Esas
KARAR NO : 2019/407
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 03/10/2013
KARAR TARİHİ : 09/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 29/07/2013 tarihinde müvekkiline ait … isimli geminin davalıya kiralanması konusunda kira sözleşmesi akdedildiğini, iki yıllık kira süresi boyunca tarafların hak ve yükümlülüklerinin sözleşmede hüküm altına alındığını, davalı kiracının 27/08/2013 tarihinde müvekkiline gönderdiği ihtarname ile geminin sözleşme amacına uygun olmaması ve gemi adamlarının yetersiz olduğundan bahisle sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, fesih için gösterilen gerekçelerin dayanağı bulunmadığından sözleşmeyi haksız şekilde fesheden davalının müvekkilinin zararlarını tazmin etmesi gerektiğini, geminin gemi adamları ile birlikte kiracının emrine verildiğini, dolayısıyla sözleşmenin TTK 119.maddesine göre düzenlenmiş bir kira sözleşmesi olduğunu, davalının iddia ettiği gibi geminin elverişsizliği yada gemi adamlarının yetersizliğinin söz konusu olmadığını, sözleşmede geminin yanaştırılabileceği rıhtım ve iskeleler net bir şekilde belirlenmesine rağmen kiracının gemiyi emin olmayan rıhtım ve iskelelere yanaştırdığını, bunun en somut örneğinin davalının dava dışı … Nak. Gıda San. Ltd. Şirketi ile imzaladığı sözleşme olduğunu, bu sözleşmede davalının kiraladığı gemi ile dolgu alanına yanaşmayı, buradan indirme ve yükleme yapmayı üstlendiğini, dolayısıyla davalının müvekkili ile yaptığı kira sözleşmesi hükümlerini … Şirketi ile yaptığı sözleşme ile ihlal ettiğini, zira kiracının emin rıhtım ve iskelelerde yükleme ve boşaltma yapma yükümlülüğü hilafına hareket ettiğini, geminin kiracı tarafından bu şekilde çalıştırılması sebebiyle İstanbul Liman Başkanlığı tarafından idari para cezası kesildiğini, bu cezaların müvekkili tarafından ödendiğini, geminin 5 yılı aşkın süredir Samsun/Türkiye ile Rusya arasında taşıma yaptığını, bu güne kadar herhangi bir sorun yaşanmadığını, dolayısıyla davalı tarafın ileri sürdüğü elverişsizlik iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davalı sözleşmeyi haksız şekilde feshettiğinden müvekkilinin uğradığı zararları tazmin etme yükümlülüğünün bulunduğunu, gemi davalıya kiralanmadan önce Türkiye ile Rusya arasında gerçekleştirdiği seferlerden dolayı müvekkilinin aylık ortalama 80.000 ila 100.000 Dolar arasında net gelir elde ettiğini, davalının bu süreçte gemiyi 95.000 Dolar üzerinden iki yıllığına kiralamak istemesi, sözleşme sonunda da satın alma opsiyonu teklif etmesi nedeniyle geminin çalıştığı hattan çıkartılarak davalıya kiraya verildiğini, sözleşmede iki aylık kira bedelinin peşin ödenmesi taahhüt edilmesine rağmen davalının sadece banka havalesi ile 30.000 Dolar ödediğini, kalan borcu için verdiği 95.000 Dolar tutarlı çekin de karşılıksız çıktığını, geminin kullanıldığı dönem içerisinde müvekkilinin … Liman Başkanlığına 4.000 TL kurtarma bedeli ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek gemi kira sözleşmesini davalı tarafından haksız feshi nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararlardan fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 400.000 TL müspet zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olup, 30/01/2019 tarihli dilekçesinde netice-i talebini açıklayarak 400.000 TL tutarındaki talebin 250.000 TL’sinin haksız fesih nedeniyle uğranılan zarara, 150.000 TL’sinin de mahrum kalınan kâra ilişkin olduğunu bildirmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki gemi kira sözleşmesinin zaman çarteri niteliğinde olduğunu, dolayısıyla gemi adamlarının hizmet sözleşmelerinin müvekkiline devredilmediğinden gemi adamlarının kusurlarından kaynaklanabilecek hasarlardan ve zararlardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, kira sözleşmesinin müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğini, geminin kiralanma amacının Maltepe-Yenikapı arasında araç taşıma faaliyeti yapmak olduğunu, geminin teknik idaresi davacı kiralayanda kaldığından müvekkilinin gemiyi emin olmayan rıhtımlara veya iskelelere yanaştırması gibi bir durumun mümkün olamayacağını, kaptanın üçüncü kişilere karşı donatanın temsilcisi olması sebebiyle tehlikeli gördüğü rıhtımlara ve iskelelere de yanaşmaması gerektiğini, kira sözleşmesi düzenlendikten sonra geminin 31/07/2013 tarihinde Maltepe mendireğine yanaşarak 15 kamyon ile 1 dozerin yüklendiğini, akabinde gemi bow thursteri arızalı olmasına rağmen limandan ayrıldıktan sonra yaklaşık 1,5 mil açıktaki dilek kayalıkları mevkinde karaya oturduğunu, gemideki arızanın manevra kabiliyetini olumsuz etkilediğini, olay sonrasında gemide bulunan araçların tahliye edilerek geminin 03/08/2013 tarihinde tersanede havuza alındığını ve 12/08/2013 tarihinde tersaneden çıkarıldığını, 14/08/2013 tarihinde geminin yakıt ikmali yaptığını, gümrük muhafaza botunun gerçekleştirdiği tahkikat neticesinde gemideki fazla yakıtın tahliye edildiğini ve aynı gün araç yüklemesi yapıldığını, araç sürücülerinin güvenlik nedeniyle gemiye binmek istememesi üzerine ancak 10 araç yüklemesi yapıldığını, geminin Yenikapı’ya yanaşması esnasında gemi kaptanı tarafından hatalı şekilde 2 demirde suya bırakılarak yanaşma yapıldığını, bu şekilde geminin yanlış manevrası ve demir atması nedeniyle sorunlar yaşandığını, teknik ve fiziki olarak günde 7 sefer yapması mümkün olan geminin bu sorunlardan dolayı yaklaşık 20 günde sadece bir sefer yapabildiğini, dolayısıyla geminin yola, yüke ve denize elverişli olmaması nedeniyle kira sözleşmesinin müvekkili tarafından feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; gemi kiralama sözleşmesinin süresinden önce haksız olarak feshedilmesi nedeniyle kiralayanın müspet ve menfi zararlarının tahsili istemine ilişkindir.
Dosyaya ibraz edilen belgeler ile tarafların beyanlarından, davacının maliki olduğu Türk Bayraklı … isimli geminin davalıya kiralanması konusunda 29/07/2013 başlangıç tarihli 2 yıl süreli gemi kiralama sözleşmesi akdedildiği, davalının 27/08/2013 tarihinde çektiği ihtarname ile geminin sözleşme amacına uygun olmaması ile gemi adamlarının yetersiz olduğundan bahisle sözleşmeyi feshettiği, sözleşmede aylık kira bedelinin 95.000 Dolar olarak kabul edilip davalı tarafından 30.000 USD banka havalesi ile 47.776 USD 27/07/2013 tarihli tediye makbuzu ile davacıya nakden ödeme yapıldığı, davalının kira borcu için keşide ettiği … Şubesine ait 182.400 TL tutarlı çek karşılıksız çıkmış olduğundan, davalının kira sözleşmesi nedeniyle toplam ödemesinin 77.776 USD olduğu anlaşılmış olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı kiracının sözleşmeyi feshinin haklı hukuki nedenlere dayanıp dayanmadığı, feshin haksız olduğunun kabulü halinde davacının haksız fesih nedeniyle zarara uğrayıp uğramadığı hususlarına ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümü açısından alınan bilirkişi raporlarından 25/05/2016 tarihli 1.bilirkişi raporunda; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin zaman çarteri sözleşmesi olduğu, geminin teknik yönetiminin davacı donatanda, ticari yönetiminin ise davalı … Denizcilik şirketine bırakıldığı, davalı tarafından sözleşmenin feshedilmesi için ortaya konulan gemi adamlarının yetersizliği iddiasının yerinde olmadığı, davalının sözleşme ile kendisine tahsis edilen geminin işletilmesi sırasında gemi adamlarına talimat verebildiği, bu talimat doğrultusunda geminin yükleme ve boşaltmaya uygun olmayan dolgu limanlarına yanaştırılmak istendiği, davalının talimatlarının özel yükümlülüğüne aykırı olmasından dolayı geminin sefere elverişsiz hale geldiği, bu nedenle tahsis olunan davalının kusurlu olduğu, öte yandan gemi kaptanının da davalının bildirdiği limanlara yanaşmanın, yükleme ve boşaltma yapmanın sakıncalı olduğunu kendisine talimat veren davalıya bildirmediği, tedbirli bir kaptan gibi davranmadığı, bu nedenle kaptanın geminin elverişsiz hale gelmesinde müterafik kusurunun bulunduğunu, davacının bu kapsamda davacının olumlu zararlarının giderilmesini talep etmesinin yerinde görüldüğü, buna karşı opsiyon hakkı tarafların mutabakatı ile sağlanacağından davacının geminin satın alınması ile ilgili opsiyon hakkı ve buna bağlı talebinin yerinde olmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi heyetine uzakyol kaptanının da dahil edilmesinden sonra düzenlenen 31/12/2018 tarihli ek raporda da; kira sözleşmesi kurulduktan sonra geminin 29/07/2013 tarihinde Samsun Limanından İstanbul Limanına götürüldüğü, dolayısıyla geminin denize ve sefere elverişli olduğu, 31/07/2013 tarihinde … dolgu alanında gemiye 15 kamyon ve 1 dozer yüklendikten sonra geminin Yenikapı dolgu alanına intikalinden sonra aynı gün saat 21.00’da dilek kayalıkları açıklarında karaya oturduğu, 01/08/2013 günü saat 17.48’de geminin kurtarıldıktan sonra 02/08/2013 tarihinde üzerindeki yükün tahliye edildiği, bir gün sonra da havuz onarımı için … tersanesine götürüldüğü, 12/08/2013 tarihinde onarımı tamamlanan geminin Kartal önlerine demirlediği, karaya oturma sırasında geminin denize ve sefere elverişliliğini kaybettiği, sözleşmenin 14.maddesine göre 31/07/2013 ila 12/08/2013 arasındaki dönem için geminin kiradan düşmüş sayılmasının gerektiği, fesih ihbarında her ne kadar geminin sözleşme amacına uygun olmadığı ifade edilmiş ise de, geminin karaya oturmasının davacının değil davalının ticari kusurundan kaynaklandığı, bu nedenle davacının gerek Kıyı Emniyetine ödediği 14.100 TL, gerekse İstanbul Liman Başkanlığına ödenen 4.000 TL idari para cezasından davalının sorumlu olması gerektiği, sonuç olarak davalının sözleşmeyi feshinin haksız olduğu, ancak dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin yetersizliği karşısında davacının elde edemediği kazanç kaybının saptanmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen 02/01/2017 tarihli mali müşavir raporunda; davacının 2013-2014-2015 yılı yevmiye defterlerinin açılış ve kapanış kaydının yapıldığı, defterlerde … gemisinin 29/02/2013-29/07/2015 tarihleri arasında toplam 11.317.009,04 TL gelir elde ettiği, buna karşın 7.124.255,87 TL gider kaydının bulunduğu, 29 aylık dönemi kapsayan net kârın 4.192.753,17 TL olarak tespit edilip, aylık kâr miktarının 144.577,70 TL’ye tekabül ettiği belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporlarına göre, davacının maliki olduğu … isimli gemiyi 29/07/2013 tarihli gemi kira sözleşmesi ile davalıya kiraladığı, sözleşmede kiracının gemiyi ticari sınırlar dahilinde kullanacağı taahhüt edilip, gemi adamlarının özlük hakları ve maaş ödemeleri davacı kiralayana bırakıldığından sözleşmenin TTK 1131.maddesinde tanımlanan zaman çarteri niteliğinde olduğu, dolayısıyla iki yıllık kira süresi boyunca geminin ticari yönetiminin davalıya, teknik yönetiminin ise davacıya bırakıldığının kabul edilmiş olduğu, kira sözleşmesi kurulduktan yaklaşık 1 ay sonra davalının davacıya gönderdiği 27/08/2013 tarihli ihtarname ile geminin sözleşme amacına uygun olmadığı, gemi adamlarının yetersiz olduğundan bahisle sözleşmeyi feshettiği, davalının gemiyi kiraladıktan sonra dava dışı … Limited Şirketi ile yeni bir kira sözleşmesi imzalayarak bu sözleşme kapsamında Yenikapı dolgu alanı ile Maltepe dolgu alanı arasında … Şirketine ait olan yüklü kamyonların … gemisi ile taşınmasını üstlendiği, bu kapsamda geminin 31/07/2013 tarihinde Maltepe dolgu alanında yükünü aldıktan sonra Yenikapı dolgu alanına intikal ederken … Kayalıkları açıklarında karaya oturduğu, 02/08/2013 tarihinde tekrar Maltepe dolgu alanında yükleme yaparken geminin kıçtan karaya oturması nedeniyle yükünü tahliye edip daha sonra onarım için Tuzla tersanesine götürüldüğü, taraflar arasında akdedilen kira sözleşmesinin 10.maddesinde “gemi kiracı veya acentelerin belirteceği tüm gelgit zamanlarında yüzer halde geminin güvenli şekilde gidebileceği, bekleyebileceği ve ayrılabileceği emin rıhtım ve iskelelerde yükleme ve boşaltma yapabileceği” kabul ve taahhüt edilmiş olmasına karşın, davalının emin rıhtım ve iskelelerden yük alma ve boşaltma yükümlülüğüne aykırı davrandığı, yükleme ve boşaltmanın işletme izni olmayan kıyı tesislerinde yapılmasından dolayı … Liman Başkanlığı tarafından gemiye 4.000 TL idari para cezası kesildiği, davacı donatanın söz konusu para cezası ile geminin karaya oturması ile ilgili kurtarma hizmetinden dolayı … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında … Müdürlüğüne 14.100 TL ödeme yaptığı anlaşılmış olup, TTK 1137.maddesi gereğince tahsis olunan geminin ticari yönetimi dolayısıyla tahsis edenin uğradığı zararlardan sorumlu olduğundan davacının ödediği para cezası ile kurtarma ücretinin davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Davalı kiracı, 27/08/2013 tarihinde noterden çektiği ihtarname ile geminin sözleşme amacına uygun olmaması ile gemi adamlarının yetersizliğinden bahisle sözleşmeyi feshettiğini bildirmiş ise de, kira sözleşmesi kurulduktan sonra geminin Samsun’dan İstanbul’a götürüldüğü dolayısıyla davacının gemiyi denize ve sefere elverişli şekilde davalıya teslim ettiği, gemi adamlarının gerekli sertifikalara sahip olduğu dosya kapsamına sabit olduğundan, davacının gerek TTK’nun 1133.maddesinde tahsis eden için öngörülen yükümlülükleri, gerekse sözleşme ile taahhüt edilen yükümlülüklerini yerine getirdiği, buna karşın davalı tahsis olunanın sözleşmenin 10.maddesine aykırı şekilde gemiyi uygun olmayan limanlarda yükleme ve boşaltma işinde kullanarak geminin karaya oturmasına ve davacının bu nedenle idari para cezası ödemesine sebebiyet verdiği, bu nedenle davalının sözleşmeyi feshinin haksız olduğu kanaatine varıldığından, davacının sözleşmenin haksız feshinden dolayı davalı kiracıdan TBK’nun 126.maddesi gereğince kar kaybı talebinde bulunabileceği kabul edilmiştir. Kira sözleşmesinde geminin aylık kira bedeli 95.000 USD olarak tespit edilmiş olup, davalının kira borcuna karşılık banka havalesi yoluyla 30.000 USD, makbuz karşılığında 47.776 USD olmak üzere toplam 77.776 USD ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Davalının gemiyi fesih tarihine kadar kullandığı süre 27 gün olduğundan, geminin karaya oturması nedeniyle kiradan düştüğü sürede dikkate alındığında davacının sözleşmenin fesih tarihine kadarki kira alacağının ödenmiş olduğu sonucuna varılmıştır. TBK’nun 126.maddesine göre sözleşmeyi süresinden önce haksız şekilde fesh eden taraf tazminat ödeme yükümlülüğü altında bulunmakla birlikte somut olayda davalı kira sözleşmesi akdedildikten kısa bir süre sonra sözleşmeyi feshetmiş olduğundan, geminin aynı koşullarda yeniden kiraya verme imkan ve ihtimalinin devam ettiği, davacının ticari defterlerindeki kayıtlara göre sözleşmenin feshinden sonra gemiyi çalıştırmaya devam ettiği, fesih tarihi olan 27/02/2013 tarihinden sözleşmenin bitiş tarihi olan 29/07/2015 tarihleri arasında 4.192.753,17 TL kâr elde edildiği tespit edilmiş olup, dosya kapsamına göre davacının haksız fesih nedeniyle zarara uğradığı da ispatlanamadığından kâr mahrumiyeti talebinin yerinde olmadığı kabul edilmiştir. Buna karşın TTK’nun 1137/1 maddesine göre tahsis olunan geminin ticari yönetimi dolayısıyla tahsis edenin uğradığı zararlardan kiracı sorumlu olduğundan davalı kiracının gemiyi sözleşmeye aykırı şekilde kullanılmasından dolayı davacının … Başkanlığına ödediği 4.000 TL idari para cezası ile geminin karaya oturması nedeniyle … Müdürlüğüne ödenen 14.100 TL kurtarma ücreti alacağından oluşan toplam 18.100 TL’yi davalıdan isteyebileceği kanaatine varıldığından, bu değerlendirmeler sonucunda davanın 18.100,00 TL üzerinden kısmen kabulü ile davacının diğer tazminat taleplerinin reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 18.100,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Peşin alınan 6.831,00 TL harçtan, karar harcı olan 1.236,41 TL’nin mahsubu ile fazla alınan 5.594,59 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
1.236,41.-TL karar harcının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 28.994,31 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 24,30 TL başvurma harcı, 1.678,15 TL posta ve talimat ücreti, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.702,45 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 212,78 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 39,10 TL posta gideri, 1.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.039,10 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 997,72 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/10/2019

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır