Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1020 E. 2019/315 K. 03.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO: 2014/1020 Esas
KARAR NO: 2019/315

DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/08/2014

İSTANBUL 17.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 11/10/2017 TARİHLİ, 2017/103 ESAS 2017/303 KARAR SAYILI KARARI İLE BİRLEŞEN DOSYASI

DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/03/2017
KARAR TARİHİ: 03/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … AŞ’nin …AŞ topluluğuna bağlı bir şirket olduğunu, … AŞ ile … arasında akdedilen 25/02/2014 tarihli sözleşme ile üreticisi … AŞ olan diğer müvekkili … AŞ’ye ait 740 ahşap kasa içinde muhafaza edilen 1.619.835 b.ton ağırlığındaki 4 milimetre ve 3-4 milimetre kalınlığındaki flotal aynaların …gemisi ile …Limanından…’nın … Limanına taşınması konusunda anlaşmaya varıldığını, gemi kira bedelinin tek sefer için 600.000,00 USD olarak belirlendiğini, yükün gemiye clean on board (tam ve sağlam) ve freight prepaid (navlun peşin ödenmiş) olarak yüklendiğini, yükün fatura bedelinin 829.035,52 USD olduğunu, 04/03/2014 tarihinde yola çıkan geminin 7-8 gün içerisinde…’a ulaşmasının taahhüt edildiğini, ancak 16/03/2014 tarihinden bu yana İstanbul açıklarında beklemekte olduğunu, beklemenin gemi hakkında verilen seferden men kararından kaynaklandığını, bu durumun emtia sigortacısı olan …Sigorta Şirketine, …AŞ’ye ve geminin… sigortacısına bildirildiğini, donatan ve diğer firmalar ile mevcut uyuşmazlığın çözümü için görüşmeler yapıldığını, ancak herhangi bir sonuç alınamadığını, bu gelişmelerden sonra İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasından 24/07/2014 tarihinde gemi ile taşınan malların… Limanında tahliyesine karar verildiğini, bahse konu kararın liman başkanlığına ibraz edilip, davalı şirketlere bildirilmiş olmasına rağmen tahliye işleminin bir türlü gerçekleştirilmediğini, geminin… Mevkiinde 16/03/2014 tarihinden itibaren demirde beklemesinden dolayı emtiada ciddi hasar meydana geldiğini, bu haliyle tahliye edilecek olsa dahi emtianın kullanılamayacak durumda olduğunu, zira son derece hassas yapıya sahip olan aynaların yaklaşık 5 aydır gemide yüklü halde bulunduğunu, her türlü hava ve deniz koşullarına maruz kaldığını, malın alıcıya teslim edilemeyişi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, sözkonusu zarardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, emtianın tahliyesi halinde öncelikle oluşan zararın tespiti gerektiğini, yük hasarının yanısıra taşıma sözleşmesinin 11.6.maddesi uyarınca kançello tarihinden bir gün sonrasından itibaren taşıyan tarafından taahhüt edilen hergün için 500 USD cezai şarttan da davalı …’in sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle …gemisiyle taşınmakta olan emtianın tahliyesine, tahliye gerçekleşmediği takdirde fatura bedelinin 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, emtia tahliye edildiği takdirde emtiada oluşan hasarın keşif icrasıyla tespitine, hasar tutarının faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, emtianın, alıcısına teslim edilmemiş olması nedeniyle müvekkili şirketlerin uğradığı ve uğrayacağı zararların tespiti ile davalılardan tahsiline, müvekkili tarafından ödenen navlun bedelinin 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, emtianın tahliyesinin ardından oluşacak tüm nakliye, gümrük masraflarının davalılarda tahsiline, emtianın geminin ambarlarında bulunması dikkate alınarak … gemisinin TTK’nun 1352.maddesine göre ihtiyaten haczine, taşıma sözleşmesi uyarınca kançello tarihinin bir gün sonrasından itibaren taşıyan tarafından ödenmesi taahhüt edilen günlük 500 USD cezai şart bedelinin hesaplanarak dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olup, 11/01/2015 tarihinde davacı taraf davasını ıslah ederek emtia bedeli olan 829.035,52 Amerikan Dolarının fatura tarihi olan 28/02/2014 tarihinden itibaren davalı …’e ödenen 60.000,00 Amerikan Doları navlun bedelinin fatura tarihi olan 03/03/2014 tarihinden itibaren, 90.000,00 Amerikan Doları cezai şartın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, emtianın alıcısına teslim edilmemesi nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararlar kapsamında 8.207,43 USD sigorta bedelinin 26.073,67 TL kargo yükleme ve güvenlik bedelinin, 7.718,34 TL acente hizmet bedelinin, 1.362,00 TL konteyner çakım ve sabitleme ile gemi yükleme bedelinin, 13.392,42 TL nakliye ücretinin ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalıların yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle müvekkili şirket tarafından alıcıya gönderilen ikame mal için yapılan harcamalar kapsamında ortaya çıkan zarardan dolayı 24.500,00 USD ikinci taşıma navlun bedeli (navlun farkı), 15.017,46 TL yükleme ve güvenlik bedeli, 1.900,00 TL konteyner çakım ve sabitleme ile gemi yükleme bedeli ve 8.129,97 TL nakliye ücretinin ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
Asıl davada davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı … arasında 25/02/2014 tarihinde taşıma sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme ile …’a ait ürünlerin… Limanından … Limanına taşınmasının üstlenildiğini, daha sonra taşımanın sözleşmede aranan tüm şartlara haiz olan yola ve yüke elverişli …gemisi ile yapılmasına davacının onay verdiğini, geminin müvekkili tarafından diğer davalı … Şti’den kiralandığını, gemi … Limanında yükünü alıp, sefere hazır halde iken Mersin … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasında davadışı …’nin yakıt alacağından dolayı seferden men edildiğini, alacağın 2012 yılına ait eski bir alacak olduğunun anlaşıldığını, donatanın devreye girerek seferden men kararının kaldırıldığını, gemi … Limanına ulaştığında aynı şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … talimat dosyası üzerinden geminin tekrar seferden men ettirildiğini, geminin aynı alacak için tekrar seferden men edilmesi üzerine müvekkilinin bilmediği ve hiçbir ilgisinin olmadığı eski bir alacak yüzünden zor durumda kaldığını, donatanın tüm imkanlarını seferber etmesine rağmen gemi hakkındaki tutuklama kararının devam ettiğini, davacıların geminin seferine devam edebilmesi için işbirliği halinde hareket etme girişimlerinin sonuçsuz kaldığını, geminin geçmişteki bir borç için seferden men edilmesinin öngörülemez bir durum olduğunu, kaldı ki sözkonusu yakıt borcunun esasen ödenmiş olduğundan bu nedenle yapılan icra işlemlerinin de usulsüz olduğunu, geminin seferden men edilmesinin … ‘den kaynaklanmadığını, bu durumun sözleşmenin 10.maddesinde düzenlenen mücbir sebep halini oluşturduğunu, davacının ise sözleşmeye göre fesih hakkı bulunduğu halde sözleşmeyi feshetmediğini, bu nedenle diğer taleplerinin yanısıra cezai şart talep etmesinin de sözkonusu olamayacağını, geminin üzerindeki haczin geçersizliğinin Mersin … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden yapılan şikayet sonucunda sabit olduğunu, kaldı ki müvekkili …’in ihtilafın halli için bütün imkanlarını seferber ettiğini, gemide bulunan emtiada herhangi bir hasar yada kırılmanın sözkonusu olmadığını, zarar olsa dahi bundan dolayı müvekkili …’in sorumlu tutulamayacağını, yükün … Limanına tahliyesi yükümlülüğünün davacı tarafa ait olduğunu, tahliye kararı alındığı halde bu kararın uygulatılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı … Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 25/02/2014 tarihli taşıma sözleşmesi ile kiralanan … Bereket gemisinin donatanı olduğunu, geminin seferden men edilmesine sebep olan yakıt borcunun 2012 yılına ait olup, aslında ödendiğini, bu nedenle gemi hakkındaki icra işlemlerinin usulsüz olduğunu, buna rağmen müvekkilinin seferden men edilmesi nedeniyle daha önce ödediği borcu ikinci kez ödemek zorunda bırakıldığını, talep edilen alacak miktarı oldukça yüksek olduğundan ödeme yapılamadığını, kaldı ki Mersin …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında alınan karar ile haciz işlemlerinin durdurulduğunu, müvekkilinin tüm aşamalarda meseleyi çözmeye çalıştığını ancak sonuç alamadığını, yükün gemi içerisinde en iyi koşullarda saklandığını, herhangi bir hasar yada zararın sözkonusu olmadığını, davacıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden geminin … Limanına çekilmesi yönünde karar aldıklarını, ancak bu kararın uygulanmasının son derece sakıncalı olduğunu, kararın uygulanması halinde geminin batması, çatma yada gemi adamlarının kazaya uğraması ihtimalinin bulunduğunu, bu kapsamda gerekli önlemlerin alınması gerektiğini, davacı herhangi bir önlem almadığından geminin çekilmesi yönünde herhangi bir işlemin de yapılmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; asıl dava tarihinden sonra davalılar tarafından emtianın müvekkiline iadesi konusunda herhangi bir çapa sarfedilmediğini, gemi üzerindeki hacizlerin ve seferden men kararının devam ettiğini, bu nedenle taşımanın tamamlanamadığını, emtianın içinde bulunduğu … gemisinin 2 yıl 10 ay boyunca İstanbul açıklarında beklediğini, 27/01/2017 tarihinde su alarak batmaya başladığını ve yükle birlikte battığını, asıl dosyada davalılardan zayi olan mal ile gerçekleşmeyen taşıma ile ilgili zararların tazmininin talep edildiğini, bu dosyada alınan rapor ile müvekkilinin taleplerinde haklı olduğunun ortaya konulduğunu, müvekkillerinin alıcısına ulaştırılmayan mal nedeniyle alıcının talebi doğrultusunda başka mallar göndermek zorunda kaldığını, bunun yanısıra müvekkillerinin yurtdışındaki müşterisinin sipariş ettiği malların kendisine zamanında ulaştırılamamasından dolayı maddi zarara uğradığını, … gemisi ile gönderilmekte olan emtialar alıcı … firmasına ulaşmadığından alıcı firmanın sipariş ettiği ürünler için kendi iç pazarındaki müşterilerinden belli oranda peşinatlar aldığını, sevkiyat süresinde ulaşmayınca banka kredileri kullanarak iç piyasadan yüksek fiyatla ürün satın almak zorunda kaldığını, bunun yanısıra 2014 yılında Rusya’da meydana gelen devalüasyon nedeniyle sevkedilen malların … bazında da maliyetinin arttığını, ancak iç piyasada ürünlerin Ruble bazındaki fiyatının artmadığının müvekkillerine iletildiğini, bütün bunlardan dolayı … firmasının müvekkili şirkete başvurarak sipariş verdiği emtianın kendisine zamanında ulaşmaması nedeniyle başka firmalardan daha yüksek fiyatlarla satın aldığı ürünler, bunun için bankadan çektiği krediler ve ödediği faizler nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek malların teslim edilmesi gereken Mayıs 2014 ile yeniden üretim yapılarak teslim edilen malların ulaşabileceği tarih olan Aralık 2014 arasındaki dönem için kur farkından dolayı uğradığı 199.953,65 Amerikan Doları ile …’nın… Bankasından çektiği 3 yıllık 30 Milyon Rublelik kredinin faiz gideri olan 57.887,00 USD’den oluşan zararının müvekkilleri tarafından giderilmesini, müvekkillerin nezdindeki borcundan düşülmesini talep ettiği, müvekkilinin 2013 yılından itibaren güvenli bir şekilde çalıştığı müşterisi ile ihtilafa düşmemek için toplam 257.841,00 USD’ye tekabül eden zararını 15/02/2017 tarihinde alacağından mahsup etmek zorunda kaldığını, bu zararın tamamen davalıların yükümlülüklerini yerine getirmemesi, taşıma işini tamamlayamamalarından kaynaklandığını, sözleşme hükümlerine göre bu zararın davalılar tarafından karşılanması gerektiğini ileri sürerek 257.840,00 Amerikan Dolarının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde özetle; geminin seferden men edilmesinde davalıların kusurunun bulunmadığını, haczedilmiş bir geminin bakım ve muhafazasının icra müdürlüğü ve alacaklıların sorumluluğunda olduğunu, davacının yükün tahliyesi yönünde verilen kararın da uygulattırmadığını, ayrıca gemide bulunan yükün muhafazası ve korunması için de hiçbir önlem almadığını, gemi batmadan önce emtiada herhangi bir hasar yada zarar bulunmadığını, davacının yükün teslim alınması için herhangi bir şey yapmadığını, davacının davadışı alıcı firmaya ödediğini iddia ettiği banka faizi ile kur farkından kaynaklanan zararlar için dava açmış olduğu halde bu iddialarını kanıtlayabilecek herhangi bir somut delil sunamadığını, ikame mal gönderdiğini iddia etse de davacı tarafından gönderilen malların gemide bulunan mallar yerine geçebilecek nitelikte mallar olmadığını, asıl dosyada alınan bilirkişi raporu ile mal ikamesi yapılmadığının anlaşıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Asıl dava; taşıma taahhüdünün yerine getirilmemesi nedeniyle, yük bedeli cezai şart ve taşıma masrafları ile ikame taşıma için fazladan ödenen navlun ve taşıma giderlerinin davalılardan tahsili, birleşen dava ise; malın alıcısına teslim edilmemesi nedeniyle alıcının bankaya ödediği ileri sürülen faiz ile kur farkının davacılara yansıtılmasından dolayı davacı nezdinde ortaya çıkan zararların tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların beyanları ve dosya kapsamına göre, … AŞ tarafından Rusya’daki …şirketine satışı yapılan davacı …’ın üreticisi olduğu flotal ayna cinsi emtiaların…isimli …bayraklı gemi ile… Limanından … Limanına taşınması konusunda …ve … arasında 25/02/2014 tarihli navlun sözleşmesinin düzenlendiği, gemi donatanı … tarafından düzenlenen 01/03/2014 tarihli konişmento tahtında yükün Mersin’de gemiye yüklendiği, 04/03/2014 tarihinde seferine başlayan geminin İstanbul’a geldiğinde gemi donatanının yakıt borcundan dolayı Mersin … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasında verilen seferden men kararından dolayı geminin İstanbul’da tutuklandığı, bu nedenle seferin tamamlanamadığı, seferden men kararından dolayı İstanbul açıklarında bekleyen geminin 27/01/2017 tarihinde içerisindeki yükle birlikte battığı anlaşılmakta olup, dosyadaki uyuşmazlık davacıların dava açmakta hukuki yararı ve husumet ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı, gemi hakkında verilen seferden men kararı nedeniyle taşımanın tamamlanamaması, yükün alıcısına teslim edilememesi ve yükün gemi üzerinde iken gemi ile birlikte batarak zayi olmasından dolayı davalıların kusur ve sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, davacılar nezdinde zararın oluşup oluşmadığı ile zarar kalemlerinin nelerden oluştuğu hususlarında toplanmaktadır.
Uyuşmazlık noktalarının çözümü açısından davacı şirketlerin ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 09/02/2016 tarihli 1.bilirkişi raporunda; davacının gemide bulunan malların bedelini tahsil ederek alıcı şirket hesabına alacak olarak kaydettiği, mal faturaları ve gümrük beyannamelerinde de ödeme şeklinin peşin olarak belirtildiği, malların alıcısına ulaşmaması nedeniyle davacı tarafından ikinci kez gönderildiği beyan edilen 701.561,88 USD tutarındaki mal bedelinin 549.668,64 TL ‘lik kısmının da tahsil edildiği, davacının ikinci parti maldan dolayı 151.893,24 USD alacaklı olduğu, 09/04/2014 tarihli 347.271,37 USD fatura bedelinin tamamen tahsil edildiği, gemide bulunan mallar ile bu mallar yerine gönderildiği ileri sürülen 07/04/2014 ve 09/04/2014 tarihli fatura konusu malların cins, ebat ve miktar itibariyle birbiriyle örtüşmediği belirtilmiştir.
06/10/2016 tarihli 2.bilirkişi raporunda; davacının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede gemi üzerinde keşif yapılamaması nedeniyle gemi içerisindeki mallarda bozulma meydana gelip gelmediğinin ve malların değerinin tespit edilemediği, davacı tarafça …Gemi Acenteliğine 60.000,00 USD M/V… isimli gemi ile gerçekleştirilen ikinci ikame ürün taşıması için ise 24.500,00 USD olmak üzere toplam 84.500,00 USD navlun ödemesinin yapıldığı,… satım şekli ve davacı … AŞ ‘nin kayıtları birlikte değerlendirildiğinde emtianın tamamen zayi olduğunun kabul edilmesi halinde davacı zararının mal bedeli olan 829.035,52 USD olacağı, taşımanın yapılmaması nedeniyle … AŞ nezdinde oluşan navlun giderlerinden davalıların sorumluluğunun doğacağı, …’daki alıcıya gönderilen ikame mal gerekse uyuşmazlığa konu flotal cam ve ayna emtiası için yapılan gümrük, resim, harç, sabitleme, yükleme ve acentelik ücretleri ile ilgili giderlerin de davalılardan istenebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Aynı bilirkişi kurulundan alınan 10/03/2017 tarihli ek raporda; … satış esasına göre yük zararının alıcı şirket nezdinde oluşmasına rağmen alıcı şirket yerine davacı tarafından talep edildiği, süresinde gerçekleşmeyen teslimata rağmen taraflararasında devam eden ticari ilişki ve açık cari hesap kapsamında ödemelerin rızaen devam ettirildiği, davacının, halen gemi üzerinde bekleyen malın teslimatı gerçekleşmediğinden tahsil olunmayan fatura bedelinin müşteri alacakları olarak bekletildiği, cari hesap alacağının kapanmadığı beyanı ile dosyaya sunulan hesap mutabakatı belgesinde yer alan 829.052,35 USD mal bedelinin ödenmiş olmasına rağmen taşıma firmasından kaynaklı sebepler dolayısıyla gerçekleşmediğine dair beyanın mahkeme tarafından kabulü halinde davacının işbu davayı açmakta menfaatinin olacağı görüşüne ulaşıldığı belirtilmiş olup, muhasip bilirkişi Hasan Bozkurt tarafından düzenlenen ayrık raporda ise, davacı tarafça müşterisine ulaştırılamayan 829.035,52 USD tutarlı 914008568 nolu fatura muhteviyatı mal yerine 07/04/2014 tarihli 701.563,03 USD tutarlı ve 09/04/2014 tarihli 347.271,37 USD tutarlı emtiaların ikame ürün olarak gönderildiğinin iddia edildiği, bu konuda ticari defterler üzerinde yapılan inceleme sonucunda 701.561,88 USD tutarlı fatura bedelinden 549.668,64 USD’sinin müşterisinden tahsil edildiği, yine diğer fatura bedeli olan 347.271,37 USD ‘nin de tamamının tahsil edildiğinin tespit edildiği, teslim edilmeyen ürünler nedeniyle alıcı …nezdinde 829.035,52 USD tutarında zararın oluştuğu, ayrıca … AŞ nezdinde de ödenen navlun nedeniyle 60.000,00 USD’lik zararın meydana geldiği, … satış şekline göre davacıya ait olan yükleme ve sigorta giderlerinin zarar olarak değerlendirilemeyeceği, ikame ürün olarak gönderildiği iddia edilen emtia bedelleri ve ikame emtia gönderimi nedeniyle yapıldığı iddia edilen giderler nedeniyle davacılar nezdinde belirlenebilir bir zararın oluşmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
17/05/2018 tarihli 3.bilirkişi kurulu raporunda; alıcı firma tarafından mallar teslim alınmadığı için hernekadar mal bedeli peşin olarak ödenmiş ise de, sonradan almış olduğu mallardan dolayı ödediği tutarın mahsubu sonrasında davacının alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacının alacağının 73.867,86 TL ve 1.011.972,95 USD olarak belirlendiği, birleşen dava açısından yapılan satışlar USD cinsinden olması nedeniyle davacının herhangi bir kur farkının oluşmadığı, diğer taraftan alıcı firmanın faiz zararının ise ispata muhtaç olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Aynı heyette yer alan Dr Öğr. Üyesi …tarafından düzenlenen ek raporda da; TTK’nun 1191.maddesi hükümleri uyarınca 1 nolu davalı donatan ile 2 nolu davalı taşıyanın davacıya karşı müteselsilen sorumlu oldukları, TTK’nun 1199.maddesine göre ödenen navlunun iade edilmesi gerekmekte ise de, doktrinde yük sadece yük ilgilisinin kusuru neticesinde zayi olduğu durumda taşıyanın navlun alacağının devam edeceğinin kabul edildiği, somut uyuşmazlıkta taşıyanın zarardan sorumlu olduğu kanaatine varıldığı, navlun sözleşmesinde de taşıyan açısından bir sorumsuzluk kaydının bulunmadığı, bu sebeple taşıyanın navlun isteminden sorumlu sayılamayacağı, oluşan mal zararından dolayı 1 nolu davacıya karşı 1 ve 2 nolu davalıların birlikte sorumlu bulundukları, zayi olan mal bedelinin TTK’nun 1186.maddesine göre belirlenecek olan sorumluluk sınırı içerisinde kaldığı belirtilmiştir.
25/12/2018 tarihli 4.bilirkişi raporunda da; davacı …’ın navlun sözleşmesinin tarafı olmaması nedeniyle davalılardan tazminat talebinde bulunamayacağı, TTK’nun 1199.maddesi uyarınca iddia edilen zarar kalemlerinin ispatı halinde davalıların …’a karşı müteselsilen sorumlu oldukları, ödenen navlun bedelinin TTK’nun 1199.maddesine göre davalılardan müteselsilen talep edilebileceği, Bellatrix gemisi ile yapılan masraf kalemlerinin Bereket gemisi ile yapılan taşımanın konusunu oluşturmadığı ve sözleşme şartlarının farklı olması nedeniyle ikame taşıma olarak değerlendirilemeyeceği, … Limanında yükleme sırasında gecikme yaşanmadığından cezai şart talebinin de uygun görülmediği, …’ın kur farkı talebinin dosya kapsamına göre ispat edilemediği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiş olup, itirazların değerlendirildiği ek raporlarda da, kök rapordaki görüşlerinin aynen devam ettiği belirtilmiştir.
Husumet ehliyeti dava şartı olduğundan uyuşmazlığın esastan incelenmesine geçilmeden önce husumet ehliyetinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacılardan … AŞ tarafından üretilerek … Dış Tic AŞ tarafından Rusya’da faaliyet gösteren … şirketine satışı yapılan …ayna cinsi emtianın satım bedelinin 28/02/2014 tarihli … nolu fatura ile 829.035,52 USD olarak belirlendiği, satışın CiF teslim şekline göre yapıldığı, emtianın Mersin’de gemiye yüklendikten sonra Mersin’den hareket edip İstanbul açıklarına geldiğinde gemi donatanı … Denizcilikin navlun borcundan dolayı başlatılan icra takibi nedeniyle geminin seferden men edilerek İstanbul Kumkapı Mevkiinde 16/03/2014 tarihinden itibaren demirde beklemeye başladığı ve yaklaşık 2 yıl sonrada içerisinde yük ile birlikte battığı, bu şekilde tüm yükün zayi olduğu dosya kapsamına göre belirli olduğundan yükün zayi olmasından dolayı ortaya çıkan zararın davacı şirketler nezdinde mi yoksa alıcı şirket nezdinde mi oluştuğunun tespit edilmesi gerekmektedir. Satış faturası ve gümrük beyannamesi ekinde yer alan çeki listesinden satışın CIF teslim şekline göre yapıldığı, dolayısıyla ödeme şeklinin “peşin” olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. CIF satışlarda yük geminin küpeştesini geçtiği andan itibaren yükle ilgili hertürlü yarar ve hasar alıcıya geçmiş olduğundan somut uyuşmazlıkta yükün Mersin’de …isimli gemiye yüklenerek geminin sefere çıkmasından itibaren ortaya çıkacak hertürlü ziya ve hasarın yurtdışındaki alıcı firmaya ait olduğu kabul edilmelidir. Davacı … Dış Tic AŞ ‘nin ticari defterleri üzerinde muhasip bilirkişiler tarafından yapılan inceleme neticesinde fatura bedelinin tahsil edildiği tespit edilmiş olup, davacı vekili tarafından bu konuya ilişkin olarak yükün alıcıya teslim edilememiş olması nedeniyle mal faturasının “açık fatura” olduğu, teslimat gerçekleşmediğinden fatura bedelinin “müşteri alacakları” olarak bekletildiği, yük geri getirilmediğinden yükün geri alınıp davacı stoklarına girişi yapılmadığından cari hesap alacağının kapatılmadığı, ayrıca alıcının talebi üzerine daha sonra 07/04/2014 tarihli 701.561,88 USD tutarlı ve 09/04/2014 tarihli 347.271,37 USD tutarlı fatura muhteviyatı malların yurtdışındaki alıcıya gönderildiği, bu nedenle alıcıya teslim edilmeyen ve gemi içerisinde zayi olan mal bedelinden dolayı müvekkillerinin zarara uğradığı ileri sürülmüştür.
Dosyada yer alan her iki muhasip bilirkişi raporlarında da, …’a ait ticari defter kayıtlarında asıl taşıma konusu 829.035,52 USD mal bedelinin banka havalesi yoluyla …’a ödendiği, Rusya’daki alıcıya daha sonra satışı yapılan 701.561,88 USD tutarlı fatura bedelinin de 549.669,79 USD’sinin tahsil edildiği, bu faturadan dolayı bakiye 151.893,24 USD alacak bulunduğu, 347.271,37 USD tutarlı ikinci faturanın da banka havaleleri ile tahsil olunduğu tespit edilmiştir. Davacı …’ın kendi ticari defter kayıtlarındaki bu tespitlere göre zayi olan mal bedelinin tahsil edildiği, ikame satış olarak bildirilen toplam tutarı 1.048.833,11 USD olan iki ayrı fatura bedelinden yapılan tahsilatlar düşüldükten sonra bakiye 151.893,24 USD alacak kaldığı, ilk satış konusu mallar ile sonradan satışı yapılan ürünlerin farklı olmasının yanı sıra … ile davadışı alıcı arasında ikame satışla ilgili herhangi bir mutabakat belgesinin dosyaya sunulmadığından davacının sonradan yaptığı satışın ikame mal satışı olarak kabul edilemeyeceği, bu durumda zayi olan yük zararın davadışı alıcı firma nezdinde oluştuğu kabul edilmiştir. Bu değerlendirmelere göre, ortaya çıkan zararlardan dolayı dava ve talep hakkının yurtdışındaki alıcı … Şirketine ait olduğu sonucuna varılmakla birlikte, davacı vekili tarafından 31/03/2017 tarihli dilekçe ekinde sunulan belgede, … şirketinin …gemisinde bulunan 829.035,52 USD değerindeki emtia ile ilgili her türlü talep ve dava hakkını … AŞ ve … Dış Tic AŞ’ye devrettiği belirtilmiş olduğundan sözkonusu temlik belgesi ile davacıların BK’nun 183.maddesinde düzenlenen alacağın temliki hükümlerine göre temlik alan sıfatıyla aktif dava ehliyetini kazanmış oldukları kabul edilmiştir.
Dosya kapsamına göre, davacı … ile davalı … arasında cam eşya türü emtianın Mersin’den Rusya’nın Rostov Limanına gemi ile taşınması konusunda 25/02/2014 tarihli yolculuk çarteri sözleşmesinin düzenlendiği tarafların kabulünde olup, taşıyıcı konumundaki … … Fabrikaları AŞ topluluğuna bağlı şirketlerin Rusya’nın Rostov Limanına ihraç edeceği malları şirketlerin imalat ve satış programına göre kısım kısım sözleşme süresi içerisinde armatör … Denizcilike ait …isimli gemi ile nakli konusunda anlaşmaya varıldığı belirlidir. Sözleşmeye göre davalı … taşıyan, davacı … AŞ ‘de taşıtan sıfatına haizdir. … ise TTK’nun 1061.maddesine göre gemi donatanıdır. … Denizcilik …’a karşı TTK’nun 1191/.maddesi anlamında üstlendiği taşıma taahhüdünü tamamen … Denizcilike bırakmış olduğundan … Denizcilik akdi taşıyan, … ise fiili taşıyan konumundadır. TTK’nun 1191/f.1.c.1 uyarınca taşıyan, taşıma işini kısmen veya tamamen fiili taşıyana bıraktığı hallerde taşımanın tamamından sorumlu olup, fiili taşıyanın ve onun taşıma borcunun ifasında kullandığı adamlarının fiil ve ihmallerinden de sorumlu sayılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, fiili taşıyan … Denizciliğin önceki tarihlerdeki borçlarından dolayı taşımayı yapan Bereket isimli gemi hakkında seferden men kararlarının verildiği, bu nedenle geminin 25/03/2014 tarihinden itibaren … Bölgesinde tutulduğu anlaşılmaktadır. … vekilinin 19/11/2014 tarihli dilekçesinde, geminin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … talimat dosyası aracılığıyla seferden men edildiği, seferden men sebebinin üçüncü kişinin yakıt alacağı iddiası olduğu, kendilerinin bundan haberdar olmadıkları, dolayısıyla ellerinde olmayan sebeplerden ötürü seferden men halinin devam ettiği beyan edilmiş olup, donatan vekili de 19/11/2014 tarihli dilekçesinde yakıt borcunun aracıya ödendiği halde aracının aracı … şirketinin bu bedeli alacaklı … isimli şirkete ödemediği, 73.467,09 ABD Doları miktarındaki yakıt borcunun son derece yüksek olması nedeniyle ikinci kez ödenmesinin de sözkonusu olamadığı belirtilmiştir. Diğer seferden men kararının ise İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki 25.000,00 USD bedelli senedin ödenmemesinden kaynaklandığı dosya kapsamına göre belirlidir. TTK’nun 1178.maddesinde taşıyanın sorumlu olduğu haller düzenlenmiş olup, TTK’nun 1182.maddesinde de taşıyanın kusursuzluk ve uygun illiyet bağı karinelerinden yararlandığı haller belirtilmiştir. TTK’nun 1182.madde (c) bendinde, mahkemelerin el koyma kararları sebebiyle zararın meydana gelmesi halinde taşıyan ve adamlarının kusursuz sayılacakları hükmü kabul edilmiştir. Buna göre, geminin ihtiyaten haczi sebebiyle zararın meydana gelmesi halinde taşıyan ve adamları meydana gelen zarar bakımından kusursuz sayılmalıdır. Ancak, TTK’nun 1182.maddesi 2.fıkrasına göre 1.fıkradaki sebeplerin ortaya çıkmasına taşıyanın sorumlu olduğu bir olayın yol açtığı ispat edildiği durumda taşıyan sorumluluktan kurtulması sözkonusu değildir. Somut olayda, donatanın borcundan dolayı başlatılan icra takipleri nedeniyle geminin seferden men edildiği, bu nedenle taşıma taahhüdünün yerine getirilmediği, geminin uzun süre İstanbul açıklarında bekletildiği belirli olup, bu aşamada donatan … Denizciliğin hukuki bir yol olan teminat göstererek geminin sefere devam etmesini sağlama yoluna gitmemesi nedeniyle kusurlu olduğu değerlendirildiğinden buna göre, TTK’nun 1182.madde (c) bendindeki sorumsuzluk halinin donatan lehine uygulanamayacağı, TTK’nun 1191.maddesi uyarınca fiili taşıyanın kusurundan dolayı yük ilgilisine karşı akdi taşıyanda sorumlu olduğundan her iki davalının da zayi olan yük bedelinden dolayı yük ilgilisine karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları gerektiği kabul edilmiştir. Öte yandan davacı tarafça yük bedeline ilaveten talep edilen sigorta bedeli, yükleme masrafları gibi vs harcamalar CIF satışta, satım bedeline dahil olduğundan dava konusu bu tazminat kalemlerinden dolayı davalıların sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılmıştır.
İlk satım konusu …gemisine yüklendikten sonra geminin batması sonucu zayi olan emtialar ile davacıların sonradan alıcı firmaya göndermiş olduğu 07/04/2014 tarihli 701.561,88 USD tutarlı ve 09/04/2014 tarihli 347.271,37 USD tutarlı fatura muhteviyatı malların miktar ve nitelik olarak birbirinden farklı olduğu bilirkişi raporları ile tespit edildiğinden sözkonusu faturalara konu olan malların ikame mal teslimi olarak kabul edilemeyeceği, ikinci sevkiyatın ayrı bir satım konusu olduğu değerlendirildiğinden davacı tarafça sonraki sevkiyatın yapıldığı… gemisi için ödenen navlun farkı ile diğer masraf ve giderlerin davalılardan talep edemeyeceği kabul edilmiştir.
Davacı tarafça sözleşmenin 11.6.maddesine dayanılarak cezai şart talebinde bulunulmuş ise de, taşıma sözleşmesinde yer alan cezai şart maddesi yükleme tarihindeki gecikmeye bağlanan bir ceza koşulu olup, dosya kapsamına göre yüklemenin 27/02/2014 tarihinde başlayıp 01/03/2014 tarihinde sona erdiği, aynı tarihte geminin … Limanına gitmek üzere Mersin Limanından hareket ettiği, yükleme sırasında herhangi bir sorunun yaşanmadığı, taraflararasındaki uyuşmazlık geminin yola çıkmasından sonra seferini tamamlayamamasından kaynaklandığından yükleme aşamasına ilişkin cezai şart talebinin yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
Birleşen dosyada yükün alıcısına teslim edilmemesi nedeniyle alıcının kur farkından ve kullandığı banka kredisinden dolayı zarara uğradığı, söz konusu zararın davacı satıcıya yansıtıldığı ileri sürülerek, bundan dolayı davacının maruz kaldığı zararların tahsili talep edilmiş ise de, iddia edilen dolaylı zararların alıcı nezdinde gerçekleştiğine ilişkin dava dosyasına herhangi bir bilgi yada belge sunulamadığı gibi zararın davacı tarafından tazmin edildiği de ispatlanamadığından, birleşen davadaki taleplerin reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.

Davacılardan …’ın dava konusu taşıma için davalı …’e 60.000 USD deniz navlunu ödemiş olup, TTK’nun 1199.maddesi 1.fıkrasında “boşaltma süresinin sonuna kadar bir kaza sonucunda ziyaa uğrayan eşya için navlun ödenmeyeceği, peşin ödenen navlunun da geri alınacağı” hükmü yer aldığından, ödenen navlun bedelinin davalı … tarafından davacıya iade edilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Neticede yapılan yargılama sonunda yukarıda açıklanan tüm nedenlerle; asıl davanın ıslah edilen tutar üzerinden kısmen kabulü ile 829.035,52 USD nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek Dolar faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara ödenmesine, 60.000,00 USD navlun bedelinin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek Dolar faizi ile birlikde davalı …Tic A.Ş.’den tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Asıl davanın ıslah edilen tutar üzerinden KISMEN KABULÜ ile;
829.035,52 USD nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek Dolar faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara ödenmesine,
60.000,00 USD navlun bedelinin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek Dolar faizi ile birlikde davalı …Tic A.Ş.’den tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince tayin olunan 177.337,72 TL harçtan ıslah dahil olan 52.235,85 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 125.101,87 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
52.235,85 TL peşin harcın davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
b-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan davanın kabul ve reddi oranına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 89.141,08 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
c-Davalılar vekil ile temsil olunduğundan davanın kabul ve reddi oranına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 30.936,99 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
d-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 25,20 TL başvurma harcı, 771,20 TL posta gideri ile 14.750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 15.546,40 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 13.360,79 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
e-Davalı …Tic. A.Ş tarafından yapılan yargılama gideri olan 119 TL posta gideri, 3.600 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.719 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 522,83 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
f-Davalı … Ltd. Şti tarafından yapılan yargılama gideri olan 133,70 TL posta gideri, 3.600 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.733,70 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 524,90 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
g-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-Birleşen davanın REDDİNE,
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harç tarifesi gereğince tayin olunan 44,40 TL karar harcının, peşin alınan 16.219,42 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 16.175,02 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b-Davalılar vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 51.940,14 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
c-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır