Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/739 E. 2023/648 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/739 Esas
KARAR NO : 2023/648
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2023
KARAR TARİHİ : 23/11/2023

Mahkememizin yukarıda esas numarası yazılı dosyasının mahkememizde yapılan
yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2006-2020 tarihleri arasında İstanbul İli, … İlçesi, … Mah. … Ada, … Parselde yer alan bağımsız bölümün 1/2 hissesinin maliki olduğunu, müvekkilinin 1/2 hisse maliki olduğu arsanın, diğer yarı hissesine sahip 3. kişi malikinin davalı bankaya olan dava dışı borcu sebebiyle, arsa üzerinde ipotek hakkı sahibi davalı banka tarafından satışa çıkarılacağını öğrendiğinde arsanın satışa çıkarılmasına engel olabilmek adına borçlu olan diğer hissedarın tüm borcunu davalı bankaya kendi adına ipotek temliki sözleşmesine dayanarak ödediğini, işbu ipoteğe konu genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borcun 497.585,00- TL tutarındaki kısmının müvekkil tarafından … A.ş. … Şubesi’ne ödendiğini, buna karşılık mezkur ipotekler yazılı temlik sözleşmesi kapsamında müvekkile temlik edildiğini, davaya konu işbu sözleşmenin 2. maddesinde de açıkça yazılı olduğu üzere talep ettikleri zararın dayanağının tapu kaydında davalı banka tarafından terkin edilmiş olduğu görülen 1. Derece 22.06.2012 tarih ve 9492 yevmiye numaralı ipotek ile birlikte 2. Derece 2. Sıra 03.12.2014 tarihli ve 24676 yevmiye numaralı ipoteklerin müvekkili tarafından açıkça temlik aldığının sabit olduğunu, müvekkilinin taşınmazı satışa çıkarmak üzere hazırlandığı sırada tapudan ipotek dökümünü almak istediğinde, davalı bankadan bedelini ödemek suretiyle temlik almış olduğu ipoteklerin banka tarafından terkin edildiğinin Tapu Müdürlüğünden öğrendiğini, temlik sözleşmesi ile bedelini tahsil ederek müvekkile devrettiği davaya konu ipotekler üzerinde davalı bankanın işlem yapma yetkisinin olmadığını, terkin yahut ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla tahsil hakkı bulunmadığının açık olduğunu, bu nedenle ipotek haklarının haksız terkin edilmesi sonucu, müvekkilin sözleşmeye istinaden ödediği bedelin tahsil kabiliyetinin ortadan kalkmış olduğunu, ipotek haklarının güvencesi ile sözleşme imzalayan müvekkilin son derece ağır bir maddi zarara uğradığının ortada olduğunu, müvekkilinin ipotek haklarının haksız terkin edildiğini öğrenmesi akabinde ihtarname ile davalı bankaya bu hususu bildirildiğini ve zararının tazminini talep ettiğini ancak bankadan olumlu bir yanıt alamadığını, 22/12/2022 tarihinde davalı … Bankası A.Ş … Şubesine bir kez daha yazılı başvuruda bulunulduğunu, 03/01/2023 tarihli cevabi yazısı ile banka adeta terkin hususunu yok saydığını, bankanın hiçbir sorumluluğu olmadığına ve müvekkilininin borcunu ödeyerek ipotek haklarını temlik aldığı 3. kişiye başvurması gerektiğini gayri hukuki ve izaha muhtaç beyanlarla bildirdiklerini, davalı bankanın olumsuz geri dönüşü ile işbu usulsüz ve haksız terkine ilişkin olarak davalı bankanın, sözleşmeyle davaya konusu ipotekleri müvekkile temlik ettiğini, dolayısıyla tasarruf hakkı olmadığı halde yolsuz terkinde bulunmasından kaynaklı olarak müvekkilinin uğradığı maddi zarar nedeniyle yazılı başvurularının sonuçsuz kaldığını beyanla davanın kabulü ile, davalının sözleşmeye aykırı davranmasının sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet verdiğinden, müvekkilinin sözleşme kapsamında davalılara yaptığı 497.585,00 TL tutarındaki bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyen reeskont faizi ile birlikte müvekkiline iadesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ipoteğe konu genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borcun 497.585,00 TL’lik kısmının bankaya ödendiğinden bahisle ipoteğin haksız terkini nedeniyle uğranılan zararın tazmini isteminden ibarettir.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığının 25/11/2021 tarihli ve 1232 sayılı kararı ile; “26/09/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin beşinci fıkrasında, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceği düzenlenmiştir. Asliye ticaret mahkemelerine gelen işlerin vasıf ve mahiyeti itibarıyla çeşitli olması, bu çerçevede finans davalarının yoğunluğu ve niteliklerinin farklı olması göz önünde bulundurularak, gerek uygulama birliğinin sağlanması, gerekse etkinlik ve verimliliğin artırılması ile ihtisaslaşmanın önemi nazara alınarak, finans davalarında iş dağılımı bakımından iki veya daha fazla dairesi bulunan mahallerde ihtisaslaşmaya gidilmesinde fayda olacağı değerlendirilmiştir. Kanuni düzenlemelerden ya da Hâkimler ve Savcılar Kurulunun kararlarından kaynaklı olarak, asliye ticaret mahkemesinin hangi dairelerinin iflâs ve konkordato, deniz ticareti ve deniz sigortaları gibi davalar dolayısıyla gelecek işlere ilişkin ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakacağı gözetilerek, aynı dairelerde iş yoğunluğu oluşmaması bakımından finans davaları olabildiğince farklı dairelerde bakılmak üzere ihtisas mahkemeleri belirlenmiştir. Bu itibarla;
1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden,
2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden,
3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. Maddesinde düzenlenenler hariç),
4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7)20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan, Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere;
İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına),
Bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr mahkemelere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine” karar verilmiş ve verilen karar 30/11/2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Huzurdaki dava Bankacılık Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu’ndan kaynaklanan bir uyuşmazlığa ilişkin olup anılı düzenlemenin yürürlük tarihinden sonra 11/09/2023 tarihinde açılmış olduğundan görevli mahkemenin İstanbul 6, 7, 8 ve 9 numaralı Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmış olup aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- İstanbul 6, 7, 8 ve 9. Asliye Ticaret Mahkemelerine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
2-Esasın bu şekilde KAPATILMASINA,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde KESİN olmak üzere karar verildi. 23/11/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza