Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/622 E. 2023/502 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/622 Esas
KARAR NO : 2023/502
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2023
KARAR TARİHİ : 04/10/2023

Mahkememizin yukarıda esas numarası yazılı dosyasının yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … plaka sayılı … Marka , … model aracın davalı şirketçe kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığını, 19/04/2023 tarihinde müvekkilin aracı park etme esnasında otoparkta bulunan kolona sürtmesi sonucunda hasar gördüğünü, kazadan sonra sigorta şirketine başvuru yapıldığını, ancak taleplerinin hasarın beyanla uyumsuz olduğu iddiası ile reddedildiğini, fotoğraflarla durumun ispat edilmeye çalışılmasına rağmen , sigorta şirketinin eksperi aracı görmeden araçta hasar tespiti yaptığını, bu yapılan işlemin usule aykırı olduğunu, davalı … şirketinin sigorta poliçesi limiti içerisinde ödeme yapmaması nedeni ile müvekkilinin aracını yaptırması zarureti ve aracın tamirde kaldığı süre boyunca ikame araç kiralaması yaptığını belirterek davanın kabulüne , şimdilik 1.000 TL nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana hükmedilmesini arz ve beyan etmiştir.
HMK 115/1 ve 138.maddeleri uyarınca usul ekonomisi yönünden dosya üzerinden görevsizlik kararı verilebileceği anlaşılmakla (Emsal Karar İstanbul Bam 8 H.D. 2020/1917 esas 2020/3711 karar sayılı ilam) davalıya henüz dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmemiştir.
DELİLLER , TAHKİKAT VE GEREKÇE:
Dava; Kasko Sigorta Poliçesi kapsamında hasar ve ikame araç bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nun 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası görev noktasında incelenmiştir.
TTK’nın 4 ve 5. maddeleri ile ticari davalar tanımlanmış olup, anılı kanuni düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.maddesine göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması, yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğmasının gerektiği açıktır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı; “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.
TKHK’nın 73. maddesinde ise; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanı tüketici işlemleri ile sınırlandırılmış, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemin tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır.
Bu kapsamda yapılan inceleme neticesinde; dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca tüketici işlemlerinden kaynaklanan davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu, somut uyuşmazlıkta; davacının tacir olduğuna dair bir iddia ve delil bulunmadığı, davaya konu hasarlanan aracın hususi olduğu, taraflar arasında kasko poliçesinden kaynaklı akdi ilişkinin bulunduğu, davalı sigortanın sorumluluğunun bu hukuki ilişkiden kaynaklandığı, bu hukuki ilişki uyarınca davacının davalı karşısında tüketici konumda olduğu ve aralarındaki ilişkinin tüketici işlemi sayılacağı, eldeki davanın mutlak ya da nispi bir ticari dava olmadığı, anılı yasal düzenlemeler gereğince davanın, açıldığı tarih itibari ile tüketici davası vasfında olup tüketici mahkemelerinin görev alanına girdiği anlaşıldığından, HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı gerekçe ile;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda ve talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır