Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/62 E. 2023/82 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/62 Esas
KARAR NO : 2023/82
DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 26/01/2023
KARAR TARİHİ : 02/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı …’nin … nezdinde … sicil numarası ile 08.07.2020 tarihinde başta ilaç imalatı ve ihracatı faaliyetlerinin yürütülmesi amacıyla kurulmuş olan bir anonim şirketi olduğunu, davalılardan … de … nezdinde … sicil numarası ile 02.03.2021 tarihinde ilaç sektöründe faaliyet göstermek amacıyla kurulmuş bulunan bir anonim şirketi olduğunu, …’ın kuruluşunda davalı … şirketin tek pay sahibi olup, aynı zamanda şirketi temsil etmek üzere imza yetkisine sahiptir ve bu kapsamda 1 yıllığına (02.03.2022 tarihine kadar) yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, davalı …, …’nde bulunan hisselerini 13.08.2021 tarihinde 250.000TL karşılığında müvekkil şirket … …’e satıp devrettiğini, yine 13.08.2021 tarihinde şirket yönetim kurulu kararı ile pay devrinin onaylanmasına ve tesciline ve pay defterine kaydedilmesine, o dönem yönetim kurulu üyesi olan ve payları devreden davalı … tarafından karar verildiğini, ancak devir akabinde, pay sahipliği değişikliği o dönem yönetim kurulu üyesi olan … tarafından … ‘ne tescile verilmemiş olup, taraflar arasında husumet doğması ile bu husus … tarafından kötüniyetli olarak kullanılmış ve şirkette pay sahipliği devam ediyormuş gibi sahte Genel Kurul kararı oluşturduğunu, davalı …, şirket ana sözleşmesinde belirtildiği üzere, sermayesi beheri 10.00-TL değerinde 25.000 paydan oluştuğunu ve bu paylar nama yazılı olduğunu, bununla beraber davalı şirketin payları senede bağlanmamış olup, “çıplak pay” niteliğinde olduğunu, Türk öğretisinde kabul edildiği üzere, anonim şirketlerde senede bağlanmamış çıplak payın devri alacağın temliki hükmündedir ve geçerli olması için yazılı şekil şartı yeterli olduğunu, bu konuya ilişkin, Yargıtay Özel Dairesi’nin kararları açık ve net olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/2972 E., 2019/2143 K. sayılı kararı ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/1486 E., 2019/7096 K. kararlarında da belirtildiğini, huzurdaki davada da, …’ın hisseleri senede bağlanmadığını ve “çıplak pay” niteliğinde olduğunu, davacı … … ile davalı … arasında anonim ortaklıkta pay devrine ilişkin tarihli 13.08.2021 tarihli yazılı sözleşme yapıldığını, bununla beraber, … tarafından hisselerin devredilmesine ve Yönetim Kurulu kararı ile devrin onaylanmasına ve pay defterine işlenmesine de karar verildiğini, sonuç olarak bahse konu 13.08.2021 tarihli hisse devri geçerli bir şekilde gerçekleştiğini ve davacı … …, …’ın tüm hisselerinin tek sahibi olduğunu, ancak, davalı …’ın gerçekleştirmiş olduğu hukuka aykırı işlemler sebebiyle pay sahipliğinin tespitine ilişkin huzurdaki davayı ikame etme zorunluluğu hasıl olduğunu, davalı …’ın, davacı … …’deki yönetim kurulu üyeliği görevini ifa etmemesi sebebiyle, … …’deki yönetim kurulu üyeliği görevi son bulmuş ve bu görevin sonlanması neticesinde …, davacı şirkete ve şirketin diğer ortaklarına husumet beslemiş, hukuka aykırı işlemler gerçekleştirmiş ve davacıdan şantaj ile para talep etmeye başladığını, …’ın tüm hisselerinin davacıya ait olmasına rağmen, söz konusu devre ilişkin tescili gerçekleştirmeyen … tarafından, hukuka aykırı olarak ve sahtecilik yapmak suretiyle ile noter tarafından yapılan onaylama işlemi ile ikinci bir Genel Kurul defteri çıkartıldığını, bu defterde Genel Kurul kararları alındığını, davalı … bu işlemleri akabinde 06.01.2023 tarihinde davacı şirkete elinde imza sirküleri ile geldiğini, “imza yetkileri bana ait, şirket bende, bu şirketi istiyorsanız 30.000-USD vereceksiniz!” diyerek davacı tarafı şantaj yaptığını, davacı ise, bu olaylar akabinde Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarını incelediğinde, …’ın halen şirketin sahibi gibi kararlar almış olduğunu, kendisini yetkili olarak atadığını ve sahte evraklar kullandığını öğrendiğini, bu konuya ilişkin olarak davalı … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’na 2023/ … Hz. sayılı dosya ile 18.01.2023 tarihinde şikayette bulunulduğunu, her şirketin ticari defterleri tektir ve mükerrer kere defter çıkarılması hukuken olanaklı olmadığını, TTK md. 65/4 ile genel kurul defterinin ticari defterlerden olduğu düzenlendiğini, bir şirketin kuruluşu haricinde ticari defterinin tekrar çıkarılması ve onaylanması ancak Kanunun aradığı şartlar dahilinde TTK md. 82/7 uyarınca zayi davası ve belgesi ile olduğunu, … ‘nin 02.09.2021 Tarihli Defter Onaylama İşlemleri Hakkında Birleştirilmiş 51 Sayılı Genelgesi’nde de tüm ticari defterler bakımından kayıp halinde zayi belgesinin isteneceği düzenlendiğini, ticari defterlerden olan Genel Kurul müzakere ve toplantı defterinin ancak zayi olması halinde zayi belgesinin alınacağı ve Noter’in de ancak bu zayi belgesi uyarınca ticari defterin onayını yapabileceği açık ve net olduğunu, somut olayda ise bu düzenlemelere aykırı bir şekilde herhangi bir zayi olmaksızın sahte bir Genel Kurul defterinin ve kararının onayı yapıldığını, bu minvalde, …’nin kuruluş aşamasında tüm ticari defterleri çıkartılmış olup, şirketin … tarafından 02.03.2021 tarihinde onaylanan … onay numaralı mevcut bir Genel Kurul karar defteri bulunduğunu, ancak davalı …, şirketin mevcut bir Genel Kurul karar defteri olmasına rağmen, Noter’den yeni bir defter onaylatmış ve Genel Kurul kararı tasdik ettirmiştir. … tarafından sahte defter ile oluşturulan bu karar (Türk Ticaret Sicil Gazetesi’ne göre) … Noterliği tarafından 02.01.2023 tarihinde … yevmiye numarası ile notere onaylattırılmış ve …’nde tescil ettirilerek de kullanıldığını, kararın içeriğinden görüleceği üzere, davalı … 02.01.2023 tarihli Genel Kurul kararı ile şirketin sahibi olarak gözükmekle beraber, şirket yönetim yetkisini tekrar ele geçirmiş ve kendisini 3 yıllığına yönetim kurulu üyesi olarak da seçtiğini, işbu Genel Kurul kararı hakkında yokluğun tespiti davası açacağını, sonuç olarak; fazlaya dair hak ve talepleri saklı kalmak ve bilhassa davalı …’ın hakikate ve hukuka aykırı olarak görünüşte oluşturduğu pay sahipliğinden kaynaklı doğmuş ve doğacak tüm zararlarımızın saklı kalması kaydıyla; davanın kabulüne, … ‘nde … sicil numarası ile kayıtlı …’nin; … ‘nde … sicil numarası ile kayıtlı …’ndeki tüm paylarının 13.08.2021 tarihi itibari ile tek sahibi olduğunun tespitine ve bu kararın Türk Ticaret Sicil Gazetesi’nde tescil ve ilanına, HMK md.389 uyarınca tedbiren davalı …’ın …’nde pay sahipliğinden kaynaklanan haklarının kullanımın durdurulmasına, bu kararın Türk Ticaret Sicil Gazetesi’nde tescil ve ilanına, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememiz tarafından tarafların delil listesinde gösterdikleri tüm deliller celp ve incelenmiş, dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizde açılan iş bu dava; davacı şirketin … Sanayi ve Tic.A.Ş.’deki tüm payların tek sahibi olup olmadığının tespiti ve Ticaret Sicil gazetesinde tescil ve ilanına karar verilmesi talebine ilişkindir.
Davacı vekili 28/02/2023 tarihli feragat dilekçesinde özetle; mahkememiz işbu dava dosyasında dava konusu taleplerinden ve davadan (yargılama gideri ve vekalet ücreti dahil) feragat ettiğini, bu sebeple feragat beyanı doğrultusunda işlem yapılmasını ve karar verilmesini talep ettiği anlaşıldı.
Davacı vekilinin sunduğu 28/02/2023 tarihli feragat dilekçesi doğrultusunda dosya ve kapsamının incelenmesinde, davacı vekilinin dosyada bulunan vekaletnamesinde feragat yetkisi bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosyanın incelenmesinde; davacı vekilinin 28/02/2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği, davacı vekilinin davadan feragat etmesi ve davadan feragatın kesin hüküm sonuçlarını doğurduğu mahkememizce tespit edilmekle, davacı yanın açtığı davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK’nun 307, 309 ve 311 maddeleri gereğince feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacının HMK 120 maddesi gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02/03/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır