Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/259 E. 2023/549 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/131 Esas
KARAR NO : 2023/522
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 27/02/2023
KARAR TARİHİ : 11/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili adına kayıtlı … plakalı araç, müvekkilinin sevk ve idaresinde iken davalı şirket adına kayıtlı … plakalı araç, yine davalılardan … sevk ve idaresindeki aracın karıştığı kaza sonucu 02.04.2022 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında görüleceği üzere davalılar SBM kayıtlarına göre %100 kusurlu olduklarını, kazada … plakalı araç sürücüsünün %100 kusuru ile müvekkile ait araçta maddi hasar meydana geldiğini, ortaya çıkan hasar sebebi ile müvekkile ait araç 7 gün onarımda kaldığını ve bu süre içerisinde müvekkil aracından mahrum kaldığını, müvekkiline ait aracın onarımı davalı şirketin ZMMS kapsamında sigortacısı olan …AŞ tarafından yapıldığını, araç mahrumiyet bedelinin tespiti amacıyla … Ltd. Şti. Tarafından düzenlenen ekspertiz raporuna göre müvekkiline ait … plakalı aracın 7 gün çalışamaması nedeniyle günlük 400-TL’den toplam kaybın 2.800-TL olduğu kanaatine varıldığını, … İcra Müdürlüğü’nün 2022/… Esas sayılı icra dosyasında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin uğradığı günlük 400-TL’den olmak üzere 3 günlük mahrumiyet bedelinin TBK 49/1 hükmü gereğince davalı/borçludan talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu, davanın kabulü ile davalı/borçlunun … İcra Müdürlüğü’nün 2022/… E.. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazlarının iptalini, takibin kaldığı yerden devamını, davalının itirazlarının haksız ve kötüniyetli olduğunu, alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalının usulüne uygun tebligata rağmen davaya yanıt vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLER:
… ‘ne, …’na, …’ne, … Sigorta A.Ş’ye, … Vergi Dairesi Başkanlığı’na,…’ne, … Dairesi’ne ve … Sigorta A.Ş’ye yazılan müzekkere cevapları, … İcra Dairesi’nin 2022/… esas sayılı dosya örneği, … İcra Dairesi’nin 2022/… esas sayılı dosya örneği dosya arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizde görülmekte olan dava; davacıya ait … plakalı aracın 02.04.2022 tarihli trafik kazasında uğradığı hasar bedelini tazmini için … İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı icra takibine davalı yanın itirazlarının iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce … İcra Dairesinin 2022/… Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı … – …
tarafından davalılar … ile … aleyhine 08/11/2022 tarihinde 1.600TL alacak yönünden ilamsız takip başlatıldığı, davalıların yasal süresi içerisinde takibe ve borca itirazı ile takibin durduğu akabinde iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememize ait 2023/… Esas sayılı dosyası 28/02/2023 tarih 2023/… sayılı kararı ile mahkememizin iş bu dosyasına birleştirildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-b, 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince yargı yolu ve görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle bu noktalarda irdelenmiştir.
Hukuk mahkemelerinin hangileri olduğu ve bunların kuruluşu 5235 Sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 4. ve 5. maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 6. maddesinin ikinci fıkrasına göre asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Bu husus 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2. maddesiyle de teyit edilmiştir. Anılan maddenin ikinci bendi Hukuk Muhakemeleri Kanununda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğunu vurgulamıştır. Asliye Ticaret Mahkemeleri de 5235 Sayılı Kanunun 5. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemeler, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5. maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 Sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde; somut olayın taraflar arasında yaşanan haksız fiil sonucu meydana gelen araç mahrumiyet bedeli istemi ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali olduğu işbu davanın 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinin “a-f” bentlerinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, nispi ticari dava niteliğinin bulunup bulunmadığı hususu değerlendirilirken de tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması kriterinin bulunması gerekmektedir. Davacı ve davalı … hakkında vergi dairesine yazılan müzekkereye; tacir olmadıkları şeklinde, …’ne yazılan müzekkereye de gerçek kişi ticari kayıtlarının bulunmadığı yönünde yanıt verildiği görülmüştür. Yapılan araştırmalar sonucu davacı ve davalı …’in tacir sıfatı olmadığının kesinleştiği böylece eldeki davanın nispi ticari dava olmadığı ve uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı tespit edilmekle mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın dava tarihinde yürürlükte bulunan genel yetkili asliye hukuk mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı Kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekilinin (e-duruşma) yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır