Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/203 E. 2023/501 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/203 Esas
KARAR NO : 2023/501
DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 24/03/2023
KARAR TARİHİ : 03/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Bankası A.Ş İstanbul / … şubesi tarafından, müteveffa … ‘a 07/08/2019 tarihinde ihtiyaç kredi sözleşmesi ile ihtiyat kredisi kullandırdığını, borcun süresinde ödenmemesi nedeni ile alacağın tahsili için yasal süreçler dolduktan sonra yasal mirasçılarına başvurulduğunu, mirasçılara ….Noterliği’nden yapılan ihtarlara, tüm muhataplara tebliğ edilmesine rağmen borç ödenmediğini, alacaklı müvekkili banka tarafından müteveffa borçlu … ‘ın sigortalı olduğu, davalıya başvurulduğu ancak müteveffa borçlu kalp krizi nedeniyle vefat ettiği halde davalı şirket tarafından tazminat talebinin sigorta başlangıç tarihinden önce mevcut bulunan hastalıkların vefat teminatı kapsamı dışında olduğu gerekçesi ile taleplerinin red edildiğini belirterek davanın kabulü ile davalı sigorta şirketinin kredi bağlantılı 25/12/2019 tarihli sigorta poliçesi limitleri kapsamında müvekkili banka lehine Dair – Mürtehin şerhi bulunması ve rizikonun gerçekleşmesi nedeni ile fazlaya ilişkin taleplerinin saklı kalmak kaydı ile , dava tarihi itibari ile krediden kaynaklanan 28.770,45-TL ve kredi kartı kullanımından doğan 1.142,00-TL müvekkili banka alacağı ve ferilerinin 07/04/2021 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı şirketin poliçe limitleri kapsamında davalıdan tahsil edilerek taraflarına verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana hükmedilmesini arz ve dava etmiştir.
Davalı vekili süresinden sonra sunulan cevap dilekçesinde özetle; Sigorta, müteveffa sigortalıya vefat riskine karşı güvence altına alan hayat sigortası olduğunu, teminatın kapsamı grup kredi hayat sözleşmesi , özel şartları ve hayat sigorta genel şartlarına bağlı olduğunu, söz konusu hayat sigortası ile bankadan kredi kullanan kişiler isteğe bağlı olarak sigorta kapsamına alınmakta ve bu kişilerin herhangi bir nedenle vefatları halinde sözleşmede belirlenen sigorta bedeli sözleşmede belirtilen şartlar uyarınca hak sahiplerine ödendiğini, sigorta süresi içinde sigortalının vefatı halinde teminat tutarı ile sınırlı olmak üzere kredi borcu dain-i mürtehin bankaya , varsa teminatın kalan kısmı sözleşmede belirtilmişse 2.sıradaki lehtarlara, lehtar belirtilmemişse kanuni mirasçılara ödendiğini, sigortalının sigortanın başlangıcından önce mevcut olan ve uzunca bir süre de tedavi gördüğü kalp hastalığını beyan etmeyerek gizlemek sureti ile müvekkilini yanılttığını , bu nedenle davacılara herhangi bir ödeme yapılması hukuken de mümkün olmadığını, davacılar dav dilekçesinde ileri sürdüğü haksız ve hukuka aykırı taleplerinin reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana hükmedilmesini arz ve beyan etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; dava dışı murisle yapılan kredi sözleşmesine dayalı olarak kredi borcu ve kredi kartı borcunun davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığı’nın 25/11/2021 tarihli ve 1232 sayılı kararı ile; “26/09/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin beşinci fıkrasında, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceği düzenlenmiştir. Asliye ticaret mahkemelerine gelen işlerin vasıf ve mahiyeti itibarıyla çeşitli olması, bu çerçevede finans davalarının yoğunluğu ve niteliklerinin farklı olması göz önünde bulundurularak, gerek uygulama birliğinin sağlanması, gerekse etkinlik ve verimliliğin artırılması ile ihtisaslaşmanın önemi nazara alınarak, finans davalarında iş dağılımı bakımından iki veya daha fazla dairesi bulunan mahallerde ihtisaslaşmaya gidilmesinde fayda olacağı değerlendirilmiştir. Kanuni düzenlemelerden ya da Hâkimler ve Savcılar Kurulunun kararlarından kaynaklı olarak, asliye ticaret mahkemesinin hangi dairelerinin iflâs ve konkordato, deniz ticareti ve deniz sigortaları gibi davalar dolayısıyla gelecek işlere ilişkin ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakacağı gözetilerek, aynı dairelerde iş yoğunluğu oluşmaması bakımından finans davaları olabildiğince farklı dairelerde bakılmak üzere ihtisas mahkemeleri belirlenmiştir. Bu itibarla;
1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden,
2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden,
3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. Maddesinde düzenlenenler hariç),
4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7)20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan, Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere;

f) Yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına, (Örneğin asliye ticaret mahkemelerine bu kapsamda gelecek dava ve işlere;

f) İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına),
Bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr mahkemelere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine” şeklinde karar verilerek finans davaları bakımından ihtisas mahkemelerinin belirlendiği görülmüştür.
Huzurdaki davada; davacının banka olduğu dava dilekçesinin konu kısmı ile anlatımda açıkça belirtildiği üzere davacının, temel olarak dava dışı murisin kullandığı kredi nedeniyle talepte bulunduğu, bu nedenle yukarıda anılan HSK kararından sonra Ticaret Mahkemesi’ne hitaben açılan davanın İstanbul 6, 7, 8 ve 9 numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmesi gerektiği anlaşılmakla; işbu davanın esasının kapatılmasına, dosyanın İstanbul 6,7,8 ve 9. Asliye Ticaret Mahkemelerine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi açıklandığı üzere;
Dosyanın Mahkememize sehven tevzi olduğu anlaşılmakla, İstanbul 6, 7, 8 ve 9. Asliye Ticaret Mahkemelerine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine,
Esasın bu şekilde kapatılmasına,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır