Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/154 E. 2023/303 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/154 Esas
KARAR NO :2023/303

DAVA:Kooperatif Genel Kurulunun Toplantıya Çağrılması
DAVA TARİHİ:06/07/2015
KARAR TARİHİ:15/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Genel Kurulunun Toplantıya Çağrılması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; TTK’na göre Anonim Şirket Yönetim Kurulu üyelerinin bilgi almak ve inceleme hakkının bulunduğu, TTK’nun 392/1 mad. göre, yönetim kurulu üyelerinden her biri şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteme, soru sorma ve inceleme yapma hakkına sahip olduklarını, bir üyenin istediği herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin yönetim kuruluna getirilmesi, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesi ve tartışılması ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınmasının reddedilemeyeceğini, ağır ve kapsamlı sorumluluğunun bir gereği olarak her yönetim kurulu üyesinin şirketin bütün iş ve işlemleri hakkında bilgi almaya hakkı olduğunu, bu hak aynı zamanda üyenin güvenilirliğine ve özenine bırakılmış bulunan yönetim görevinin ve şirket ile üye arasındaki ilişkinin gereği olduğunu, bilgilendirilen üyenin yönetebileceğini ve doğru zamanda, doğru kararı alabileceğini bu sebeple üyeler arasında fark olmadığını, bilgi vermenin verecek kişi yönünden bir yükümlülük olduğunu, müvekkili … davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu, şirketin ortaklarının pay oranlarının; … ve 3 çocuğunun %48, …ve 3 çocuğunun %48 ve …’un %4 şeklinde olduğunu, şirketin yönetim kurulu başkanının …olduğunu ve yönetim kurulu üyesi olan müvekkili …’a TTK’na göre “Bilgi Alma ve İnceleme Hakkını” tanımadığını, görevini yapmasına mani olduğunu, … …’un şirket merkezini ve fabrika binasını kilitleyerek kapattığını, güvenlik görevlilerine müvekkilini binaya sokmamaları hususunda talimat verdiğini, bunun üzerine müvekkilinin 15.06.2015 ihtarı keşide etmek süretiyle;
” TTK’nun 392 mad. Yönetim kurulu üyesinin, Bilgi Alma ve İnceleme Hakkını düzenlemektedir. Bu maddeye göre her Yönetim Kurulu Üyesi şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteyebilir, soru sorabilir ve yönetim kurulu üyesinin bu maddeden doğan hakları kısıtlanamaz, kaldırılamaz.
Yönetim kurulu üyesinin istediği, herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin yönetim kuruluna getirilmesi, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesi ve tartışılması ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınması reddedilemez. Reddedilmişse dördüncü fıkra hükmü uygulanır.
Bu madde hükmü uyarınca Yönetim Kurulu üyesi olduğum şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında istemiş olduğum bilgi ve belgelerin tarafına verilmediğini,
Bu kere … … San. Ve Tic. A.Ş.’nin tüm iş ve işlemleri hakkında istemiş olduğu bilgi ve belgelerin tarafına verilmesi için, yazılı olarak … … San. Ve Tic. A.Ş’nin Yönetim Kurulu Başkanlığına başvurduğunu ve istemiş olduğu bilgi ve belgelerin tarafın verilmesini talep etmiştir
Öncelikle talep ettiği belgeler:
a) …/… Şubesi Ekstre (son 10 yıl)
b) …/… Şubesi Ekstresi (son 10 yıl)
c)Diğer bankalar
Talebimin 10 gün içinde yerine getirilmemesi halinde, aynı maddenin 4. Fırkası uyarınca yasal yollara başvuracağını bilgi ve değerlendirmelerinize sunarım.”
Şeklinde ihtarda bulunduğunu, ihtar gereğinin yerine getirilmediğini beyanla müvekkiline şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteme, soru sorma ve herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belge üzerinde inceleme yapma hakkını kullanabilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’un şirket nezdindeki belge inceleme taleplerinin red edilmediğini, şirketin faaliyetine devam etmesi halinde uğrayacağı zararın önüne geçilebilmesi için davacı da dahil olmak üzere tüm yönetim kurulu üyelerinin 24/01/2014 tarihinde şirket faaliyetlerinin durdurulması kararı alındığını, şirketin gayri faal olduğunu, davacı …’un gayrıfaal halde olan şirketin tasfiyesini red ettiğini, 25.12.2014 tarihli ve 3 sayılı kararında gayrıfaal bir işrketin 3.500 m2 kapalı alanı bulunan binada sadece iki üç kişinin bulunmasının ekonomik olmadığını dolayısı ile şirketin daha küçük bir ofise taşındığını, davanın davaya konu yaptığı belgelerin 10 yıl geriye doğru banka ekstreleri olduğunu, davacının dayanaklarında TTK 392/4 maddesindeki durumların gerçekleşmediğini, davacı yanın şirketten de bir inceleme talebinin olmadığını savunmuş, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememiz tarafından tarafların delil listesinde gösterdikleri tüm deliller celp ve incelenmiş, mahkemece değerlendirilmiştir.
Mahkememizde açılan işbu dava; ” Yönetim Kurulu Üyesi …’un TTK 392. 1,3 ve 4. Maddeleri gereğince , şirketin tüm iş ve işlemleri ile ilgili yönetim kurulu toplantısı veya toplantı dışında her türlü Bilgi Alma ve İnceleme Hakkını kullanmasının engellenmesine ilişkin murazanın önlenmesine ve giderilmesine izin verilmesine” ilişkin mahkememizin 2015/723-619 sayılı ve 03/09/2015 günlü kararının, icra müdürlüğü ve icra mahkemesi hakimleri tarafından kararın geniş yorumlandığı ve icrasında tereddüt yaşandığı, yönetim kurulu üyesi …’un yönetim kurulu üyeliğinin 25/12/2015 tarihinde sona erdiği, 15/08/2017 tarihinde … icra müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında uygulandığını, ancak davacı … vekillerinin 25/01/2023 tarihinde takibi yenileyerek 2020/26893 Esas sayılı dosya üzerinde aynı icra dosyasına yeniden inceleme talebinde bulunduğunu, oysa bu kararın daha önce infaz edilmiş olup, yeniden infaz edilmesinin mümkün olmadığını …’un yönetim kurulu üyeliğinin sona ermiş olduğunu belirterek, HMK 375/1 – Ğ ve I bendleri gereğince; kıyas yolu ile yargılamanın iadesine karar verilerek, HMK 382. maddesi uyarınca işbu icra dosyasından yürütülen icra takibinin durdurulmasını, kesinleşmiş bulunan mahkeme kararının kaldırılarak hükümden, “Davacı yönetim kurulu üyesi … ibaresinin” çıkartılmasını veya çıkartılarak yerine “Davacı …’un yönetim kurulu üyesi sıfatının devam ettiği takdirde” ibaresinin konularak hükmün değiştirilmesi talep edilmiştir.
Mahkememiz tarafından yargılamanın iadesine konu dosya getirtilmiş incelenmesinden, mahkememizde açılmış bulunan işbu davada yönetim kurulu üyesi şirket ortağı …’a, şirketin tüm iş ve işlemleri ile ilgili yönetim kurulu toplantısı ve dışında 6102 sayılı TTK’nın 392. Maddesi gereğince bilgi alma ve inceleme hakkı tanındığı, kararın Yargıtay yolu açık olunmak üzere verilmiş ise de, Mahkememiz kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/13600-2017/1511 sayılı ve 14/03/2017 günlü kararı ile TTK 392/4 HUMK 432/4 maddesi gereğince kararın yasa gereği kesin olduğu belirtilerek, temyiz isteminin REDDİNE karar verilerek karar kesinleşmiştir.
Mahkememiz kararına dayalı olarak davacı …’un işbu hakkın kullanılması için … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından ilamın takibe geçildiği ve kararın 15/08/2017 tarihinde şirket merkezine gidilerek KEMERBURGAZ/ EYÜP adresinde infaz edildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından mahkememiz kararının hüküm fıkrasında 14/12/2017 tarihli dilekçe ile , “…’un yönetim kurulu üyesi olduğu müddetçe şirketin tüm iş ve işlemlerinden….”şeklinde ibarelerinin eklenerek ek karar verilmesi talep edildiği, mahkemece bu talebin 11/12/2017 tarihinde, tavzih ve düzeltim talebinin HMK 304 müteakip maddeleri gereğince “kararda yazım veya maddi hatanın bulunmadığı hükmü yeterince açık olduğu hükmün infazında tereddüt edilecek bir hususun bulunmadığı, hükmün icrasına ilişkin takip hukukuna ilişkin olan talebin infaz sorunu olduğu anlaşılmakla yerinde görülmeyen tavzih ve maddi hata düzeltilme talebinin” REDDİNE karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin işbu tavzih talebine ilişkin Kararının istinaf edildiği, İstanbul BAM 14 Hukuk Dairesi 2018/ 2424-212 sayılı kararı ile, TTK 392/4 ve HMK 346. Maddesi gereğince istinaf yolu kapalı ve kesin karar hakkında istinaf talebinin REDDİNE kesin olarak karar verilmiştir.
Mahkememiz kararında davalı … ….. AŞ tarafından mahkememiz kararında davacı … aleyhine, … un mahkememiz kararının infazı için yaptığı … İcra dairesinin … esas sayılı icra dosyasında, ilamın davacısı … un TTK 392 maddesi gereğince şirket yönetim kurulu üyesi olarak, işbu şirketin defter ve kayıtlarını inceleme hakkının yönetim kurulu üyesi görevi sona erdiğinden İİK 16. Maddesi gereğince şikayet yolu ile … icra Hukuk mahkemesi … Esas ve … sayılı dosyasında, mahkeme ilamının infaz edilmesinin imkansız hale geldiği belirtilerek, icra takibinin şikayet yolu ile iptali talep edilmiş, mahkemece talebin REDDİNE ilişkin verilen kararın, Davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine İSTANBUL BAM 22. HD’ nin 2017/1492 E. ve 2017/1813 sayılı kararı ile, icra mahkemesinin kararı yorumlama yetkisinin bulunmadığı, kararın icra müdürlüğünce infaz edilmesi gerektiği, … yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiğine ilişkin bir delilin sunulmadığı, takibe dayanak ilamda davacının iddiasına yönelik herhangi bir ek karar verilmediği, belirtilerek istinaf isteminin esastan reddine karar verildiği, kararın temyiz üzerine YARGITAY 12 HD nin 2018/1617- 2019/9797 sayılı kararı ile, ” somut olayda şikayet konu işlem asliye ticaret mahkemesinin sözü geçen davada vermiş olduğu kararın infazı ile ilgili olup, icra müdürlüğü burada ticaret mahkemesinin infaz memuru olarak görev yaptığından bu kararla ilgili şikayetlerin inceleme merciinin kararı veren asliye ticaret mahkemesi olduğu, o halde icra mahkemesince, bilgi alma davası kararı ile ilgili olarak icra müdürünün işlemine karşı hertürlü şikayetin, kararı veren mahkemece incelenmesi gerektiği, görülmekle istemin reddine “karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile BAM kararının kaldırılmasına, … İcra Hukuk Mahkemesinin … -… sayılı kararının bozulmasına karar verildiği, kararın karara mahkemece uyularak … İcra Hukuk Mahkemesi … sayılı ve 31/10/2019 günlü kararı ile, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda icra hukuk mahkemesince, mahkememiz kararının infazı ile ilgili şikayetlere, kararı veren İstanbul 16 ATM tarafından karara bağlanması gerektiği gerekçesi ile reddedildiği anlaşılmıştır. İşbu kararın tebliğ ve kesinleştirme işlemlerinin yapılmadığı gönderilen dosya kapsamında bilgilerden mahkememizce belirlenmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede; Mahkememizde açılan işbu dava mahkememizin 2015/723-619 sayılı ve 03/09/2015 günlü, davalı … ….. AŞ’nin TTK 392/1 maddesi gereğince şirket yönetim kurulu üyesi nin şirketin tüm iş ve işlevlerin hakkında bilgi isteme ve soru sorma ve inceleme hakkına dayanarak, davacı yönetim kurulu üyesi … un şirketin tüm iş ve işlemleri ile ilgili yönetim kurulu toplantısı ve toplantı dışındı bilgi alma ve inceleme yapımaya yönelik kanuni hakkının engellenmesine ilişkin her türlü murazanın önlenmesine karar verildiği, kararın TTK 392/4 maddesi gereğince kesin olması gerekirken, gerekçeli kararda temyiz yolu açık olduğu belirtildiğinden temyiz üzerine dosya Yargıtay 11. HD gönderilmiş ise de kararın TTK 392/4 ve HUMK 432/4 maddesi gereğince temyizi kabil olmayan karar niteliğinde bulunduğundan temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği ve bahsi geçen mahkememiz kararının 14/03/2017 tarihinde kesinleştiğine ilişkin şerh verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin işbu kararına yönelik davacı yanın 03/03/2023 günlü dilekçe ile davacı … un yönetim kurulu üyeliğinin 25/12/2015 genel kurulunda yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi ile sona erdiğini, mahkememiz ilamının icra takibine konu edildiği … İCRA MÜDÜRLÜĞÜ … esas sayılı dosyasında …’un yönetim kurulu üyeliğinin 25/12/2015 tarihinde sona erdiği belirtilmesine rağmen, davacı yanın 15/08/2017 tarihinde şirket merkezinde kararın infazını sağlamak için icra memuru olarak gelmesine rağmen, 25/01/2023 tarihinde dilekçe üzerine icra dosyası yenilenerek 2020/26893 esas sayılı dosyasından kararın yeniden incelenmesi talebinde bulunulduğunu, oysa icra müdürlüğünce infaz edilebilir bir mahkeme kararı bulunmadığını çünkü …’un 5 yıla geçkin bir süredir yönetim kurulu üyeliğinin sona ermiş olduğunu, belirtelerek”öncelikle 25/01/2023 tarihli yenileme talebine dayalı, kararın yeniden icrası talebinin durdurulmasına, yargılamanın iadesi talebinin kabulü ile kesinleşmiş mahkeme kararının kaldırılarak hükümden, ” davacı yönetim kurulu üyesi …’un ” ibaresini çıkartılarak yerine “davacı … un yönetim kurulu üyeliği sıfatı devam ettiği takdirde” ibaresi eklenmesi talep etmektedir.
Mahkememiz tarafından 08/03/2023günlü tensip ara kararı ile birlikte yatırılması gereken yargılanmanın yenilenmesi harcının depo edilmesi bakımından karar oluşturulmuş ve 15/06/2023 tarihinde eksik harcın ikmal edildiği görülmüştür.
Mahkememiz tarafından 6100 sayılı HMK nın 375 ve devamı maddelerinden yargılamanın iadesi sebepleri düzenlenmiş olup, davacının yargılamanın iadesi talebinin bu maddede düzenlenen yargılamanın iadesi sebeplerinden hiçbirine uymadığı, davacının ancak ilamın infazına yönelik mahkememizde icra müdürlüğünce yapılan işlemlerin şikayet konusu yapılabileceği, icra müdürlüğüne ilamın infaz edilebilirlik kabiliyetinin kalmadığı, dava konusu ilamın davacısı … un talep tarihi itibari ile yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiği, daha önce işbu hakkın kullanıldığı ve benzeri iddiaların dile getirilerek itirazı sonrasında, icra müdürlüğünce verilecek kararın şikayet yolu ile iptali talep edilmesi gerekirken davacının ilamın hiçbir yargılamanın iadesi sebebine uyulmadan ortadan kaldırılmasına yönelik karar verilmesi talebinin, yargılamanın iadesi sebepleri bulunmadığından 6100 sayılı HMK nın 375 ve 379/1 – C ve 2 fıkraları gereğince, yargılamanın iadesi talebinin reddi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki gibi hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Yargılamanın iadesini isteyen Davalının yanın, dayandığı yargılamanın iadesi sebeplerinin 6100 sayılı HMK nın 375. Maddesinde tahdidi olarak sayılan yargılamanın iadesi sebepleri arasında yer almadığı, anlaşılmakla, Yargılamanın iadesini isteyen Davalının yanın, yargılamanın iadesi talebinin esasa girmeden 6100 sayılı HMK nın 375 ve 379/1 -C, 2 maddeleri gereğince, REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan 145,00TL yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Av.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan 9.200,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Tarafların HMK 120 maddesi gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair Taraf vekillerinin yüzüne karşı davanın niteliği gereği KESİN OLMAK ÜZERE karar verildi.20/06/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır