Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/830 E. 2022/781 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/830 Esas
KARAR NO : 2022/781

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2011
KARAR TARİHİ : 22/12/2022

Mahkememizin yukarıda esas numarası yazılı dosyasının yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava;
Davacı vekili Ağrı …Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağına karşılık… aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, haciz ihbarnamesinin tebLİğ edildiğini, davalının 400.000 Tl bedelli Adana ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında dava açtığını, … İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyasından ödemeyi …İcra Müdürlüğü’ne yapması gerekti bildirildiği, davalının ise buna karşılık Beyoğlu …Noterliği’nin… yevmiye numaralı cevabı ile icra dosyasına yatırılan nakdi teminatın alacaklıya ödendiğini bildirdiğini, söz konusu icra dosyasının ilamsız icra takibi olması nedeniyle teminat tutarının alacaklıya ödendiğini, dolayısı ile müvekkilinin 2.sırada alacaklı olduğu hususunun gözadı edilerek doğmuş olan alacak tutarının sıra gözetilmeksizin müvekkile borçlu olan …’a ödendiğini belirterek, davalının hatasından dolayı fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Cevap;
Davalı vekili 18.01.2012 havale tarihli dilekçesi ile; öncelikle müvekkili aleyhine açılan davanın müvekkilinin faaliyet merkezinin İstanbul olduğundan bahisle yetki itirazında bulunmuş ve dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep etmiş, 31.01.2012 tarihli cevap dilekçesinde ise; davanın haksız ve dayanaktan yoksun bulunduğunu, müvekkilinin takip borçlusu konumundaki müvekkil şirket sigortalısına ve/ veya sigortalı tarafından girişilen icra takip dosyasına ödeme yapmadığını, davacı tarafından girişilen takip dosyasına da borcun ödeneceği konusunda da herhangi bir talepte bulunmadığını, davacı tarafça icra iflas kanunu 89 /1 maddesi kapsamında gönderilen haciz ihbarnamesinin müvekkili şirkete tebliğ edildiği tarihte dava dışı takip borçlusu … tarafından müvekkili şirket aleyhine yürütülen derdest dava bulunduğunu, henüz kesinleşmiş kararın bulunmadığını, kendilerince haciz ihbarnamesine; şirket aleyhine tazminata hükmedilmesi ve takip borçlusunun şirket nezdinde herhangi bir hak ve alacağının olması durumunda ödeme yapılmadan önce … İcra Müdürlüğü’ne bilgi verileceği hususunun beyan edildiğini, kararın müvekkili aleyhine sonuçlandığını ve tehiri-icra talepli olarak temyiz edildiğin, müvekkilince dava dışı … tarafından girişilen takip dosyasına 330.650 TL tutarında teminat yatırıldığını, müvekkili aleyhine başka herhangi bir haciz ihbarnamesi tebliğ edilmemesine rağmen müvekkilinin …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına gerekli bilgiyi verdiğini,dava konusu alacağın müvekkilinden talep edilemeyeceğini beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER : Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 04/12/2018 tarih, 2018/2765 esas, 2018/6323 karar sayılı ilamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Ağrı … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyası ile açılan davanın 12/09/2012 tarihli kararı ile yetki yönünden usulden reddine karar verildiği, davacı vekilinin kararı temyiz ettiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 04/12/2018 tarih, 2018/2765 esas, 2018/6323 karar sayılı ilamı ile;
“Dava İİK 89/4. maddesine göre açılmış maddi tazminat davasıdır. Anılan madde düzenlemesine göre uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme icra mahkemesidir. Görev hususunun resen gözetilmesi gerektiğinde mahkemece bu yönde bir karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. “gerekçesi ile bozularak mahkememize devrolmuş… esasına kaydedilmiş ve yargılamaya bu esas numarası üzerinden devam olunmuştur.
Mahkemece de usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
“Dava İİK 89/4. maddesine göre açılmış maddi tazminat davasıdır. Anılan madde düzenlemesine göre uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme icra mahkemesidir. Görev hususunun resen gözetilmesi gerektiğinde mahkemece bu yönde bir karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile kararın bozulduğu anlaşılmış olup, bu nedenle, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş, Yüce Yargıtay’ca kabul edildiği üzere mahkememizle aynı sıfatta bulunmayan icra mahkemesine dosyanın gönderilmesine karar verilemeyeceğinden hüküm fıkrasında göndermeye ilişkin karara yer verilmemiştir” şeklindeki hüküm davacı vekilinin temyiz talebi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2021/2798 esas, 2022/6345 karar sayılı ilamı ile;
“HMK’nın 297. maddesinin özellikle ikinci fıkrasında bir hükümde bulunması gereken zorunlu unsurlar açıkça belirtilmiş olup aynı kanunun 20. maddesinde ise görevsizlik ve/veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde taraflara düşen hak ve yükümlülüklerin neler olduğuna değinilmiştir. Bu durumda mahkemece görev nedeniyle dava şartı yokluğuna dayalı usulden red kararı verilmesi halinde HMK’nın 20. maddesinde yazılı hususlara kararda yer verilmesinin zorunlu olduğu, bir başka ve uygulamada yerleşmiş söyleyişle “gönderme” konusunda da bir karar verilmesi gerektiği açıktır.
Anayasamızın 142. maddesi mahkemelerin kanun ile kurulacağını amir olup konuya ilişkin 5235 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 4. ve 8. maddesi hükümleri gözetildiğinde icra mahkemelerinin adli yargı teşkilat yapısı içerisinde özel kanun ile kurulan, hukuk ve ceza işlerine bakmakla görevli ilk derece mahkemesi olarak kabulü gerekir. Anılan mahkemelerin asliye mahkemesi sıfatında olup olmamaları bu sonuca etki eder nitelikte olmadığı gibi icra mahkemelerinin kendilerine yapılan şikayetlerle ilgili olarak istemi kabul yahut reddetmeleri gerektiğine dair yasal ilkeye dayalı olarak kabul edilen “gönderme kararı veremeyecekleri” yolundaki uygulamanın da anılan mahkemelerin sıfatıyla bir ilgisi bulunmamaktadır. Keza, HMK’nın 20. maddesinin uygulanmasında “mahkemenin sıfatı” kavramına dayalı olarak bir ayrıma gidilmediği de ortada olup Dairemizin ve Yargıtay dairelerinin istikrarlı uygulaması da açıklanan yönlerdedir (bkz. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 18.2.2019 gün ve 15848-746 sayılı kararı, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2.3.2017 gün ve 22114-3140 sayılı kararları).
Şu halde, mahkemece görevli mahkemeye göndermeye dair bir hüküm kurulması gerekirken, hatalı gerekçeye dayalı olarak bu yönde bir hüküm kurulmaması doğru olmamış, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.”gerekçesi ile bozularak mahkememize devrolmuş 2022/830 esasına kaydedilmiş ve yargılamaya bu esas numarası üzerinden devam olunmuştur.
Mahkemece de usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dava İİK’nun 89/4. Maddesine göre açılmış maddi tazminat davasıdır. Anılan madde düzenlemesine göre uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme icra mahkemesidir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2021/2798 esas, 2022/6345 karar sayılı bozma ilamı da bu yöndedir. Bu nedenle, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca aynı Kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2- Görevli mahkemenin İstanbul İcra Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul İcra Mahkemesi’ne gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
4-HMK nın 331. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/12/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza