Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/734 E. 2023/57 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/734 Esas
KARAR NO :2023/57

DAVA:Öz Sermaye Tespiti
DAVA TARİHİ :02/11/2022
KARAR TARİHİ:16/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Öz Sermaye Tespiti davasının yapılan … yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … HOLDİNG A.Ş.’nin yukarıda belirtilen adreste faaliyet gösteren tek ortaklı bir şirket olduğunu, şirketin tek ortağının … TC kimlik numaralı … olduğunu, müvekkili şirketin holding yapılanmasının gereği olarak bünyesindeki şirketlerin sermaye ve yönetimlerine katılarak bunların yatırım, finansman, organizasyon, ve yönetim işlerini toplu bir yapı içerisinde etkinlik ve verimlilik esaslarına uygun olarak gerçekleştirmek amacıyla çalışmalarını yürütmekte olduğunu, bu minvalde aşağıda belirtilen şirketlerdeki …’a ait hisselerin devirleri gerçekleştirilmiş olduğunu, bu devirler nedeniyle şirket mali tablolarında ve muhasebe kayıtlarında davacı müvekkili şirketin, tek ortağı olan …’a borcu bulunmakta olduğunu, 6102 sayılı TTK 127 md 1. fıkrasında alacakların ticaret şirketlerine sermaye olarak konulabileceği hüküm altına alınmış, 342. maddesinde de “Nakden değerlendirebilme ve devrolunabilme nitelikleri” birlikte değerlendirildiğinde alacakların sermaye şirketlerine ayni sermaye olarak konulabileceğinin düzenlendiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 343. maddesinde de şirket merkezinin bulunduğu merkezdeki Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından atanan bilirkişilerce tespitin yapılarak mahkemece onaylanmasının düzenlenmiş olduğunu, belirtilen yönetim kurulu kararı gereğince şirketin tek ortağı olan …’a borcunun sermayeye eklenmesi amacıyla …’a olan borcun değerinin tespiti için TTK 343 maddesi mucibince müvekkili şirket … HOLDİNG A.Ş.’nin tek ortağı olan …’a olan borcunun değerinin sermaye artırımında değerlendirilmek üzere tespit edilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememiz tarafından tarafların delil listesinde gösterdikleri tüm deliller celp ve incelenmiş, dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizde açılan iş bu dava; TTK’nın 343 maddesi gereğince davacı şirket … Holding’in tek ortağı olan Yüksek …’a olan borcun, sermaye artırımında kullanılabilmesi ve bunun için devirden kaynaklı borç değerinin tespitine ilişkindir.
Mahkememizin 07/11/2022 tarihli tensip tutanağı 2 nolu ara kararı gereğince, 26/12/2022 günü saat 14:00’da tespit talep eden şirketin yasal defterleri ve dayanak belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği,
Davacılar vekiline bilirkişi incelemesi için 3×3.000,00-TL bilirkişi ücretinin Mahkememiz veznesine depo etmesi hususunda 2 haftalık kesin süre verildiği, aksi halde bilirkişi incelemesi yapılmasından HMK 94 maddesi gereğince vazgeçmiş sayılarak verilen süreden sonra duruşmasız olarak ön inceleme yapılarak karar verileceği hususunda ihtarına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacılar vekilince 21/11/2022 tarihli talep dilekçesi ile, Mahkememizce tanzim edilecek rapor sonrası sermaye artışı gündemli genel kurul yapılacağından borçluluk durumunun takip eden yıla sarkması finansman yönetimi açısından müvekkil şirketi zor duruma düşüreceğinden bilirkişi incelemesinin günsüz bir şekilde yapılmasına ilişkin talepte bulunulduğu,
Mahkememizce davacı vekilinin talebi doğrultusunda, 29/11/2022 tarihli ara kararı ile davacılar vekilinin talebinin kabulüne karar verilmiş olup, masraf yatırıldığında bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilerek incelemenin günsüz olarak yapılmasına ilişkin karar verildiği anlaşıldı.
UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulama neticesinde tensip tutanağının davacılar vekiline 26/11/2022 tarihinde tebliğ edildiği, ancak yasal süresi içerisinde bilirkişi ücretini yatırmadığı, buna ilişkin herhangi bir beyanda da bulunmadığı anlaşıldı.
6102 sayılı TTK’nın 343 maddesinde; “Anonim şirkete sermaye olarak para dışında bir malvarlığı değerinin sermaye olarak konulması ve kuruluş sırasında bir işletme veya ayın devralınması durumunda, bu unsurların değerinin mahkemece atanacak bir bilirkişi tarafından belirlenmesi zorunludur” hükmü yer almaktadır.
Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamanın devamı için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
HMK.’un 115/2 maddedeki kurala göre ise; “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder” hükmü yer almaktadır.
Düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise, hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir. Yargıtay Kararlarında da bu husus benimsenmiştir.
Ayrıca HMK’nın 324. maddesinde delil ikamesi avansı re`sen yapılması gereken işlemlerde giderler düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 324.maddesi gereğince “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır” hükmü yer almaktadır.
6100 Sayılı HMK’nın 115/2 maddesi ve 324 maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, delil avansının nelerden ibaret olduğu net olarak belirtilerek ve hukuki sonuçları hatırlatılarak delil avansının tamamlanması için kesin süre verileceği, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedileceği anlaşılmakla; mahkememizce verilen kesin süre içerisinde delil avansı yatırılmadığı, 6102 sayılı TTK’nın 343 maddesi gereğince dava konusu sermaye konulmasının istenildiği, sermaye konulmasının değerlendirilmesi ve nitelik olarak alacağın sermaye olarak konulup konulmayacağı tespiti mahkememizce atanacak bilirkişi kurulu tarafından ancak belirlenebileceği ve alınan bilirkişi raporunun kesin hükmünde olacağı nazara alınarak, davacıların mahkememizce verilen kesin süre içerisinde delil avansını yatırmamış olmaları sebebiyle, davacıların açmış oldukları işbu davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin olarak alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacının HMK 120 maddesi gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda TTK’nın 343 maddesinin son cümlesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/02/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır