Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/686 E. 2023/237 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/686 Esas
KARAR NO : 2023/237
DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2022
KARAR TARİHİ : 30/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında … plakalı aracın 1/2 hissesinin kiralanması ve 1/2 hissesinin satışı hususunda sözleşme imzalandığını, davalının aracı 01/06/2017 tarihinden itibaren işlettiğini ve ticari kazanç elde ettiğini, davalının satın aldığı 1/2 hisse ile ilgili edimlerinin bir kısmını ve diğer 1/2 hisse ile ilgili kiralama bedelinin bir kısmını ödemediğini, müvekkili tarafından davalıya 30.04.2019 tarihinde … Noterliği … yevmiyeli ihtarname keşide edildiğini, davalı tarafından müvekkile sözleşmede kararlaştırılan bedellerin tamamının ödenmediğini, sözleşmede davalı tarafından kullanılacak kredi ile ödeneceği belirtilen 180.000 TL için müvekkile kredi kullandırıldığını, 180.000 TL tutarındaki kredi geri ödemesini müvekkilinin yapmak zorunda kaldığını, geç ödemeler nedeni ile müvekkilinin kredi çekemez hale geldiğini, davalının aracı kullanımı sırasında yani 01.06.2017 tarihinden sonra doğan ceza, vergi yükümlülükleri, oda ve belediye ödemelerinin de davalı tarafından karşılanmadığını, bu ödemelerin müvekkili tarafından gerçekleştirildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davalının en geç 01.06.2019 tarihinde de kalan %50 hisseyi satın almasının kararlaştırıldığını, bu tarihten sonra da müvekkilin %50 hissesini istediği kişiye devredeceği sözleşmede son paragrafta belirtildiğini, davalı ilk %50 hissenin bedelinin tamamını ve kararlaştırılan kira bedellerini dahi ödemediğini, müvekkilin diğer hissesinin satışına engel olmak üzere haksız olarak tedbir talepleri ile … Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/… E sayılı dosyadan dava ikame ettiğini, akabinde … Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/… Değişik İş sayılı dosyasından tedbir kararı alındığını, müvekkilinin haksız ve hukuka aykırı tedbir nedeni ile maddi kayıplar yaşadığını, … teklifiyle son… toplantısında kabul edilen 750 Minibüs ve 250 dolmuşun taksiye dönüşüm sürecinin başladığını, müvekkilinin söz konusu tedbir nedeni ile bu başvuruyu yapamadığını, davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini beyanla, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile … Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/… Değişik İş sayılı dosyasından araca konan tedbir nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararın tazmini için şimdilik 50.000 TL, davalının … plakalı aracın 1/2 hissesinin 01.06.2017 tarihinden itibaren kullanım bedeli için şimdilik 50.000 TL, sözleşme uyarınca davalı tarafından ödenmesi kararlaştırılan ödemediği kira, vergi ve cezalar için şimdilik 30.000 TL’nin ticari işlere uygulanan oranda faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalının usulüne uygun tebligata rağmen davaya yanıt vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLER:
İstanbul Vergi Dairesi’ne, … Müd.’ne, … Vergi Dairesi’ne, … Noterliği’ne, … CBS’ye, … ‘na, … ne, … ‘a yazılan müzekkere cevapları, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2022/… Esas sayılı dosyası örneği, … ATM’nin 2021/… D. İş sayılı dosya örneği dosya arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizde görülmekte olan dava; davalının başvurusu sonrası davacı aracı üzerine haksız tedbir konması nedeniyle meydana gelen zararların tazmini isteminden ibarettir.
6100 sayılı HMK’nın 1., 114/1-b, 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince yargı yolu ve görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle bu noktalarda incelenmiştir.
Hukuk mahkemelerinin hangileri olduğu ve bunların kuruluşu 5235 Sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 4. ve 5. maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 6. maddesinin ikinci fıkrasına göre asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Bu husus 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2. maddesiyle de teyit edilmiştir. Anılan maddenin ikinci bendi Hukuk Muhakemeleri Kanununda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğunu vurgulamıştır. Asliye Ticaret Mahkemeleri de 5235 Sayılı Kanunun 5. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemeler, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5. maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 Sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde; huzurdaki davanın 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinin “a-f” bentlerinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, nispi ticari dava niteliğinin bulunup bulunmadığı hususunda ise her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması kriterinin bulunması gerekmekle, davalı hakkında vergi dairesine yazılan müzekkereye; davalının dava tarihi itibariyle basit usule tabi defter tuttuğu, yine … .’ne yazılan müzekkereye de her iki tarafın da gerçek kişi ticari kaydının bulanmadığı yönünde yanıt verildiği görülmüştür. Yapılan araştırmalar sonucu davalının tacir sıfatı olmadığının kesinleştiği böylece eldeki davanın nispi ticari dava da olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, davanın, HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı Kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde HMK 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza