Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/654 E. 2023/224 K. 02.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İST ANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/654 Esas
KARAR NO : 2023/224
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 04/10/2022
KARAR TARİHİ : 22/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … ve Tic. AŞ … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı bir aile şirketi olup … İli …’da bulunan … Otel’in işletmeciliğini yaptığını, müvekkil … … ve şirketin yönetim kurulu başkanı … … … anne ve babasının kurduğu şirketi başlangıçta %50 ortaklıkla yönetmeye başladıklarını, daha sonra müvekkillerin eşi … … …’e %1, … … …’in eşi … …’e %1 ve yine … … …’in kızı … …’na %0,55 pay verildiğini, ancak … … …’in sistematik baskı, yıldırma politikası, zor durumda bırakmak ve bilgisizliğinden yararlanmak suretiyle ile müvekkilinin imzalamak zorunda bıraktığı 17.08.2020 tarihli arabuluculuk tutanağı ile müvekkilin %10 hissesini oğlu … …’in üzerine geçirdiğini, aynı tutanak ile … … … de %10 hissesini … …’e devretmiş olup … … usul ve yasaya aykırı şekilde şirkete %20 ortak edildiğini, müvekkilin %10 hissesinin iadesi ve 17.08.2020 tarihli arabuluculuk tutanağının iptali için …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/… Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, ayrıca Arabuluculuk Sicilinde … sicil numarası ile kayıtlı Av. … hakkında da 02.09.2022 tarihinde arabuluculuk görevini yerine getirirken kanun ve yönetmelikler ile kendisine yüklenen sorumlulukları yerine getirmemesi sebebiyle Arabuluculuk Daire Başkanlığı’na şikayette bulunulduğunu, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/… Esas sayılı dosyası ile elde edilecek hakların saklı kalmak üzere şirket yönetimini elinde tutan … … … ve oğlu … …’in hal ve hareketleri nedeniyle şirketin feshine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davalı şirket yönetim kurulu başkanı … … … tarafından otelin satın alınması için verilen 10.000.000 Euro’luk bedel düşük olduğu gerekçesiyle kabul edilmediği gibi bu husus müvekkilden ve genel kuruldan saklandığını, davalı şirket yönetim kurulu başkanı … … … 03/06/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında şirkete bağlı otel, cafe, teleski, kayak odası vs tesislerin satışı ve kiralanması için yetki almışsa da gelen iki adet teklifi müvekkile ve genel kurula iletmediğini, müvekkile ulaşan … isimli kişi bir müşterinin şirketin tamamına oldukça iyi bir teklif verdiğini, lakin bu teklifin … … … tarafından düşük bulunduğundan kabul edilmediğini belirttiğini, … isimli kişilerle davalı şirketin 10.000.000 Euro bedelle satışı, komisyon, yetkilendirme görüşmeleri müvekkil ve diğer ortaklardan gizlendiğini, 30/03/2022 tarihli … … tarafından atılan mailde Aile arası anlaşmazlık nedeniyle otelin satıştan çekildiğinin bildirildiğini, otelin satışında aile arası anlaşmazlık değil … … …’in haksız ve kötüniyetli bir şekilde müvekkilin ve ailesini mağdur etme ve şirketin tamamını ele geçirme arzusu olduğunu, zira 10.000.000 Euro’luk teklifi düşük bulan ve aile içi anlaşmazlığı ileri süre şirketin yönetim kurulu başkanı … … … şirketin %10 hissesinin 72.000-TL bedel ile olunun üzerine geçirdiğini, kaldı ki davalı şirketin malvarlığı ve ekonomik bütünlüğünün tamamına yönelik bir satışın 6102 sayılı TTK’nın 538.maddesinin 2 fıkrası uyarınca değerleme yapılıp genel kurul kararı alınmadan yönetim kurulu kararıyla yapılması da mümkün olmadığını, tüm bu konularla ilgili olarak davalı şirkete ve … … …’e … Noterliği’nin 12.04.2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilmişse de bu güne kadar ihtarnamede dile getirdiği hukuka uygun talepler karşılanmadığı gibi ihtarnameye karşı bir cevap dahi verilmediğini, hal böyle iken şirketin sahip olduğu maddi değerlerin uzun yıllardır kazanç üretememesi, ortakların sahip oldukları servetten gelir elde edememeleri, … … …’in şirket imkanlarını kendi çıkarına kullanması, şirketin faaliyeti ile ilgili taşınmazlarını satmayarak şirketin durumunun iyileştirilmesi hususunda isteksiz davranması sonucunda sahip olunan servetin hisseleri oranında ortaklara intikalinin sağlanması amacıyla şirketin tasfiyesini istemek zaruriyeti hasıl olduğunu, müvekkilin … Noterliği’nin 12.04.2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile nama yazılı hisselerini talep etmesine karşın bu konuda da kötüniyetli olarak herhangi bir adım atılmamış müvekkilin ortaklıktan dolayı haklarını serbestçe kullanmasının önüne geçildiğini, bu durum dahi şirketin feshi için yeterli olduğunu, şirketin mevcut hali ile yönetilmesinin müvekkil ve diğer küçük hissedarların aşırı zararına neden olacağı ve aralik 2022 tarihinde başlayacak kış turizmi öncesi tüm ortakların haklarının korunması gerektiği göz önüne alınarak şirkete yönetim kayyumu atanmasına, Mahkememiz aksi kanaatte ise yönetim kurulunun yetkileri kısıtlanarak ortakların haklarının korunması amacıyla denetim kayyumu atanmasına karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde belirtmiş oldukları hususlar ve deliller ışığında davalı şirketin çoğunluk pay sahipleri tarafından yasalara uygun yönetilmediğini, başta halihazırda halen şirketi yöneten … … … ve oğlu … …’in kişisel çıkarları doğrultusunda keyfi yönetildiğini, ortaklar arasında ayrımcılık yapıldığı sabit olup şirketin daha fazla telafisi mümkün olmayacak zararlara uğramasının engellenmesi için derhal yönetim kayyımı atanmasının zorunlu olduğunu, Mahkememiz aksi kanaatte ise Aralik 2022 tarihinde başlayacak kış turizmi öncesi şirketin nakit akışını denetlenmesi ve hesapların doğru tutulmasının sağlanmasını, yönetim hakimiyetinin kötüye kullanılmaması, taşınmazların düşük değerle elden çıkarılmamasını, hileli borçlandırıcı işlemler yapılmasının engellenmesini, otelin bir önceki yıl olduğu gibi düşük değerle kiralanmasının engellenmesi amacıyla en azından denetim kayyumu atanması gerektiğini, … Ve Tic.AŞ.’de bu usulsüz işlemleri gerçekleştiren şirketin yönetim kurulu başkanı … … … ve oğlu yönetim kurulu üyesi … … şirketin hakim hissedarları ve yöneticileri olduğunu, tüm bu açıklananlar ile davalı şirketin de … … … ve oğlu … … tarafından yönetildiği gözetildiğinde taşınmazlarının elden çıkarılması, hileli borçlandırıcı işlemler yapılması ihtimali davalı şirket ve müvekkilinin menfaatleri açısından büyük bir risk olup şirket taşınmazlarının 3. kişilere devrinin engellenmesi için ivedilikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini, sonuç olarak, davanın kabulü ile davalı şirketin haklı sebeple feshine, fesih sonucunda tasfiye işlemlerinin tamamlanması için tasfiye kurulu oluşturulmasına, şirketin mevcut hali ile yönetilmesinin müvekkil ve diğer küçük hissedarların aşırı zararına neden olacağı göz önüne alınarak şirkete yönetim kayyumu atanmasına, Mahkememiz aksi kanaatte ise yönetim kurulunun yetkileri kısıtlanarak ortakların haklarının korunması amacıyla denetim kayyumu atanmasını, fesih ve tasfiyesinin mümkün olmaması halinde ortaklığın sürdürülmesinin çekilmez hale geldiğinden ortaklıktan çıkarılması ile pay bedellerinin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenmesine veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı, yıllardan beri davalılardan … … … ile aynı yetki ve hisse ile … ve Ticaret A.Ş.’yi yönettiklerini, … Ve Ticaret A.Ş.’nin … Bölgesinde yer alan … Otel’in … Müdürlüğü nezdinde tahsis süreci oldukça sancılı geçmiş, … Ve Ticaret A.Ş.’nin gerek tahsis süreci aşamaları gerekse işletilmesi konusunda parasal yardım ve nakit akışında diğer davalı … … yardımcı olmuştur. … … tarafından yapılan ayni ve nakdi ödemeler ve bilgisel yardımlar karşılığında da, gerek … … gerekse diğer davalı … … …, hisse devri taahhüdünde bulunduğunu ,… Ve Ticaret A.Ş.’nin karar alma ve işlem yapma yetkisinin müştereken davacı … … ve diğer davalı … … …’de olmasından dolayı, bu hisse devri bir türlü gerçekleşmediğini, daha sonra hisse devir taahhüdü gerçekleşmemesi üzerine,… … ve … … …, davalılardan … …’in, … ve TİCARET A.Ş.’nin … ne olan 1.356.000,00 TL’lik borcunun ödemesi ile davacı … …’e 72.000,00 TL,diğer davalı … … …’e 72.000,00 TL ödemesi karşılığında ,kendilerine %10 hisselerini (Toplamda 2880 pay) … …’e devretme karşılığında anlaştıklarını, bu anlaşmalarını da,17.08.2020 tarihinde Arabuluculuk Anlaşma Belgesi ile kayıt altına aldıklarını, sonrasında, … Ve Ticaret A.Ş.’NİN 2018-2019 yılı Olağan Genel Kurulu,10.09.2020 tarihinde yapıldığını, yapılan Olağan Genel Kurula sırasıyla;… … … kendi adına asaleten, … … ve … adına vekaleten, … … kendi adına asaleten, … … adına vekaleten, … … ise asaleten katıldıklarını, yapılan 10.09.2020 tarihli Olağan Genel Kurulda “Yönetim Kurulu üyelerinin görev süresinin üç yıl olmasına, Yönetim kurulunun Üç üyeden teşekkülüne ve üyeliklere … … …, … … ve … …’in seçilmesine” OY BİRLİĞİ ile kabul edildiğini, daha sonra yapılan Olağan Genel Kurul sonrasında ise 10.09.2020 tarih ve 2020/3 sayılı Yönetim Kurulu kararı alındığını, görüldüğü üzere, Yapılan 10.09.2020 tarihli Olağan Genel Kurulda “Yönetim Kurulu üyelerinin görev süresinin üç yıl olmasına, Yönetim kurulunun Üç üyeden teşekkülüne ve üyeliklere … … …, … … ve … …’in seçilmesine” OY BİRLİĞİ ile kabul edildiğini, davacı taraf,Genel Kurulda oybirliği ile alınan kararlara karşı-kendisi asaleten ve eşi adına da vekaleten katıldığını, hak düşürücü süre olan 3 ay içinde Genel Kurulun İptali davası açmadığını, tüm işlemlerin kesinleştiğini, davacının kötüniyetli olduğunu, hukuki yararının bulunmadığını, davacı taraf, … A.Ş.’nin Yönetim Kurulu üyesidir.Basiretli bir işadamı gibi davranmak zorunda olduğunu, Türk Ticaret Kanunu, basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü getirdiğini, bu yükümlülük, sübjektif değil, objektif bir özen ölçüsünün gerçekleştirilmesi gerektiğini, genel kabul edildiği üzere, basiretli iş adamı gibi hareket etmek, “bugünün ve istikbalin piyasa durumunu tacirin işlemi yaptığı sırada göz önünde tutması” demektir. Başka bir deyişle, basiretli hareket etmek, “bugünün ve geleceğin koşullarını gerçek ve ölçülü bir şekilde değerlendirebilmektir”. buna göre, basiret, tacirin ticarî işletmesiyle ilgili olarak, fiilî ve hukukî işlemlerde göstermesi gereken dikkat, tedbir ve objektif özen yükümlülüğü demek olduğunu, o halde, davacı tarafın, ortaklık yapısının ve yönetim kurulunun yapısının değiştiği hayati bir konuda yaptığı işlemleri, “hata, gabin, zorda kalma, attığı imzanın sonuçlarını öngörmeme, sahte güven…” gibi iddialarla yok saymaya çalışması, iptal ettirme gayreti beyhude bir çabadır ve reddi gerektiğini, davacı … …,yapılan arabuluculuk işlemi ile ilgili ….Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/… Esas sayılı dosyasından Anlaşma Belgesinin iptali davası açtığını, diğer yandan,arabulucu … … aleyhine Adalet Bakanlığı Arabuluculuk daire Başkanlığı’na şikayette bulunduğunu, ….Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/… Esas sayılı dosyasından verilecek her karar,işbu davanın sonucuna etkili olacağını, diğer yandan,Adalet Bakanlığı Arabuluculuk daire Başkanlığı’na Arabulucu … … aleyhine yapılan şikayetin sonucu da,davacı … …’in iddiaları yönünden,huzurdaki davaya etki edecek nitelikte olduğunu, arz edilen nedenlerle,….Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/… Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, ayrıca, ve Adalet Bakanlığı Arabuluculuk daire Başkanlığı’na Arabulucu … … aleyhine yapılan şikayetin sonucunun da yine ve Adalet Bakanlığı Arabuluculuk daire Başkanlığı’ndan sorulmasını talep ettiklerini, ileri sürdüğü nedenlerin şirket feshi için yeterli olmadığını, iddialarının gerçek dışı olduğunu, basiretli bir işadamı olduğunu, şirketin feshi ile ekonomik bir kazanım sağlanamayacak olduğunu, nedenlerinden dolayı öncelikle davanın reddini, Mahkemenin şirketin feshi için aksi kanaatte olması durumunda tarafların bu yöndeki iradeleri ve şirketin malvarlığı dikkate alınarak fesih yerine davacının çıkma payının ödenerek ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini, sonuç olarak; izah edilen sebeplerle , öncelikle davacı yanın iddialarının doktrin ve hukuk kurallarının kıyası ile zamanaşımına uğradığı sabit olduğunu, ancak usulden davanın reddi yerine esasa girilerek bir yargılama yapılacak ise beyanlarımızın dikkate alınarak davacının dürüstlük kurallarına uygun davranmadığının açık olması ve hakkını kötüye kullandığının açıkça görüldüğünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ancak Mahkememiz aksi kanaatte olması halinde ise, müvekkil şirketin feshi yerine davacının hisse değerlerine karşılık gelen bedelin ödenerek şirket ortaklığından çıkartılmasını talep ettiklerini, davacı tarafından açılan işbu davanın öncelikle usulden reddine, usul itirazlarımız yerinde görülmemesi halinde esastan reddine; dava hakkında ret kararı verilmemesi halinde davacının pay bedellerinin hesaplanarak müvekkil şirket ortaklığından çıkarılmasına veya kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verilmesine, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerinden bırakılmasına ilişkin talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememiz tarafından tarafların delil listesinde gösterdikleri tüm deliller celp ve incelenmiş, mahkemece değerlendirilmiştir.
Mahkememizde açılan işbu dava; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 531. Maddesi uyarınca şirketin feshi, fesih ve tasfiyenin mümkün olmaması halinde ortaklığının sürdürülmesinin çekilmez hale geldiğinden ortaklıktan çıkarılması ile pay bedellerinin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenmesine ilişkindir.
Davacı vekilinin sunduğu 28/03/2023 tarihli feragat dilekçesi doğrultusunda dosya ve kapsamının incelenmesinde, davacı vekilinin dosyada bulunan vekaletnamesinde feragat yetkisi bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 28/04/2023 tarihli dilekçesi ile; Mahkememiz işbu dava dosyasından tarafların sulh olması ve buna mukabil davacı müvekkilin talimatı nedeniyle feragat ettiklerini, feragat nedeniyle yargılama masrafı ve vekalet ücreti talebi olmadığını, feragat doğrultusunda duruşma günü beklenmeksizin dosyaya konulan tüm tedbirler ile şirkete atanan denetim kayyumunun kaldırılarak bu doğrultuda şirketin kayıtlı olduğu … ne müzekkere yazılmasını ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına, dosyaya 27.04.2023 tarihinde yatırılan 12.000 TL bilirkişi ücretleri, kalan gider avansları ve harçların taraflarına iadesine karar verilmesini talep ettiği anlaşıldı.
Davalı 05/05/2023 tarihli dilekçesi ile ; Mahkememiz işbu dosyaya ilişkin davacı tarafın 28.04.2023 tarihli feragat dilekçesini kabul ettiklerini, feragat nedeniyle yargılama masrafı ve vekalet ücreti talebi olmadığını, feragat doğrultusunda duruşma günü beklenmeksizin dosyaya konulan tüm tedbirler ile şirkete atanan denetim kayyumunun kaldırılarak bu doğrultuda şirketin kayıtlı olduğu … Müdürlüğüne müzekkere yazılmasını ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına kullanılmayan gider avansların ve harçların taraflarına iadesine karar verilmesini talep ettiği anlaşıldı.
Mahkememizce yapılan inceleme sonunda;Davacı vekilinin 28/04/2023 günlü feragat dilekçesi sunarak davadan feragat ettiği , davalı vekilinin ise; 05/05/2023 günlü feragat dilekçesine karşı beyan dilekçesi ibraz ederek davacı yandan masraf ve ücreti vekalet talep etme haklarından feragat ettikleri anlaşılmıştır..
Mahkememizce yapılan değerlendirmede; 6100 sayılı HMK’nun 307, 309 ve 311.maddeleri gereğince davacı ve davalı vekilinin davadan feragat etmesi ve davadan feragatın kesin hüküm sonuçlarını doğurduğu mahkememizce tespit edilmiş olup, davacı yanın vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu, davacı yanın açtığı davanın bu nedenle feragat nedeniyle reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan davanın, 6100 sayılı HMK’nun 307, 309 ve 311 maddeleri gereğince feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Mahkememizin 07/10/2022 tarihli ara kararı ile; işbu dava ile sınırlı olarak şirketin temsil ve hukuki haklarının korunması bakımından 6 aylık süreliğine denetim kayyımı olarak mali müşavir bilirkişi … (… C.nolu)’un denetim kayyımı olarak atanmasına karar verilmiş ise de; gerek kayyımın görev süresinin dolduğu, gerek davacı tarafın feragat etmesi sebebiyle, MAHKEMEMİZİN 07/10/2022 TARİHLİ DENETİM KAYYIMI ATANMASINA İLİŞKİN KARARIN KALDIRILMASINA,
3-Karar özetinin … Ticaret Sicil Müdürlüğüne tescil ve Ticaret Sicil Gazetesinde İLANINA,
3-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 80,70 TL harcın düşümü sonucu kalan 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4- Davalı vekilince masraf ve ücreti vekalet talebinde bulunulmadığından bu hususta hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından İADESİNE,
Dair, taraf yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02/06/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır