Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/640 E. 2023/542 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/781 Esas
KARAR NO : 2023/551
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 27/11/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26.02.2020 tarihinde tarafımızca sigortalı bulunan sigortalı … …’ın faaliyet gösterdiği “… Mah. … Sok. No: … İstanbul” adresinde sigortalı iş yerinin yakınlarında … ekiplerinin çalışma yaptığı sırada …’ye ait pis atık su hattında çökme olması sebebiyle sigortalı iş yerinde su baskını meydana gelmiştir. Sigortalı iş yerinde meydana gelen maddi hasar müvekkil sigorta şirketince karşılanmış olup ödenen tutar rögardan sorumlu …’ye rücu edilmiştir. Buna istinaden tarafımızca …. İcra Dairesi 2021/… E. Sayılı zararın rücuen tahsili talepli icra takibi başlatılmıştır. Sigortacıya rücu hakkı tanınması halefiyet kuralı gereğince, sigorta ettiren tazmin edilen zarar miktarı ölçüsünde zarar verene başvuru hakkını kaybetmekte ve bu hak sigorta şirketine intikal etmektedir. Davalı idare ve çalışanları dikkatsiz ve özen yükümlülüğünden uzak davranarak hasarın meydana gelmesine sebep olmuştur. 26.02.2020 Tarihinde mevdana gelen hasarda davalı … ihmalkâr davranarak ve üzerine düşen özen yerine getirmeyerek bir hizmet kusurunda bulunduğunu, içtihatlarla geliştirilmiş olan hizmet kusuru, idarenin yürüttüğü bir hizmetin kurulmasında, düzenlenmesinde ya da işleyişindeki bozukluk ya da aksaklığı ifade eder. Danıştay’ın eski tarihli bir kararında belirttiği üzere bir olayda hizmet kusurunun varlığından söz edebilmek için, “… idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetinde, kuruluş işleyiş ya da personel açısından gereken emir ve talimatların verilmemesi, denetiminin yetersiz olması, hizmete tahsis edilen araç ve gereçlerin hizmet gereklerine uygun ve yeterli olmaması, gereken tedbirlerin alınmaması veya geç veya zamansız alınması gibi nedenlerle bir aksaklık, bozukluk, düzensizlik, eksiklik veya sakatlık meydana gelmiş ve oluştuğu ileri sürülen zararın da bundan kaynaklamış olması…” gerektiğini, somut olaya döndüğümüzde yukarıda da açıklandığı gibi bakım ve onarımı davalının sorumluluğunda olan yol için gerekli tedbirler alınmamış ve bu nedenle de zarar meydana geldiğini beyanla davanın kabulüyle %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, ayrıca tarafımız lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı sigorta şirketi sigortalısının dava dilekçesinde beyan ettiği gibi … İcra Dairesi 2020/… E. sayılı zararın rücuen tahsili talepli icra takibi başlatılmış olup …. Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/…E. sayılı dosyası ile idaremiz aleyhine dava açıldığını, davacı Taraf … Sigorta A.ş. Olup Sigortalısı , Araç Plaka No , Hasar adresleri ve tarih örtüşmekte Miktar Yönünden Farklılık Gösterdiğini, her ne kadar sigorta şirketlerinin ünvanları farklı olsa da davacı vekili tarafından … icra Dairesi 2020/…E. sayılı icra takibini başlattıklarını beyan ettiklerini her iki dosyanın davacı taraflarının araştırılmasını, derdestlik durumu var ise öncelikle derdestlik itirazımızın değerlendirilmesini, müvekkil İdare, …Büyükşehir Belediyesinin görev alanı (belediye imar sınırı ile mücavir alan) içinde su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere 2560 sayılı Kanun ile kurulmuş, tüzel kişiliği haiz bir kamu kuruluş olduğunu, Müvekkil İdare su ve kanalizasyon hizmetleri noktasında ise tekel manada yetkili ve görevlidir. Bu nedenle davanın öncelikle görev yönünden reddedilmesini, Dava konusu eylem hizmet kusuru niteliğinde olduğundan görevli mahkeme idare mahkemeleri olduğunu, tazminat isteminin dayandırıldığı eylem, müvekkil … açısından kamu hizmetinin ifasına ilişkin bulunmakta ve hizmet kusuru ile bağımlı olması nedeni ile tam yargı davasının konusunu oluşturduğunu, müvekkil …’nin davacıya sözleşmeye dayalı bir taahhüdü ve borcu olmadığını, … aleyhine açılan davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğini, Konu ile ilgili bir Yargıtay İçtihadlarının bu yönde olduğunu, 3. Kişilerin kusurlu eylemlerinden dolayı iş bu davada müvekkil idareye husumet yöneltilemez. Çünkü zarara ile hasar arasında uygun illiyet bağı yoktur. Söz konusu olay yerindeki asfalt çalışması müvekkil kurum tarafından yapılan bir çalışma olmayıp davacı tarafından dava dilekçesinde ve dava dışı sigortalısı tarafından beyan ve ikrar edilmiştir. Hasara sebep olan Rögar kapağı veya İçme suyu vana Kapağının asfaltın altında yer aldığı ancak 3.kişi veya kurumlarca yapılan asfalt çalışması ile açıkta bırakılarak ve gerekli önlem ve tedbirleri almamasından dolayı hasarın oluştuğu mahkemenizce yapılacak olunan keşif ve incelemelerden de anlaşılacağını, İdare aleyhine açılan işbu dava, haksız fiile dayalı bir zarar ve dolayısıyla oluşan bir alacak iddiasıdır. Davacı tarafından huzurda açılan dava, davacı şirketinin sigortalısına ödemiş olduğu hasar bedelinin tazmini istemine dayandığını, Borçlar Kanunu’nun Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri ana başlığı ve A. Sorumluluk I. Genel olarak başlıklı Maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Borçlar Kanunu’nun II. Zararın ve kusurun ispatı başlıklı 50. Maddesi; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmünü haizdir. Bu itibarla; tazminat sorumluluğunun doğması için, tazminat talep edilenin, zarara neden olayda kusurunun olması; tazminat talep edilen hasar ile fiili arasında illiyet bağının bulunması gerekmektedir. Yürürlükte olan Türk Borçlar Kanunu, lafzı ile dahi uygun illiyet teorisini kabul etmiş olup, genel hayat tecrübelerine ve olayın normal akışına göre, zarara neden olduğu iddia olunan davranışın somut olayda gerçekleşen türden zararı, mahiyeti ve ana temayülü itibariyle gerçekleştirmeye müsait olması, en azından zararın doğumuna ya da artmasına katkısının bulunması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ve Yargıtay Hukuk Dairelerinin kökleşmiş içtihatlarında (HGK 24.06.1964 gün ve 4/508-481 sayılı, 4.HD 16.02.1998 gün 1997/8707 E.-1998/444 K. sayılı) açıklandığı üzere; “… Bir olay yaşamdaki genel deneyimlere ve olayların doğal akışına göre öteki olayı oluşturmaya elverişli bulunur, bir başka söyleyişle olayın ortaya çıkması görünüşteki öteki oluşumu kolaylaştırmış bulunursa ilk olay, uygun neden sonuç ölçüsüne göre ikincisinin nedeni sayılır…” müvekkil idare ise olayda kusurlu olmadığını, gerçekleştiği iddia edilen hasar ile idarenin filleri arasında yukarıda açıklanan illiyet bağının kurulması da mümkün olmadığını, zararın idari eylem veya işlemden değil de, zarar görenin veya bir başkasının eyleminden doğması halinde, zararla idari eylem arasındaki illiyet bağı kesilir ve zararın idari eyleme ve idare tüzel kişiliğine bağlanması imkânı ortadan kalkacağını, müvekkil İdare … … 2560 sayılı yasa ile … hizmetlerini yürütmek, bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak ve kurulu olanları devralıp işletmek üzere kurulmuştur. Bu somut gerçeğe rağmen idare, çoğu zaman görevi kapsamı dışındaki olaylarda dahi, zarar iddiası nedeni ile sorumlu gösterilmektedir. Kamu görevi yapan idarenin eylem ve işlemleri ile şahısların malvarlıklarında meydana gelen zarar arasında illiyet bağı ve bu bağın tespiti bu anlamda büyük önem arz etmektedir. …’nin idarenin görevi ve bu göreve bağlı eylemleri ile ilgili olmayan zararlardan, illiyet bağı kurulamadığı halde, sorumlu tutulması, kamunun ve dolayısıyla kamu menfaatlerinin zarara uğramasına neden olmaktadır. Bu itibarla; idareye icra takibinde ve dolayısıyla işbu davada husumet yöneltilmesi mümkün olmadığını beyanla davanın usule ilişkin dava şartları yönünden incelenerek usulden reddine, usule ilişkin reddedilmediği takdirde, esasa ilişkin nedenlerle reddine, derdestlik itirazımızın değerlendirilmesini, yargılama masraflarının ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiş ve savunmuştur.
DELİLLER:
…. İcra Dairesi’nin 2021/… esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
… anti Bankasına müzekkere yazılmış olup, …’ın … Şubesine bağlı … hesabına ücret yatırıldığına ilişkin dekont dosyamız arasına alınmıştır.
… Vergi müdürlüğüne müzekkere yazılmış olup, dava dışı poliçe yaptıran … …’ın tacir kaydının bulunup bulunmadığının, mükellefiyet bilgilerinin, hangi usulde vergilendirildiğinin, hangi usulde defter tuttuğunun ve TTK’nın 12. ile VUK’un 177. maddesi uyarınca (1. fıkra 1 ve 3 nolu bentteki limitlerin yarısını, 2 nolu bentteki limitin tamamını aşıp aşmadığı) tacir sayılıp sayılmadığı hususlarında bilgi istenilmiş ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları ile dosya üzerinde davaya konu mahalde bilirkişilerce yerinde inceleme yapılmak suretiyle, davacı sigortalısına ait iş yerinde meydana gelen zarara davalı yanın hizmet kusurunun neden olup olmadığı, davacı tarafça talep edilen meblağın kadri maruf bulunup bulunmadığı hususlarında rapor düzenlenmek üzere inşaat mühendisi bilirkişi … , mimar bilirkişi … ve makine mühendisi bilirkişi … tarafından hazırlanan 25/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Ekspertiz Raporu ve Ödeme Belgeleri Konuya ilişkin olarak … Ltd.şti. tarafından düzenlenen ve … Sigorta A.ş. Genel Müdürlüğüne sunulan 20.04.2020 tarihli Ekspertiz Raporunda; Sigortalı … ‘e ait Poliçe Vadesinin 02.11.2019- 02.11.2020 tarihleri arası süre için ve riziko adresinin, İstanbul İli, … İlçesi, … Mah. … Sokak No:2 adresi olduğu, Hasar, ihbar tarihinin 26.02.2020 olduğu, Hasar yerinin faaliyet konusunun Düğün Salonu olduğu, Sigortalı mahaldeki yapının “2 bodrum, zemin ve 4 normal kattan oluşan binanın” düğün salonu olarak faaliyet gösteren bodrum katları olduğu, Hasarın oluş şekli ve ekspertiz bulguları: ..sigortalı düğün salonunun bulunduğu riziko adresine yakın konumdaki araç yolunun ve …’ne ait ana pis su künkünün çöktüğü akabinde gider hattının tıkanmasına sebep olmasıyla birlikte pis suyun sigortalı işyeri zemininden ve giderlerinden geri teperek işyeri içerisinde yaklaşık 40-S0cm yüksekliğe ulaşarak dekorasyonun ve demirbaş kıymetlerinin hasarlanmasına sebebiyet verdiği, Toplam Hasar Tazminat Tutarının 31.087.14TL olarak hesaplandığı,
… … Şube Müdürlüğünün sigortalı …’ın 16.03.2020 tarihli dilekçesine
bila tarih … … sayılı cevap yazısında; … Mahallesi, … Caddesi … nolu binaların önünde 28-29/02/2020 tarihlerinde kazı yapılarak iki adet su arızasının giderildiği, aynı tarihte … Caddesi … nolu binanın önünde de kullanım hatası sebebi ile ana kanalda biriken teresubatın temizlenerek kanalın açıldığı tespit edilmiştir. Denmektedir. Mahallinde Yapılan İnceleme dava konusu su hasarının meydana geldiği İstanbul İli, … İlçesi, … Mah. … Sokak No:2 adresinde ve yakın çevresindeki su ve atıksu hatlarının bulunduğu yolda 14.08.2022 tarihinde yapılan incelemede; Hasar gören yerin “2 bodrum, zemin ve 4 normal kattan oluşan binanın” düğün salonu olarak faaliyet gösteren bodrum asma kat olduğu, dava dosyasında bulunan bilgi/belgelere göre ; 26.02.2020 tarihinde rögarda yaşanılan tıkanma dolayısıyla dava konusu taşınmazda su baskını olduğu anlaşılmaktadır. Rögarın tıkanması sonucunda taşan suların çekvalf sistemi vb. suyun bina içerisine girmesini engelleyecek sistem olmadığından taşınmazda su baskınına sebep olduğu kanaatine varılmıştır. Ekspertiz raporunda hasar gördüğü belirtilen alanların ve emtianın tamir edilmiş veya değiştirilmiş olmasından tarafımızca hasar miktarı yönünden tespit yapılamamış ise de hasar gören alan ve iç mekan malzeme ve ekipmanların mevcudiyeti işlevsel durumuna göre expertiz raporunda tespit edilen hasar miktarının kadri maruf olduğu değerlendirilmiştir.
Davacı sigortalısına ait iş yerinde meydana gelen zarara davalı yanın hizmet kusurunun neden olup olmadığı; … Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliği MADDE 49-(1) “Binaların atık suları, doğal akış ile şebeke kanalına akıtılabilse dahi, taşınmaz sahibi parsel çıkış bacasında binaların su basman seviyesi altında kalan kısımlarında atık suyun geri gelmesini önleyecek çek valf vb. ekipman ile önlem almalıdır. İdarece onaylanan projede atık suyun geri gelmesini önleyici tedbirlerin ilgilisince alınması gerektiğinin zorunlu tutulmasına rağmen uygulamada dikkate alınmamasından kaynaklı zarar ve ziyandan yapı sahipleri sorumludur.” Binanın parsel çıkış bacasında atıksuyun geri gelmesini önleyecek tedbirlerinden olan çekvalfin olmadığı veya çalışmadığı, meydana gelen su hasarlarından bina kaynaklı mülk sahibinin / müteahhidinin kusurlu ve sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı tarafça talep edilen meblağın kadri maruf bulunup bulunmadığı; Ekspertiz raporunda hasar gördüğü belirtilen alanların ve emtianın tamir edilmiş veya değiştirilmiş olmasından tarafımızca hasar miktarı ve hasar bedeli hususunda bir hesaplama yapılamamış ise de dosyada mevcut Ekspertiz Raporunda açıklanan hasar miktarı ve 31.087,14TL hasar bedelinin günün şartlarına ve piyasa rayiç bedellerine uygun “kadri maruf” olduğu değerlendirilmiştir.” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce davacının takipte talep edebileceği İşlemiş faizin belirlenebilmesi için ve taktiri mahkemeye ait olmak üzere %50 müterafik kusur indirimi yapılabileceği halde davacının talep edebileceği işlemiş faiz miktarı yönünden ek rapor alınmak üzere bilirkişi … tarafından hazırlanan 26/09/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Alacaklı … Sigorta şirket vekili, borçlu … hakkında 11.06.2021 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’ nün 2021/… E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibinde bulunduğu, 31.087,14TL Asıl Alacak, 3.035,47 TL İşlemiş Faiz, 34.122,61 TL Toplam Alacak Alacağın tahsiline kadar 6 9 faizi masraf ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili talebidir.
Yukarıda yapılan inceleme ve değerlendirme bölümünde yapılan tespitler ve davacının takipte talep edebileceği İşlemiş Faiz yönünden hesaplama:
¸Bu durumda 31.087,14 asıl alacak, 1.295,43 işlemiş faiz olmak toplam alacak 32.382,57 TL’dir. ve takdiri mahkemeye ait olmak üzere % 50 müterafik kusur indirimi yapılacağı halde davacının talep edebileceği İşlemiş Faiz miktarı yönünden
¸Bu durumda 15.543,57 asıl alacak, 647,71 işlemiş faiz olmak toplam alacak 16.191,28 TL’dir.” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizde görülmekte olan dava; …. İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı dosyasında rücu alacağına dayalı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın dava şartları yönünden yapılan incelemesinde:
Mahkememizce …. İcra Dairesinin 2021/… Esas sayılı dosyasının celp edilerek re’sen incelenmesi ile; davacı … Sigorta Anonim Şirketi tarafından davalı … Genel Müdürlüğü aleyhine 07/06/2021 tarihinde 31.087,14TL alacak yönünden ilamsız takip başlatıldığı, davalının yasal süresi içerisinde takibe, borca ve işlemiş faize itirazı ile takibin durduğu akabinde iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-b, 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince yargı yolu ve görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle bu noktalarda incelenmiştir. Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin haksız fiilden doğduğu ,davacının haksız fiilden doğan alacağa ilişkin halefiyete dayalı olarak rücuen tazminat iddiasıyla takip başlattığı ve takibin itiraza uğradığı ayrıca her iki tarafın da tacir olduğu anlaşılmış olup tacirler arasındaki haksız fiilden doğan davalarda asliye ticaret mahkemeleri görevli olduğundan mahkememizin görevli mahkeme olduğu tespit edilmiştir.
Uyuşmazlığın esas yönünden yapılan incelemesinde:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.(eski TTK 1301.) maddesinde; “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/5497 E, 2019/11994 K sayılı ilamında ” Zararın, davalının sorumluluğunda bulunan rögar hattının yetersizliği sebebiyle meydana geldiği sabit olup, binanın geri tepmeyi engelleyici sisteminin bulunmaması tesis sahibi olan davalının BK 58. maddesi hükmüne göre zarardan sorumluluğuna ilişkin illiyet bağını ortadan kaldırmaz ise de; binada geri tepmeyi önleyici önlemlerin bulunmaması halinde sigortalının davranışları zararın artmasına etken olup 818 Sayılı BK 43 ve 44. maddeleri gereği davacının (sigortalının) müterafık kusuru dikkate alınarak tazminattan belirlenecek oranda indirim yapılması mümkün olabilir. Keza; mahkemece yapılan keşifte bilirkişilerce sigortalı konutta geri tepmeyi engelleyici sistemin olup olmadığı incelenmeksizin; davacının geri tepmeyi engelleyici sistemin bulunduğunu ispatlayamadığının belirtilmesiyle yetinilmiştir.
Buna göre; mahkemece yapılacak iş; sigortalı konutta davaya konu su basması olayı nedeniyle binada geri tepmeyi önleyici sistem bulunup bulunmadığının konusunda uzman bilirkişi tarafından yerinde keşif yapılmak suretiyle tespiti ile geri tepmeyi önleyici sistemin varlığının ya da yokluğunun, zararın oluşmasına ve artmasına etkisinin olup olmadığının, sigortalının müterafık kusurunun olup olmadığının değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre karar vermek olup, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde belirtilmiştir.
… Mahkemesi … Hukuk Dairesi 2018/… E, 2021/… K sayılı ilamında ” Bu açıklamalar ışığında, zararın davalının sorumluluğunda bulunan rögar hattının yetersizliği nedeniyle meydana geldiği, ancak sigortalı konutun bulunduğu binada geri tepmeyi önleyici önlemlerin bulunmamasının zararın artmasına etken olup 818 Sayılı BK 43 ve 44. Maddeleri (6098 Sayılı BK’nın 52 maddesi) gereği davacının (sigortalının) müterafık kusuru bulunduğu dikkate alındığında, tazminat talebinde % 50 oranında indirim yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. ” şeklinde belirtilmiştir.
Mahkememizce taraf delillerinin toplanması sonrası tarafların iddia ve savunmaları ile dosya üzerinde davaya konu mahalde bilirkişilerce yerinde inceleme yapılmak suretiyle, davacı sigortalısına ait iş yerinde meydana gelen zarara davalı yanın hizmet kusurunun neden olup olmadığı, davacı tarafça talep edilen meblağın kadri maruf bulunup bulunmadığı hususlarında rapor düzenlenmek üzere inşaat mühendisi bilirkişi …, mimar bilirkişi … ve makine mühendisi bilirkişi … tarafından hazırlanan 25/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı sigortalısına ait iş yerinde meydana gelen zarara davalı yanın hizmet kusurunun neden olup olmadığı; … Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliği MADDE 49-(1) “Binaların atık suları, doğal akış ile şebeke kanalına akıtılabilse dahi, taşınmaz sahibi parsel çıkış bacasında binaların su basman seviyesi altında kalan kısımlarında atık suyun geri gelmesini önleyecek çek valf vb. ekipman ile önlem almalıdır. İdarece onaylanan projede atık suyun geri gelmesini önleyici tedbirlerin ilgilisince alınması gerektiğinin zorunlu tutulmasına rağmen uygulamada dikkate alınmamasından kaynaklı zarar ve ziyandan yapı sahipleri sorumludur.” Binanın parsel çıkış bacasında atıksuyun geri gelmesini önleyecek tedbirlerinden olan çekvalfin olmadığı veya çalışmadığı, meydana gelen su hasarlarından bina kaynaklı mülk sahibinin / müteahhidinin kusurlu ve sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı tarafça talep edilen meblağın kadri maruf bulunup bulunmadığı; Ekspertiz raporunda hasar gördüğü belirtilen alanların ve emtianın tamir edilmiş veya değiştirilmiş olmasından tarafımızca hasar miktarı ve hasar bedeli hususunda bir hesaplama yapılamamış ise de dosyada mevcut Ekspertiz Raporunda açıklanan hasar miktarı ve 31.087,14TL hasar bedelinin günün şartlarına ve piyasa rayiç bedellerine uygun “kadri maruf” olduğu değerlendirilmiştir.” şeklinde mütalaada bulunulmuştur.
Yukarıda anılan yargı kararları ve yapılan tüm bu açıklamalar doğrultusunda somut olayın değerlendirilmesinde; davacının, dava dışı sigortalı … …’ın ” … Mah. … Sok. No: … / İstanbul” adresinde bulunan işyerini, … Paket Sigorta Poliçesi ile 02.11.2019 – 02.11.2020 tarihleri arasında sigorta teminatı altına aldığı, bahse konu işyerinde su baskını sonucu hasar meydana geldiği ve davacı tarafça sigortalısına ödenen bedele ilişkin hasardan sorumlu olduğu beyan edilen davalıdan takip yapılarak rücuen talepte bulunulduğu, davalının itirazı ile duran takip nedeniyle eldeki davanın ikame edildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce alınan ve olay mahallinde yapılan inceleme ile hazırlanan bilirkişi raporunda belirlendiği üzere davaya konu hasarın meydana geldiği iş yerinin 2 bodrum, zemin ve 4 normal kattan oluşan bir bina olduğu hasar gören yerin ise düğün salonu olarak faaliyet gösteren bodrum ve asma kat olduğu, rögarda yaşanılan tıkanma sonrası taşan suların çekvalf sistemi gibi engelleyici bir sistem olmadığı için çekilememesinden dolayı su baskınının yaşandığı bu nedenle yapı sahibinin / malikin kusurlu olduğu, zarar gören ve onarılan emtianın ücretinin kadri maruf olduğu tespit edilmiştir. Somut olayda haksız fiile konu olaya ilişkin alınan raporda bilirkişilerce kusurun dava dışı yapı malikine ait olduğu belirtilmiş ve bu tespitin dayanağı olarak ilgili yönetmeliğin 49. Maddesi gösterilmiştir. İlgili … Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliği 49. maddesi uyarınca onaylanan projede önleyici tedbirlerin uygulanmamasından kaynaklı sorumluluğun yapı sahibine ait olduğu belirtilmiş ise de bir anlamda idari hizmeti yerine getiren davalı …’nin idare olarak denetleme sorumluluğu olduğu, çekvalf sisteminin olmamasının sorumluluğunun tek başına dava dışı yapı malikine / malike yüklenemeyeceği kanaatine varılmış olup açıklanan nedenlerle davalının denetleme sorumluluğunu yerine getirmediği dava dışı malikin de çekvalf sistemini kurmadığı anlaşılmakla davanın tarafların %50 müterafik kusuruyla meydana geldiğinin kabulü gerekmiştir.
İşlemiş faiz yönünden yapılan değerlendirmede; mahkememize her ne kadar bilirkişi raporu alınmış olsa da yapılan hesaplamanın hatalı olduğu tespit edilmiştir. İşbu davanın rücuen tazmin istemine dayandığı anlaşılmakla davacı tarafından dava dışı 3. şahsa yapılan ödeme tarihi faiz başlangıç tarihi olarak esas alınacaktır. Buna göre davacının 05/05/2020 tarihinde zarar görene ödeme yaptığı, takip tarihinin ise 08/06/2021 olduğu baz alınarak hasar bedelinin %50’sine tekabül eden 15.543,57 TL’ye belirtilen tarih aralıklarında faiz işletilmek suretiyle mahkememizce re’sen hesaplama yapılmış ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Kötü niyet tazminatı yönünden yapılan değerlendirmede; şartları oluşmadığı anlaşılan kötü niyet tazminatının reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE,
A-)Davalı tarafından …. İcra Dairesi’nin 2021/… Esas sayılı takip dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİ ile takibin 15.543,57 TL asıl alacak ve 1.529,3 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.072,87 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine,
B-)Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine
2-Alınması gerekli 1.166,25 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 582,73TL harcın mahsubu ile 583,52 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 582,73TL peşin harç ve 59,30TL başvurma harcı toplamı 642,81TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 17.072,87TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan reddedilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince hesap ve taktir olunan 17.049,74TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.954,75TL ve yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 1.478,37TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan bakiye 1.476,38TL’lik kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Devletçe karşılanan 1.320TL arabuluculuk ücretinin, davanın kabul oranına göre hesaplanan 660,44TL’sinin davalılardan, kalan 659,56TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır